DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

4 Nisan 2015 Cumartesi

Bizans'ın Son Yüzyılları ve Türkler Konferansından Kesitler

Yine bir konferansla beraberiz. Geçen Hafta gittiğim konferansla başlayalım. Sonra Bugün(Cuma) olan konferansa geliriz. Osman Karatay, “Eski Türkler ve Din” konusunu sundu. Aklımda kalanları aktarayım. Öncelikle Şamanizm ve Gök Tanrı Dini farklıdır. Günümüz Şamanizm anlayışıyla, geçmiş Şamanizm anlayışı aynı değildir. Türkler birçok dine girmişlerdir.(Yahudilik, Manihaizm, Budizm, Hristiyanlık, Müslümanlık). Gök Tanrı inancı ve Şamanizm inançları diğer dinlere göre ilkel kalmış ve diğer dinler karşısında tutunamamıştır. Hristiyanlığın geldiği yerlerdeki Türklerin asimile olmuştur. Türklerin asıl yurdunun Karadeniz’in Kuzeyi olduğunu yer ve nehir isimlerini sayarak söyledi. Anadolu’da[ki Anatolia bile Yunanca] ise hangi nehir isminin kökü Türkçe diye sordu. Hazarlar[konuşmacının Hazar hakkında kitabı var] hakkında ise Yahudiliğe sadece %5’i Yahudiliğe geçmiştir. Türklerin ne kadar ahlaklı olduğu bölümlerini aktarmaya gerek yok. Kısaca kaynaklarda diğer halklara nazaran Türklerin daha ahlaklı olduğu yönündedir.[dedi.]

Şimdi gelelim, Yusuf Ayönü’nün “Bizans’ın Son Yüzyılları ve Türkler” konferansına: Bizans Tarihi çalışabilmek için bir çok dil bilmek gerekir. Grekçe ve Latince bilinmelidir. Arapların ve Türklerin gelmesinden sonrası için Arapça, Farsça ve Türkçe bilinmelidir. Günümüz dillerinde Fransızca, Almanca ve İngilizce bilinmelidir. Bizans Tarihi ile uğraşacaksanız Linguist olmak gerekir. Bizans ile Türk ilişkileri çok erken tarihlerde başlamaktadır(Avrupa Hunları). Biz şimdi Selçuklu ve Osmanlı zamanı ilişkilerine değineceğiz. 1071 öncesi başlayan ilişkiler 1071 sonrasında yoğunluk kazanarak 1453 yılına kadar sürmüştür. Bizans terimi ilk 16. yy’da kullanılır. Bizans dediğimiz devlet kendine ROMA derdi. Son 400 yıl içinde ayrıntılı her gününe bakılsa ilişki mevcuttur. Bizans İmparatorluğunda kurulma, yükselme, duraklama ve çöküş gibi tarihlemeler yapılamaz. Çünkü güçlü iken güçsüz, güçsüz iken güçlü olabilmektedir. Iustinyen Dönemi altın çağdır. Daha sonra bir düşüş yaşanır ve Heraklius ile toparlanır. Daha sonra yine güçsüz-güçlü dönemler yaşanır. 1204 yılında Latin istilası olur. Bizans İmparatoru İznik’e İmparatorluk merkezini taşımak zorunda kalır. 1261’de İstanbul’u yeniden fetih edeceklerdir. Bizans’ı Bizans yapan 3 unsur vardır. Roma Devlet geleneği, Hristiyan inancı ve Greek kültürüdür. Bunlar yanına İstanbul, İmparator ve Ayasofya’daki Patrik de eklenmelidir.[gerçi Patrik Hristiyanlığı, İmparator’da Roma Devlet geleneğini temsil etmez mi?] 1243 yılında Selçuklu Moğol hâkimiyetine altına girer. Moğol baskısı ile Türk göçmenler Selçuklu sınırına dayanır. İznik’te imparatorluk bulunurken savunma yapabilen Bizans, İstanbul’u ele geçirdikten sonra savunma yapamayacaktır. Türkler Batı Anadolu’yu ele geçirecekler. İstanbul’a geçen imparator mecburen dünya İmparatoru gibi davranmak zorunda kalır. Bunun içinse ne askeri ne de ekonomik gücü yerindedir. Oysa Moğol ordusundan kaçan Türkler canla başla savaşarak Bizans topraklarını ele geçirdiler. İstanbul’a taşınan imparatorluk aynı zamanda Batı’daki tehlikelerle uğraşmak zorundaydı. Bunun için Anadolu’daki askerlerini çekerek paralı asker yerleştirdi. Parasını alamayan paralı askerler görev yerlerini değiştirdiler. Batı politikası için gerekli parayı Anadolu insanına(Bizans ahalisi) yüklemesi, o insanların başka yönetimlere sıcak bakmasına neden oldu. Batı Anadolu bu nedenlerle ele geçirilmiştir. Batı Anadolu’yu çevreleyen bir çok beylik o dönemde mevcuttu. Venedik Bizans ile imtiyaz anlaşmaları yapmıştır. Bu imtiyazlar yerli tüccarda tepki uyandırmıştır. Venedik ayrıcalıklı durumdadır. Bizans İznik’te kendi donanmasını lav ederek Cenevizlerle anlaşma yapar. İstanbul’u alınca Venedik imtiyazlarını Cenevizlere verecektir. Bunu karşılığında deniz de Bizans’ın müttefiki olacaktır. İstanbul ele geçirildikten sonra Ceneviz Venedik’in imtiyazlarını alacaktır. Bizans’a paralı asker olarak gelen Alanlar, Türklerle savaştıktan sonra geri çekilirler ve Bizans topraklarını yağmalar.(1300) Katalanlar da paralı asker olarak gelir. Başarılı da olurlar. Bunlarında daha sonra Bizans ile araları bozulur. Osmanlı, Aydınoğlu, Saruhan, Karesi ve Menteşe Beylikleri bölgede etkinlerdir. Bizans’ta taht mücadeleleri olduğu zaman beyliklerden yardım istemişlerdir. Rumeli’ye bu şekilde geçmiş olan beylikler hep geri dönmüştür. Osmanlı ise yerleşecektir. Aydınoğlu ile Bizans anlaşma yapmıştır. Aydınoğlu bazı tehlikelerle uğraştığı için Bizans’a Orhan’ı önerir. Orhan, Theodore ile evlenerek anlaşmayı kabul eder. Bursa, İznik, İzmit ve İzmir[Gavur İzmir hariç, burada sözü edilen Kadife Kaledir.] ele geçirilmiştir. 1351’de Orhan Çinpe alarak Rumeli’ne çıkar.[Gelibolu’nun alınması ile Rumeli’ye yerleşmiştir.] 1453 yılında İstanbul’un alınmasındaki yol açılmış bulunur. Soru cevap bölümünde Moğollarla ilgili bir soru üzerine Anadolu’ya gelen Moğol birliklerinin sayısının 30.000 olduğu söylenmiştir. Selçuklu 70-80 bin civarı olmasına rağmen teslim olmuştur. Bu Moğol korkusunun etkisidir. Moğollar, Selçuklu’yu Anadolu’daki nüfus ile yönetmiştir. Sadece başına yönetici Moğolistan’dan gönderiliyordu. 

Not: [] içerisinde yazılan kısımlar bana aittir.

                                                                                                                                  03.04.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder