Dünü bugünü
ve yarını ile
Anadolu’nun
Epigrafileri
24 – 27 Nisan
2018
AKMED
Konferans Salonu, ANTALYA
Sempozyum
Kitapçığı
(Genel Bilgi
/ Program / Özetler)
Prof. Dr. Recai Tekoğlu |
Anadolu’nun alfabetik yazıları(Özet)
(25 Nisan, Çarşamba, 11.20-12.00)
Yeni bir yazı sistemi olarak alfabe düşüncesi MÖ 1. bin yılın başlarında geleneksel Anadolu kültürlerinin coğrafi sınırlarındaki insanları etkilemeye başladığında, MÖ 2. binyıldaki politik ve kültürel köklerini hala koruyan yerel yönetim teşkilatları, devlet düşüncesi hala Hattuşa sonrası olaylarla şekillendiği için, alfabe yazı sistemini gönüllü olarak benimseyip uygulamaya çok hazır değillerdi. Bazıları; kraliyet aile üyeleri, rahipler ve kâtipler de dâhil olmak üzere Hattuşa entelektüel çevrelerinin haleflerinden miras kalan uygulamaları takip etti; yani atalarının kültürü olan tutucu bir ideolojiye dayalı Anadolu hiyeroglif yazısını kullanmaya devam ettiler. Bazıları tam bir gelenek oluşturamadan kısa bir süre varlıklarını devam ettirmiş ve akabinde hemen yok olup gitmişti. Bazıları tarihsel geleneği çağdaş uluslararası beklentilerle birleştirmişti. Ve bazıları kültürel aktivite alanlarını domine eden mevcut ideolojik eğilimlere dayanarak yeni bir yol tutturmuştu. Alfabenin yayılımının MÖ 9. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Suriye-Anadolu devletlerinde aşama aşama gerçekleşmiş olması olasıdır. MÖ 2. binyıldan geriye kalan kültürler üzerinde en belirleyici etki uluslararası toplulukların dikkatini çeken Fenike alfabesinin gelişiydi. Bu etki Kuzey Sami nüfus gruplarının güney Anadolu içlerine olan göçüyle ilişkili değildir. Sam’al kralı olan Luvi’li Kilamuwa Anadolu kültürlerinin tarihi ve geleneksel sınırları içerisinde alfabetik formda düzenlenmiş bir belgeyi kaydeden ilk kişiydi. Bu, çoğunlukla Kuzey Sami halklarının Anadolu içlerine sızması lehine ya da Luvi halklarının politik ve kültürel zayıflığına karşı bir gerekçe olarak yorumlanmıştır. Aşağı yukarı bir yüzyıl sonra, çok dilli ve çok kültürlü toplumların varlığı dolayısıyla Fenike alfabesinin ara ara Anadolu hiyeroglifleriyle birlikte aynı yazıt içinde kullanılması doğal olmuştu ve Luvi olmayan konuşmacılar tarafından okunup tercüme edilmekteydi. Doğu Akdeniz kıyıları yerel ve uluslararası ticari toplulukların fikir alışverişi yapmaları için iyi bir buluşma noktasıydı. Alfabetik belgelerin uygulaması, teknolojisi ve metodolojisi hakkındaki bilgilerin Batı Anadolu’ya, Ege Adaları’na ve hatta Yunanistan’a bu tip çok kültürlü buluşmalar aracılığıyla yayılmış olması olasıdır. Pek çok tarihçi ve dilbilimci tarafından önerilen ve kabul gören, Yunanlıların alfabetik yazı sistemini Batı Sami halklarından, daha çok da Fenikelilerden alıp bunu Phrygia, Lydia, Karia ve Lykia gibi batı Anadolu kültürlerine ilettikleri fikri tartışılmalıdır. Esasen Anadolu’daki Fenike belgelerinin sıklığı ile Batı Anadolu kültürlerinin yerel yazılarının ortaya çıkışı arasında büyük bir boşluk yoktur. Bu bildirinin amacı, Anadolu’nun yerel alfabelerinin Batı Sami kültürlerinin kültürel etkisinden doğan Proto-Littera-Anatolica’dan türediğini önermektedir.
Fenike Dilinde Temel Yazıtı; Sayda; M.Ö. 6. yüzyıl; İstanbul Arkeoloji Müzesi |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder