DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

27 Eylül 2024 Cuma

13 Eylül 1881 Tarihli Angeliaforos'da "Kürtler 1" Başlıklı Metin

 

13 Eylül 1881 Tarihli Angeliaforos'da "Kürtler 1" Başlıklı Metin

Amerikan Misyonerler şirketi tarafından, Yunan harfli Türkçe olarak yayınlanan Angeliaforos süreli yayınının 13 Eylül 1881 tarihli sayısında "Kürtler" başlıklı bir yazı yayınlanmıştır. Bu yazı Erzurum İngiliz Konsolosu Yüzbaşı Henry Trotter'in 1880 tarihli raporuna dayanmaktadır. Bu rapora dair yazılar Angeliaforos'un 13 Eylül 1881, 20 Eylül 1881, 4 Kasım 1881, 11 Kasım 1881 tarihli sayılarında parça parça yayınlanmıştır. Bu blogda bizde 13 Eylül 1881 tarihli yazının çeviriyazımını sunacağız. 


Erzurum'daki konsolosluk, Henry Trotter'in Erzurum konsolosluğu ve söz konusu rapor hakkında daha fazla bilgiyi Muhammed Köse'nin "Erzurum İngiliz Konsolosu Yüzbaşı Henry Trotter'ın 1880 tarihli raporunda Doğu ve Güneydoğu'nun Etnik, Dini, Sosyal ve İktisadi Yapısı" başlıklı makalesinden edinebilirsiniz.  


Yazıda Henry Trotter'ın konsolosluğu ile ilgili bilgi, Köse'nin makalesine bakılırsa karıştırılmış görünmektedir, Erzurum konsolosu olarak geçmesi gerekirken, Diyarbakır İngiliz konsolosu olarak verilmiştir. Erzurum'daki konsolosluğun 1836 yılında kurulduğu hakkında yine Köse'nin makalesinde bilgiye yer verilmektedir. 10 Kasım 1878 yılında ise Henry Trotter Erzurum konsolosluğuna tayin edilmiştir. 1880 tarihinde hazırladığı raporu İngiliz İstanbul Büyükelçiliğine göndermiştir. Söz konusu rapor daha sonra İngiliz Ulusal Arşivine gönderilmiştir. Bu raporun içindeki bilgilerden Kürtler'e dair olan kısımları, Angeliaforos'un yukarıda bahsettiğimiz dört farklı sayısında verilmiştir. 13 Eylül 1881 yılında yayınlanan kısım neler içeriyor?


Yazının ikinci paragrafında Kürtlerin tarihinin başlangıç kısımlarının çok az bilindiğinin malum olduğu, Ksenofon'un "Karduhoi" olarak bahsettiği halkın Kürt olduğu, Selahattin Eyyubi'nin bir Kürt aşireti olduğu malumatına yer verilir. Oradan Sultan Selim'in İran seferi ve bölgenin Osmanlı Devleti'ne geçişinden bahsedilir. İdris'in bölgenin yönetimine gelmesi, bazı Kürtlerin Erzurum ve Erevan'a göç etmeleri ile hududu korumaları şartıyla vergiden muaf tutuldukları bilgileri yer alır. Üçüncü paragrafta Rusların bölgeye ilerledikleri, İranlılar ve Osmanlı ile muhabere yaptıkları, bu muharebeler sonucunda Kürtlerin iskan ettikleri yerlerin üç devlet arasında taksim olunduğuna değinilir. Beşinci paragrafta Sultan Selim sonrasında Kürtlerin Kars'dan Erzurum'a ve oradan Divriğ'e kadar yaşadıkları söylenir. Hakkari ve Mamakanli Kürtleri haricinin Diyarbakır tarafından geldikleri bildirilir. Altıncı paragrafta İdris'e kadar Kürt tarihinin pek bilinmemesine değinilir. Kürtlerin Osmanlı Devleti ile arasındaki sorunlar ve 1834 tarihinde hükümetin  onları itaat altına almak istemesine işaret edilir. Kürtlerin elinde olan bölge "Engürü'den İran'a ve Arabistan'a kadar" olan coğrafya olarak verilir. Mamur olan Diyarbakır'ın ıssız bir çöle döndüğü söylendikten sonra Kürtlerin üzerinde tesirli olduğu söylenen Derebeylerin kaldırılmasına gönderme yapılarak paragraf sona erer. Altıncı paragrafta ise Mehmet Reşid Paşa'nın asayiş ve emniyeti sağlamak üzere görevlendirildiği, Sivas'tan başlayarak Harput ile Diyarbakır'a kadar yaşayan Kürtlerin Osmanlı'ya tabiliğinin sağlandığı söylenir. Göçebe Kürtlerin sadece ağnam vergisi verdiği ve askerlik hizmetinden muaf oldukları, ancak gönüllü olarak askere gittikleri anlatılır. Sonraki paragrafta, Kürtlerin konsolosluk bölgesinde 1000000 nüfusunun olduğu, İran ve Türkiye'de 2-3 milyon kadar nüfusun hesaplandığı bildirilir. Ardından din, mezhep, lisan, yaşam tarzı olarak taksim edilebileceğine işaret edilir ve şöyle sıralanır: "1. Sunni ve Alevi(Şii); 2. Kirmanç ve Zaza; 3. Hazeri ve göçebe; 4. Çiftçi ve Çoban; 5. Aşiret olanlar ve olmayanlar."


"Kirmanç ve Zaza Kürtler" başlıklı yerde ise Kürtlerin büyük kısmının Kirmanç olduğu, Kirmançi ya da Kirtas olarak adlandırılan lisanı konuştukları, geri kalanların ise Zaza lisanında konuştukları söylenir. Zaza kelimesinin kökenine dair tahmin parantez içinde verilir. Bu iki lisandan Zaza lisanının Fars lisanına daha yakın olduğu kanaati dile getirilir. Zazaların yaşadığı yerler hakkında bilgiler verildikten sonra nüfusları hakkında 180000 rakamının söylendiği ama Trotter'a göre 100000 olmasının daha doğru olduğundan söz edilir. Kirmançi lisanı ile Zaza lisanı arasında fark olduğu, bunlardan yalnız birini bilenin birbirini anlayamayacağı söylendikten sonra Kürt lisanında yazılı eserlerin olmadığı, bu yüzden edebiyatlarından söz edilemeyeceği ve Kürt tarihi diye bahsedilen tek kitabın Farsi lisanında olduğu beyan edilir. 13 Eylül 1881 tarihindeki yazı burada biter. Angeliaforos'da yayınlanmış olan rapora dair diğer yazılar farklı bloglar halinde sunulacaktır. Buradaki bilgilerin doğruluğu konusuna girmeden okuyucuya yazıyı sunulmuştur. 


KÜRTLER


1.

Diyarbekir(Τιγιαρπεκὶρ) İngiliz konsolosu binbaşı Trotter(Τρόττηρ) tarafından Kürtlere dair İngiliz hükumetine taktim olunmuş olan resmi bir rapordan atideki malumatı istihraç ederiz.

“Kürtlerin kadim tarihi yahut onların iptidâî zuhuru az malumdur, fakat zann olunduğuna göre Kürtler Ksenofon(Ξενοφὼν) nam müverrihin zikretmiş olduğu Karduhoi(Κάρδουχοι) dırlar. Salibiun’un(Σαλιπιουν) hasmı azemi olan meşhur Selaettin’in(Σαλαεττιν) bir Kürt aşireti reisi olduğu mervidir. Şimdiki Kürtler ilk defa olarak 1514’te, yani birinci Sultan Selim’in(Σουλτὰν Σελιμ) İran şahı Şah İsmail’e(Σάχ Ἰσμαηλ) karşı ettiği muharebeler esnasında devlet-i Osmaniye’nin(τεβλέτι Ὀσμανιγε) tebaiyetine dahil olmuşlardır. Sultan Selim Şah İsmail’e karşı giderken Diyarbekir vilayetinden ve Diyarbekir’in şark cihetinde vaki olup Kürdistan denilen vilayetten geçti ve mezkur vilayetlerin tanzim ve idaresini Bitlis(Πιτλὶς) Kürtlerinden olan İdris nam müverrihe ihale eyledi. İdris mezkur vilayetleri adalet ve hikmetle tanzim ve idare etti. İdris şimdiki gibi o vakit dahi gasb u garetle ve ovalar ve köylerin sekenelerine teaddî etmekle geçilen göçebe Kürtlerine Erzurum(Ἐρζροὺμ) ve Erevan(Ἐρεβὰν) civarındaki yaylalara hicrete mecbur etti. Bu muhacir Kürtler hududu muhafaza etmeleri şartıyla vergiden muaf tutuldular.

Bu asırda Rusların Ermenistan’a doğru ilerlemeleri ve İraniler hem Osmanlılar ile ettikleri muharebeler sebebinden muhacir Kürtlerin iskan ettikleri yerler Rus, İran ve Osmanlı hükumetleri arasında taksim olundular.

Sultan Selim’den sonra taht-ı Osmaniye cülus eden sair sultanlar zamanında cenup cihetinden başka Kürt muhacirleri gelmiş olduğu görünür, şöyle ki şimdi şimalden Kars’dan(Καρς) Erzurum’a ve oradan öteye Divriğ’e(Τιβρικ) kadar mümted olan memleketin her tarafında Kürtler yayılmışlardır. Hakkari(Χεκκιαρὶ) Kürtlerinden ve (Ermenilerin Mamikonian-Μαμικονιὰν- neslinden zannolunan) Mamakanli(Μαμακανλὴ) denilen kabileden maada Erzurum ve Van(Βὰν) vilayetlerinde sakin olan cümle Kürtler iptidade Diyarbekir taraflarından gelmiş oldukları mervidir.

İdris’in vaktinden epeyi yakın vakitlere gelenedek Kürtlerin tarihi pek az malumdur, fakat görünür ki Kürtler Osmanlı hükumeti zaptından çok müddet kalmamışlar ve Bab-ı Ali(Πάπη ἀλὶ) 1834’de Kürtleri zapt u tenkil ile taht-ı itaate getirmeyi düşündü. O esnada Bağdat’ın ve Dersaadetle ne de Turkia’nın(Τουρκια) sair bir çok kısımları ile ihtilâtı var idi. Anadolu(Ἀνατολοὺ) içerisinde bazı büyük şehirlerden ve civarlarından, bir de Karadeniz(Καρατενὶζ) civarında yayılımı olmayan ormanlık ve dağlık yerlerden maada memleketin baki kalan kısmı Engürü’den(Ἐνκουρου) İran’a(Ἰραν) ve Arabistan’a(Ἀραπισταν) kadar saiki kamilen Kürtlerin elinde idi. Vaktiyle etrafında şen ve mamur köyleri ve münbit ovaları olan Diyarbekir ıssız bir çöle tahvil olunmuş idi. Anadolu’nun içerilerinde bulunan ve Kürtler üzerine hayli tesirleri olan Dere beyleri mezkur tarihten evvel kaldırılmışlar idi.

Anadolu içerilerinde gidip asayiş u intizam tesis etmek emr-i mühimmi 1834’te meşhur Mehemmet Reşit(Μεχεμμὲτ Ρεσὶτ) paşaya ihale olundu. Reşit Paşa yirmi bin asakirden ibaret bir ordu ile Sivas’tan(Σιβας) başlayıp Harput’tan(Χαρπουτ) Diyarbekir’e kadar giderek tanzimat icrasına muktedir oldu ve o vakitten beri Kürtler hükumeti- seniyeye az çok itaat ederler amma hala bu günedek göçebe Kürtlerin büyük kısmı hükumete ağnam vergisinden maada başka vergi vermezler ve bilfiil hizmet-i askeriyeden azat olup muharebe esnasında gönüllü olarak orduya giderler.

Konsolosu olduğum dairenin dahilinde bulunan Kürtlerin sayısı ihtimalen 1000000’dan çok eksik değildir. Turkia’da ve İran’da bulunan Kürtlerin mecmu-i miktarı iki milyondan üç milyon kadar hesap olunur, Kürtler din u mezhepleri, lisanları ve yaşamlarının tarzı cihetiyle muhtelif sınıflara taksim olunurlar. 1. Sunni ve Alevi(Şii); 2. Kirmanç ve Zaza; 3. Hazeri ve göçebe; 4. Çiftçi ve Çoban; 5. Aşiret olanlar ve olmayanlar.

Kirmanç ve Zaza Kürtler 

Κηρμὰντζ βὲ Ζαζὰ Κουρτλὲρ


Kürtlerin kısm-ı azemi Kirmanç[Κηρμὰνυζ] dir ve bunlar Kirmançi[Κηρμαντζὶ] yahut Kirtas(Κιρτὰς) denilen lisanı tekellüm ederler, baki kalanlar Zaza lisanına tekellüm ederler.(Zaza kelimesi itimalen “dağ” manasında olan Farsi “Zozan” kelimesinden çıkar.) Kürtlerin bu iki lisanının dahi, hususa Zaza lisanının lisan-ı Farsiye karabet-i azimesi vardır. Zazalar top olup Erzingan’ın(Ἐρζινκιαν) cenup cihetinde ve Erzurum’un cenubi garbi cihetinde vaki dağlık yerleri tutmuşlardır. Bu kabilenin sakin olduğu yerlerin şarki hududu Erzurum’dan Diyarbekir’e kadar temdit olunan hatt-ı müstakimdir, garbi hududu Eufrates(Εὐφράτης) nehri, cenubi hududu ise Haini’den[Χαϊνι] Cermug(Τζερμοὺκ) nam mahale kadar temdit olunan hattı müstakimdir. Zazaca tekellüm eden Kürtler 180000 kadar tahmin olunurlar, fakat bence daha sahih miktarı 100000 nüfus kadardır.

Mezkur iki lisanların farkı o derecedir ki yalnız Kirmançiyi bilen Zazacayı ve yalnız Zazacayı bilen Kırmançiyi anlayamaz.

Zannımca Kürt lisanı muharrer bir lisan değildir, mektup ve sair muharrerat için Farsi lisani kullanılır. Bu ecilden Kürtlerin asla edebiyatı yoktur ve Kürtlerin tarihi diye işitmiş olduğum biricik tarih Farsi lisanındadır.

***

13 Eylül 1881 Tarihli Angeliaforos'da "Kürtler 1" Başlıklı Metin

13 Eylül 1881 Tarihli Angeliaforos'da "Kürtler 1" Başlıklı Metin

13 Eylül 1881 Tarihli Angeliaforos'da "Kürtler 1" Başlıklı Metin

13 Eylül 1881 Tarihli Angeliaforos'da "Kürtler 1" Başlıklı Metin

13 Eylül 1881 Tarihli Angeliaforos'da "Kürtler 1" Başlıklı Metin

13 Eylül 1881 Tarihli Angeliaforos'da "Kürtler 1" Başlıklı Metin












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder