DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

4 Ocak 2017 Çarşamba

KARAMANLICA METİN: İLK İNSANLAR HAKKINDA BİR MALUMAT


 Terakki Gazetesi'nde yer alan, zihniyetleri açısından ilk insanı konu alan bu metni aktarmaya çalıştım. Konya/Sille'den çektiğim bir fotoğrafında konuyla ilgisi olması bakımından yazıya eklemeyi uygun buldum.

Keyifli okumlar.

Fotoğraf: Konya/Sille Mihail Arhangelos(Aya Eleni) Kilisesi.
-Apheroma Antonıos Mıhail Sakalloğlu.

ALAM VE EVA

YANİ

İLK İNSANLAR HAKKINDA BİR MALUMAT

Dünyayı yokdan var eden Allah tealıa hazretleri kıaffe-i kainat(-bütün kainat) altı günde halk etmişdır(-yaratılmıştır). Tevrat-ı şerifin hılkat(Genesis) kitabını okuyan zevat orade görür ki: Allah birinci günde “Aydınlık olsun” dedi, “aydınlık oldı”. İkinci üçünci dördünci ve beşinci günlerde keza “Sularda yaşar canlı mahlukat olsun” dedi, ve “oldular”. “Yer yüzünde nebatat(otlar ve ağaçlar) olsun” dedi, ve “oldular”. “Yer yüzünde her cins havada uçar kuşlar ve sair hayvanat olsun” dedi, ve “oldular”. Fakat kaffe-i mahlukatın(-bütün mahlukatın) en mükemmeli en şerif insanın yaradılacağı altıncı gün gelindikde, obir(-öbür) mahlukatınki gibi “olsun” kelamını söylemedide, üç sıffatde Aziz Allah güya sıffatleri ile danışık ediyor gibi, “Kendi tasvirimize göre insan yapalım” dedi, “ve yerden toprak alıp ilk insanı yapdı, ve anın(-onun) burun deliklerine ömür ruhi üflemesi ile can verdi”, “ve anın böğründen dahi ilk dişi insan Evayı yapdı”.

İlk yaradılan insana Adam ismini verdiki,(kızıl toprak dımekdır) buda gerek yaradıldığı toprağın gerek kendi çehre ve teninin renginden olmalı. Adam avredininin adını Eva köıdekı-?(ömür) dımekdır, çünki bütün insan cinsinin ilk validesidir.

Yukarıda gördüğümüz üzre, yapalım yapdı kelamlerinin yalınız insanı yaradacağı sırada söylenmesi üzerinde düşünülecek olınırsa, insanın öbir hayvanlardan ne derece üstün ve ne kadar acip oldıgını bir derece zehnimizce tasavvur edebiliriz.

Tabibi meşhur Galınos deyorkı: “İnsanın vıcudi teşrih(pare pare kesilmekle tecessüs olınmak) olındığında, altı yüz mikdarı adalat(balık eti denilen) müşahede idilıorki(-ediliyor ki) sade bir bakışla bunlar tecessüs olundukda, tabıatın maksadının icrası içün bir birlerinden başka olarak hiç olmazsa on dürlü keyfiyetistimal etmiş olduğu keşf idılebilur. Buhısable yalınız şu balık eti denilenler vasıtası ile insan altı bin mıkdarı çeşid fikir ve maksadlar hasıl ve icra idebilyor. Ve dahi iki yüz kırk dört pare kemikler sayılıorki, bunların yapılışına bakıldıkça, bir birlerinden başka olarak on iki bin dürlü hizmet icrasına vasıta olabilir oldıkları görülior. Bundan maada(-başka) görmek, eşitmek mısıllü insanın sair sezgilerinin, ve bu aletlerden müretdeb(-tertip edilmiş, dizilmiş) makınayı idare ve kumanda etmek içün insanda mevcud olan akılın teftişine var, ve sonra insanın kalp ve ölmez canını bir defa fikr eylede, David peyamberin “Ya Rab, yarattığın şeyler korkulu ve acaipdırlar” mezmurunın avazında daim ol.
...................................................................................................................................................................

Terakki Gazetesi, 15 mayıoy 1888, s. 7-8.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder