UYKU HIRSIZI

Uyku Hırsızı, Morpheus oğlu iş başında.

Havuzun köşesindeki şezlonglarda yatan arkadaşlarını gördü. Yanlarına hafif adımlarla ilerlerken terliklerinin ses çıkarmamasından memnundu. Açık alanda sigara içenlerin yanındaki güzel kadına gözü ilişti, kısa bir bakış, kısa bir an, sigarayı içlerine çekerken, o güzellik görüntüsünden bir fırt çekip, bakışlarını arkadaşlarına çevirdi. Havuzdan bir su kütlesi kendisine doğru fırladı, birazdan havuza girmeyecekmiş gibi ıslanmaktan sakındı. Önce merhabalar havada uçuştu, sonra naber biraderler, sanırsınız dünyada başka kelimeler kalmadı.

-Abi, bu adam iki saatlik uykuyla duruyor.

Saat 21.00 civarıydı, kırmızı şortu ile şezlongun üzerindeki gri mindere uzanmış, sanki dün gece iki saat uyuduktan sonra uyanan kişi değilmiş gibi dinç duruyordur.

-Uyandım abi, gecenin dördünde, uyuyamadım sonra, uykum gelsin diye kitap okuyayım dedim, o da sarmaz mı? Bir de uykucu şirinden ve uyuyan güzelden bahsediyordu.

-Oluyor bazen bana da bir yarım saat kestirdikten sonra uyanıyorum ve tekrar uyuyana kadar dokuz doğuruyorum. Bir bakmışım güneş yeni güne merhaba demiş.

-Valla abi, ben uyurum, on bir saat uyudum. Hiç uyanmadım. Suyu bile rüyamda içtim. Güneşi batırır yeniden doğururum.

-Sen geçen saunada 40 dakika uyumamış mıydın?

-Sorma yaa, uyuya kalmışım, verilmiş sadakam varmış.

-Ben hazırlanayım, anca giderim eve, yemek yer yatarım, uyurum umarım. Uykumu getirecek öneriniz var mı?

-Badem melatonin salgılatıyormuş, yulafta bildiğim kadarıyla melatonin salgılatıyor. Telefondan uzak dur, perdeni sıkı sıkı kapat.

-Gideyim süte yulaf koyup yiyeyim, uyumam lazım abi.

Ayağa kalkıp, havlusunu almış, ellerini sıktıktan sonra üzerini giyinmeye gitmişti, terliklerinin ses çıkarmamasından memnun kişi, havuza girmek için müsaade istedi. Uykucu eline Dostoyevski kitabını aldıktan on dakika sonra uykuya daldı. Havuzun serinliği içerisinde yüzen insanların arasına terliklerinden kurtulup dalmıştı. Dostoyevski ile havuzda sohbet ediyorlardı. Kumar borcunu ödemem lazım, bana bir hikaye lazım, şöyle sayfalarca yazabileceğim ve bir sürü para getirecek bir şeyler, hem borcumu ödemeliyim hem de kumarda yeni fırsatlara gebe kalmalıyım.

Morpheus bir gece Zeus'un rüyasına girer, Zeus çok güzel bir kadınla birlikte olduğu düşünü rüyasında görürken, Prometheus ateşi ondan çalar. Prometheus kayalıklara bağlanır, kalbini bir kartal yeniden yeniden yer. Morpheus ise rüyalara tutsak edilir, fenomenler dünyasında işi yoktur artık, fakat rüyalarda bazı kadınları hamile bırakmanın bir yolunu bulmuştur. Dünyaya gelen bazı kişilerin soyundan rüya hırsızları meydana gelmiştir.

Güzel kız imgesi birden kaybolur. Havuz şezlonglarında gördüğü, on bir saat uyuyan kişi rüyasında belirir; beni hatırlamayacaksın, şimdi senin uykunu çalacağım, sen uyanıkken ben saatlerce uyuyacağım dediğini görür. Bu uyku saatlerimde Dostoyevski ile konuşmak istiyorum, alem adam doğrusu, belki kumarda oynarız.

Birden rüyadan uyanır, rüyayı hatırlamamaktadır, ağzında tuhaf bir tat vardır sadece, uyumak için direnir ama nafile uykusu bir kez kaçmıştır. Kafasının içinde bin bir tilki dolaşmaktadır, şunu şöyle yapmak lazım, bunu böyle yapmak lazım derken saatler birbirini kovalar. Bir ara havuzdaki dinlenme alanında gördüğü kız belirir imgesinde, hayallere, hülyalara dalar da rüyaya bir türlü dalamaz. Alarmın çalmasına yarım saat kala uykuyu bulur ve rüyasında Morpheus'un büyük bir alarmlı saati çaldığını görür. Alarma uyanmıştır, zar zor gözünü açar, işe gitmek için hazırlanmaya başlar.

Genelde yaptığı gibi kahvaltıyı es geçer, dişlerini fırçalar, yüzünü yıkamadığı aklına gelerek yüzüne üç kez su çarpar, niye üç kez çarptığını düşünerek havludaki ellerini bırakarak bir kez daha yüzüne su çarpar. Cin çarpma videosu aklına geldiği için siniri bozulur. Üzerini değiştirir, telefon, cüzdan ve anahtarı alarak evden çıkar, tam kapıyı kilitleyeceği sıra çöpü almayı unuttuğunu fark eder, kapıyı tekrar açar, çöpü alır, kapıyı üç kez kilitler, üçüncü kilitlemesinin fazla olduğuna karar verip, kilitleme sayısını ikiye indirir.

Metroya giderken bir motosiklet ile kim önce geçecek kararsızlığı yaşar, metro istasyonu merdivenlerini hızlıca iner, yürüyen merdivenlerin bir kısmının yine arızalı olduğunu görerek aşağıya iner. Metroda kalabalık bir insan grubu arasına dalar. İlk gelen metro heyecan yaratsa da üzerinde "depo treni" yazmaktadır. Sonraki metroda ayakta iş yerine gidene kadar gözleri kapa aç yapar, uykusuzluktan üzerindeki yorgunluğun kokusu bir kadını rahatsız eder. Metro istasyonu merdivenlerini zar zor çıkar, metro çıkışında iş yerinden arkadaşı arkasından bağırır, ikinci de anca duyar. Döner bakar, arkadaşı gözlerinin içine dikkatle bakar.

-Ne oldu lan, beşik mi salladın, uyku hırsızına mı yakalandın?