![]() |
""Bir Hayatı Kaç Defa Oynayabilirsin? (Nathan Fielder ve Hayatın Sahnelemesi Üzerine)" |
Newyork Yanılsamaları filminde karakter tüm yaşadıklarını bir sahnede tekrar tekrar canlandırır. Film bir yerden sonra neyin sahnelenen neyin gerçek olduğu iç içe geçmiş bir ahvale bürünür. Karakterin yaşamındaki önemli bir zaman dilimini konu alan film, karakterin ölümü ya da ölümünün provası olan bir sahneyle sona erer. Kahramanımız kendi hayatını mı yaşamakta yoksa başkasının hayatını mı sahnelemekte? Seyirci için basit bir yanı var, filmi izliyor ve oyuncunun belirli bir senaryoyu sahnelediğini biliyor; tabi kendisi bir başkasının hayatını sahnelediğinin farkında değilse simülasyon eğlenceli hale gelecektir.
Nathan Fielder'ın The Rehearsal isimli dizisi komedi-belgesel türünde önemli bir konsept sunuyor. Hayatınızda yapmak istediğiniz şeyleri prova etmek ister miydiniz? Nathan müşterilerine tamı tamına bunu sağlama vaadi veriyor. Arkadaşınıza yıllardır yalan mı söylüyorsunuz ve doğruyu söylediğinizde ne tepki vereceğini bilmiyor musunuz? Her yalanın yeni bir yalan doğurmasından bıkkınlık mı geldi? Doğru adres Nathan! Her olasılığın hesaplandığı, olayın gerçekleşeceği yerin maketinin yapıldığı, tekrar tekrar prova yapılıp, olabildiğince tüm olasılıkların göz önüne alındığı bir program!. En baştan arkadaşınıza yalan söylemezseniz, bu kadar çabaya girmenize gerek kalmayabilir.
Abinizle dedenizin mirası konusunda tartışmak mı zorundasınız? Sevgilinizin bir para avcısı olmadığına abinizi ikna mı etmeniz gerekiyor? Doğru adres Nathan! Peki provayı kiminle yapacaksın? Nathan'ın özellikle eğittiği oyuncularla. Peki bunlar nasıl eğitiliyor? Rastgele birini gözlemleyip, onun hayatını birebir taklit etmekle. Onun yaşadığı gibi bir eve taşınmak, onun çalıştığı gibi bir iş yerinde çalışmak eğitimlerinin bir parçası. Nathan bu kişilere eğitim vermek için ne yapıyor peki? Kendisini öğrencisi yerine koyuyor, onun evine taşınıyor(bu sırada öğrenci taklit ettiği kişinin benzeri bir evde yaşıyor), öğrencisinin taklit ettiği işi, öğrencisi tarzında taklit ediyor. Ki onu derinlemesine anlasın ve mükemmel bir oyuncu haline getirsin. Anlayacağınız büyük bir delilik!
Delilikler bitmez tükenmez, bu kalp yerinde durdukça Nathan'ı heyecanla izler. İkinci bölümden itibaren anne olmak isteyen bir kadına, çocuk yetiştirirken karşılaşabileceği zorluklar prova edilmeye başlanır. Dostum ortada doğmuş bir çocuk yok, sadece ihtimal ve arzu var. Peki baba, o da bir olasılık, önce çöpçatanlık sitelerinden birisi baba rolü yapmaya ikna edilir, robot bebek ağladığı zaman ilgilenir, bir, iki ve üç, çekirge zıplar, gece bitmeden adamımız karanlığa karışır. Robot bebek bir bebeğin ağlama düzenine göre ağlatılır ki gerçeklik deneyimi versin. Geceleri bebek oyuncu kullanmak mümkün olmadığı için böyle bir yola başvurmuşlardır.
Bir babaya ihtiyaç var, o zaman kim baba rolünü yapacak? Nathan gönüllü olur. Bir çocuğa babalık yapmalı, evinin işleri ile ilgilenmeli, ayrıca kendi işlerini yürütmelidir. Zaman mefhumu farklı akmalıdır, çocuk hızlı büyür, buna ayak uydurmaları gerekiyor. Ayrıca programda çocuğun başına gelebilecek olasılıklar ele alınmaya çalışılır. Babası ile büyüdüğü olasılık ve babasının bir süre ortadan kaybolduğu olasılık, daha bitmedi ya evi anne terk ederse? Anne deneyimi prova edilmeliyken, annenin olmadığı bir senaryo prova edilir. Bu provada ikisi de oyuncu olan baba-oğul kalır, eh delilikler bitmez. Nathan bir çocuğun büyüme olasılıklarını birkaç bölümde bize vermeye çalışır. Habsburg hanedanı olsaydı, onlar prova yapsın, biz çocuk yaparız derdi.
The Last of Us dizisinin birinci sezon üçüncü bölümünde Bill ve Frank'ın kıyamet dünyasındaki aşk dolu hayatı anlatılır. Bir bölümde yirmi yılı izleriz, tanışma, zaman geçirme, yaşlanma, beraberce ölüme yürüme. Yirmi yıllık yaşam bir saatte deneyimlenir. Bazen acılar, bazen hayatın tatları, birbirine duyulan endişeler. Prova edilmez yaşanır, tabi bir dizi olmasaydı. Neyse ki Nathan'a başvurmazlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder