İzmir Arkeoloji Müzesi(İ.A.M) serisi içinde yeni bir seri olarak Ekrem Akurgal Seramik Salonu serisi yapıyoruz. Bu blogda Kalkeolitik-Erken Tunç bölümü, bölümün içinde bulunan bilgiler, Baklatepe kurtarma projesi kapsamında mezar buluntuları ve müzenin verdiği bilgiler yer alacaktır.
DİLGİ BIÇAKLARI
"İlk kullanımı Epipaleolitik'de görülen dilgi bıçaklar karakteristik özelliklerini Neolitik dönemde kazanırlar. Bunlar boyları bazen 15 cm'i bulan fakat sıklıkla 5-6 cm olan ve adlarına 'Canaanean dilgiler" denen dilgiler üzerine yapılırlar. Kesme işlevine sahiptirler. Kesme kenarları çok keskin olduğu için herhangi bir düzeltiye gerek duyulmaz. Bu aletler tek başlarına elle kullanıldıkları gibi bir sapa takılarak da kullanılır."
Kalkeolitik-Erken Tunç Eserlerinin bulunduğu bölümden bir görünüm.
PİRAMİT ÇEKİRDEK
"Alet yapımında kullanılan dilgi ve yonga taşımalıkların çıkarıldıkları bloklara çekirdek adı verilir. Dilgi ve dilgicik taşımalıklar Üst Paleolitik'den (M.Ö. 30.000-10.000) itibaren prizmatik ve piramit çekirdeklerden üretilmiştir."
Dilgi Bıçakları, Piramit Çekirdek ve Orak Dilgileri yakın görüntüsü.
ORAK DİLGİ
"İlk kez Epipaleolitik dönemde(M.Ö. 15.000-10.000) kullanılmaya başlayan orak dilgileri Neolitik çağ ile birlikte özellikle tarım aletlerinde önemli yer tutmuştur. Anadolu, Yakın Doğu ve Doğu Avrupa'da Geç Tunç Çağı sonuna kadar buğday, arpa gibi tahılların toplanılmasında bu yontma taş aletlerden geniş ölçüde yararlanılmıştır. Bu aletler genelde dilgilerden yapılmış olup kemik, odun yada boynuzdan bir sapa reçine yardımı ile tutturulup tahılların biçiminde kullanılmıştır."
Kalkeolitik-Erken Tunç Eserlerinin bulunduğu bölümden bir görünüm.
İDOLLER
"Protohistorik çağların din ve inanç birliğine işaret eden küçük sanat eserleridir. Ana tanrıça kültü, bereket, aileyi koruyan tanrı gibi çeşitli anlamlar ifade etmektedir. İdoller ayrı ayrı tanrıçalardan ziyade, baş tanrıçanın ayakta duran, oturan ya da çömelmiş biçimde çoğunlukla çıplak görüntüleridir. Pişmiş toprak, taş, mermer, sedef, kemik, kurşun, tunç ve altından oluşturulan Anadolu idollerinin pek azı mezarlarda, büyük çoğunluğu da evin içinde, ocağın yanında, temel ve düşük taşları arasında her çeşit kültür malzemesi ile birlikte ele geçmiştir."
Kalkeolitik-Erken Tunç Eserlerinin bulunduğu bölümden bir görünüm.
TAŞ DELGİ
"Çakmaktaşından yapılmış olan delgilerin ilk üretimi Üst Paleolitik Çağ'da görülür. Bu aletler deri, seramik, deniz kabuğu ve tahta gibi malzemelerin delinmesinde kullanılmıştır."
Kalkeolitik-Erken Tunç Eserlerinin bulunduğu bölümden bir görünüm.
OBSİDİYEN MİKROLİTLER
"Anadolu'da obsidiyen kullanımı Neolitik Dönem ile birlikte başlar. Anadolu'da ki başlıca kaynak merkezleri, İç Anadolu'da Aksaray civarıdır. Neolitik ile birlikte Yakın Doğu ve Kıbrıs'a obsidiyen ticareti başlar. Mikrolitik olarak tanımlanan bu obsidiyen buluntular; boyları 5 cm'den kısa olan dilgicikler gruplar halinde bir sapa takılarak alet olarak kullanılmıştır."
Kalkeolitik-Erken Tunç Eserlerinin bulunduğu bölümden bir görünüm.
BAKLATEPE
"İzmir Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü tarafından Tahtalı Barajı Kurtarma Projesi kapsamı içinde araştırılan Baklatepe, İzmir'in güneyinde, Menderes ilçesine bağlı Eski Bulgurcu Köyü'nün kuzey kesiminde bulunmaktadır. Yüksek bir kayalık arazi üzerine kurulan yerleşim, bir taraftan Cumaovası'na diğer taraftan 15 km uzunluğundaki Tahtalı Çayı Vadisi'ne bağlanmaktadır.
Yerleşimin en üst kesiminde M.Ö. 13. Yüzyıla tarihlenen bir oda mezarı açığa çıkarılmıştır. Bu mezarda bir sunak önünde Miken ve yerli seramik örneklerinden oluşan çok sayıda urne tespit edilmiştir. Mezar, daha antik dönemlerde yağmalanmış, bu yağmala sonucu yanmış insan kemikleri taban üzerine dağılmıştır. Tüm bu olumsuzluklara rağmen seramik dışında altın, bronz ve fil dişinden yapılan bazı mezar eşyalarını tespit etmek mümkün olabilmiştir.
Oda mezarın çevresinde yapılan araştırmaların sonucunda Erken Tunç Çağ I dönemine ait bir yerleşim alanı ortaya çıkarılmıştır. M.Ö. 3. binin ilk yarısına yerleştirilen bu alanda taş döşeli sokaklar etrafında uzun evler bulunmaktadır. Tüm alan, alt kısımları taştan, üst kısımları kerpiçten yapılan bir savunma sistemi ile çevrelenmiştir. Bu yerleşimin mezarlığı, savunma sisteminin doğusunda geniş bir alana yayılmıştır. Basit toprak mezarlar yanında, küp mezarlar içinde çok kez birden fazla birey 'hocer' durumunda gömülmüştür. Mezar eşyaları arasında daha çok seramik örnekler, metal silah ve süs eşyaları bulunmaktadır. Erken Tunç Çağı I'in son evrelerine, yani M.Ö. 3. binin son çeyreğine tarihlenmektedir. Bu ikinci mezarlıkta daha çok küp mezarlar bulunmaktadır. Bu mezarlarda ele geçen seramik örnekler Anadolu kronolojisini, Kıta Yunanistan kronolojisi ile bütünleştirmekte, devrin bilinen seramik anlayışına önemli yenilikler ilave edilmektedir.
Baklatepe'nin en geniş yerleşim alanı Geç Kalkolitik Çağ'a aittir.(M.Ö. 4. bin) 400 m uzunluğundaki alanda dört farklı mimari safha tespit edilmiştir. Açığa çıkarılan mimari örnekler arasında ızgara planlı, apsisli evler çoğunluktadır. Temellerde bulunan ızgaralar toprak rutubetinin ev tabanına geçmesinin önlemektedir. Bu yerleşimi çevreleyen bir savunma sistemi tespit edilmemiştir.
Gerek Geç Kalkolitik Çağ'da, gerekse Erken Tunç Çağı'nda Baklatepe'de tarım, madencilik, dokuma konularında yoğun üretim yapıldığını kanıtlayan çok sayıda buluntu ele geçmiştir."
Rython:
"Dünyevi olamaktan çok kült objesi olarak kullanılan genellikle hayvan biçimli kaplardır. Sırt kısımları üzerinde kutsal kurban kanını ya da şarabı akıtmak için bir dökme deliği vardır. Ağız kısmındaki delik libasyon(Tanrıya içki sunma) içindir."
Vazo-Erken Tunç Çağı-Baklatepe/ Sepet Kulplu Çaydanlıklar-Erken Tunç Çağı-Baklatepe.
Çift kulplu fincan-Erken Tunç Çağı-Baklatepe/Tankartlar-Erken Tunç Çağı-Baklatepe/ Çift kulplu kap-Erken Tunç Çağı-Baklatepe/İnsan Yüzlü Vazo-Erken Tunç Çağı-Baklatepe.
Sepet Kulplu Çaydanlık-Erken Tunç Çağı-Baklatepe/Kapaklı Kutular-Erken Tunç Çağı-Baklatepe.
Çift Kulplu Kap/Erken Tunç Çağı-Baklatepe.
Baklatepe eserlerinin koridorin ortasında sergilenen bölümünden genel bir görüntü.
BAKLATEPE ODA MEZAR BULUNTULARI
"Tahtalı Barajı kazılarında 1996 yılında açığa çıkarılan oda mezarda kremasyon artıkları ile beraber ele geçmişlerdir. Çoğunluğu boyalı ve yerel üretim olan bu vazoların büyük boyutlu olanları mezar urnesi olarak kullanılmıştır. Dönemin karakteristik çizgilerini taşıyan küçük boyutlu altın ve fildişinden yapılmış çeşitli mezar eşyaları ile birlikte bulunan bu grupta ithal Miken seramikleri de yer almaktadır. Genç Tunç Çağı M.Ö. 13. Yüzyıl- Eski Bulgurcu/Menderes."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder