- Anşan'da II. Kyros M.Ö. 6. yüzyılda(muhtemelen 559) Anşan'da tahta geçer ve M.Ö. 553 yılında Med Konfederasyonu ile hakimiyet alanı mücadelesine girer. Bu hakimiyet mücadeleleri 3 yıl boyunca devam etmiş, Kyros'un zaferi ile sona ermiştir. Ekbatana'ya sığınan Med kralı Astyages, Kyros'un ablukası sonrası teslim olmak zorunda kalmıştır. M.Ö. 550 veya 541 yılında Med Konfederasyonu son bulmuştur. (Sarıkaya, 2011, s. 197-198)
“Ne senin bahsettiğin Umman-Manda [Medler] ne ülkeleri ne de onları destekleyen krallar var olacaklar. [Gerçekti], üçüncü yılına [İ.Ö. 553] geldiği zaman, Marduk, Anša kralı Kyros’u ona karşı sürdü, kendi genç hizmetçisini (ardu); Kyros, küçük ordusuyla Umman-Manda’nın (Med kralının) büyük ordusunu dağıttı ve Med kralı, Astyages’i ele geçirdi ve kendi ülkesinde onu esir etti”. (Sippar Silindiri; Alıntı Sarıkaya, 2011, s. 197)
“[Astyages] [ordusunu] silahlandırdı ve Anša kralı Kyros’u ele geçirmek için ilerledi […] | ordu Astyages’e (Ishtumegu) karşı isyan etti ve esir alındı. [Onlar onu] Kyros’a [teslim ettiler] [. . .]. | Kyros kral kenti Ekbatana’ya (Agamtanu) doğru ilerledi. Gümüş, altın, mal, servet, [. . .] | Ekbatana’da ele geçirdiği ganimetleri Anša’a taşıdı. Ordunun eşya ve servetini [. . .]”. (Nabonidos Kroniği; Alıntı Sarıkaya, 2011, s. 198)
- Kyros'un İran coğrafyasındaki hakimiyetinden cesaret alan Kroisos, Kyros'a karşı harekete geçmek için harekete geçer. Delphoi'daki tapınak gibi bilici tapınaklara bu mücadelenin nasıl sonuçlanacağını öğrenmek için "“Perslerle savaşsın mı, savaşacaksa dost bir ulustan da birkaç bölük alsın mı?” diye sordurur. Bunun üzerine şu kehanetin ileri sürüldüğü rivayet edilir: “Perslerle savaşa girerse, büyük bir imparatorluğu devirecektir.” Başka bir kehanetle ilgili rivayet ise “günün birinde katır Medlere kral olacak, o zaman ey
yumuşak ayaklı Lydia’lı kaç” şeklindedir. Kroisos, Kyros'a karşı mücadeleye girmeye karalıdır. M.Ö. 548/547 yıllarında Sparta, Mısır ve Babil ile dostluk ve müttefiklik anlaşması gerçekleştirmiştir. Kroisos, Anadolu içlerine ilerleyerek Pteria'da Kyros ile karşı karşıya gelmiş ve savaşı kaybederek Lidya topraklarına çekildi. Kroisos, müttefiklerinden ordu toplayıp saldırmayı planlıyordu; Kyros ise olabildiğince hızlı bir şekilde Sardeis toprakları yakınına gelmişti. Kyros ilk mücadeleyi kazanarak, Lidya ordusunun Sardeis'in akropoline çekilmesini sağladı. M.Ö. 547/546 yılında Sardeis ele geçirildi.(Sarıkya, 2011, s. 198-203)
"15 Nisanu (Nisan) ayında Parsu kralı Kyros ordusunu topladı ve 16 Arbela’nın (Erbil) aşağısından Tigris’i geçti (?). Iyyar ayında (Mayıs) Lu(dia?)’ya [ilerledi]. 17 Kralı yendi, ganimet aldı, orda bir garnizonunu kurdu. 18 Daha sonra kral ve garnizon orada kaldı." (Nabonidos Kroniği; Alıntı Sarıkaya, 2011, s. 198)
- Kyros, Sardeis'in ele geçirilmesinden sonra İran'a doğru yola çıkar, yolda Sardeis'i ele geçirmeyi planlayanların haberi gelince, Medli Mazares'i görevlendirir, Mazares'in gelmesi ile isyancılar dağılır. Mazares isyanın bastırılması ardından Batı Anadolu'da bazı harekatlar yapmış, kısa süre içinde hastalanıp ölmesiyle, Harpagos bu göreve getirilmiştir. Yunan kentleri, Likya, Karia, bölgeleri Harpagos'un; Phrygia'ya Hystaspas'ın girişimleri sonucunda Kyros'un hükümdarlığına geçmiştir.(Sarıkaya, 2011, s. 203-205)
- M.Ö. 539 c. Kyros, Babil'i ele geçirdi. Kyros Silindiri'nde kendisine bu başarıyı verenin Marduk olduğu iddiasında bulundu ve kendisinden Kyros Silindiri'nde şöyle söz etti:
- Bu geniş fetihlerin ardından yeni bir idare ihtiyacı ortaya çıktı ve satraplık sistemi tasarlanmaya başlandı. "Eski Persçe’de xšaçapāvan “krallığın koruyucusu” ya da “kralın himayecisi” olan, Persçe harflerin Hellence’ye dönüştürülmesiyle oluşan σατραπεία ya da σατράπης “satrap” atamalarını gerçekleştirdi" (Sarıkaya, 2011, s. 205.)
- Eski Ahit'in Tarihler(36: 22-33), Ezra(1:1-8; 2:7; 3: 3-4; 5: 13-14, 17; 6: 3, 14), İşaya(44: 28; 45: 1-7), Daniel(1: 21; 6-28; 10: 1) kitaplarında Koreş olarak anılan Kyros, büyük oranda tapınağın yeniden inşası konularında anılmış ve Yahudiler için önemli bir şahsiyet olarak zikredilmiştir.
- Babil çiviyazısı ile yazılmış olan Kyros Silinidiri, ilk insan hakları beyannamesi olup olmadığı tartışılan konular arasındadır. Kyros Silinidiri'nin bir kopyası, Newyork City'deki Birleşmiş Milletler binasının giriş salonunda sergileniyor. (Foltz, 2011, s. 28)
- Darius, Kyros'un oğlu II. Kambyses sonrasında tahtı ele geçirince, Kyros'un kendi soyu, Ahameniş Hanedanı'ndan geldiğini iddia etti. Bu olasılık düşük olsa da M.Ö. 550-330 tarihlerindeki devleti Ahameniş İmparatorluğu olarak isimlendiriyoruz.
- Kyros, Orta Asya'ya yaptığı bir seferinde hayatını kaybetti. Güneydoğu Orta Asya'da önemli toprakları, günümüzde Pakistan topraklarında kalan Gandahara bölgesini; Batı'da ise Anadolu'yu; Mezopotamya'yı ardıllarına hükmetmeleri için bıraktı.
- Kitab-ı Mukaddes'de Eski Ahit kitaplarında Kyros/Koreş tapınağın yeniden inşası temasında bahsedildi. Herodot'un Tarih'inde yer aldı. Ksenophon'un bir eseri Kyros'un eğitimi üzerine kurgulandı. Bu Yunan kaynakları dışında başka eserlerde de sıkça gönderme yapılan bir isim oldu. Kyros'un Silinidiri, Nabonidos Silindiri gibi Babil dilinde yazılmış kil tabletlerde Kyros ismi söz konusuydu. Daha sonra Darius zamanında ortaya çıkan Eski Farsça dilindeki kaynaklarda Kyros'a yer verildi. Ahameniş İmparatorluğu tarihe karıştıktan sonra da hem tarihi yönleri ile hem de mitsel kurgularla eserlerde yer almaya devam etti. Günümüzde de ismi çeşitli metinlerde(edebi, araştırma vs.) yer almaktadır.
“Dünyanın kralı, büyük kral, güçlü kral, Babil’in kralı, Sümer ve Akkad kralı, dünyanın dört bir yanının kralı, ben Kyros, büyük kral, Anša’nın kralı Kambyses’in oğlu, büyük kral, Anša’ nın kralı Kyros’un torunu, büyük kral, Anša’nın kralı Teispes’in soyundan, hüküm sürmesini Bel [Marduk] ve Nebo’nun istediği kral hanedanlığının ölümsüz tohumu …” (Kyros Silindiri; Alıntı Sarıkaya, 2011, s. 196)"
Koreş için ‘O Benim çobanım; her arzumu yerine getirecek’ diyen Benim. Yeruşalim hakkında, ‘Yeniden kurulacak’, mabet hakkında ‘Temeli atılacak’dedim ve bunları o gerçekleştirecek.” (İşaya, 44:28)
Pers kralı Koreş¸ birinci yılında, Yehova’nın Yeremya aracılığıyla bildirdiği söz yerine gelsin diye, Yehova Kral Koreş’in yüreğini etkiledi. O da ülkesinin her yanında hem sözlü hem de yazılı olarak şöyle bir duyuru yaptırdı: 'Pers kralı Koreş diyor ki, Göklerin Tanrısı Yehova yeryüzunün bütün krallıklarını bana verdi ve beni Yahuda topraklarındaki Yeruşalim’de Kendisine bir ev inşa etmekle görevlendirdi. Aranızda O’nun halkından kim varsa kalkıp gitsin. Tanrısı Yehova onunla olsun.’” (Tarihler, 36: 22-23; Ezra, 1: 1-3)
Bonus: Sevgi Sarıkaya'nın makalesinde Kyros değerlendirmesi:
Büyük II. Kyros İ.Ö. ca. 559 yılında devraldığı küçük Anša hanedanlığını 200 yıl boyunca Küçük Asya ve Merkez Asya’nın büyük bir kısmına hüküm eden bir imparatorluk haline getirdi. Vasal krallığın başına geçtiğinde askeri, siyasi ve savunma sistemine öncelik verip, zamanın en güçlü krallarını birbiri ardına boyun eğdirdi. Saltanatının yaklaşık ilk dokuz yılında (İ.Ö. ca. 559-İ.Ö. ca. 550/549) hanedanlığını Med hakimiyetinden kurtarmakla kalmayıp aynı zamanda Med krallığını tarih sahnesinden silerek kendi hakimiyeti altına aldı. Med krallığının bir ardılı olarak Halys Irmağı bundan böyle Pers ve Lydia krallıkları arasında bir huduttu. İ.Ö. ca. 547/546 yılında, emperyalist politikalarının kaçınılmaz bir sonucu olarak, Kappadokia üzerindeki emelleri iki krallığı karşı karşıya getirdi. Lykia ve Kilikia hariç Batı Anadolu’yu ve ticaret ağını egemenliği altında tutan Lydia kralı Kroisos’u beklenilenin aksine daha Pteria’daki ilk savaşta ağır bir yenilgiye uğrattı. Basireti ve askeri öngörüsüyle kış olmasına rağmen, tanımadığı düşman territorium’un içlerine kadar sokulup Kroisos’un topraklarında çarpışmayı göze aldı. Büyük bir direnişin ardından Sardeis akropolis’ini zapt edip Lydia krallığını egemeliği altına aldı. Sardeis’in düşüşüne müteakiben, İ.Ö. ca. 546, Harpagos önderliğinde Miletos ile Kyklades adalarının büyük bir kısmı haricinde Ionia, Karia, olasılıkla Hellespontos ve Büyük Phrygia, Lykia’yı da Pers yönetiminin bir parçası haline getirdi. İ.Ö. 539 yılında Babil’i de krallığına dahil ederek karşı konulamaz bir güce ulaştı. Askeri başarılılarını, siyasi-idari yapıda gerçekleştirdiği düzenlemelerle pekiştirdi. Böylelikle hem krallık merkezinde hem de boyunduruk altındaki bölgelerde politik istikrarı, toplumsal düzeni ve iktisadi kalkınmayı sağladı. Krallığının başkentini Pasargadai’ya taşıdı. Med ve Lydia hazinelerini Pasargadai’ya nakledip krallık merkezinde ekonomik bir refah sağladı. Fethedilen yerlere garnizonlar kurup bu yerlerin güven ve istikrarını temin etti. İlk olarak Assurların organize edip, yürürlüğe koyduğu ve Assur çivi tabletlerinde lúpīḫātu/bēl pīḫāti şeklinde ifade edilen satraplık idari sistemini Pers imparatorluğuna uyarladı. İ.Ö. ca. 553 yılından itibaren fethedilen yerlerin bazılarına satraplar tayin ederken; büyük olasılıkla Kilikia, Paphlagonia ve Lykia gibi kentlerin bir kısmına özerklik tanıdı ve yönetimi yerel hanedanlıklara bıraktı. Bu bölgeleri vergiden ziyade haraç ya da hediye vermek ve istenildiğinde asker göndermekle mükellef tuttu. Babil çivi yazılı tabletleri, Eski Ahit metinleri ve antik kaynakların bütününde Kyros’un olumlu bir portresi çizilmektedir. Sippar Silindiri’nde: Tanrı Marduk’un ağzından Med krallığını devirecek ve birçok beylikleri dize getirecek güçlü bir kral olarak betimlenir. Nabonidos Kroniği’nde: Astyages’i yenip Med krallığının başkenti Ekbatana’yı yağmalatan ve ganimeti kendi ülkesi Anša’ya taşıtan bir fatih olarak zikredilir. Pers kralının başarı anlatımı ve hükümdarlığının meşrulaştırma çabası olarak değerlendirilen Kyros Silindiri’nde: Dindarlığı, adilliği, dürüstlüğü nedeniyle Marduk’un Kyros’u Babil kralı seçtiği; tanrının inayeti ve teşvikiyle Babil Babil Kuneiform Tabletleri ile Antik Kaynaklar Işığında Kyros 207 üzerine sefere çıkan; savaşmadan ve kan dökmeden kenti ele geçiren; yaptığı tadilat ve düzenlemeyle kentin refahını sağlayan barışçıl bir hükümdar şeklinde tasvir edilir. Eski Ahit metinlerinde Ezra ve Nehemya kitaplarında Kudüs Tapınağı’nın restore edip, Yahudi sürgünleri geri getiren, ümitle gelmesi beklenilen bir kurtarıcı olarak tanıtılır. Bir tek, Opis’te Babil ordusunu mağlup ettikten sonra kenti yağma edip esir alınanları katlettiği kaydedilen bir çivi tabletinde Kyros’un olumsuz bir özelliği vurgulanmaktadır. Antik yazarlar ise, Pers kralları arasından yalnızca Kyros’u alçak gönüllüğü, basireti ve kahramanlıklarıyla uyrukları tarafından “baba” diye adlandırılan (Hdt. III. 89; Ksen. Kyr. VIII. 8. 1-2; Diod. IX. 24), askeri, siyasi-idari stratejisi, becerisi ve yüce gönüllülüğüyle, Astyages ve Kroisos gibi düşmanlarına dostluk, cömertlik, insaf ve şefkat gösteren biri olarak tasvir ederler. Bu yönüyle Kyros zamanla tarihsel gerçeklere hizmet etmek yerine, ideal bir devlet adamında olması gereken özellikleri kendi vasfında toplayan örnek bir kral ya da imparatorun timsali haline getirilir. (Sarıkaya, 2011, s. 206-207)
Kaynaklar:
- Richard Foltz, İran Tarihi, Çev. Hüseyin Gökalp, İnkılâp, İstanbul-2021.
- Sevgi Sarıkaya, "Babil Kuneiform Tabletleri ile Antik Kaynaklar Işığında Media, Lydia ve Küçük Asya Fatihi Büyük Kyros", Mediterranean Journal of Humanities, I/2, 2011, 195-211.
- Kutsal Kitap, Yeni Dünya Çevirisi, 2019 Baskısı.
Muhteşem bilgiler.
YanıtlaSil