DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

26 Şubat 2024 Pazartesi

İMAM MOTORUYLA DÜKKANA GİRER

 

İmam Motoruyla Dükkana Girer


Ertelenmeyen bir alarm görevini yerine getirmiyordur, yataklar yataktan kalkmak için hiç elverişli değildir, o yüzden atalar ağaçta uyurlardı, zira ağaçtan kalkmak kimsenin şikayet edeceği bir şey değildi. İşte gün aymış, dilek kuyusuna atılan bozuk paralar yığılmış, kuyudan duyulan tek ses Şahmeran'a aitmiş, "ah kafam" ve ardından pazar dönüvermiş pazartesiye. Bulutlu bir hava pazartesiye çok yakışmış, insanlara söyleyin pazartesi yapılacak kombin elbette gridir ve gri bir kediniz varsa onun adı kaçınılmaz olarak dumandır. Hava bulutluysa bir zahmet şemsiyenizi yanınıza alıverin dostlar, kapıyı kilitlemeyi unutmayın, kırmızı elmayı yerken cadıyı akıldan çıkarmayın. Şimdi ben metroya yol tutmuşum, çoktan alıştım yürüyen merdivenlere, ah işte evet depo trenine yakalanmadım, açılan iki kapı ama lütfen inenleri bekleyelim, duraklardan Çankaya'ya ulaşalım. Kemeraltı'na köşesinden girip Düğme ismi geçen bir tuhafiyeciye girip emanet malzemeyi bırakalım, davet edilen çaya hayır demeyelim. Rengarenk iplikler, abla yün iplikler üst katta, paltonun kemerine uyacak bir toka kutuda, buz mavisi kuş tüyü tezgahın altında ve raflarda nicesi rengarenk bir dünya. Çayı getiren yaşlı bir amca, laf etmiyor ama yüzünden belli emekli maaşından ve enflasyon canavarıdan hoşnutsuz; iki espriye herkes hasret, yüzlerde ufacık tebessüm umudu baki, kimsenin de cimri olduğu yok, işte hoşsohbet. Şimdi çıkalım Kemeraltı'dan Basmane'ye doğru yol alıp sağa sapalım. Bir kırtasiyeye ulaşalım, rengarenk kalemlerle dolu, bir zıtlık yaratıp siyah kalem alalım. Yetmiş yedi sayfalık çıktı fotokopi makinesinden çıkarken biz salepleri söyleyelim, havadan sudan sohbetler edip, bir kimya firmasının uyanık satınalma elemanını hedef tahtamıza koyalım, salepler gelince salep gurmesi olalım, yok güzel abim sen meftun ettin bizi salebe, seni tanımadan bilmezdik, biz salep denizinde yüzmezdik. Müşteriler gelip gidiyor, kapıda yaşlı bir adam beliriyor, ardından bir kedi geçiyor, bu kedi buranın yerlisi mi? Yerlisi. Bakıyor musunuz? Biz değilse de esnafın çoğu bakar, şu esnafın yedi, bu esnafın dört kedisi var, yaşlı amcanın boynu bükük tek kedisi var, dosyasını alıp kapıya yöneliyor, kedinin yemek yediğini görüp, 'bak nasıl da yumulmuş yemek yiyor' diyor, kırtasiyeci yanına gidiyor, bir süre kediye bakıp vedalaşıyorlar. Ah dostum muhabbet süper, kediler harika, gitme vakti geldi, unutulan bir şey var mı? Kalemler alındı, evraklar çantaya konuldu, rengarenk kağıtlar geride bırakıldı. Metroya yüründü, Oscar Wilde'dan bir kitap öne açıldı, on sayfa okundu derken durağımıza geldik. Küçükpark arasından sıyrılıp, kalabalığı yarıyoruz, bir zamanlar bağ olan yerlerde şimdi evler, altlarına doluşmuş kafecikler, içi dolu turşucuklar. Esnaf ziyareti bitmez biz de bir kunduracı, alınmış ayakkabıların faturasını keseceğiz, bugün ben sade kahvemi içmedim, kahve teklifini de geri çeviremem şimdi, kahveler söyleniyor, biri sade biri şekerli, fatura kesiliyor hepsi topuklu, KDV dersen %10cuk, %8cikden oldu yakın zamanda, bab-ı alî bize bayılıyor. Dükkan sahibiyle muhabbetteyiz, laps birisi sandalyeyi çekiyor, tanışıyorlar; Bornova çocuğu beyanı o yönde, anne tarafı tehlikeli, baba tarafı tehlikeli, anladın, görevimiz tehlike, beyanı esastır. Belediye çalışanı, mezarlıklara dolu dolu tabutlar taşıyor, anladınız, psikolojisi biraz bozuk, beyanı aman neyse. Bir motorluya çarpmış, delikanlılık onda, motoru bağlatmamış, aman allahı var, hatasını kabul ediyor dönerken sinyal vermemiş ama o da kör noktasına girmiş, asıl hatalı o, beyan o yönde. Ama o delikanlı, biraz da deli kanlı, abiliğini yapmış, masraf ne koçum, beş kağıt, borç harç içinde yollamış, bir de ameliyat var, ekstralar kesilecek bu hesap pazara nasıl uyacak, derken abi benim aynalar da gitmiş sen de kağıt bitmez, bizimki delikanlı tansiyon daha kanlı, fırlamış, hani karşımda olsa bıçaklayacağım, beyan o yönde, geçende bıçak almışım, yanlış anlama benim ev biraz kuytuda, medciler var, hani bana geleceğine bir şey olursa onlara gelsin, anladın. Bir insanın on iki saat kafası ağrırmıymış, derken telefon çalıyor bir imam, hocam falan filan derken telefon kapanıyor, sevgiliye imam nikahı kıymıyor, motorla imam efendi geliyor, hocamız sporu seviyor, bizim deli kanlı ile sarılıyorlar, belli ki hoca efendi de biraz deli kanlı. Hoş sohbet çaylar geliyor, hocadan dükkanı okumasını istiyor, beyanım esastır, bir ara imam efendi dükkanı okuyor. Esnafın yakında düğünü olacak, mehir falan biliyor bu ikinci güzel abim, imam efendi ciddili imam nikahı kıyacak mısın? Kıyarız. Zamanı haber edersiniz derken imam efendinin cenazeye yetişmesi lazım, nescafeye zaman yok, aman hocam vah hocam, bir nescafemizi içmeden gitme, yetişemem aman, bak ezan okunuyor, derken vedalaşma zamanı çatıyor, imam efendi yoluna gidiyor, gelen geçen bizim bornovalıya selam veriyor, arkalarından bağırıyor, mezarlık imamı buradaydı a canım. Ya kardeş mezarlık imamı tanıdık, gasil tanıdık var. Biz de bir hastalık var, siyasi tanıdıkla böbürleniriz, ne güzel böbürleniyordun, gasil var, mezarlık imamı var, ölüler var; şimdi nereden çıktı bu belediye başkan adayları, siyasi abiler yapma bee delikanlı. Curcunayı bulmuşum, kahve diyorlar içiyoruz, çay diyorlar içiyoruz, nescafe diyorlar içiyoruz, delikanlı gidiyor, beni de listeye gasilden sonra yazıyor, artık benim de pamuk tıkayacak imam tanıdığım var. Delikanlıdan sonra ben de iş yerine geçiyorum, orada da kahve içiyorum artık reflü bir selam vermeye hazır, göğüs ile karın arasında hafif bir yanma, aleykümselam. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder