ALANYA ARKEOLOJİ MÜZESİNDE BULUNAN YUNAN HARFLİ TÜRKÇE KİTABE VE MEZARTAŞLARI |
Alanya Arkeoloji Müzesi içerisinde bulunan Yunan Harfli Türkçe olarak kaleme alınmış olan kitabe ve mezartaşlarının çeviriyazımını burada vermek istedim. Arkadaşım A. Onur Çalışır'ın isteğim üzerine gönderdiği Yunan Harfli Türkçe eserlerin görselleri üzerinden hazırlanan bu blog için kendisine ve fotoğrafları çekmiş olan Özgü Sezin Baltacı'ya teşekkür ederim.
Yunan harfli Türkçe kullanan kültüre sahip insanlara Karamanlı/Karamanlides ve dillerine Karamanlıca/Karamanlidika denildiği için insanlarda yanlış bir intiba oluşabilmektedir. Türkiye'nin belirli bir bölgesine özgü bir kültür olmaktan ziyade dört bir tarafına yayılan bir kültür grubu ile karşı karşıyayız. İç Anadolu'da kültür izleri takip edilebilmesi yanında Adana, Amasya, Manisa, Antalya, Isparta, Mersin(v.b.) ve özellikle İstanbul'da önemli bir kültürel grup oldukları anlaşılmaktadır. Bu kültür grubunun temel özellikleri Anadolu'da Ortodoks Hristiyan olarak Yunan Harfli Türkçeyi kullanmalarıdır. Bu kültür grubu yaşadığı coğrafyadan, Türkçeden, Yunan alfabesi ve Yunancadan, büyük oranda Hristiyanlıktan ve komşuları olan insanları aracılığıyla İslam'dan(bu Türkçe üzerinden geçen bir unsurdur, mesela Allah kelimesini kullanmaktan imtina etmemişlerdir) beslenmiştir. Osmanlı Tarihi'nin önemli bir kısmında izleri takip edilebilen bu kültür grubunun kimliği, Osmanlı topraklarına milliyetçi fikirlerin gelmesi ile önem kazanmıştır. O güne kadar Hristiyan kimliği ile öne çıkan insanların birden Yunan mı yoksa Türk mü olduğu tartışılmaya başlanmıştır. Çoğunlukla kültürlerinde bir Yunan ya da Türk oldukları izini gösterebilecek unsurlar aranmıştır. Bu çabaların geçmişte de bugün de ideoloji tartışmasının ötesine geçmeyeceği aşikardır. İnsanlar bir arada yaşamayı öğrenene kadar böyle saçmalıklarda debelenmeye mahkumdur. Bir film repliği ile ifade edecek olursak "bu eski bir hikayedir".
Alanya Arkeoloji Müzesi'nde bulunan Yunan harfli Türkçe kitabeler de bu kültür grubu hakkında bize önemli bilgiler sunmaktadır. Bu kültür grubunun yaşadığı yere göre farklılıkları da karşılaştırmalı bir şekilde tespit edilebilir. Başka bölgelerdeki yazıtlarda görülmeyen Θ harfi ile "T" sesinin verilmesi Hıdırellez Kilise Kitabesi örneğinde buna bir örnektir. Kitabede önce "biz" ifadesini kullanılıp daha sonra birinci tekil şahıs ile "yazdırmışımdır" ifadesi kullanılması da bu kitabede dikkat çeken özelliklerdendir. Yerel tarih açısından "Alanyalı" ifadesinin kullanılması önem arz ederken, Yunan harfli Türkçe kullananlar arasında yaygın bir ifade olan ve onların kimliğinin önemli bir parçasını gösteren "Ortodoks Hristiyan Karındaşlarımız" ifadesi dikkati celp etmektedir. "Tarih Bilinmek" ve "Tarihi Yazdırmışımdır" ifadeleri üzerinden tarih bilinci üzerine konuşmak ve bu ifadelere dikkat ederek 19. yüzyıldaki tarih bilinci üzerine çalışmalarda bu veriyi dikkate almak gerekir. Alanyalı Savva'nın kimliğine dair belgeler bulmayı umut etmekteyim. Yine bu kitabede bir dini mekanın tamir edilmesinin toplumsal önemine şahitlik etmekteyiz.
Tophane Yazıtı olarak bilinen mezartaşında müzede ve Nalbant'ın makalesinde "burta" olarak çeviriyazımı yapılan ifadenin "bunta" olduğuna dikkat çekmek isterim. Ayrıca mezartaşındaki Neofitos'un "Hacı Lefter damadı" olarak isminin verilmiş olması toplumsal tarih çalışanların dikkatini çekecektir. Maria'nın mezartaşı ise toplumsal tarihte kadın çalışmalarında kullanılabilecek nitelikte olması yanında edebi veri de içermektedir. Genelde mezartaşlarında "oğlu" ifadesi geçer, bu birinin oğlu olmanın öneminin toplumsal konumunu gösteren veridir. Maria'nın mezartaşında babasının birinin oğlu olduğu ifade edilmiş, ancak ondan sonra babasının kızı olduğu gösterilmek için "kerime" ifadesi kullanılmıştır. Tahminen 14 yaşında ölmüştür, bu genç yaşında öldüğü için "gençliğine doymayan", "atalarının belini büken"; evlenmemiş olduğu için "muradına ermeyen" ifadelerine şiirsel olarak mezartaşında yer verilmiştir. "Ebedi ömrüne göç etmiştir" ifadesi ile ölümden sonraki inanca gönderme yapmasıyla İnanç tarihi verisi taşıdığını da görmekteyiz. Panteli'nin ise 16 yaşında öldüğünü düşünebiliriz, 6 olarak okuduğumuz rakam net değildir, "sini" olarak yazılmış ibare "sene" olarak okunmaya teşne verse de "sin" kelimesinin yaş anlamından ve bağlama daha iyi oturmasından dolayı "yaşı" olarak anlaşılmalıdır. Aşağıda eserleri daha detaylı inceleyebilir, bir gün yolunuz Alanya'ya düşerse yerinde incelemeler yapabilirsiniz.
***
PANTELİ'NİN MEZARTAŞI
YUNAN HARFLİ TÜRKÇE METİN:
ΠΟΥΡΤΑΠΟΥΛΟΥΝΑΝ
ΚΑΡΑΓΙΑΝΗΜΑΧΤΟΥ
ΜΗ ΡΑΧΜΕΤΛΗ
ΠΑΝΤΕΛΗ
ΟΚΟΥΙΑΝ ΡΑΧΜΕ
ΤΙΝΕ ΜΟΙΧΤΑΤΖΤΙΡ
ΣΙΝΙ [16] ΒΕΦΑΤΙΝΙΝ
ΤΑΡΙΧ 1907 ΑΠΡ 14
ÇEVİRİYAZIMI:
BURADA BULUNAN
KARAYANİ MAHTUME
RAHMETLİ
PANTELİ
OKUYAN RAHMETİNE
MUHTAÇTIR
SİNİ [16] VEFATININ
TARİH 1907 NİSAN 14
TOPHANE YAZITI
MARIA'NIN MEZARTAŞI
HIDIRELLEZ KİLİSE YAZITI
Mehmet Vefa NALBANT, "Alanya Müzesinde Bulunan Karamanlı Türkçesiyle Yazılmış Yazıtların Dil Özellikleri Üzerine Bir İnceleme", Dr. Himmet Biray Armağanı Ahde Vefa 25. Yıl, Ed. Nergis Biray-Sema Eynel, Kesit Yayınları, 2021, s. 649-662.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder