DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

6 Aralık 2014 Cumartesi

Osmanlı Türkçesi Dersi Üzerine

Osmanlı Türkçesi son dönemde yoğunlukla tartışılan bir konu olmakta. Bunun iktidar politikası ile doğru orantılı olduğu da açıkça ortada. Bu aralar özellikle saçma görüşler ortaya atılsa da(Müslümanların Amerika kıtasını keşfi, Küba'da Kolomb'un cami görmesi. vs.) Osmanlı Türkçesi öğrenimi doğru bir karar. Yine de zorunlu tutmak yanlış bir tutum olabilir. Türkçe'nin daha iyi anlaşılması için olabildiğince kökünü bilmek gerekiyor. Osmanlı Türkçesi(ya da eski Türkçe) bilmek önemli bir adım olacaktır. Bunu yaparken tüm siyasi fikirlerden sıyrılarak kültür için yapmak gerekir. 

Osmanlı(Arap-Fars karışımı alfabe) Alfabesini öğrenerek mezar taşı okuyacakların olacağını sanmıyorum. Mezar taşı yazısını okumakta alfabe öğrenilince okunacak bir durum da değildir. Ayrı bir emek ister. Tüm Osmanlı eserlerini okuyabilmek içinde farklı yazı şekillerinin öğrenilmesi gerekir.(Matbu, Rika, Divan...) Yazı sistemini öğrenmekte yeterli olmayacaktır. Metni anlamak için yazıldığı dönemde kullanılan kelimelerin ve dil özelliklerinin bilinmesi gerekir. 

Osmanlı Türkçe'sini öğrenen kişi ne kadar olacak? Bu öğrenenler ne kadar Osmanlı Türkçesi kitap, gazete veya belge okuyacak(ya da okumaya çalışacak)? Bu soruya cevap vermek için şöyle bir düşüncenin yararlı olduğu görüşündeyim; Türkiye'de okuma yazma oranı ne? Kitap ve Gazete okuma oranları ne? bu soruların cevapları hiç iç açıcı değil. Tablo böyleyken Osmanlı Türkçesi öğrenme talebi olan ne kadar kişi olacak? ve Osmanlı Türkçesi eserleri kaç kişi okuyacak(veya okumaya çalışacak). 

Bir kaç eser örnek vermek istiyorum. Bu eserler günümüz Türkçesi ile basılmış eserlerdir. Kendinizi tartın ne kadarından haberdarsınız ve okudunuz; Aşıkpaşazade Tarihi(Nihal Atsız yayınladı, Daha iyi bir basımını Necdet Öztürk yaptı), Oruç Beğ Tarihi, Şükrullah Behçetü't Tevarih, Ahmedi(Oruç Beğ, Şükrullah ve Ahmedi'nin eserlerin Nihal Atsız bir kitapta yayınladı), Tursun Beğ Tarihi. Buraya kadar 14-15.yy'ın bazı eserleridir. Daha sonraki dönemde Naima Tarihi, Tarih-i Alem(Süleyman Paşa), Cevdet Tarihi eserleri.. Piri Reis'in Kitab-ı Bahriye, Seyid Ali Reis Mir'atü'l-Memalik.. Koçi Beğ Risalesi.

Sadece Osmanlı Türkçe'sinden uyarlanan eserler yok. Orhun kitabeleri, Divan-ı Lügati Türk, Kutadgu Bilig, Siyasetname, Dede Korkud Destanı, Mesnevi, vs. (İbn- Sina, İbn-i Rüşd, İbn-i Haldun, Farabi, Fuzuli... İsmi anılacak çok isim var.) Bu eserlerin kaçını merak edip baktık?

Bir gecede cahil kalındı muhabbetlerine cevap verme ihtiyacı bile duymuyorum. Ancak saçmalığın içinde kendinizi boğarsınız. Dil kendi içinde gelişen bir varlık. Türkçe'nin her devirde farklı bir tarzı olmuştur.(8.yy, 11-12.yy, 15-16.yy.,17-18.yy, 19.yy., 20. yy. ve 21.yy.) Dil farklı kültürlerin etkisi altında kalarak bazen abartılı olarak dışarıdan kelimede almıştır. Bu Türkçe'ye özgü bir durum değil. Diğer dillerde de rahatlıkla görülecek bir unsurdur. Örneğin Avrupa dillerinde haddinden fazla Latince kelime var. Yüzyıllara göre farklı dilleri mevcut olduğu bilenlerce söyleniyor.

Osmanlı Türkçesi dersini bu konuda detaylı ders alan Türk Dili ve Edebiyat Bölümü ve Tarih Bölümünden çıkanlarca verilmelidir. İlahiyat ve Din Kültürü Öğretmenlerinin yapacağı iş değildir. Osmanlı Türkçesi Arapça ve Farsça'dan çok farklıdır(Aldığı şeyler vardır. Ama kendine özgüdür).

Umarım Osmanlı Türkçesine ilgi olur. Ülkemin insanı okuma alışkanlığı edinir. "Okuyun, diyor okuyun. Çünkü mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor." Ali Şeriati..

Sevgi ve Saygılarla..






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder