Burada, Yunan harfli Türkçe(Karamanlıca) bir kitapta derlenmiş olan Nasreddin Hoca fıkralarının, 11-20 numaralı fıkralarının çeviryazısını bulacaksınız. Bu eserde, Nasreddin Hoca'ya yakıştırılan fıkraların, kısa birer versiyonunu göreceksiniz. Fıkraların alındığı kitabın künyesi şöyledir:
Meşhur Nasradin Hoca ve Belagat-ı Mezhake yani Gülmekliğe Sağeste Mesuliyet, (Haz. Ioannes Nikolaides), Atina 1908, s. 6-8.
Meşhur Nasreddin Hoca, 1908. |
11. Bir gün hoca devesine binip giderken yolda he(r)nasılsa deve üzerinden atıp telef edeceği sırada arkadaşları gelip hocayı kaldırırlar, kendine geldikten sonra aman arkadaşlar şu yaramaz deveyi tutunda boğazlayayım zira ben insaniyet için üzerine binmişken o beni hem bıraktı hem de o benim üzerime binmek istedi, der.
12. Hoca bir gün 9’unu bir paraya almış olduğu yumurtaların sair mahalde 10 tanesini bir paraya satmaya başlar, dostları böyle ziyanla satışının sebebi nedir, diye sormalarına, dostlar beni alışverişte görmeleri için, der.
13. Hoca bir gün bir kısa esvap giyinip camiye gider, namaz esnasında eğildiğinde hayaları görünmesinde(n sonra) arkasındaki bunun hayalarını tutar, hocada kendi önündeki imamın hayasını tutar, imam bunun üzerine donup hocaya ne yapıyorsun dedikte(n sonra), oda arkamdakine sor, der.
14. Hoca ırmak kenarında otururken birkaç tane kör gelip bunları ırmaktan geçirmelerini rica eylerler, hoca da her birisini birer pula geçirmekle pazarlık edip, birkaç tanesini geçirdikten sonra birini de su alıp götürmeye başlamasına diğer arkadaşlarını çağırıp bağırmalarına hoca asla ehemmiyet vermeyerek ne telaş ediyorsunuz bir pul eksik verirsiniz, der.
15. Günlerin birinde hocanın tanıdıklarından birisi elinde yumurtayı saklayarak gelip buna der ki, bil elimdekini sana bu(r)dan bir çılbırlık vereyim, hoca şeklini söyle de sana haber vereyim demesine o da şekli yuvarlak yüzü beyaz içerisi de sarıdır, der, hoca da öyle ise şalgamı oymuşlar, içine havuç doldurmuşlar.
16. Bir gün hoca kırda gezerken bir danaya rast gelip, bunu tutup evine getirip, boğazlar ve derisini de salar, dananın sahibi arayarak hocanın evine gelip, çağırıp çığırmaya başlar, hocanın bu gürültüden canı sıkılıp, karısına hitaben dananın derisini de şunun yüzüne at da defolsun gitsin, der.
17. Bir gün pazarda gezenlerden biri hocaya bugün ayın 3ümü 4 ümü, diye sorar, hoca da böyle bir şey alıp satmadığımdan ne oluğunu bilmem, der.
18. Bir gün hoca omuzuna bir merdiven alıp bir bahçe duvarına dayayıp, yukarı çıkar ve bahçenin içine girer, bahçivan bunu görmesi ile sen bur(a)da ne geziyorsun demesine, hoca seğirderek merdivenin yanına gelip merdiven satılır mı dedikde(n sonra), be hey ahmak adem merdiven ner(e)de olsa alıp satılır, der.
19. Hoca bir gün tekmil tavuklarını toplayıp, tekmilin boynuna birer parça siyah bez takıp koy verirken, bunun sebebini soranlara, anneleri öldüğü için yas tutuyorlar, demiştir.
20. Bir gün Hocanın tarlasına bir öküz girer, hoca eline bir sopa alıp birkaç tane (v)urduktan sonra öküz kaçar birkaç gün sonra öküzü bir arabanın altında gidiyor görmesi ile defadan birkaç defa daha (v)urur, öküzün sahibi niçin (v)uruyorsun? demesine hoca da o kabahatini bilir, der.
Nasreddin Hoca Fıkraları(Yunan harfli Türkçe), 11-20. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder