 |
| Hayat ve An |
Hayatın kendisi bir gariptir, nedenini, niçinini anlamak mümkün değildir. Vardır da niye vardır? Aristoteles gibi telolojik bakmak mümkün olsa da büyük bir israf söz konusudur. Ama hayatın varlığı sorunu, insani bir sorundan başka bir şey değildir. İnsan dışında bilebildiğimiz kadarıyla hayatın varlığından rahatsız olabilecek başka bir mahlukat yoktur; yapay zeka, insan zekasını kopyalamak veya mükemmelleştirmek için tasarlandığından bu değişebilir ama şimdilik filmlerin konusu olarak kalıyor. Bir kedinin, bir ağacın var olma nedeniyle ilgili sorunu yokken, insanın neden vardır? Avcı toplayıcı düzende yaşasaydık, varlığı yine de sorgulayacak mıydık? Yoksa var olduğumuzu tüm benliğimizle kabul edip, avlanmak, toplamak ve insani ilişkilerimize mi yoğunlaşacaktık? Var olmakla ilgili sorunumuz belki de sadece kültürel birikimimiz sonucu zihnimizde oluşturduğumuz yapay bir sorundur. İnsanın sadece ana yoğunlaşıp var olduğunu ve bir süre sonra yok olacağını bilmesi yeterli gelmelidir. An içinde sadece varsak, nasıl var olduğumuz gerçekten önemli mi? Kaygılarımız, günlük sorunlarımız, günlük olarak yapılan faaliyetler ne kadar önemli? Her şey önemli ise her şey de önemsizdir, sadece tercihlerimiz önümüzdedir ve o tercihler ile sonuçlarını yaşamamız gerekir. Hayatın kendisi gariptir, nedeni, niçini önemsizdir; yine de sistemde bir bozukluk olduğunu akılda tutmak lazım. Bu sistem şu an için kapitalizmdir ve yaşadığımız anı tamamen kaplamak ister. Ona boyun eğip, onun şartları ile oyunu oynayabiliriz ya da dayatmalarına kapılmadan anı yaşamaya odaklanabiliriz. Tercihler ve bize sunduğu şartlar ile baş başa kalırız günün sonunda… Ve kaygılanıp debelenmek boşunadır, kollarını aç ve kendini ana bırak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder