Arsakların kökeni Hazar Denizi’nin doğusunda yaşayan göçebe bir kabileye dayanır. Kurucusu Arsakes’ten ötürü ‘Arsaklılar’, İran’daki ilk merkezi Partiya’dan dolayı Partlar olarak adlandırılırlar. Arsaklar aynı zamanda Ahameniş kitabelerinde isimleri geçmektedir. Bu kitabelerden bölgenin bir Ahameniş satraplığı olduğu anlaşılmaktadır. Seleukos Devleti döneminde de bir satraplık olarak varlığını sürdürüyordu. M.Ö. 3. yüzyılın ortasına gelindiğinde durum değişecekti. Arsak devletinin kurucusu Arsakes, doğudaki Seleukos güç boşluğundan yararlanarak Parthia Satraplı’ğını ele geçirdi. Seleukos Devleti batı bölgesinde meşgul oldukları için bu duruma karşı önemli bir tepki gösteremediler. Arsakes, M.Ö. 247 tarihinde taç giyerek Arsak Hanedanlığı’nı kurdu. M.Ö. 239 tarihinde Seleukos Devleti’nden asıl kopuşları başladı. III. Antiokhos zamanında Seleukos Devleti’ne bağlı oldukları düşünülürse Seleukos Devleti, Arsakları tekrar hâkimiyetini kabul ettirdiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Fakat bu durum uzun süreli değildi. I. Mithradates (M.Ö. 171-138) zamanında tam anlamıyla Arsak bağımsızlığı sağlanacaktır. I. Mithradates bölgede egemenliğini sağladıktan sonra bir taraftan Baktria’ya topraklarına bir taraftan da Media bölgesine doğru genişlemişti. M.Ö 148 tarihinde Media’yı ele geçirerek Babil’e ilerlemişti. Mezopotamya topraklarında kazandıkları başarılar, doğudan gelen göçebe saldırılarından dolayı kalıcı olmayacaktır. Ancak II. Mithradates döneminde (M.Ö. 123-88) Mezopotamya toprakları da devletin sınırları içine alındı. Arsak hâkimiyetindeki topraklar “Fırat nehrinden başlayıp Mezopotamya, İran Körfezi ile Hint denizi arasındaki toprakları kapsayarak kuzeybatı Hindistan’a kadar, kuzeyde Hazar denizinden Kafkaslara kadar” uzanmaktaydı. Roma ile karşılaşan Seleukos Devleti ortadan kalkmış ve yerine Roma’nın karşısına Arsak Devleti geçmişti. Roma ile uzun mücadeleler, Arsak Devleti’nin iç dinamikleri ve Doğu’da yeni bir gücün yani Sasani Devleti’nin kurucularının ortaya çıkması Arsak Devleti’nin sonunu getirdi. M.S. 227 tarihinde Ardahşir, son Arsak hükümdarı V. Artabanus’u yendi ve Sasani Devleti’ni kurdu.
Arsakes döneminde Ahameniş gelenek ve hâkimiyet anlayışına başvurulmaya başlanmıştı.88 M.Ö. 2. yüzyılda “krallar kralı” unvanı kullanılmaya başlanmıştır. M.S. 1. yüzyıldan kalma yazıtlarında “büyük kral” ve “krallar kralı” unvanlarını kullandıklarını biliyoruz. Ayrıca Nisa’dan bir belge Ahameniş kral unvanını benimsediklerini doğrulamaktadır. Arsaklar kendilerini hem Ahameniş hem de Makedonya(Seleukos) geleneğinin devamcısı ve onların hâkimiyet alanını kendi hâkimiyet alanı olarak görüyorlardı. Tacitus’u aktardığı metin bunun bir göstergesidir. Metne göre Arsak hükümdarı II. Artabanos M.S. 35 tarihinde Romalılardan eski topraklarını şöyle talep etmiştir:
“Aynı zamanda eski Pers-Makedonya sınırına işaret etti ve çalımlı tehditlerle, Kyros ve daha sonra da İskender’in hüküm sürdüğü topraklara gireceğini ilân etti.”
Arsaklar döneminde İran’da Orta Farsça, Part dili, Sogd dili, Horezm dili ve Batria dili konuşulmuştu. Devletin batısında ise Ermenice, çeşitli Kafkas dilleri, Babil dili, Arami ya da bir Sami dili kullanılmıştı. Devletin çeşitli bölgelerinde Yunancanın kullandığı bilinmektedir. Öncesinde Parthia eyaletinin dili olan Part dili Arsak Devleti’nin dili olmuştur. Ayrıca Yunancanın Arsak Hanedanı zamanında devlet dili olarak kullanıldığı, madeni paralar üzerindeki Yunanca yazılardan anlaşılmaktadır. Ayrıca Yunanca yazıtlar, Medya, Ermenistan, Mezopotamya ve Susanya’dan keşfedilmiştir. Wiesehöfer’e göre Arsaklar, Ahameniş ve Seleukos öğelerinin birleştiricisi ve “Doğu-Batı arasında fikir ve mal aracısı” oldukları görüşü kabul görülmektedir.
Sasani Devleti, Ardahşir’in Arsak Devleti’ni yenmesi ve ortadan kalması ile kuruldu. Roma’nın karşısındaki güç olan Arsakların yerine geçecek kadar güçlendi. Ardahşir Döneminde Sasani Devleti’nin sınırları “Batı Afganistan topraklarını içerecek şekilde Horasan’ı; batıda, Orta ve Aşağı Mezopotamya topraklarını kuzeyde, Azerbaycan ve Ermenistan” topraklarından oluşmaktaydı. Romalı Tarihçi Herodian’dan öğrendiğimize göre Ardahşir, Ahameniş İmparatorluğu sınırları hakkında bilgi sahibiydi. Eski Ahameniş topraklarını geri elde edeceğini söylemekteydi. Sasani Devleti her zaman gücünün Sasani Devleti için bu amacın daimi olduğunu gösteren kanıtlardan biri ise II. Şapur’un “atalarımızın imparatorluğu Struma Irmağ’na ve Makedonya sınırlarına kadar uzanmaktaydı, sizin kendi tarihinizde bunu doğrulamaktadır; dolayısıyla buraları sahiplenmek benim de hakkım” sözlerdir. Doğu Roma ile sürekli mücadele halinde olan Sasani Devleti M.S. 626 tarihinde İstanbul’u kuşatmıştı. Sasani Devleti her zaman gücünün doruk noktasında değildi, mesela şu olaylar yaşanmıştı: Narses (M.S. 293-302) zamanında Roma’ya yenilmişlerdi. Peroz (M.S. 457-484) döneminde ise bir süreliğine Hunlara haraç ödemek zorunda kalmışlardı.96 Kadisiye Muharebesinde Araplara karşı yenilmişler ve Sasani Devleti içinde bir karmaşa ortamı ortaya çıkmıştı. Arap ordularından kaçan III. Yezdigerd’in (M. S. 624-651) öldürülmesi ile Sasani Devleti son buldu. Sasani hükümdarı I. Şapur dönemi yazıtlarında “krallarının kralı(O.F. Şahan Şah; Yunanca: Basileus Basileon)” unvanı kullanılmaktaydı. Sasani hükümdarı olan I. Hüsrev (M.S. 531-579) döneminde Sasani Devleti’nin yönetim anlayışı, “krallık orduya, ordu paraya dayanır; para arazi vergilerinden, arazi vergileri de tarımdan sağlanır. Tarım adalete, adalet yetkililerin dürüstlüğüne, dürüstlük ve güvenilirlik de kralın sürekli uyanık olmasına bağlıdır” şeklinde özetlenmektedir.
“Krallık orduya, ordu paraya, para harac’a, harac da toprak ekimine, toprak ekimi adalete, adalet memurların dürüstlüğüne, memurların dürüstlüğü vezirlerin güvenirliğine dayanmaktadır ve her şeyin başı, kralların heveslerine karşı uyanıklığı ve onun onlara hakim olup, onların ona hakim olup, onların ona hakim olmamasını sağlayacak şekilde yönlendirmesi yeteneğidir.”
|
I. Ardahşir ve Ahura Mazda; Nakş-ı Rüstem Kabartması
|
Yasin Çetin, Mezopotamya ve İran Mitolojilerinde Tanrı Anlayışı, Konya 2019, s. 25-27.
|
Gümüş Drahmi, Arsak(Part) Dönemi, I. Mithradates ve Verethragna(Heracles): ΒΑΣΙΛΕΩΣ ΜΕΓΑΛΟΥ ΑΡΣΑΚΟΥ ΦΙΛΕΛΛΗΝΟΣ |
|
Arsak (Part) Dönemi, IV. Phrates Drahmi, M.Ö. 1. yy.; ΒΑΣΙΛΕΩΣ ΒΑΣΙΛΕΩΝ ΑΡΣΑΚΟΥ ΕΥΕΡΓΕΤΟΥ ΕΠΙΦΑΝΟΥΣ ΦΙΛΕΛΛΗΝΟΣ |
|
Gümüş Drahmi, Arsak(Part) Dönemi, I Osroes |
|
Behistun Kabartması Çizimi, 1684 yılında tamamen yok olmuş, 1673 yılında Grelot'un çiziminden biliniyor, Arsak(Part) Dönem
|
|
I. Bahram, Altın Para, Sasani Dönemi
|
|
II. Bahram ve III. Bahram, Sasani Dönemi |
|
II. Bahram, Kraliçe ve Veliaht, Sasani Dönemi |
|
Narseh, Altın Para, Sasani Dönemi |
|
II. Şapur, Altın Para, Sasani Dönemi |
|
II. Şapur ve III. Şapur, Tak-ı Bostan Kabartması, Sasani Dönemi |
|
II. Şapur, Altın Para, Sasani Dönemi |
|
II. Ardahşir, Gümüş Para, Sasani Dönemi
|
|
III. Şapur, Kaplanı Öldürüyor, Tabak, Sasani Dönemi |
|
I. Yazdegerd, Geyik Öldürüyor, Tabak, Sasani Dönemi, 5. yy. |
|
IV. Bahram, Gümüş Para, Sasani Dönemi, 4. yy.
|
|
I. Yazdegerd, Gümüş Para, Sasani Dönemi
|
|
II. Yazdegerd, Altın Para, Sasani Dönemi |
|
III. Hürmüz, Aslan Avı, Sasani Dönemi |
|
I. Peroz, Altın Para, Sasani Dönemi |
|
I. Kavad, Av Sahnesi, Tabak, Sasani Dönemi |
|
Camasb, Gümüş Para Sasani Dönemi |
|
I Kavad, |
|
I. Hüsrev, Gümüş Para, Sasani Dönemi |
|
I. Hüsrev, Tabak, Sasani Dönemi |
|
II. Hüsrev, Gümüş Para, Sasani Dönemi |
|
IV. Hürmüz, Gümüş Para, Sasani Dönemi |
|
VI. Bahram, Altın Para, Sasani Dönemi
|
|
Boran, Gümüş Para, Sasani Dönemi |
|
Azarmidokht, Gümüş Para, Sasani Dönemi |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder