DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

29 Eylül 2021 Çarşamba

ASUR VE BABİL DÖNEMİNDE TANRI ANU



Kassit dönemi Nippur kentinde bulunan bir belgede, Anu, Enlil ve Ninlil üzerine yemin edildiği, tespit edilmiştir: 
“Anu, Enlil, Ninlil (?), x, Sukamuna ve Kral KadaşmanHarbe huzurunda ant içmiş bulunuyorlar”
Metnin kızını bir tüccara satan adam ile tüccar arasında yaptığı anlaşma olduğu anlaşılmaktadır. Anlaşmaya uyacaklarına dair tanrılara ant içmişlerdir.

Babil’in en önemli dini metni olan Enuma Eliş yani Babil Yaratılış Destanı mitinde, tanrı Anu, tanrı Anşan’ın oğludur, tanrı Anşan ile eşit olduğu belirtilir. Tanrı Anu ise Ea’nın babasıdır. Tanrı Ea’yı kendi suretinde yaratmıştır. Tanrı Ea’nın oğlu tanrı Marduk’u gördüğünde, tanrı Marduk’u mükemmel kılarak ona ilahi gücünü verdi. Anu dört rüzgârı yaratarak, tanrı Marduk’un eline verdi. Tanrı Marduk’un çıkardığı gürültüden rahatsız olan tanrıça Tiamat, tanrı Apsu’nun intikamını almak için harekete geçer. Tanrı Ea’nın tanrıça Tiamat’ı durduramayacağı anlaşılınca, tanrı Anşar, oğlu tanrı Anu’dan tanrıça Tiamat ile savaşmasını ister. Tanrı Anu’da tanrı Ea gibi korku içinde kalarak, tanrıça Tiamat’a saldıramadan geri döndü. Tanrı Anşar’a, 
“ey babam! Tiamat’a karşı gelmek benim gücümü aşıyor, entrikalarını öğrendim, benim büyülerim yetmiyor, çok korkunç, büyük bir gücü var. Etrafındakilerle çok güçlü, kimse ona karşı gelemez. Çığlığı hep yükseliyor, hiç dinmiyor. Ey babam, yılmayın onun karşısına çıkacak başka birini gönderin! O kadın çok güçlü olabilir ama bir erkek daha güçlüdür. Ordularını bertaraf edin, planlarını darmadağın edin! O bizi ele geçirmeden önce!” 
der. Tanrı Marduk Tiamat'a karşı zaferi kazandıktan sonra gökyüzünü ve yeryüzünü yaratır. Ele geçirdiği kaderler tabletini ise tanrı Anu’ya sunmuştur.

Yeni Assur hükümdarı Assurbanipal’in taç giyme ilahisinde Anu’nun Assurbanipal’e tacını verdiği söylenmektedir. Taç giyme ilahisi, hükümdarlığın büyük tanrılardan geldiğini ideolojik olarak yansıtmayı amaçlamaktadır. Hükümdar, yaptığı ve yapacağı her işi tanrılara dayandırırdı. Assurbanipal’e hükümdarlığın verilmesi, tahtı, silahı, saltanatı, danışmanları bizzat büyük tanrıların vermesi ile temsil edilmiştir. Mezkur metnin bölümü şöyledir:
 “Anu tacını verdi, İllil tahtını verdi; Ninurta silahını verdi; Nergal aydınlık saltanatını verdi. Nusku danışmanlar gönderdi ve huzuruna çıkardı.”

Yeni Asur Dönemi hükümdarı, Esarhaddon dönemine ait kitabe Babil’den sürgün edilmiş insanların geri getirilmesini ve Babil’in yeniden inşasını anlatmaktadır. Asur hükümdarı Esarhaddon’un bu insanlara mallarını iade ettiği, yoksulları giydirdiğini belirtir. İnsanları ev inşası ve kanal yapımına teşvik ettiğini söyler. Babil’e gelen yolları dört yönden de açmıştır ve insanlar için, “böylece artık dünyanın her yerine gitmeyi zihinlerinden geçirebilirler” der. Bu metnin başında zulüm altındaki insanların, Anu ve Enlil tarafından azat olmayı hak edenlerin, Esarhaddon tarafından özgürleştirildiği söylenir: 
“Zulüm altındaki Babillerin, korunan insanların {söbe kidinni), Anu ve Enlil tarafından "azat olmayı hak eden" kimselerin "hürriyeti" (?borç affı: anduröru) tarafımdan tekrar tesis edildi” 
Asur hükümdarı Esarhaddon, Babil tanrıları olan Anu ve Enlil’in ‘azat olmayı hak edenleri’ belirlediğini iddia eder ve kendisi de bu insanları azat etmiştir.

Babil hükümdarları olan Napopolassar ve II. Nabukadnezar’ın hâkimiyete gelişlerini kehanet biçiminde anlatan bir metnin kopyası, Uruk’lu bir astrolog tarafından, Babil ismi Uruk ismine dönüştürülerek korunmuştur. Metnin bir kısmı, 
“bir kral gelecek dünyanın dört bir tarafına hâkim olacak ve ismini duyunca herkes korkudan titreyecek. Fakat ondan sonra Uruk’ta bir kral doğacak; o ülkesinde adaleti sağlayacak ve ülkesi için kararlar alacak” 
şeklindedir. Herkesin korkudan titrediği hükümdardan kasıt, Asur hükümdarıdır. Doğacak hükümdar ise Babil’in hükümdarı Nabopollassar’dır. Asur hâkimiyeti altında bulunan yıllar, korku dolu ve adaletsiz yıllar olarak tasvir edilir. Yeni doğan hükümdar ise ülkeye adalet getirecektir. Metnin devamında, Uruk’ta insanların tanrı Anu’ya tapınmasını sağlayacağı söylenir, bu orijinal Babil metninde tanrı Marduk’a insanların tapınmasını sağlayacağı yönünde geçer. Bu hükümdar Uruk’u onaracak ve yeniden inşa edecektir. Daha sonra ise II. Nabukadnezar’ın gelerek dört bir yanın hükümdarı olacağı anlatılır. Uruk’ta sonsuza kadar hüküm sürecek bir hanedan oluşacaktır. Metinde Uruk hükümdarları olarak bahsedilen ama Babil metnindeki gibi Babil hükümdarları olan bu hükümdarların, tanrılar gibi yöneteceği söylenir. Bu metin sayesinde Uruk kentinde tanrı Anu tapımı olduğu anlaşılmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder