DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

10 Şubat 2024 Cumartesi

EURIPIDES'İN KYKLOPS ESERİ

 
EURIPIDES'İN KYKLOPS ESERİ

Euripides, M.Ö. 5. yüzyıla damgasını vuran tragedya yazarlarından birisidir, gençliğinde sporla ilgilenmiş, daha sonra resme merak salmış ve resimlerinden söz ettirdiği yetmemiş, tragedya yazarlığına soyunmuş ve bu sayede tabiri caizse tarihe ismini altın harflerle yazdırmıştır. Daha bitti mi bitmedi, felsefeye de ilgi duymuş Anaksagoras'tan dersler almış, Protagoras ve Sokrates gibi isimlerle arkadaş olmaktan geri durmamıştır. Sokrates'in onun sahnelenen eserlerini izlemeye tiyatroya geldiği bilinmektedir. Aristoteles'in Euripides'in tragedyası konusunda eleştirisi olmuştur: "Sophokles karakterleri olmaları gerektiği gibi gösterirken, Euripides onları oldukları gibi gösterir." Çağdaşları tarafından 'sahnelerin filozofu' olarak selamlanması da dikkati çeker. 


Euripides'in Kyklops eserine gelirsek, Homeros'un Odysseus'u Troia Savaşı sonrası 10 yıl boyunca maceralardan maceralara sürüklediği olaylardan biri olan Kyklops adasına sürüklenmesini ele alır. Elbette iki eserin anlatımı birebir aynı değildir. Kyklops eseri Satyrikon olarak sahnelenmek üzerine yazılmıştır, bu ne demektir? Dolu dolu bir tragedya eserinin sahnelenmesinden sonra seyirciyi biraz rahatlatmak üzere, günümüzde skeç diyebileceğimiz bir tarzda kısa, alaycı, komik, müstehcen bir oyunun sahnelenmesidir. İsmi Dionysos'un maiyeti olan yarı keçi, yarı insan mahlukattan gelir. Satyrikon eserlerinde koro satyrlerden oluşur. Birçok Satyrikon eserine dair fragman veya belirli bölümleri kalsa da sadece Euripides'in Kyklops satyrikon eseri günümüze tam olarak ulaşmıştır. Euripides günümüze en çok tragedya eseri ulaşmış isim olmuştur. Euripides'in günümüze 19 adet eseri ulaşmıştır, 92 eser kaleme aldığı düşününce insan neleri okumaktan aciz kaldığına hayıflanıyor. 


Bir satyrikon eseri olan Kyklops'a gelecek olursak, tık tık kimse var mı orada? Ben geldim, içimdeki Kyklops'u ararım. Kykloplar kimlerdir, Euripides'in eserinde Poseidon'un çocukları gibi selamlansa da mitoloji de Uranos ve Gaia yani gök ile yerin çocuklarıdır. Zeus'a ateşi ve şimşeği verenlerdir. Titanlarla olan savaşta tanrıların yanında yer almışlardır. Bu açıdan zaman zaman Zeus'a kafa tuttukları görünür, Euripides'in eserinde de buna uygun dizeler mevcuttur. Alınlarının ortasında tek gözleri olan devlerdir. Evet evet Dede Korkut'u biliyorsanız oradaki tepegöze benzerler, benzerlik sadece tek göz olmaları değildir, koyun etini ikisi de bayılarak yer, insan etine de hayır demezler. Şimdi hatırlayamadım bizim tepegöz şarap sever mi? Herhalde kımız sever, ne dersiniz? Euripides'in Kyklobu şarabı buldu mu katıksız içer. Neyse gelin biz Kyklops eserine dönelim, dönelim dönelim nerelere dönelim. 


Birgün gafil korsanlar Dionysos'u kaçırırlar, tabi yine sarhoş yoksa ne mümkün tanrıyı kaçırmak, Dionysos'un maiyeti olan satyrler başlarında Silenos isimli satyr ile onu aramaya başlarlar derken başlarına binbir musibet gelir, Kyklopların yaşadığı adaya düşerler, Polyphemos isimli Kyklobun köleleri olurlar, koyunlarını güder, mağarasını temizlerler. Derken bizim çileli Odysseus'umuz da maiyeti ile(yoldaşları) adaya sürüklenirler. Aç oldukları için Silenos'dan yemek isterler, başlar pazarlık al külah ver külah, Dionysos'un testisini Odysseus pazarlık konusu yapar, dur bu testi İsa'nın suyu şaraba çevirmesi kadar dikkat çekici, dök döke bildiğin kadar bitmez bir testi bu. Gılgamış yok ölümsüzlük yok gençlik peşinde koşacağına su testinin peşinde koşaydın. Silenos şarabı duyunca kulakları dikelir, keçi tüyleri kabarır, Kyklobun mallarını testi karşısında vermeye kalkar. Testi de testi haaa, Silenos çoktan uçuyor havada. Al gülüm ver gülüm olmadan kim çıkagelir, Polyphemos çıkagelir. Silenos Odysseus'u mağaraya sokar ama Kyklop onları fark edince pazarlık eden kendisi değilmiş gibi Odysseus'u ve yoldaşlarına hırsız bunlar der. Bir de Silenos'un sarhoşluğunu ne sansın Kyklops, dayak yemiş sansın, olacak iş mi? Silenos hiç renk verir mi? Vermez. Kyklop mağarada sıkışan insanları yakalamadan önce hazırlığını yapar, ocağı yakar, yatacağı yeri hazırlar, iki yoldaşı sonra yakalar, bir kısmını haşlar bir kısmını ızgara yapar, mideye höp höp löp löp götürür. Bizim Odysseus'u bilirsiniz, kurnaz tilkinin tekidir, aklına bir fikir gelir, elinde hiç bitmeyen bir şarap testisi vardır, Dionysos'a şükretmeden olmaz, bir testi de bize gerek. Odysseus, şarabı içirecek Polyphemos'a sarhoş edecek, o sarhoş olurken büyük bir mıhı ateşte, mıhlayacak ki tek gözü olan Polyphemos'u kör etsin. Bir bakmışız Polyphemos sarhoş şarkılar söylüyor, Silenos'a sarkıntılık etmeden duramıyorum, uykuya dalınca Odysseus boş durmuyor, mıhlıyor namussuz Polyphemos'un gözünü. Tek gözlü canavar oluyor size kör göz, aman yüce Zeus düşman başına. Acılar feryatlar, intikam hırsı ama kör, dön döne bildiğin kadar mağarada oturursun makatının üstüne. Bir sağdan sesleniyor Odysseus bir soldan, bir sağdan makatının üstüne bir soldan. Kyklop makatının üstüne oturadursun, Odysseus kendi yoldaşları ve satyrler ile adadan ayrılmaya yol tutsun, seyirciler perdenin kapanması ile evlerine mi tuvalete mı koşa dursun,ben de gideyim ocağa bir kahve koyayım, madem bir kitap bitti, başka bir maceraya atılayım. Sizin maceranız neden Euripides'in Kyklops eseri olmasın?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder