DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

11 Eylül 2020 Cuma

ATİYE DİZİSİ VE TARİH

ATİYE VE TARİH


2019 yılının sonlarına doğru ilk sezonu yayınlanan Atiye dizisinin, 2. sezonu 2020 yılının eylül ayında izleyici ile buluşmuş oldu. Göbeklitepe'yi kurgularının içine almaları, başrol oyuncusunun mesleğinin arkeolog olması gibi unsurlar, kültür konusu ile ilgilenen insanların ilgisini çekti. Ne kadar tarihi unsurlardan yararlanılmış bir senaryoya sahip bir dizi olarak karşımıza çıksa da aslında mitik bir kurgu üzerinden ilerlenildiği görülmektedir. 

Hem mitik hem gizemli bir hava yaratılmıştır, ikinci sezonun sonuna kadar aslında neler döndüğünü anlamayız, ikinci sezonun sonunda ise bazı mitik unsurlar gözümüzün önüne konulsa da üçüncü sezona ışık yakan ve olayların tam olarak ortaya konulmadığı bir sezon finaliyle karşılaşıyoruz. Baş karakterimiz Atiye'nin tam olarak ne olduğu, nasıl bir aileden geldiği ve ne amaçla var olduğu pek anlaşılmaz. Bu olgular üzerinden kişi psikolojisi üzerinde sürekli bir merak uyandırılır. Şimdi anlayacağız dediğimiz yerde, bizi bilgisiz bırakırlar. Bunun dozunu iyi hazırlarsanız, izleyicide bir merak uyandırabilirsiniz ama Atiye dizisinin bu durumu bir yerden sonra usandırıcı olmaktadır. 

Atiye dizisi, dizi camiasında orta halli bir dizi olarak yerini alır kanısındayım. İzlemesi keyifli olan dizinin oyunculukları çokiyi olmamakla beraber iyi(kafi). Senaryosu ise ortanın üstünde diyebileceğim bir düzeyde, tek başına senaryosu için dizi izlenecek durumda değil. Ama çekimleri standart bir izleyici için iyi denilebilir. 

Konumuza gelelim, diziye mitik dedik, karakterlerin bir kısmı mitik özelliklere bürünmüş karakterler; bu mitik karakterler genelde Atiye ve ailesinden kişilerden; bir de karşımıza nadiren çıkan uhrevi varlıklardan oluşur. Burada zaman zaman dinler tarihinin konusuna girecek, ana tanrıça, tanrıça, İsis ve Osiris, Adem ve Hava gibi konulara atıf yapılır ama kurguyu etkileyen unsurlar değildir. Bu figürler üzerinden Atiye ve arkeolog Erhan arasındaki ilişkiye gönderme yapılır. Atiye'ye yüklenen muktedir hava ise çok sözde kalmakta, bir tragedyada olmazsa olmaz başkarakterin 'aciz' duruma düşmesi tekrarlanır. Atiye'nin muktedir olması gerekirken, bu kadar aciz gösterilmesi usandırıcı bir hal almaktadır.

Dizide kullanılan sembollerin bir kısmının tarihsel figürler olduğu ama dizi için ana tema olarak kullanılan asıl sembollerin daha çok dizi kurgusu için tasarlandığı anlaşılmaktadır.   

Tarihi mekan olarak İstanbul'u bir kenara bırakırsak, Şanlıurfa(özellikle Göbeklitepe), Adıyaman-Nemrut Dağı, Kapadokya mekanları kullanılır. Göbeklitepe, dizide mistik bir mekan olarak yer alır, ayrıca sürekli senaryo repliklerinde yer alır, gidilmesi amaçlanan yer konumundadır. Nemrut Dağı ise dizinin ilk sezonunda birkaç bölümde yer almış, ancak gerçek tarihselliğine çok gönderme yapılmadan, dizinin mistik amaçları için kullanılmıştır. İkinci sezonda Nemrut Dağı'nın kaderini Kapadokya paylaşır, aynı şekilde dizinin mistik amaçları için kullanılan bir mekan olarak karşımıza çıkar. 

Dizi Göbeklitepe'nin tarihsel konumu ile ilgilenmemekte, ona bir gizem katarak, dizinin kurgusu için kullanmaktadır. Türkiye'de genel kabul gördüğü şekilde tapınak olarak lafı edilir, oysa tapınak alanı olduğu konusu şüphelidir. Bir dizinin işine tapınak olarak işe yarıyorsa, kurgu gereği böyle bir şey yapılması gayet doğaldır. Fakat izleyiciyi uyaralım, Göbeklitepe, farklı grupların toplanma alanıdır, dinsel konumu, ancak toplumsal ve idari yönü yanında yer almış olmalıdır. Yapılan şölenlerde her şeyden önce farklı grupların, sosyal, ekonomik ve idari meseleler için bir araya geldiği ve bir topluluk oluşturduğu fikri kuvvetlidir. Bu topluluğun inançları sembol edilmişse bile, tapınak ve 'hac' merkezi yakıştırması için acele etmemek gerekir. Zira, en az bu varsayım kadar güçlü olan başka varsayımların da var olduğunu unutmamak gerekir. Geç Paleolitik ve Erken Neolitik açısından önemi gittikçe artan Göbeklitepe'nin ilk tapınak ve tarihin sıfır noktası gibi söylemlerden soyutlanarak, tarihsel çizgideki gerçek yerine oturtulması gerekir. Akademik çalışmalar da bu yönde ilerlese de Türkiye toplumuna, turistik amaçlar ve başka nedenlerden ötürü ilk tapınak ve tarihin sıfır noktası gibi yanıltıcı veya eksik bilgiler verilmektedir. Bu dizide de kurgu gereği bu yanlış anlayışa rastlanmaktadır. Fakat, dizi doğası gereği kurgudur, diziden doğası gereği tarih öğrenilemeceği düsturuna uygun olarak, dizinin ve içerisindeki bilgilerin kurgu için verildiğini hatırlatmakla yetinelim. Dizideki bilgilerin doğrusunu öğrenmenin ise tek bir yolu var, uzman kişilerin yazılarını okumak. Uzman kelimesinin altını çizmek istiyorum, zira Göbeklitepe gibi bir konuda, önüne gelen fikir beyan etme ihtiyacı duyuyor ve bu görüşlerin bir kısmı da yanıltıcı nitelikte oluyor. Dahası yapılan bazı belgeseller, Atiye dizisinden daha mistik bir yapıya sahip olabiliyor.

Umarım Atiye dizisinin, Türkiye'nin turizmine bir katkısı olur, aynı zamanda da Göbeklitepe hakkında gerçek bilgi edinmek için bir merak uyandırır. Aynı şekilde Adıyaman'daki Kommagene Krallığı, doğu ile batı arasındaki ilişkileri, Hellenistik ve Pers kültürleri gibi konular da merak uyandırması dileğiyle. 

Düsturumuz, dizi kurgudur, diziden tarih öğrenilmez, dizideki tarihsel bilgiler kontrole muhtaçtır.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder