DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

25 Eylül 2021 Cumartesi

AKAD VE BABİL DÖNEMLERİNDE NİPPUR KENTİ TANRISI ENLİL

NİPPUR KENT HARİTASI, KASSİT DÖNEMİ-M.Ö. 1550-1450


Nippur’da yer alan Enlil tapınağının ve tanrı Enlil’in Sümer döneminde kültürel olarak diğer kentlere üstün geldiğini veya dini anlamda saygısını her zaman koruduğunu görmüştük. İlk baş sıradan bir Sümer kentiyken, Enlil’de Nippur’un koruyucu ve kurucu tanrısıydı. Daha sonra ise siyasal arenanın değişmesi ile Enlil, “tanrıların efendisi” konumuna ulaştı. Enlil’in rakibi yok değildi ama diğer kentler bir şekilde Nippur’un kurduğu panteona zamanla dâhil edildiler. Hammurabi zamanında, Enlil’in yeri Ea’nın oğlu olarak gösterilen Marduk’a verildiyse de Enlil, ata tanrı olarak konumunu korumaya devam etti. Kassit dönemi Babil’inde Nippur’un tanrısı Enlil’in tapınağı en önemli kurumlardan biriydi. Nippur’un valileri aynı zamanda Nippur’daki Enlil’in tapınağının yüksek rahiplik görevini yapmaktaydı. Dinsel olarak kazandığı bu prestij sayesinden neredeyse devletin ikinci adamı gibi görülmekteydi. Tanrı Enlil’in tapınağı Ekur’du. Ayrıca Babil’de tanrı Enlil’in önemli olduğunu gösteren unsurlardan birisi de iç duvarın bir tanesinin “tanrı Enlil lütfunu gösterdi” anlamında “İmgur Enlil” ismini taşımasıydı. Babil iç şehrinin kapılarından birisi ise tanrı Enlil’in ismini taşımaktaydı.

TANRI ENLİL HEYKELİ, M.Ö. 1800-1600, IRAK MÜZESİ

Akad hükümdarı Sargon, Uruk kralı Lugalzagesi’yi yenerek Uruk kentini fethetmiştir. Ur kentini de ele geçirmiş, duvarlarını yıkmıştır. Metinde Sargon’un başka savaşlarına da gönderme vardır. Sargon’un geniş topraklar fethettiğini söyleyen metin, Sargon’un silahlarını denizde yıkadığını belirtir. Tüm bu olaylarda Enlil’in valisi olarak, ülkelerin kralıydı. Sargon’un yolunu açan, ona rakip tanımayan tanrı Enlil’di. Tüm ele geçirdiği toprakları bağışlayan tanrı Enlil’di. Bu metin bir yandan dünyada olan bir olayın, tanrıların onayı ile olduğunu diğer yandan da hükümdarın kendine aradığı meşruiyeti göstermektedir. Tüm toprakları ele geçirmişti, tüm toprakların hükümdarıydı, çünkü Enlil’in valisi, Enlil’in yolunu açtığıydı. Ayrıca, Enlil’in Akad Devleti döneminde önemli bir konumda olduğunu göstermektedir:
“[Sargon, Akkad kralı, İnanna'nın ... , Kiş kralı, Anu'nun (gök tanrı) kutsadığı], ülkelerin [kralı], Enlil'in valisi, Uruk kentini fethetti, duvarlarını yıktı. Savaşta Uruk (halkı) ile çarpıştı, Uruk kralı Lugalzagesi'yi tutsak aldı, ona tahta boyunduruk takıp Enlil'in kapısına götürdü. Akkad kralı Sargon bir savaşta Ur (halkı) ile çarpıştı, kenti mağlup etti, duvarlarını yıktı. E-Nin-kimara'yı (olasılıkla Ur ile Lagaş arasında bir kasaba) mağlup etti, duvarlarını yerle bir etti, Lagaş'ın denize kadar uzanan topraklarını fethetti. Silahlarını denizde yıkadı. Umma ile çarpıştı [ve kenti mağlup ederek duvarlarını yerle bir etti]. Ülkelerin kralı Sargon'a Enlil rakip tanımamıştı; Enlil ona Yukarı Deniz ile Aşagı Deniz'i bağışladı. Aşagı Deniz'den itibaren Akkad yurttaşları egemenlik kurdular. Meri ile Elam, ülkelerin kralı Sargon'a verildi. Sargon, ülkelerin kralı, Kiş'i yeniden ayağa kaldırdı ve kenti (kaçan halkıyla) doldurdu.”
Yeni Babil Dönemi’de ‘prensin aynası’ olarak bilinen bir metinde Anu, Marduk, Şamaş ve Ea ile beraber anılmaktadır. Bu metin Enlil’in konumundan ziyade Nippur kentinin önemini gösteren bir metin olsa da Nippur’un tanrısı olarak Enlil’de önemli bir yer edinir. Nippur’un evlatları yargılanırken kral rüşvet alır ve haksız yere birini mahkum ederse, yabancı bir ordunun karşısına Enlil tarafından çıkarılacağı anlatılır. Bu konu metinde, 
“eğer Nippur'un evlatları yargılanmak için huzuruna getirilir ama o hediye kabul edip onları haksız yere mahkûm ederse, ülkelerin efendisi Enlil ordusuna kıymak için karşısına, beyi ve baş memurları dövüşen horozlar gibi (onun) sokaklarına akın eden yabancı bir ordu çıkarır” 
denilerek verilir. Buradan sonra Babil’le ilgili bölüm gelir ve Babilli kişinin davasına önem vermezse tanrı Marduk’un düşmana yardımcı olacağı anlatılır. Bu bölüm, 
“eğer Babil'in evlatlarının gümüşünü alır ve kendi kasasına eklerse, ya da Babilli adamların bir davaya karıştığını duyar ama önem vermezse, yerin ve göğün efendisi Marduk onun üzerine düşmanlarını salar ve malını mülkünü düşmanına verir”
şeklinde verilmiştir. Nippur, Sippar ve Babil’deki insanlara ceza keserse, başına gelecekler, 
“eğer Nippur'un, Sippar'ın ya da Babil'in evlatlarına ceza keserse veya onları hapse atarsa, cezanın kesildiği kentin ahı üstüne gelir ve yabancı düşman onların kapatıldıkları hapishaneye girer” 
şeklinde anlatılır. Tanrıların prensi olarak Marduk’un yapacakları anlatıldıktan sonra, yüce tanrılar olarak, Anu, Enlil ve Ea’nın, Sippar, Nippur ve Babil kentindeki insanlar için angaryayı kaldırdığı söylenir. Bu kısım metinde, 
“eğer Sippar, Nippur ve Babil'in tamamını harekete geçirir ve insanlara angarya yükler, habercinin ilanıyla onlardan angarya islerse, tanrıların prensi, bey, akıl hocası Marduk onun ülkesini düşmana verir, o zaman da ülkesinin askerleri onun düşmanı için çalışmak zorunda kalır, çünkü yerde ve gökte yaşayan yüce tanrılar Anu, Enlil ve Ea kendi meclislerinde o insanların böyle angaryalardan serbest kalmasını beyan etmişlerdir”
şeklinde verilmiştir. Enlil metinde, Nippur kentinin tanrısı olması ve yüce tanrılar arasında sayılması ile yer etmiştir.

Yeni Babil Dönemi’nden kalma “Nippurlu Yoksul Adam” ismi verilen metinde, Enlil’in Nippurlu birinin öldürülmesini mundar saydığı söylenir. Metin bunu, 
“Efendim, ‘Nippur'un bir evladını’ öldürme, ellerini bir kidinnu insanının kanıyla kirletme; Enlil mundar sayar (bunu)”
şeklinde ifade eder. Nippur kentinin tanrısı olan Enlil’in Nippur halkının öldürülmesini mundar saydığı anlaşılmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder