![]() |
Biz şikayet etmeyiz, söyleriz. |
***
Gökyüzünde bulutlar bir araya geldi; insanlar bir araya gelememişken, bulutlar sıklaştıkça sıklaştı. Babil Kulesi'nde insanlar ayrılırken, yağmur kendini yeryüzüne bıraktı. Gözyaşları dünyayı kaplarken, güneşli bir gökyüzü belirdi.
Ellerinde paspası ile tuvaletleri paspaslıyordu. Ay, kendisini gizlemeden uyanmış; belediye otobüsünde diğer işçilere katılmıştı. Uykulu gözlerin arasında spor salonuna geldi. Turnikeye personel kartını okuttu. Beş yüz numaralı dolaba çantasını koydu. Üzerine şirket logosu olan tişörtü geçirdi. Dolabı kilitledi. Ayna karşısında yüzünü yıkadı, alnından dökülmüş saçsız diyarın sonuna kadar ellerinin ıslaklığını götürdü. Havlu ile sileceği sırada, işe yeni başlayan gençten bir oğlan geldi.
- Abi günaydın, gel, kahveyi yaptık, içelim.
- Günaydın abim. Şu çöp torbalarını yerine takayım, geliyorum.
- Tamam abi. Bekliyoruz.
Çöp torbalarını yerlerine taktı. Sabah vardiyasına gelmiş olan bir kaç kişi kahvelerini içiyordu. Sigara dumanının geçmesini bekledi. Yanlarına gitti; muhabbet, selam ile başladı.
-Nasılsın abi?
-İyiyim abim, siz nasılsınız?
-Uyanmaya çalışıyoruz be abi.
-Dün akşam dokuzda çıkmamış mıydın sen?
-Evet abi, dün on iki - dokuz çalıştım. Eve gidene kadar on oldu, yatana kadar on bir oldu, öyle yatınca da ne zaman uyudum? Morpheus bilir.
-Kötü vardiyaya denk gelmişsin, benim vardiya da haftaya değişecek, ne yapacaksın işte abim.
-Öyle abi. Bir yerden haber bekliyorum, gelir gelmez istifayı basıyorum.
-Benim imkanım yok, nereye gitsem şartlar üç beş aynı abicim. Gençsiniz vasıflı eleman olmaya bakın. Sözde emekli olduk. Yine çalışıyoruz mecbur.
-Valla zor abi. Yıllarca emek veriyorsun, bir emekliliği bile hak edemiyorsun bu ülkede...
Dumanlar havaya hicret ederken, sohbet akıp giderken, dertler binbir parayken, herkes mesaisinin başına geçti. Saniyeler dakikaları, dakikalar saatleri, saatler insanları kovaladı. Spor salonuna girip çıkan insanlar çoğaldı. Terler döküldü, ıslak vücutlar silindi. Kirli havlular yığıldı. Kirli havlu arabası ile soyunma odasında gözüktü. Havlulardan bir tepe inşa etti.
-Abim havlu ile işin bittiyse alabilir miyim?
-Abi kullanıyorum daha...
Arkadan birisi;
-Abi bu havluyu vereyim, işim bitti.
-Sağ ol abim.
Tekerlekleri soyunma odasının dışına sürükledi. Turnikeleri açtırdı, dış kapıdan çıkardı. Asansöre yöneldi, selam verenlerin selamını karşıladı. Bir de baktı, asansör bozuk, bir offf çekti. Çamaşırhaneye kadar tepeyi sürdü, kervanı güttü, diyara bir offf çekti. Katlar indi, katlar çıktı, merdivenleri tepe gibi çıktı, sürdü sürdü diyarları aştı. Bir sigara yaktı, bir offf çekti, içine çekti, bir ohhh çekti. Telefon çaldı, arayan torunu, daha bebek, ekran karşısında şebeklikler; dedenin yüzü güldü, yorgunluğu azaldı. Bir güç buldu içerisinde, torununa öpücükler attı.
Paspası aldı eline, dünyayı paspasladı. Bir bezle toz bulutlarını dağıttı. Eline aldığı çöp torbası ile sahilleri pakladı. Ellerinde bin bir marifet, kötü kokuları giderir, dağınıkları toparlar, dünyayı bir an için güzel bir yer haline getirir. Yorulur mu yorulur, ağrılar çeker mi çeker; patronların cebini doldurur mu doldurur. Patronlar pinti mi pinti, az para verir mi verir, ödemeleri geç yapar mı yapar. Dünyanın çivisi çıkmış mı çıkmış.
Havluları toplamaya başlıyor soyunma odasında, peştemalini bağlamış geliyor bir üye, kolay gelsin abi diyerek lafa giriyor. Birbirlerini tanıyor, sürekli selamlaşıyorlar belli. Ellerinde havlular ile başlıyor muhabbete;
-Asansör bozuk
-Nasıl abi?
-Asansör yine bozuk
-Şikayet edin abi
-Nasıl?
-Şikayet
-Biz şikayet edemeyiz ancak söyleriz.
-Niye bozulmuş asansör?
-Herhalde şu karşıdaki inşaatçılar bozuyor, ağır yükleri yüklüyorlar. Onlar gelmeden sorun çıkmıyordu.
Başka bir üye muhabbete şahitlik ediyor. "Biz şikayet edemeyiz ancak söyleriz" cümleleri zihninde yer ediniyor. Uykulu gözlerine rağmen evde masasına oturuyor, A4 kağıdına cümleyi yazıyor. Bir şeyler karalamak istiyor bu cümle üzerine, uykulu gözleri kapanıyor. Hermes, Zeus'a yakınıyor; dünyaya gidip gelmek ne zor, mesajlar çoğaldı. Yolcular habire dua ediyor. Kervanlar yollarda kalıyor. Hırsızlar olur olmadık işlere kalkışıyorlar.
-Zeus: Sen şikayet mi ediyorsun Hermes?
-Hermes: Haşa! Biz şikayet etmeyiz ancak söyleriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder