DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

28 Ocak 2018 Pazar

SASANİ ÇEVİRİ HAREKETI(BAZI ALINTILAR: DİMİTRİ GUTAS'DAN)

"İlki, Anuşirvan'ın hükümranlığı sırasında derlenip Pehlevi dilinde Zerdüştçülüğün kutsal metni Denkard'a kaydedililmiş asıl versiyon; diğer ikisi ise 8. yüzyılın ikinci yarısından kalma, elimizdeki en eski Arapça versiyonlardır. Denkard'ın IV. kitabındaki parça şöyle(kolay bakılabilmesi için, aynı konudaki paragraflar, her üç versiyonda da aynı sayıyla numaralandırıldı):

A. Zerdüştçü Denkard, IV. Kitap'tan:
[ı] Dara'nın oğlu Dara, [III. Darius Kodomannus, sal. İÖ 336-31] bütün Avesta [Avesta dilindeki kutsal Zerdüşt dini metinleri] ve Zend'in [Avesta'nın Pehlevice çevirisi ve yorumu] ikişer yazılı nüshasının, Zerdüşt'ün Ahura Mazda'dan [İyiliğin Ruhu] aldığı şekilde, korunmasını emretti; biri Krallık Hazinesi'nde, diğeri ise Arşiv Kalesi'nde tutulacaktı.
[2] [I. (?}] Arsaklı Volagases [sal. yak. 51-yak. 80] her eyalete bir yazı gönderilerek, Avesta ve Zend'in asıl özünden ve bunlardan türetilen öğretilerden [Büyük] iskender'in tahribat ve yıkımına, Makedonyalıların yağma ve talanından sonra İran krallığının her tarafına saçılmış sözlü veya yazılı güvenilir her ne kalmışsa o eyalette korunmasını emretti.
[6] Babek'in oğlu krallar kralı Haşmetli Ardeşir (I., sal. 226-241), Tansar'ın öğütlerine uyarak, etrafa dağılmış öğretilerin bulunarak saraya getirilmesini istedi ...
[7] Ardeşir'in oğlu krallar kralı Sahur [I., sal. 241-271], ayrıca Hindistan, Bizans İmparatorluğu ve diğer ülkelere dağılmış olan tıp, astronomi, hareket, zaman, uzay, töz, ilinek, oluş, bozuluş, dö­nüşüm, mantık ve diğer zanaat ve beceriler konusundaki dinsel olmayan metinleri de topladı ve bunları Avesta'ya ekledikten sonra, hatasız tüm [metinlerin] kopyalarının çıkarılarak Krallık Hazinesi'ne konmasını istedi. Ve Mazdek dinine eklenen bütün saf [öğretileri], üstünde düşünülmesi için sundu ...
[8] Bugünkü Haşmetli Kisra [I. Hüsrev Anuşirvan, sal. 531-78], krallar kralı... buyurdu ki: "Mazdek dininin doğruluğunu kabul ettik; bilgeler güvenle bunu tartışarak dünyada yerleştirebilir ... İran ülkesi, atalarımızın bilgeliklerinin bir sentezi olan Mazdek dinsel öğretisinin gösterdiği doğrultuyu seçti... Buyururuz ki tüm mobedler [rahipler] Avesta ve Zend'i yeniden, durmadan gayretle incelesinler ve elde ettikleriyle halkın bilgeliğini layıkıyla zenginleştirsinler ... Ve tüm bilginin kökeni dinin öğretisi olduğundan ... bilgece konuşan [bilgisini] tüm dünyadaki insanlara sunduğunda ... sözleri de, onları Avesta'nın vahyinden almamış bile olsa, Avesta'nın sergilenmesi olarak görülmelidir."

Muhtemelen Arapça kaydedilmiş ilk metin olan ikinci versiyon ise, Zerdüşt'e ait Doğuşlar Kitabı (Kitabü'l-Mevalid) isimli beş bölümlük astroloji kitabını kapsadığı iddia edilen Pehlevice bir eserin Arapça çevirisinin giriş bölümünde yer almaktadır. Bu metnin yazıldığı 750 yılı civarındaki siyasal ve kültürel ortam aşağıda (bkz. Bölüm V) kısaca ele alınmaktadır. Metin ise aşağıdaki gibidir:

B. Zerdüşt'e atfedilen, Doğuşlar Kitabı'ndan.
Bu Mahankerd'in çevirdiği bir kitaptır.
O ki [aşağıda adı geçen Sa'id İbn Horasan-hürre] Zerdüşt'ün astronomi kitaplarını, hükümdarlığı elinde tutan Ebu Müslim'in [el-Horasani, 129/746-137/755] döneminde çevirendi.
[ 2] O [Mahankerd] dedi ki:"Zerdüşt' ün kitapları arasından bu kitabı çevirdim ... ve felsefi bilimlere dair ... hiçbir eserle karşılaşmadım ... Çünkü İskender, Kral Dara'nın [Darius] ülkesini fethettiği zaman, bunların hepsini Yunanca'ya tercüme ettirmişti. Sonra, Dara'nın hazinesinde tutulan bütün özgün metinleri yaktırdı ve bunlardan saklama ihtimali olduğunu düşündüğü herkesi öldürttü. Sadece koruma altındaki bazı kitaplar kurtuldu. Ve denizlerdeki adalara veya dağların tepesine kaçarak İskender'den kurtulanlar İskender'in ölümünden sonra evlerine geri döndüklerinde ezberledikleri kısımları kağıda geçirdiler. Yazıya geçirdikleri sadece akıllarında kalan küçük parçalardı. Çoğu uçup gitmiş ve geriye pek azı kalmıştı. Böylece Mahankerd, Perslerin Arapların yönetimine girdiği kendi dönemine kadar gelebilen ne varsa çevirdi. Bu çeviriler Avesta yazı­sındaki dilden [yeni] Pers dari diline yapılmıştı.
Daha sonra Sa'id ibn Horasan-hürre bu bilimin ortadan kalkmasını ve ana hatlarının [izlerinin] silinmesini önlemek için hepsini Arapça'ya çevirdi ... Mahankerd, onu Merzban Mahuye ibn Mahanahi için çevirdi...
Ispahbudlu Sunbaz, Perslerin dilinin kullanılmadığını, Arapça'nın diğer dillere üstün geldiğini görünce ... bu sırrın [yani astronominin]  bilgisinin daha kolay hale gelebilmesi için Arapça'ya çevrilmesini istedi. .. ve bu iki [?] kitap hazinedarlar tarafından korunur ve Dinname [Din Kitabı] içinde okunurdu.

Üçüncü versiyon, daha önce adı geçen Ebu Sehl ibn Nevbaht'ın kaleminden çıkmış. Nevbaht, Mansur'un müneccimi olan babasından sonra bu makama geçmiş ve son hac yolculuğunda Mansur'a eşlik etmişti. Astroloji tarihi üzerine yazdığı Kitabü'n-Nahmutan'da bilimlerin aktarılmasına ilişkin Zerdüştçü tarihin bir versiyonu yer alır. Ebu Sehl'in metni Denkard'a paralel Pehlevice bir kaynaktan çevrilmiş gibidir; çünkü Arapça'nın okunması güç biçemi, orijinalin sözdizimine harfi harfine uyuyor:

C. Ebu Sehl ibn Nevbaht'ın Kitabü'n-Nahmutan'ından.
[2] Yunanlıların Kralı İskender, Pers ülkesini fethetmek için Bizans'ın Makedonya denen kentinden yola çıktı... Dara'nın oğlu Kral Dara'yı öldürttü ve krallığını işgal etti... ve çeşitli binaların taşlarına ve tahtalarına kazınmış değişik türdeki bilgileri, bu binaları yakıp yıkarak, içlerinde korunan her ne varsa darmadağın ederek ortadan
kaldırdı.
[3] Ama yine de İştahr [Persepolis] arşivlerinde ve hazinelerinde bulduğu her şeyin birer nüshasını çıkarttı ve bunları Bizans [Yunanca] ve Kopt dillerine çevirtti. [Bu malzemeden] istediklerinin kopyalarını almayı tamamladıktan sonra Pers dilinde [sıradan yazıyla] ve kaştağ denen [süslü ve resmi] yazıyla yazılı ne varsa yaktırdı. Astronomi, tıp ve [gök cisimlerin astrolojik] özelliklerine dair bilimlerden ihtiyaç duyduklarını aldı. Bu kitapları, geri kalan bilimler, mallar, hazineler ve eline geçirdiği bilginlerle birlikte Mı­sır' a gönderdi.
[4] Ama Hindistan ve Çin sınırları içinde [bu kitaplardan] geriye bir şeyler kalmıştı. Bunlar, Pers krallarının, Zerdüşt ve bilge Camasb'ın isteği üzerine birer nüshası çıkarılan ve oralarda korumaya alınan kitaplardı...
[5] Bundan sonra, bilgi Irak'ta ortadan kaldırıldı...
[6] Sonra, Sasani Ardeşir ibn Babek; Hindistan, Çin ve Bizans'ta saklanan kitaplar için bu ülkelere haber gönderdi. Eline ula­şan her şeyin kopyasını çıkarttırdı ve Irak'ta kalan birkaç parçanın da peşine düştü. Dağılmış olanları topladı, parçalanmış olanları yeniden bir araya getirdi.
[7] Onun ardından, oğlu Sahur da bütün kitaplar Pers diline çevrilene kadar aynı şeyi yaptı. Bunu yaparken, Mısır'ı yöneten Babilli Hermes, Suriyeli [Sidonlu] Dorotheus, bilimiyle ünlü Atina kentinden Yunanlı Keyderus, İskenderiyeli Ptolemaios, Hintli Farmasb bu eserlerin derlemesini yaparken hangi yolu izledilerse o da aynı yolu izledi. Kitaplara yorumlar yazdılar ve onları Babil' den gelen bütün bu kitaplardan öğrendikleri şekilde halka öğrettiler.
[8] Ardeşir ve Sabur' dan sonra, Kisra [I. Hüsrev] Anuşirvan [531-78] bu kitapları topladı, onları [asıl sıralarına uygun şekilde] bir araya getirdi. Bilgiye duyduğu arzu ve sevgi nedeniyle bütün işlerinde
bu kitaplara dayandı."

Kaynak: Dimitri Gutas, Yunanca Düşünce Arapça Kültür; Bağdat'ta Yunanca-Arapça Çeviri Hareketi ve Erken Dönem Abbasi Toplumu, Kitabevi, İstanbul 2003,  s. 44-47.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder