DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

24 Temmuz 2017 Pazartesi

1913 TARİHLİ KARİKATÜRLER (YUNAN HARFLİ TÜRKÇE AKTİS'TEN)

Yunan harfli Türkçe olarak, "Dini, Siyasi, Fenni, Haftalık Risaledir" alt başlığı ile çıkan "Aktis" süreli yayınının, 1913 tarihli bazı sayılarında bulunan karikatürleri derledim. Karikatürlerin kimisi komik, kimisi siyasi, kimisi de eleştirel boyuttadır.

Berber dükkanında;
Müşteri: -Ayol! senin ellerin titriyor, bir tarafımı keseceksin!...
Berber: -Korkmayınız, ustura kördür.


Mösyö: -Size yadigar olmak üzere bir fino köpeği getirdim.
Madam: -Dul olduğumdan beyaz köpek taşıyamam.


 Kız: -Sizi artık almayacağım.
Mösyö: -Bu sözünüz üzerine saçlarımı yolasım geliyor.


Mösyö: -Sevgili madamım, işlerimi bitiremediğimden akşama gelemeyeceğim. Galata'da bir lokma yeyip yatacağım.
Madam: -İnsafsız adam, beni büsbütün yalınız bırakmaya nasıl kıyıyorsun? Sen beni hiç düşünmez misin? Ben ise...


Müşteri: -Beni tıraş ederken, neden öyle korkulu hikayeler nakl edersin?
Berber: -Tüylerin ayağa kalksın da, kolay kesilsin diye.


 Kız: -Valide, şu bildiğin çapkın, güya beni öpmüş diye, kahvelerde oynuyor imiş.
Valide: -Bu kadar ufak bir şey için ne merak ediyorsun?
Kız: -Bari sahiden öpmüş olsa..., yalandır da onun için kızıyorum.


8 okkayı birden içtikten sonra;
-Dokdor bana, 8 günde bir okka şarap iç mi dedi, yoksa 8 okka bir gündemi iç dedi idi!!


 Erkek: -Ayol, bu ne hal? Yemeğimin içinden bir tarak çıktı!!
Kadın: -Aman! tarağım bulundu mu? Bende gayp ettim diye merak ediyordum.

 Açık bir mahalde vuku bulan(-gerçekleşen) feyllerini kimse görmesin için kadının şapkasını siper yapmışlar.


 Valide: -Kızım, demek ki dediğimiz genci, katiyen alamayacaksınız.
Matmazel: - Ah! Valide, alamayacağım çünkü hiç ahbabı yoktur.


Şimdi ki izdivaçlar;
-Bu kız pek namuslu olduğundan sana çok münasiptir.
-Bir namuslu olması mı? Başka trahoması yok mu?


Avusturya                                         Rusya

Silahları arkalarında saklı olduğu halde kena-i itilafı beyan etmek isteyen iki düvel-i muazzama.



Müttefiklerinden biri kudurdu, arkadaşlarına dalacak görünüyor. Fakat kafesinden çıktı ise de daha zinciri iyice kıramadı.



Kırk sene evvelki meşguliyet   /   Kırk sene sonra ıhlamur kaynatmayla netice buldu.


Hizmetçi: -Köpeğimizin gayp olduğuna çok merak ettim.
Madam: - Neden, o kadar merak ettiniz?
Hizmetçi: -Mutfakta bulaşıkların yıkanmasında bana çok yardımı var idi.


Gezmeye giderken;
-Hazır mısınız, madam?
-Evet
-Evet, ama sen sokak elbisesi yerine gecelik elbisesini giymişsin!!
-Şimdi moda böyle.


Madam: -Şapka mı beğendiniz mi?
Mösyö: -Şapkacının kısasına baktıktan sonra söylerim.


 Karolos: -Bertahsız ile neye bakıyorsunuz?
Ferdinandos: -Aldığım araziyi bertahsızla büyüterek teselli oluyorum.

 Ferdinand: - Madam ne için çocukları  ellerindeki oyuncaklarla ile oynamaya bırakmıyorsunuz?
Europa: -Senin haline gelmelerine istersin amma, arzuna nail olamayacaksın.

 Franse ile Alemanya ihtilafı. Dertleri de, her ikisi de Yunanistan'ı kendilerine bend etmektir.

 Petros: -Görüyor musun Avusturya İmparatoru tavuğunu ne güzel besliyor_
Konstantinos: -Bizim için daha iyi, ne kadar semirirse, o kadar iştahlı yeriz.

Kadın: -Sevgilim, nişanlı olduğumuz zaman, her vakit çikolata, çeşit şekerler getirirdin şimdi ise bunları büsbütün unuttunuz!!
Erkek: -Şimdi de et ile ekmek vesaire getiriyorum ki, bunlar daha pahalıya mal oluyor.

-Kokana Manio, çocuğun ne oldu?
-Görmüyor musun! su fıçısının içine düşmüş de kurusun diye serdim...


 -Süzeğiniz yok mu?!!
-Süzek kırıldı da, çorap taktım, mamafih temizdir.

Doktor: -Bir başınız ağrıması için, tekmil mi oldunuz? Yalınız şapkanızı çıkarsanız olurdu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder