DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

23 Eylül 2015 Çarşamba

EKREM AKURGALI SERAMİK SALONU(İ.A.M.) 1

İzmir Arkeoloji Müzesi Ekrem Akurgal Seramik Salonunun tanıtımını yapacağımız blog serisinin ilki ve İzmir Arkeoloji Müzesi(İ.A.M.) blog serisinin devamıdır. Ekrem Akurgalı Sermik Salonu girişi, Seramik hakkında genel bilgi, Erken-Orta Tunç Dönemi eserleri görüntüleri ve Limantepe ile ilgili bilgi verilecektir. 

Taş eserler salonunu gezdikten sonra tabela bizi ikinci kata çıkarıyor.

Arkeolojinin baba adamlarından olan Ekrem Akurgal'ın ismi de salona verilmiştir.

Dua eden adam steli(Prehistorik Dönem) salona girmeden duvarda sergilenmektedir.

Ekrem Akurgal Seramik Salonu giriş fotoğrafı.

SERAMİK

Seramikle ilgili müzede verilen bilgileri verdikten sonra salonun fotoğraflarına geçeceğiz(Her bölümü veya 2 şer bölümü bir blog da sunmaya çalışacağım.).

"İnsanın Yeni Taş(Neolitik) Devri'nde tarıma dolayısıyla yerleşik düzene geçmesi sırasında en önemli buluşlarından birisi de seramik üretimini gerçekleştirmesidir. Erken Tunç II Dönemin'de hızlı çarkın kullanılmaya başlaması ile seramik sanatı bir endüstri haline almıştır. M.Ö. 1. bin içinde ise figürlü ve konulu üretim yoğunluk kazanılmıştır. 
Seramik, pişirilmiş topraktan yapılan ve pişirildiği için sağlam olan araç gerecin genel adıdır. Seramiğin ana maddesi kildir. Üretim aşamasında, kille karıştırılan çeşitli katkı maddelerinin su ile çamur hale getirilmesi, daha sonra elde, çarkta ve kalıpta biçimlendirilmesi ve kurutulup pişirilmesi sonucunda elde edilen her türlü nesne bu tanıma girmektedir. Başlangıçta sadece güneşte kurutulan kil daha sonraki devirlerde fırınlanıp boyanarak bazen günlük kullanım eşyası bazen de bir sanat eseri olarak üretilmiştir.
Seramik Türkçe'ye Fransızca 'ceramique' adı ile girmiştir. Seramik deyimi köken olarak Yunanca 'çömlekçi kili' anlamındaki 'Keramos' kelimesinde gelir. Bu nedenle seramik yerine 'keramik' deyimi de kullanılmaktadır.
Seramiğin ana maddesi olan kil, doğadaki kil yataklarından çıkarılır. Bu kilin, işlenebilecek duruma gelmesi için başlıca şu aşamalarda geçmesi gerekmektedir:
1.) Ham kil çeşitli mekanik yollarla küçük parçacıklar haline getirilir. Gerektiğinde elekten geçirilerek iri tanelerden ve yabancı maddelerden arındırılır.
2.) Elenen kil kademeli çamur hazırlama havuzuna yerleştirilir. Kilin üzerine yeterince su ilave edilerek erimeye bırakılır ve bulamaç haline getirilir.
3.) Bulamaç halindeki kil son olarak dinlendirme havuzuna aktarılır. Burada kül, özümlemeye ve suyunu çekmeye bırakılır.
4.) Suyunu atan kil, havuzdan çıkarılarak iyice yoğurulur ve kullanıma hazır hale getirilir.
Elde edilen bu kilden, istenilen formun oluşturulabilmesi için başlıca üç yöntem uygulanır.
a.) El ile şekillendirme.
b.) Kalıpla şekillendirme.
c.) Çarkta şekillendirme.
Şekillendirilmiş olan kilin dayanıklı hale dönüştürülmesi için belirli ısılarda pişirilmesi gerekir. Bunlar içeridikleri bileşimlere ve niteliklere göre 700-2000 C derece arasında en bir kez pişirilirler. Bu aşamadan sonra kap sırlanacak ise, sırın gelişmesi için ikinci kez, sır üstü dekorlanacak ise , boyaların cinsine ve olgunlaşma derecelerine göre üçüncü kez pişirilebilirler.
Seramik ürünler, üretildikleri dönemin kullanım gerecidirler. Günümüzde ise, arkeolojik yüzey araştırmalarında toprak altındaki yerleşim hakkında bilgi vermesi bakımından önemli belge niteliği taşırlar.
Kazılar sırasında ele geçen seramik ürünler ise, daha geniş anlamda diğer yerleşim merkezleri ile olan ilişkileri ortaya koyması ve buna bağlı olarak kültür tabakalarının tarihlendirilmesine yardımcı olan verilerdir
Özellikle M.Ö. 7., 6. ve 5. yüzyıllarda üretilen ve üzerinde çeşitli figürlü anlatımların bulunduğu seramikler toplumların sosyal yaşamları, dinleri, gelenekleri, mutfak kültürleri ve sanatları hakkında bilgi veren kaynak olma özelliğini gösterirler."

Erken ve Genç Tunç Dönemi

Erken- Orta Tunç Dönemi ismi ile sergilenen arkeolojik eserler.

Erken- Orta Tunç Dönemi ismi ile sergilenen arkeolojik eserler.

Erken- Orta Tunç Dönemi ismi ile sergilenen arkeolojik eserler.

Erken- Orta Tunç Dönemi ismi ile sergilenen arkeolojik eserler.

Erken- Orta Tunç Dönemi ismi ile sergilenen arkeolojik eserler.

Erken- Orta Tunç Dönemi ismi ile sergilenen arkeolojik eserler.

Erken- Orta Tunç Dönemi ismi ile sergilenen arkeolojik eserler.

LİMANTEPE
Erken-Orta Tunç Dönemi altında sergilenen eserlerin olduğu ölümde Liman Tepe hakkında bilgi verilmektedir:
"İzmir'in Urla ilçesine bağlı iskele mahallesinde, Karantina Adası'nın tam karşısında bir yarımada şeklinde uzanmaktadır. Liman Tepe bir höyük olup kuzeyde deniz altında devam etmekte, güneyde ise bir yelpaze şeklinde düz bir alana açılmaktadır. Bugüne kadar Liman Tepe'de yedi kültür tabakasıyla tanışılabilmiştir. Bu tabakalardan en üstte olanı Klasik ve Arkaik çağları temsil etmektedir. II. kültür tabakası Geç Tunç Çağı olarak tanımlanmakta ve zaman dilimi olarak 14.-13. yüzyılları kapsamaktadır. Dört safhalı olan III. kültür tabakası M.Ö. 2. binin ilk yarısına ait olan Orta Tunç Çağı kültürlerini yansıtmaktadır. Bu kültür tabakası döneminde Liman Tepe bir çeşit atölyeler mahallesi görünümündedir. Oval evler içinde maden, seramik ve dokuma üretimiyle ilgili çeşitli üretim araçları ele geçmiştir. M.Ö. 3. bin sonlarına tarihlenen IV. kültür tabakası Erken Tunç Çağı III dönemini temsil etmektedir.
Liman Tepe'nin en geniş alanda araştırılan dönemi üç safhalı V. kültür tabakasıdır. Erken Tunç Çağı II'yi temsil eden bu dönemde bastiyonlarla donatılan bir savunma sistemi bulunmaktadır. Bu savunma sistemi oval görünümünde bir iç kaleyi çevrelemekte ve daha sonra halen deniz altında bulunan bir liman tesisiyle bütünleşmektedir. İç kalenin ortasında saray niteliğinde büyük bir yapı açığa çıkarılmıştır. Bu yapı siyasi, ekonomik ve dini otoriteyi temsil etmektedir. M.Ö. 3. binin ortalarına ve 3. çeyreğine tarihlenen bu dönemde ayrıca geniş bir alanı kaplayan halkın oturduğu bir aşağı şehir bulunmaktadır. 
M.Ö. 3. binin ilk yarısına yerleştirilen Erken Tunç Çağı I'e ait VI. kültür tabakası da ön kısmı rampa şeklinde taşlarla kaplı bir savunma sistemine sahiptir. Bu kültür tabakasının altında ayrıca M.Ö. 4. bine tarihlenen Geç Kalkolitik Çağ'ı temsil eden VII. kültür tabakasına ait izle görülmüştür.
M.Ö. 6. bine ait bazı Neolitik buluntular da dikkate alınırsa Liman Tepe altı bin yılı kapsayan bir tarihi geçmiş bünyesinde bulunmaktadır. Bu özelliğiyle Batı Anadolu sahil kesiminin bilinen en eski ve uzun süreli yerleşimine sahip arkeoloji merkezi durumundadır."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder