(Erra'nın danışmanı, Ateş Tannsı lşum konuşuyor:) "Ey savaşçı Erra, sen
haklıları öldürdün,
Sen haksızları öldürdün.
Sana karşı günah işleyen adamları öldürdün,
Sana karşı günah işlemeyen adamları öldürdün.
Zaman geçirmeden taklimu adakları adayan en rahiplerini öldürdün,
Krala hizmet eden saray adamlarını öldürdün,
Kapı önündeki yaşlı adamlan öldürdün,
Genç kızları yatak odalarında ölüme gönderdin.
Yine de huzura ermeyeceksin,
Yine de kendine, 'Beni hor görüyorlar!' diyorsun,
Kendine böyle diyorsun sen Savaşçı Erra,
'Güçlüleri ezer, zayıflara dehşet saçarım,
Ordunun liderini öldürür, orduyu dağıtırım,
Tapınaktaki en kutsal yeri harap eder, şehrin gururu olan surlardaki mazgalları yıkarım.
Palamarları koparır, tekneleri akıntıya bırakırım,
Kıyıya ulaşamasın diye dümeni parçalarım,
Sereni yıkar, halatını koparırım.
Bebekler yaşamasın diye memelerdeki sütü keserim,
Küçük dereler bereketli sularını akıtmasın diye pınarların önünü tıkarım.
Erkalla'yı (yani Yeraltı) sallar, gökleri titretirim,
Şulpea'nın (lupiter ile özdeşleştirilen bir Sümer tanrısı) ışınlarını gönderir, gökten yıldızları indiririm,
Agaç kökleri kesilir, yeni filizleri gelişmez,
Tepesi sallansın diye duvarı temelinden sarsarım.
Tanrıların krallarının oturdukları yere gider, meclisin etkisini yok ederim.'"
Savaşçı Erra ona kulak verdi,
İşum' un ona söyledigi sözler en saf yağ kadar hoşnut ediciydi.
Savaşçı Erra şöyle dedi,
"Deniz ülkesi koruyamaz Deniz ülkesini, ne Subartular koruyabilir Subartu'yu ne de Assurlular Assur'u,
Ne Elamlılar Elam'ı ne de Kassitler Kassit'i,
Ne Sutealılar Sutea'yı koruyabilir ne de Guti'ler Guti'yi
Ne Lullubiler Lullubi'yi koruyabilir ne ülke ülkeyi, şehir şehri
Kabileler de kabileleri koruyamaz, insan insanı, kardeş kardeşi, hepsi birbirini bogazlayacak."
(Cagni 1 977; Dalley 1 989 [Ol] 282-3 1 5; Foster 1 993 [Ol] bölüm iV C 1 6)
Destan, Marduk'un huysuzlanarak Babil'den ayrıldığı ve yerini dert ve yeraltı tanrısı, egemenlik dayatmaya istekli Erra'ya bıraktığı koşullar anlatır. Sonuç karışıklık dönemidir: İç savaş, cinayetler, hastalık, başkaldırı, altüst olmuş bir dünya. Burada tasvir edilen koşulları kesin olarak tarihlemek olanaksız olmakla birlikte (zaten bunu denemek boş ve yersiz olur), yaklaşık 1050 ile geç 10. yüzyıl arasında Babil'de yaşanan dönemin yukarıdaki ünlü metinde anlatılanlara yakın koşullardan geçtiğini varsayabiliriz.
Kaynak: Amelie Kuhrt, Eski Çağ'da Yakındoğu MÖ. 3000-330, c. I, (çev. Dilek Şendil), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2010, s. 498-499.
DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI
16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...
8 Mayıs 2018 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder