DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

5 Ağustos 2017 Cumartesi

YUNAN HARFLİ TÜRKÇE: LETAİF(LATİFELER) 8 EYLÜL 1886

Yunan harfli Türkçe Anatol Ahteri'nin 8 Eylül 1886 tarihli haftalık sayısındaki "Letaif"(Latifeler) bölümünün aktarımıdır.

LETAİF 8 EYLÜL 1886


Bir mektep müdürü ile talebesi beyninde şu biçimle (-veçhile) bir konuşma (-muhavere) ceryan itmiş:
Talebe—Efendim! Arkadaşlarımızdan A… efendi hastalanmış yatıyor hasta olduğunu açıklayana (-mübeyyin) bir kıtada rapor(t) göndermiş.
Müdür—Ben hastalık filan tanımam! Bu mektebe gelenlerin hasta olmaya değil ölmeye  bile hakları yoktur.

Nikâhı kıyılırken düşünerek dalmış bir gelinin kulağına ne düşünüyorsun deyu sual ettiklerinde “Bu kocam ölüp de dul kalınca kaldığımda başka kimi alacağımı düşünüyorum” demiş.

Büyük Fridekikos’a bir nefer bir arzu hal takdim ederek “Şefketlü yalınız iki lügat söylemeye müsaade buyurun” deyu rica eder, imparator “iki lügatten ziyade söyleyecek olup isen hemen ardından (-derakap) seni astırırım! İmdi söyle bakayım” der. Nefer dahi cebinden arzuhalinin çıkarup takdim idüp “imza edin” der.

Bir ihtiyar vaiz yüksek seda ile Genesis kitabından hilkatin vasfını okurken “ve Allah Adem’e karıyı arkadaş verdi” deyüp sahifenin sonu olduğu içün yaprağı döndürür ve gözlüğünü silip “Ve bu içerden ve dışarından zift ile yağlamış ve içerisi her cins hayvandan dolu idi…” der. Zevallı vaiz bir yaprak yerine üç yaprak çevirip ve sahifenin vasfını devamı gibi okur.

İngiltere İmparatoru ikinci Karlos, dar ağacına götürülen bir adamı görüp kabahatini sual eder. Yanında bulunanlar Şefketlü bu adem devlet adamınız (-vükelanız) aleyhinde şu lisan kullanmış anın içün katl idilecek dediklerinde. Kıral “A divane benim hakkımda niçun yazmadın, eğer benim aleyhimde yazsan idi ceza çekmez idin” der.

Bir kumarbazın oğlu pederinin yanında oturup oyunda gayp eyledikçe ağlar idi. Sebebinin sual ettiklerinde Megas Alexandros pederinin fütuhatını eşitdikçe dünyada bana zapt idecek yer kalmayor deyu ağlar imiş bende pederim bana gayp idecek para bırakmayor deyu ağlayorum, demiş. 

Müteveffa(-vefat etmiş) lort Balmerston bir gün arabasını çağurup kaymak bulması içün köve gitmesini emr eyledik de, bu teklif arabacının vakarına dokunarak der ki
—Emr itdiğiniz iş beslemelerin vazifesidir efendim!
Balmerston—Ya sizin vazifeniz nedir bakalım:?
Arabacı.—Benim vazifem beygirlerime(-bagir) bakmak, anleri(-onları) arabaya koşmak, ve araba ile gitmektedir.
Balmerston—Pek iyi öyle ise! Şimdi gider beygirleri arabaya koşar ve beslemelerden birini bindirip kaymak aramak içün köve götürürsün hayde bakalım.


“Keçiyi canı kaygısı kasaba yağı kaygısı.”
(Bir düşünceye dalmış zevç ile bir geveze zevce arasında muhavere)
Zevce—Amma güzel araba bulduk ha! Arabacımız da ne yakışıklı, boyu uzun, buyukları kare, gözleri ale, elbisesi kendisine uygun, ve hem de yeni moda. Bizde tam tertip ne güzel gidiyoruz keyfimiz yolunda.
(Zevce ne kadar eşidiyor ise de dertlerine dalmış olduğu içün cebini karıştırarak düşünüyor idi)
--A Canım ne düşünüyorsun? Niçün sukut idiyorsun?
Zevç—Muhibbem ne diyeyim…? Yüreğimizde değilmez düşünceler var… canım pek sıkılıyor.
Zevce—Ey… her gün düşünülmez ya bu günde ben yanındayım a, o düşünceleri terk idiver.
Zevç—Vah! Vah! Vah! Düşünülmeyecek hal midir? Şimdi bana yüz yigirmi dane lira iktiza ki tüccara vereyim, yoksa ay başı dükyan kapanır ben de mahpusta olurum, duydun mu? Marıoritsam bunlar düşünülmeyecek şey midir?
Zevce—Aman!!! Onları şimdi bırak—A! şu madamın kabelosu ne güzel, reca ederim, bana da böyle bir kabelo alıverin.



Çok müşterilerimizin ihtarı üzerine resalemizin lisanı bundan sonra daha açık olacak.


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder