DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

11 Nisan 2024 Perşembe

KENDİME NOTLAR: BATI CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK

 

Kendime Notlar: Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok 

1. Tilki ve yavruları, doğanın seçilimini yerine getirmektedir, gökyüzü uçsuz bucaksızdır, cesetler insanın aptallığını tuval etmektedir.

2. Savaş korkutucu bir şeydir, arkadaşların ölüyorken şok geçirirsin, bir deli cesaretiyle ortalığı toza dumana katmak istersin.

3. Cesetler öylece soyulabilir, botları, montları, gömlekleri yeni gelecek askerler için soğuk kanlılıkla temizlenebilir. Kıyafetlerin yolculuğu en baştan insanı filmin içine çekmeye yetiyor ve düşündürüyor, savaşan bir kıyafetler ordusu mu yoksa insan mı?


"Önemli olan birey değil, daima bütündür."

(Oysa bu karşılıklı bir ilişkidir, birey olmazsa bütün olmaz, bütün bireye yaşam alanı sağlar, bireyin ölümü bütünün ölümüne tekabül edebilir.)


"Üniformalarınıza layık olduğunuzu kanıtlayacak{sınız}"

(Üniforma Kayseri ve ülkeyi mi temsil eder, içindeki öldükten sonra bir kumaş parçası ne işe yarar?)

4. Toplumsal normlardan dolayı cepheye gitmek isteyen bir genç, daha doğrusu akranlarından geri kalmak istememektedir. 

5. Pandoranın kutusundaki umut, bir propagandacı ağzında sevinç ve zafere dönüşür, ta ki karanlığın içinde kendinizi bulana kadar.

6. İnsan psikolojisi onure edilmeyi ve kendini üstün görmeyi sever, kendini böylece efendisine köle olarak sunar, farkına vardığında her şey için çok geçtir, şanslı olmayı umar.

7. Bir insana güç ver canavara dönüşür.

(Danton filminde "Güç yozlaştırır, eski bir hikaye" repliği geçer, işte tüm mesele bu.)

8. Böyle hayal etmemiştim. (İşte o gurur yerini hayal kırıklığına bırakmaktadır.)

9. Gurur ve kibri savaş alıp götürür, savaş kimini efendi kimini de köle yapar.

10. Ve bir kez savaşın kölesi olmayı kabul ettiğinde eve dönüş imkansızdır, savaş seni başkasına çevirmeye başlamıştır, insanın değişimini sağlayan ancak eylemektir ve savaş bir eylem biçimidir. Ölüme şahit olmak, ölümü burnunun direğinde hissetmek, değişimi hiç beklenmedik şekilde hızlandırır. Bir ergeni yetişkine, savaş sevdalısını barış sevdalısına... 

11. İsimler sökülüp atılır, her yaşam ölümü tadar da savaşta ölen istatistiğe dönüşür.

12. Yas yaşamak için vakit gerekir, savaş anında zaman hiç bonkör değildir, yasını yaşayamayan bilinç altını üstünü kürekle doldurmak zorundadır.

13. Aylar sonra gencecik bakışlar donuklaşmış, gözlerde hayatın gerçekliği belirmiştir. 

14. İnsan en kötü durumunda bile bir süre sonra espri yapmaya başlar, bu hem aklını kaçırmaması için gereklidir hem de hayat bir şakadan başka nedir ki?

15. Savaşın kıtlığında çalınan bir kaz, nefis bir ziyafete dönüşür, şölen kısa süreli bir kutlamadır, yaşam ölümün yamacında kutlanır. Dionysos'un korosu şarkıyı girer, kazı çalmışsın geri ver hemen çiftçi seni vurur tüfeğiyle...

16. Uzaklardan gelecek bir mektuba, bir bade gülüşe hasret.

17. Geçmişten gelen birer gezgin gibi dolaşacağız. 

(Savaş sonrası için endişeler ve asker arkadaşları ile kalmayı isteyip istemeyeceği sorgusu, ne büyük bir kaygı!)

18. Kimi üniformalar içinde şalgam ekmeğine talim, kimi takım elbiseler içinde ziyafetlere düşkün...

19. İnsan öldürmek sıradanlaşmış, cephenin sıcaklığında bulunan bir ziyafet kaçırılmıyor, düşman mevzisindeki yemekler mideye indiriliyor.

20. Tanklar karşısında mermiler ne işe yarar? Top ateşleri ortalığı toza dumana katar. Tanklar ancak içine bomba atınca durdurulur. O sırada Fransız piyadesi ortalığı ateşe verir. 

21. En yakın arkadaşlarından biri gözler önünde yanar, cehennemin fragmanı gibidir.

22. Geri çekilme.

 -Silah arkadaşlarım yok çavuş,

 -benim de annem yok.

23. Savaşta oğlum öldü, gurur duymuyor.

24. Yavaşça ölümü izler, kendisi için gelmelerinden korkarken, dehşeti tırnağına kadar hisseder. Ve merhamet filizlenir, düşman askerine, kendi yaralamış olsa bile yardım etmeye koyulur. Yine de ölüm vakti gelmişse, zamandan kim kaçabilir. 

25. Bacağından yaralanmış askerin hayalleri suya düşmüş, bir çatal ele geçirince, tüm kaygılardan hayata son vererek kurtulmak istemiştir.

26. -El bombalarıyla geçen iki yılı çorap gibi çıkarıp atamam. Kokusu asla geçmeyecek. Ludwig öldü, Franz öldü, Albert...

-Ne yapalım? En azından huzur içindeler. Biz yaşıyoruz. Tüm bunlar ateşinin çıkması gibi. Kimse istemez ama birden olur işte. Biz istemedik. Diğerleri de istemedi. Yine de buradayız. Dünyanın yarısı burada. Tanrı da öyle izliyor. Birbirimizi katletmemizi. Yani... Ama ne bileyim? Bir şey bilmiyorum. Tüfekli bir çift postalım ben. Git biraz uyu. Şansımız yaver gitti. 

27. -Gelecekten korkuyorum.

-Korkma.

28. Anlaşma imzalandıktan sonra gelecek hakkında hayaller kurmaya başlarlar, geçmişin tüm dehşetini arkalarında bırakıp bir an Pandora'nın kutusuna sarılırlar.

29. Savaşın sonunu görmüş birisi, yumurta hırsızlığından vurulsun, hayatın şakalarına gönderme olsa gerek. Ve Paul'un son arkadaşı da böylece hayata savaş bittiği sırada gözlerini kapar.

30. Savaşmak isteyen bir komutan, bunun saçmalık olduğunu düşünmesi askerin gözlerinden okunuyor, başka bir asker 'savaşa geri dönmeyeceğim. Ben yokum!" sözlerini ağzında tutmayı gerek görmez. Karşıt sesler susturulur, gücün başvurduğu ilk yöntemdir.

31. Bir bölük asker gurur ve kibri suratından okunan komutanın emriyle, ateşkese 15 dk kala cepheye sürülür.

32. Saniyeler kalmışken ateşkese Paul kalbinden süngülenir. Saat 11:00. Ateşkes, sesleri yükselir. Ayakta arkadaşlarının anısı gözlerinin önünden geçer. Toy bir asker, Paul'un cepheye ilk geldiği gün yaptığı künye toplama işini emir alır, ölü askerlerin künyesini toplar ve sıra Paul'ünkine gelir. Savaş bitmiştir, Paul ölmüştür, bütün ise paramparça haline gelmiştir. 

33. Gökyüzü bulutlarla kaplı, orman yeşil ağaçlarla bir bütün, soğuk havanın cazibesi. Doğa tüm güzelliğiyle orada, insanlık savaşın karanlığında. 

34. Batı Cephesi'nde Paul ile beraber üç milyon asker, Dünya Savaşı'nda ise on yedi milyon asker gözlerini dünyaya kapadı. Kapamayanlar içinse büyük travmatik bir dönemdi. 

35. Savaş insanı değiştirir, bu savaşın gücünden ziyade ölüme tanık olmanın gücüdür. Ölümün her bir çeşitine şahit olursunuz siperin önündeyseniz. Gülüşleriniz, anlamlı bakışlara döner, yeniden gülmeye başladığınız da ne gülüşünüz eski gülüştür ne de siz aynı sizsinizdir. Her deneyimlediğiniz dehşet ve ölüm sizi başka birine çevirir. Umut etmekten geri duramazsınız, Pandora'nın kutusundan başka bir şey çıkmaz, köle olarak girdiğiniz savaştan, kendi canınızı vererek özgür çıkarsınız ama yaşam filizleri ortadan kalkmışsa özgürlüğünde anlamı kalmaz. Geriye kalanlardan ne yenenler özgürdür ne kaybedenler, koskoca bir travma çağı kalır elinizde. Afiyet olsun. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder