DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

4 Temmuz 2021 Pazar

GELECEKTEN HABER VEREN TANRI’NIN TAPINAĞI


GELECEKTEN HABER VEREN TANRI’NIN TAPINAĞI; YAZAR: LEYLA AYDIN

Apollon Didymaios kehanetiyle ünlü olan Didyma; coğrafi olarak, Miletos’un güneyinde, Ionia bölgesinin güney sınırlarını oluşturan Poseidon burnunda ve kıyıdan içeride yer alır. Günümüzdeki yerini daha net söylemek gerekirse Aydın’ın şirin bir ilçesi olan Didim’de yer almaktadır. Didyma bir antik kent değil, gelecekten haber almak ve sorularına cevap bulmak isteyen antik çağ insanları tarafından sıklıkla ziyaret edilen bir kutsal mekandır. Pausanias bu bilicilik ocağının İonlardan önce de var olduğunu söyler ve köklerini Apollon’un sevgilisi Miletoslu Brankos’a dayandırır. Apollon bir gün Miletos’un güneyinde çobanlık yapan Brankhos’a rastlar ve çok sever. Brankhos’a biliciliğin sırlarını öğretir. Çoban Brankhos da bugün Apollon Tapınağı’nın yerinde bulunan defne ormanı ve su kaynağının yanına Apollon adına bir tapınak inşa eder. Bu yüzden kehanet ocağını Brankos oğulları adı verilen soylu rahip ailesi uzun yıllar yönetmiştir.

Didim’de ilk kazı çalışmaları Newton’un yönetiminde İngiliz arkeologlar tarafından 1858 yılında başlatılmıştır. Bu dönemde ilk kazısı yapılan yer kutsal yoldur. Miletos antik kentinden Apollon Tapınağı’nın girişine uzanan, her iki tarafında heykeller bulunan görkemli bir kutsal yoldu. Apollon Tapınağı’nın kazı çalışmaları ise ilk olarak 1872 yılında O. Rayet ve A. Thomas kontrolünde Fransızlar tarafından başlatılmıştır. Kazılarda ilk amaç Apollon’un kült heykelini bulmaktı ancak 2 yıl süren çabalara rağmen kült heykelini bulamadılar. M.Ö 494 yılında Lade Deniz savaşından sonra Persler tarafından yağmalanarak, Tanrı Apollon’un heykeli İran’a götürülmüştü. Ancak İskender’in komutanlarından Seleukos’un emriyle, M.Ö. 300 dolaylarında tapınağın inşasına başlanmıştı ve İran’a kaçırılan Apollon heykelini geri getirtmişti. Yapılan kazı çalışmalarında heykel bulunamayınca sadece tapınağın ölçüleri ve plan özellikleri belirlenebilmiştir. Günümüzde kazı çalışmaları çok büyük özen ve dikkatle, özellikle kutsal yol alanında devam etmektedir.




Ephesoslu Paionios ve Miletoslu Daphnis mimarları tarafından dev boyutlarda ince ve uzun olarak yapılan tapınak 2 evreden oluşmaktadır. İlk evresi Arkaik olarak adlandırdığımız döneme M.Ö. 560 yılına tarihlendirilir ve Perslerin Miletos’u ele geçirmesi, tapınağı yakıp yıkmasıyla son bulur. Ancak yukarıda da değindiğim gibi İskender’in gelişiyle birlikte yeniden bir canlanma yaşanır ve İskender’in komutanlarından Seleukos’un emriyle, Helenistik dönemde M.Ö. 300 dolaylarında bugün kalıntılarını gördüğümüz tapınağın inşasına başlanır. Miletos yakınlarında, Menteşe Dağları’nda bulunan mermer ocağının beyaz mermerleri ile inşa edilmeye başlanmış bu tapınak hiç bir zaman tam olarak bitirilememiştir. Bu uzun süren ve bitmemişlik durumu, her dönemde tapınağın dönemsel yeniliklerini alarak, mimari elemanlarında çeşitliğe gitmesini sağlamıştır. Bahsettiğim çeşitliliğe örnek verecek olursak, tapınağın dışındaki kaidelerde Efes tipi kaide kullanılırken iç kısımlarında Attik tip kullanılmıştır. Daha anlaşılır bir örnek vermek gerekirse tapınağın önden görünen kısmında pencereler vardı ve Yunan mimarisinde tapınaklarda böyle bir özellik göremeyiz. Muhtemelen bu özelliği Mısır’dan aldılar.

APOLLON VE KEHANET

Yunan Mitolojisinde Artemis’in ikiz kardeşi olan Apollon’un ışık, müzik gibi bir çok yeteneklerinden en öne çıkanı biliciliktir. Geleceği gördüğüne inanılmaktadır. Antik çağda Yunan halkı Apollon’a danışmadan büyük adımlar atamazdı. İnsanlar önce Apollon tapınağına gider, sunular sunarlardı. Sonra oradan cevabı alır ve o cevaba göre hareket ederdi. Fakat bu kehanetler hiçbir zaman kişiye kesin bir yargı ile bildirilmezdi. Ucu hep açık bırakılırdı. Biliciliğin İlkçağ dönemlerinde geliştiğini ve büyük bir rol oynadığını tarihçiler sürekli dile getirmiştir. Bu sanat, bilicilik merkezi için tükenmez bir gelir kaynağı olmuştur. Tanrılar aracılığıyla geleceği görmek, kehanet veya bilge öğütler insanlığın her daim ilgisini çekmiş ve bilicilik merkezleri ortaya çıkmıştır.

Bugün bile geriye kalan halini görmeye gittiğiniz de tapınağın büyüklüğü ve görünüşü sizi etkilemeye yetiyor. Tapınağa geldiğinizde sizi Medusa başları karşılamaktadır. Medusa, Yunan mitolojisinde adı geçen, kendisine bakanı taşa çeviren lanetlenmiş, yılan saçlı efsanevi kadındır. Tapınağı gezerken yukarıda anlattığım yarım kalmışlığı gösteren bir kaç belirti görebilmenizi sağlayacak ip ucu vermek istiyorum. Bazı sütunların yivli bazılarının düz olduğunu göreceksiniz, sütunlar buraya getiriliyordu ve ince işleri tapınak alanında yapılıyordu. İnşası hep devam ettiği ve yarım kaldığı için sütunların hepsi yivlenemedi. Bir diğeri ise sütunların arasında kalan duvarı incelediğinizde dışa doğru çıkıntılar göreceksiniz, eğer törpülenebilseydi o şekilde görünmeyecekti.


Bu gezinin beni etkisi altına alan en önemli anını sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu yazıyı okuduktan sonra yolunuz düşerse anlattığımı düşünerek gezersiniz. Tapınağın basamaklarından çıkıp pronaos dediğimiz tapınağın ön kısmına geldiğinizde, 2 kenarda rahibelerin naos’a yani tapınağın içine girmek için kullandıkları tonuzlu geçişleri göreceksiniz. Heyecanlı kısmı ise Antikçağ’da yaşamış insanlar bile bu alana giremezken (rahibeler haricinde içeri girmek yasaktı) bizler bugün o alana girebiliyoruz ve istediğimiz yere dokunuyoruz. Bunları düşünerek tapınağa adım attığımda gerçekten büyülendim! Mitolojilerde anlatılan kuyu oradaydı, tanrının kehaneti seslendiğine inandıkları kuyu gerçekti. İçeriye insan girmemesine rağmen tapınak içeriden dışarıya doğru bakıldığında bile gösterişini asla yitirmiyordu. Tapınak, Tanrı Apollon için yapılmıştı.

Tapınağın büyüsünde kalmışken kehanetlerin nasıl yapıldığına da göz atmadan bu yazıyı bitirmeyelim. Örneğin Helenistik dönemde yaşıyorsunuz ve gelecekten bilgi almak istiyorsunuz. Öncelikle zengin olmanız ve yanınıza kurban edilecek bir hayvan alıp kutsal yola düşmeniz gerekiyor. Kahinler kehanette bulunmadan 3 gün boyunca oruç tutuyorlar ve kutsal suyla yıkanıyorlar. Bu süre boyunca siz de tapınağın çevresinde konaklayarak bekliyorsunuz. Birileriyle tanışıp sohbet edip derdinizi anlatıyorsunuz. Bunun üzerine tapınağa gittiğinizde soracağınız soruya kadar her şeyi bilip rahibeler sizi etkisi altına almayı başarıyor. Maalesef bilgi almak için sadece bu kadarı yeterli olmuyor. Aynı zamanda Apollon’un bu kehanete izin verip vermeyeceğini de öğrenmelisiniz. Nasıl mı? Kurban edilecek olan hayvanınız, kutsal suyla yıkanacak ve eğer kurban hareketsiz kalırsa, Apollon isteği onaylamıyor, kurban çırpınır ve kurtulmaya çalışırsa onaylıyor. Daha sonra hayvanınız sunağa yatırılır ve kesilir. Kahinin bulunduğu yere geçilemediğinden, kurban kesildikten sonra içeri yollanacak. Bu arada, sormak istediğiniz soruyu yazılı olarak görevli rahibeye vereceksiniz ve o içerideki kahine iletecek. Kahin kutsal defne yaprakları çiğneyecek ve kutsal sudan içecek. Özel kokular arasında transa geçecek ve tanrısal kattan gelen kehaneti içeren kutsal sözcükleri haykırarak söyleyecek. Kahinin içine Apollon’un bir suretinin geldiğine inanılıyordu. Kehanetler rahibeler tarafından yazılacak ve bir kopyası size verilirken öteki kopyası tapınağın arşivinde saklanacak. Her şeyin sonunda elinizde ucu açık bir cevap kağıdıyla düşünceler içinde evinizin yolunu tutacaksınız.





TAPINAĞA NASIL GİDİLİR?

Apollon Tapınağı, çevredeki turistik Altınkum sahili ve Didim tatil beldeleri için önemli bir simgedir. Her yıl binlerce gezgin ve turist tarafından ziyaret edilmektedir. Yoğun ilgiden dolayı tapınak haftanın her günü açık tutulmaktadır. Tapınağın, merkezi bir alanda olması ve toplu taşıma ile ulaşım sağlanabilmesi ziyaretçi sayısını arttırmaktadır. Ülkemizde bir çok antik kentlere ulaşım oldukça zordur. Fakat şanlısınız buraya gelmek oldukça kolay tapınağın yanından geçen dolmuş hattı sayesinde minibüsler ile tapınağa ulaşmak mümkündür. Ayrıca aracıyla gelecekler için ise otogar ile tapınak arası mesafe yaklaşık olarak 3 km’dir. Altınkum plajından buraya ulaşmak için ise 4 km’lik bir yol gelmeniz gerekir. Tapınağı ziyaret etmek isteyenler sabah saat 9’dan akşam 19’a kadar tapınağı ziyaret etmek için rotalarına ekleyebilir. Müze kart sahibi olmayan kişiler için tapınağa giriş ücreti 18 TL’dir.



4 yorum: