DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

7 Şubat 2018 Çarşamba

Enuma Eliş, Tanrı Marduk’un Hikayesi!

Kral Heykeli, İstanbul Arkeoloji Müzesi. 


Enuma Eliş(Babil Yaratılış Destanı), çivi yazısı ile yazılmıştır. Mezopotamya’nın ölümsüzlüğü arayan kralın miti Gılgamış Destanı ve Uğurlu Günler ve Uğursuz Günler metinleri ile beraber en çok bilinen metinlerindendir. Gılgamış Destanı yeryüzünde bir kralın maceralarını, ölümsüzlüğü arayışını ve dünyada ölümsüz olmanın sırrını verirken; Enuma Eliş, tanrıların ortaya çıkışını, aralarındaki savaşları, Marduk’un doğumunu, nasıl tanrıların efendisi olduğunu, dünyayı daha doğrusu evrenin yaratılışını ve insanın yaratılışını anlatır. Şimdi efsaneye başlamadan önce tanrılar hiyerarşisini verelim:
Apsu-Tiamat–>Lahmu-Lahamu–>Ansar-Kisar–>Anu–>Ea(Nudimmud)-Damkina–>Marduk. 


Tanrı Marduk’un hikayesi

“Henüz yukarının adı gökyüzü değil iken,
Aşağıya yeryüzü denmez iken,
Apsu vardı. [Tanrıların] ileri geleni, babasıydı o.
Ve onların hepsini doğuran Tanrıça Tiamat vardı” diye başlar Enuma Eliş ve Marduk hariç yukarıda verdiğimiz tanrıların ortaya çıkışları anlatılır. Apsu ve Tiamat diğer tanrıların gürültüsünden şikayetçidirler. Apsu diğer tanrılara haddini bildirmek için Tiamat’a gider ve der ki:
“Bana rahat vermiyorlar,
Gündüzleri huzurum kaçıyor, geceleri gözüme uyku girmiyor,
Yaptıkları her şeyi yasaklarım, dağıtırım onları!
Huzurumuz olsun ki biz de uyuyalım!
Ne kadar durumdan rahatsız olsa da bu öneri Tiamat’ın hoşuna gitmez ve Apsu’ya der ki:
“Ne diye biz kendi yarattığımızı yok edelim ki?
Yaptıkları huzurumuzu bozsa da onları güzellikle dizginleyelim!
Tiamat’ın yanından ayrılınca vezir Mummu, Apsu’yu dolduruşa getirir ve “Bu karmaşık gidişatı durdur baba! Böylece gündüzleri dinlenirsin, geceleri uyursun!” der. Apsu tanrılara karşı plan yapsa da planları ifşa olur. Ea, Apsu’nun planlarını sezer; kendi planlarını yapar, büyüsüyle Apsu’yu uyutur, sonra onu bağlar ve öldürür. Apsu’nun ölümünden sonra Ea dinlenir ve kendine ve tanrılara Apsu’dan ev yapar. Tanrılar arasındaki bu ilk savaşım Ea’nın güç kazanmasının hikayesidir. Bir süre sonra Ea’nın oğlu Marduk evrene gelir.

Tanrıların huzurunu kaçırır

Ea ve Damkina’ nın çocuğu olan Marduk hızlıca büyür, birçok tanrı ona hediyeler verir. Dedesi Anu ise dört rüzgarı yaratıp, “oğlum oynasın” diyerek rüzgarları torununa hediye verir. Marduk, tozu toprağı kaldırır ve fırtına çıkarır. Evrende yaratılan bu kargaşa Tiamat’ı ve bazı tanrıların huzurunu kaçırır. Kocası ölen Tiamat’u “savaş aç, intikamını al!” diye kışkırtırlar. Tiamat yanına tanrıları topladı, binbir türlü mitolojik varlık yarattı, onlara binbir türlü silahlar ve güçler verdi. Tanrılar karşısında Kingu’yu yücelti, onu Apsu’ya eşit kıldı ve tanrıların efendisi olarak ilan etti. Tek sevgilim sensin, dedi.
Tiamat’ın planlarını öğrenen Ea, dedesi Ansar’a olanları anlattı. Ansar’ın huzuru kaçtı, torununa dedi ki:
“Ey savaşı kışkırtan oğlum!
Her şeyin sorumluluğunu sen üstlen!
Sen ki Apsu’yu öldürdün,
Ve kudurtuğun Tiamat’a kim meydan okuyabilir?
Ea, dedesi Ansar’ı teskin etti ve Apsu’yu öldürmekle yerinde bir iş yaptığına ikna etti. Tiamat’ı durdurmaya gitti, onun planlarını öğrenince dona kaldı, korkuyla geri döndü ve dedesine “Ey Babam! Tiamat’ın yaptıkları benim gücümü aşıyor” dedi.  Ansar’ın keyifsizliğini görünce sözlerine devam etti: “Ey babam yılmayın onun karşısına başka birini gönderin/O kadın güçlü olabilir ama bir erkek daha güçlüdür.”
Ansar bu sözler üzerine oğlu Anu’yu gönderir. Anu, Tiamat’ı durdurmaya gider, onun yakınında,  olduğu yere çöker, sus pus olur, korkudan geri döner ve Ansar’a, Tiamat’a karşı gücünün yetmediğini anlatır. Bunun üzerine Ansar, tanrılar meclisini toplar, Tiamat’ı durdurmaya gitmeye kimse yanaşmaz. Ea, oğlu Marduk’a cesaret verir; Marduk umutsuzluk içinde olan dedesinin karşısına çıkar, ben gideceğim,  Tiamat’ı durduracağım, der.
Marduk der ki:
“Kim size savaş açmaya kalkıştı?
Tiamat denilen o kadın mı size saldıracak?
[Ey babam], ey ulu yaratan, sevinin ve mutlu olun!
En yakın zamanda Tiamat’ı ayaklarınızın altına alacaksınız!”
Ve devam eder:
Ey Tanrıların kudretlisi ve büyük tanrıların kaderi,
Eğer sizin intikamınızı alacaksam,
Tiamat’ın hakkından gelip sizi kurtaracaksam,
Bir meclis kurun ve bana şanlı bir kader tayin edin,
Ubsu’ukinna’da(tanrılar meclisi) rahat oturun,
Artık sizin değil benim sarf ettiğim sözler kader olsun!
Ben ne yaparsam kimse değiştirmesin!
Ağzımdan çıkan hiçbir söz silinmesin, değiştirilmesin!”
Ansar atası Lahmu ve Lahamu’ya ulak gönderdi ve dedi ki:
“Baba tanrılar huzuruma gelsin!, hazır bulunsun!,
Şenliğe katılsınlar, sohbet etsinler!
Ekmek yesinler, kurunnu-birası içsinler!
Onların intikamını alacak Marduk’un kaderini tayin etsinler!

Marduk’a gösterişli bir taht

Tanrılar şenlik yaptı, ekmek yediler, bira içtiler, sohbet ettiler, eğlendiler, neşelendiler. Marduk’a gösterişli bir taht yaptılar, o babalarının(atalarının)  huzurunda tahta çıktı. Sana evrendeki her şey üzerinde egemenlik verdik, dediler. Marduk, tanrılardan güç aldı, silahlar ve büyülerle kuşandı. Rüzgarları aldı, gök arabasına bindi, planını yaptı ve Tiamat’ın üzerine yürüdü. İki tanrılar ordusu karşılaştı, Marduk zaferi kazandı. Tiamat’ın cesedini seyrederek dinlendi. Tiamat’ı ikiye böldü; bir yarısını gökyüzü olarak yukarı serdi, diğer yarısını yeryüzü olarak aşağıya serdi. Tiamat’ın iki gözünden Fırat ve Dicle’yi akıttı. Tanrılar Marduk’u hamileri ve efendileri olarak kabul ettiler. Ondan yaşayacak bir yer istediler, o da adı Babil olan, Büyük Tanrılar Evini inşa etmeye karar verdi.
Marduk tanrılara(Tiamat’ın yanında bulunanlara) dedi ki:
“Savaşı kim başlattı?
Kim Tiamat’ı isyana teşvik etti ve savaşı başlattı?
Kim savaş başlattıysa o teslim edilsin,
Ki ben onun cezasını vereyim, siz oturun ve dinlenin!”
Tanrılar dedi ki:
“Savaşı başlatan Kingu,
Tiamat’ı o kışkırttı, savaş yapmak için [Tanrıları] örgütledi.”
Marduk dedi ki:
“Kanları bir araya toplayacağım: kemikleri bir araya,
O kalabalığı ayağa kaldıracağım adı “insan” olsun,
O kalabalığı yaratacağım, adı “İnsan” [olan],
[Tanrılar] dinlensin diye tanrıların işleri onların üzerine kalacak,
Tanrıların yaşayışını akıllıca değiştireceğim,
Hep birlikteyken saygı görüyorlar, oysa ikiye bölünecekler.”

İnsanları yarattı

Marduk, Kingu’nun damarlarını kesti, onun kanından Marduk ve Ea insanı yarattı. İnsan, tanrıların iş yükünü üstlendi, tanrılar özgür oldu. Bilge Ea(ve Marduk), insanları yaratıktan sonra, tanrıların işlerini onlara yükledi. Tanrıları çalışma zahmetinden kurtarmak için insanları yarattı, gökyüzünün ve yeryüzünün bütün tanrıların efendisi o!(Marduk).
Enuma Eliş, Babil hakimiyeti(M.Ö. 18.  Yüzyıl ve aralıklarla M.Ö. 6. ortasına kadar)  sayesinde Mezopotamya’da yaygınlaştı. Babil hakimiyeti sayesinde de Tanrı Marduk, tanrıların efendisi oldu. Bu konumu haketmek için de mitolojide babası Ea nasıl Apsu ile savaştıysa, o da Tiamat ile savaştı ve karşılığında diğer tanrılar onun hakimiyetini kabul ettiler.
Kaynaklar
Babil Hemeroloji Serisi-Uğurlu ve Uğursuz Günler Takvimi, (Çev. Selim F. Adalı ve Ali T. Görgü), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2017.
Babil Yaratılış Destanı, (Çev. Selim F. Adalı ve Ali T. Görgü), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2017.
***
Not: Bu yazı Herkes Dergisi'nde yayınlanmıştır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder