The Words (Bir Film Üzerine) |
2012 yılında lisenin son yılındaydım, sanayide staj, okulda ve dershanede dersler, çözülen testler derken bir yerde bu hengame sona erdi. O zaman için YGS ve LYS olarak isimlendirilen üniversiteye giriş sınavlarına girmiş, ardından da bir boşluğa düşmüş, Mega Holding gibi bir saçmalığın büyülü dünyasına kapılmıştım. Hayal tüccarları her zaman iş başındadır, uyanık olun. Ve ardından Trabzon'da üniversiteye başlamıştım. Film Aralık ayında vizyona girdiğine göre o sıra vize sınavları ile uğraşıyor olsam gerekir. Çok iyi bir film takipçisi olmadığım içinde filmden haberim olmadı. Filmin çıkmasından on yıl sonra, instagram gibi bir platformda, reel videolarda dolaşan filmden kısa bir kesitin bana gönderilmesi ile filmden haberim oldu. Bazı şeylerin ne zaman karşınıza çıkacağını gerçekten bilemiyorsunuz. Bu reel videosu kesitini bana gönderen arkadaşıma teşekkür ederim, bunu ihmal etmeyeyim. (İhmal etmekte baya hünerliyimdir). Arkadaşım başka bir filmden kesit atmıştı, orta yaşlarının üzerinde, saçlarına çoktan ak düşmüş birisi şiir okuyordu reel videoda, asıl niyetim, bu cumartesi o filmi izlemekti ama reel videoyu sohbet geçmişinde bulamadım, muhtemelen hikayesinde paylaşmış ve onun üzerinden konuşmuştuk. Filmi bulabileceğim umudu bitmişken, "the words" filminden paylaştığı gönderi gözüme ilişti ve filmi izlemeye karar verdim. Ve eyleme geçtim. Filmi yeni bitirdim ve sıcak sıcak bir şeyler karalama isteği ile sizi detaylara boğuyorum. En son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim, "the words" filmini izleyin. Türkçe afişlerine "çalıntı hayat" ismi uygun görülmüş ama "the words" ismi daha yerinde bir isim, belki "çalıntı kelimeler" gibi bir isim seçilse uygun olabilirdi.
***Spoilerın Zeus'u***
Filmin ismi konu edilen bir kitabın ismi olarak karşımıza çıkar. "The Words" isimli kitabın yazarı filmde üç yazar karakterinden biridir, Clay Hammond, "The Words" isimli bir kitap yazmıştır ve topluluğa bu kitabın ilk sayfalarını okumaktadır. "The Words" kitabından anlattığı başka bir yazar karakterin ismi "Rory Jansen"dir. Rory Jansen, yazar olmayı isteyen daha doğrusu yazdıkları çok okunan bir yazar olmak isteyen bir karakterdir. Yazar olmak için çabalamaktadır ama kitabı basılmayan, yazarlıktan para kazanmayan karakterimiz sıkıntılar yaşamaktadır. Babasının öğütleri ile yazarlık dışında bir işe başlayacak ve beraber yaşadıkları sevgilisi ile evlenerek Paris'e balayıya gideceklerdir. Hayat acayip tesadüflere gebedir. Balayıda girdikleri bir antikacıdan eski bir çanta alırlar. Paris'ten döndükten sonra Rory karakteri çantayı karıştırırken içinden daktilo ile yazılmış sayfalar bulur, bir solukta hepsini okur, etkilenir ve gözyaşlarını tutamaz. Kendisini ifade etmek istediği kelimelerin bunlar olduğunu düşünür. Uykusundan huzursuzca uyandığı bir gece, daktilo ile yazılmış sayfalardaki kelimeleri, cümleleri, yanlış imlalarını düzeltmeden bilgisayar ekranına tek tek aktarır. Üzerinden geçerek bütün kelime ve cümleleri benliği, parmağı ve hatta adelelerine kadar hissetmek ister. Eşi, cümlelerin kocasına ait olduğunu bilmeden bilgisayardaki cümleleri, hikayeyi okur. Rory'e durumu anlattığında başkarakterimiz şaşırır, kelimelerin ve hikayenin kendisine ait olmadığını söylemeye cesaret edemez. Bunu birilerine okutması için cesaretlendirince, bir yayıncıya okuması için verir, tam metni okuması için birine verdiğini unutacağı sıralarda, yayıncı tarafından çağırılır. Yayıncı metni yayınlamak ister ve bilinen bir yazar olmak isteyen Rory içindeki bütün çelişkilere rağmen metnin yayınlanmasını kabul eder. Ve kitap olarak basıldıktan sonra hayatı değişir; edebiyat dünyasında herkesin ilgisini çeken bir yazara dönüşür. Ödüller, imza toplantıları, röportajlar birbirini kovalar. Rory hayatından memnundur. Derken yaşlı bir adam peşine takılır, Rory farkında olmadan büyük bir parka kadar beraber giderler. Rory kitap okurken, yaşlı adam yanına oturur ve selamını verir. Rory'nın kitabı ve yazarlık üzerine sohbet ederler. Yaşlı adam bir hikayesinin olduğunu, Rory'nın bunu yazabileceğini söyler, Rory'i reddedip gitmek için eyleme geçer. Yaşlı adam tam Rory giderken, sana bir yazarın yazdığı hikayenin sidikli bir oğlan tarafından çalınışını anlatacağım tarzı bir cümle kurar ve Rory olduğu yerde donakalır, bir süre sonra arkasını döner ve banka geri oturur. Filmdeki üçüncü ve en göz alıcı metni yazan yazarımız yaşlı adamdır. Metnin nasıl yazıldığını, hangi duygularla bu metni yazdığını ve metni nasıl kaybettiğini anlatır. Dahası metnin kaybolması yaşlı adamın hayatını baştan başa değiştirmiştir. Filmin bir yerinde "benim sorunum bana kelimeleri hissettiren kadından çok kelimeleri sevmemdi" repliğinde hayatındaki değişimi özetler. Yaşlı adam Paris'te büyük bir aşk yaşamış, sevdiği ile evlenerek çocuk sahibi olmuş, çocuğunu kaybetmiş, eşi bir süre ayrı kalmalıyız demiştir. Bu ayrı kaldıkları sürenin büyük kısmında ise Rory'nın yayınladığı kitabı yazmış ve aşık olduğu kadına bunu vermiştir. Kadının eve döndüğü trende ise yazılmış olan hikaye Rory'nın yıllar sonra antikacıda bulduğu çantanın içinde trende kalmıştır. Bu hikayeye kadının sahip olmamış olması adamı yaralamış ve ilişkinin ipleri kısa bir süre sonra kopmuştur.
Filmin hikayesi üç katmanlıdır. Clay bir yazar olarak topluluğa Rory'nın yaşlı adamın hikayesini bulmasını, yaşlı adam ile karşılaşmalarını, Rory'nin hayatında değişenleri anlatırken, Rory'nin bulduğu metin ise yaşlı adamın geçmişinin bir kısmını bize anlatır. Yaşlı adam ile Rory'nin arasında geçen sohbetten ise hikayenin daha geniş bir perspektifini izleriz. Clay'ın Rory olup olmadığı ise ara ara kurcalanan bir mesele olmuş, seyircinin kafasındaki soru cevaplanmamıştır. Peki tüm katmanlı hikayeyi kurgulayan Clay olabilir mi? Clay bunu "the words" isimli kitabında yapmış olabilir veya anlattıkları gerçeklik üzerinden kurgulanmış da olabilir. Fakat bu kısım hala filmin içinde kalarak tartıştığımız meseleler. Filmin senarist ve yönetmenleri, Brian Klugman ve Lee Sternthal'ın kurguladığı bir gerçekliği film olarak izleriz, peki onlar bu metni bir yerde buldularsa? Ve bunları benim uydurmadığımı umuyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder