Yunan harfli Türkçe süreli yayın(Risale-i Mevkute) Terakki'nin 15 Mayıs 1888 tarihli "Gazi Sultan Osman" metninde Osman Gazi'nin hayatı ve ataları anlatılmaktadır. Genel olarak metin geleneksel hikayeyi anlatmaktadır. Mesela Gündüz Bey'den bahsetmek yerine Süleyman Şah rivayetine yer verilmektedir. 1300 tarihinde hutbe okunması dikkat çeken hususlardan biridir. () içinde verilen özgün metinde vardır, [] içinde verilen yerler ise tarafımca eklenmiştir.
GAZİ
SULTAN OSMAN
Mensubiyeti ile
müftehir[iftihar etmek] bulunduğumuz Devlet-i Aliye-i Osmaniye-yi tesis eden
Gazi Sultan Osman hazretleridir. Sultan Osman ceddi Süleyman Şah, Kayı Han
denilen kabilenin serdarı olup, kabilesi ile beraber Horasan taraflılarında mütemekkin[yerleşik] idiler. Sonra o taraflara dahi sarkıntılık eden Tatarların
Zulüm ve ezalarından Süleyman Şah hazretleri usanmış bezmiş olduğundan,
611(1215) tarih-i hicrisinde[1] kabilesi ile beraber Horasan taraflarında Rum diyarında(Rum Kayserleri tarafından Hüküm
olunmuş havali) göç ettiler ve bir müddet Erzincan tarafında oturdular, bir
müddet sonra, tekrar Horasan’a geri dönecekleri esnada Süleyman Şah(Halep)
civarındaki forat(Euphratis) ırmağında kazaen[kazara] düşüp vefat eylemiştir.
Bu kederli vakadan
sonra kabilenin bir kısmı müteveffa[vefat etmiş] Süleyman Şahın
oğullarından olup yiğitlikte yekta Ertoğrul[2]
nam beyi kendilerine serdar intihap[seçme] ederek yine Rum diyarına geri
dönmeye karar verirler. Ve bu karar üzerine kendilerine bir münasip mahal
gösterilip verilmesi için o esnada merkezi hükümetleri Konya’da bulunan Selçuk
devleti hükümdarı Alaeddin’e müracaat ettiler. Sultan-ı müşarünileyh[adı
geçen sultan] dahi bunlara Ankara civarında (Karacadağ) denilen yaylayı verdi
ve oraya gelip ikamet eylediler. Orada ikametleri esnasında Sultan Alaeddin
Tatar tayfasını münhezim[hezimete uğratmak] ve perişan eyledi. Bu imdad[yardım]
ve hizmete mükâfat olarak Sultan Alaeddin, Gazi Ertuğrul Bey kabilesine evvelki
Karacadağ yaylalarına ilave olarak Söğüt ve Eskişehir ovalarını dahi verdi.
Gazi Ertoğrul 680(1282)
tarih-i Hicrinde vefat etmiş olup yerine her cihet pek layık ve yakışır olan
küçük oğlu Osman Bey ittifakı ile kabileye serdar seçildi. O esnada
civarlarında bulunan Rum Tekfur(hükümdar)larından bazıları ittifak edip kabile
üzerine hücum ederek Kara Hisar ile Bilecik ovalarında hayli muharebeler etmişler
ise de, kabile halkı Rumlara galebe[üstün gelme] ederek bir çok yerlerini zapt
eylediler. Bu kabilenin hem cesaretlerinin ziyadeleşmesi[çoğalması] hem toprak
ve nüfusça artmasında büyücek yardım eyledi. Galebelerinin akabinde, yani,
687(1287) sene-i hicriyesinde Kara Hisarşehri dahi Rumlardan büsbütün alıp zapt
ettiler. Bunların üzerine takdir ve tahsin alametleri olmak üzere Sultan
Alaeddin tarafından o vaktin adedince Gazi Osman’a tabl ve Alem(Da-v-ul ve
bayrak) gönderilerek Beylik unvanı verildi. Lakin o vakit Selçuk devleti gün be
gün inkıraz[sönme] bulmaya yüz tutmuş olduğundan, milk[mülk sahibi] bir takım
asi memurlar ellerine geçtiği sırada, Osman Gazi dahi Bilecik ve Ankara cihetlerini kendi iktidarına alarak 699(1300) sene-i hicrisinde Kara Hisar
şehrinde hutbe okutturup Devlet-i Osmaniye-yi tesis etmiş ve kendisi dahi Sultan unvanını almıştır.
Saltanatlarının son
zamanlarında Prusa[Bursa] şehrini feth eyledikden sonra, yani, 727(1327) tarihi
hicrisinde 62 yaşında oldukları halde Söğüt kasabasında vefat edip Prusa’da
Hisar içinde defn olunmuştur.
[1] Tarih-i
Hicri hazreti Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicretleri tarihinden bed iderki[başlar],
tarihi Miladın 622 inci senesi Ioulıos 16 Cuma gününe müsadiftir[tesadüf eder].
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder