DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

18 Kasım 2021 Perşembe

MEZOPOTAMYA'NIN GÜNEŞ TANRISI SAMAŞ

 

SAMAŞ-M.Ö. 888-855


Babil şehrinin iç duvarının kapılarından birisinin ismine tanrı Şamaş’ın ismi verilmişti. Babil’de karaciğer kehanetleri yaygındı, güneş tanrısının karaciğer üzerine işaretler koyduğu düşünülmekteydi. Babil’in en önemli dini metni olan Enuma Eliş yani Babil Yaratılış Destanı’nda tanrı Şamaş, dağların arasından yükselen, yaklaşarak adalet için yargılayan tanrıdır. Tanrı Marduk, tanrı Şamaş’ın kaderini böyle tayin etmiştir. Tanrı Şamaş’a “kavga, ölüm ve şiddet hüküm verme” hakkı verilmiştir. Beşinci tabletin tanrı Şamaş ile ilgili olan bölümün çoğu eksiktir. Hammurrabi yasalarında, güneş tanrısından, “Güneş tanrının, yer ve göğün büyük yargıcının buyruğuyla adaletim ülkede görülür olsun” şeklinde bahsetmiştir. Güneş tanrısının adaletle olan ilişkisini de yansıtan bir metindir. Ayrıca Hammurabi’ye gerçeği verenin tanrı Şamaş olduğu şu şeklinde verilir: “Tanrı Şamaş’ın ona gerçekleri verdiği adalet kralı, Hammurabi'yim ben.”

Orta Asur döneminde I. Adad-nirari’nin Mitanni zaferinde, I. Adad-nirari’ye yardımcı olan tanrılar arasıdna Şamaş’ın ismi geçmektedir. Bu metinden Orta Asur döneminde tanrı Şamaş’ın kraliyet geleneğinde saygı ile anıldığını göstermektedir. Tanrı Şamaş, Mezopotamya’nın ortak tanrılarından biri haline gelmiştir. Metinde An, Enlil, Ea, Sin, Adad, İştar ve Nergal yanında şu bağlamda yer almaktadır:

 “Efendim, tanrı Assur'un güçlü silahlarıyla ve tanrılar An, Enlil ve Ea ile tanrılar arasında en kudretliler olan, korkunç tanrılar, efendilerim Sin, Şamaş, Adad, İştar ve Nergal'ın yardımıyla onun büyük kraliyet şehri Taidu şehrini, Amasaku, Kahat, Şuru, Nabula, Hurra, Şuduhu ve Vaşşukannu şehirlerini fethederek ele geçirdim."

Orta Asur Dönemi I. Adad-nirari’nin Mitanni Zaferi’nin yanısıra metinde tanrı An, Enlil ve Ea ile beraber kudretli tanrılar yanında yer almaktadır. I. Adad-nirari, Mitanni kralı Şattura’yı yenip, Asur’a getirerek ant ettirmişti. Metnin devamında ise Şattura’nın ölümünden sonra oğlu Vasaşatta’nın Asur’a ayaklandığından bahsedileri. Metinde, Şattura’nın ölümünden sonra olanlar, “ölümünden sonra oğlu Vasaşatta ayaklandı, bana isyan etti, düşmanlık yaptı” şeklinde anlatılmaktadır. Mitanni hükümdarı Vasaşatta, Hititlerden yardım istemiş, metne göre haraç ödemesine rağmen Hitit Devleti onun yardımına gelmemişti: “Yardım almak için Hatti ülkesine gitti. Hititler ondan rüşvet aldılar, ama destek vermediler”

Tanrı Asur’un yanında An, Enlil, Ea, Sin, Samaş, Adad, İştar ve Nergal’in yardımıyla, metinde saydığı birçok yeri ele geçirdiğini anlatır. Metin bu durumu, 

“Efendim, tanrı Assur'un güçlü silahlarıyla ve tanrılar An, Enlil ve Ea ile tanrılar arasında en kudretliler olan, korkunç tanrılar, efendilerim Sin, Şamaş, Adad, İştar ve Nergal'ın yardımıyla onun büyük kraliyet şehri Taidu şehrini, Amasaku, Kahat, Şuru, Nabula, Hurra, Şuduhu ve Vaşşukannu şehirlerini fethederek ele geçirdim. O şehirlerin mallarını, babalarının birikmişini [servet] (ve) onun sarayın hazinesini alıp şehrim Assur'a getirdim. [Taidu] şehrini fethettim, yaktım (ve) yerle bir ettim, üstüne tuz {kuddimmu) saçtım” 

şeklinde anlatmaktadır. Metnin devamında büyük tanrılar sayesinde sahip olduğu yerleri sayar. Metinde bu durum, 

“Büyük tanrılar Taidu şehrinden İrridu şehrine, Eluhat ·şehrine ve Kaşiyari Dagı'na kadar bütün toprakları, Sudu şehri kalesinden ve Harronu şehri kalesinden Fırat kıyılarına kadar hâkim olma hakkı tanıdılar” 

şeklinde anlatılmaktadır. Metnin devamında Mitanni hükümdarının halkına neler yaptığını anlatmaktadır. Onları belirli işlerde çalıştırdığı anlaşılmaktadır. Mitanni kraliyet ailesinin ise Asur şehrine bağlanarak getirildiğini okumaktayız. Metinde geçen İridu şehrini yıkmış ve şehrin çevresindeki bölgeleri de ele geçirmiştir. Yine metne göre, Taida isminde terk edilmiş bir şehir görmüş, şehrin planını çıkararak oraya bir saray inşa ederek, oraya stelini dikmiştir. Gelecek nesillere ise, “gelecekte bir prens onu onarsın. Kazınmış adımı yerine koysun. [O zaman] Assur onun dualarına kulak verecektir” şekilinde Asur’un onun dualarına kulak vermesi için tavsiyede bulunur. Bu metinde, dünyada olan olayların tanrının isteği ile olduğu, hükümdarın tanrılar adına hareket ettiği anlaşılmaktadır. Mezopotamya’da birçok önemli tanrının isminin sayılması, Orta Asur döneminde bu tanrılara saygı gösterildiğini göstermektedir. Aynı zamanda hükümdarın kendi meşruiyetini ve hükmetme meşruiyetini tanrılardan aldığını göstermektedir.

Orta Asur hükümdarı I. Tiglat-pilaser döneminden gelen bir yazıt, Anu ve Adad’ın tapınakları için, hükümdarın sedir ağacından kirişler getirdiğini anlatmaktadır. Hükümdar yaptığı yolculukları, fetih ettiği bazı toprakları ve denizatı öldürdüğünü söylediği metin şöyledir:

 “Lübnan Dağı’na yürüdüm. Efendilerim, büyük tanrılar Anu ve Adad'ın tapınakları için sedir ağacından kirişler kestim (ve) götürdüm. Amurru ülkesine doğru yola devam ettim (ve) bütün Amurru topraklarını fethettim. Byblos, Sidon, Arvad ülkelerinden armağanlar aldım. Arvad şehrinin, Amurru ülkesinin teknelerine bindim, bir ada olan Arvad şehrinden Amurru topraklarındaki Samuru şehrine üç cift saatlik başarılı bir yolculuk yaptım. Denizde, denizatı dedikleri bir nahiru öldürdüm.”

Asur hükümdarı I. Tiglatpileser döneminde Nairi ülkelerine yapılan seferin anlatıldığı, rapor niteliğindeki metinde, tanrı Şamaş’a yer verilir. Nairi ülkelerini kralları olarak tanımlanan, muhtemelen kabile reislerinin esir alındığı ama bunların canının bağışlandığı anlatılmaktadır. Tanrı Şamaş’ın huzurunda onların zincirleri ve ayak bağları çözülmüştür. Büyük tanrılara yemin ettirilerek bağlılıkları tasdiklenmiştir. Oğullarını esir almış ve onların haraca bağladıktan sonra kabilelerine dönmelerine izin verilmiştir. Burada tanrı Şamaş’ın güneşle bağlantılı olduğu düşünüldüğünde güneşin altında yemin ettirildiği anlamına geliyor olabilir. Ayrıca adaletle ilişkisinden dolayı da metinde tanrı Şamaş’a yer verilmiştir.

Dahası Asurbanipal’in taç giyme ilahisinde, tanrı Şamaş göğün ve yerin kralı olarak anılır ve tanrı Şamaş’ın Asurbanipal’in önderliğini yükseltmesi arzulanır. Bu metinde başka önemli tanrılar da yer almakla beraber en büyük yer tanrı Asur’a verilmiştir. Metnin tanrı Şamaş’la başlaması dikkat çekicidir ve kraliyet geleneğinde önem verilen tanrılardan biri olduğunu gösterir. Mezkûr metin “göğün ve yerin kralı Şamaş seni dört bir yanda [bölgede] önderliğe yükseltsin” şeklinde başlar. Asur hükümdarları tanrı Asur’un vekiliydiler ve onun adına evrenin düzenini sağlamakla sorumluydular ya da iddiasındalardı. Güneş tanrısı olan Şamaş’ın seçilmesi bu anlamda anlaşılırdır.

Kehanet metinlerinde tanrı Şamaş’ın en önemli yeri tuttuğu görülmektedir. Babil kehanet ilminin Asur’da kabul görmesi, tanrı Şamaş’ın bir kat daha fazla Asur’da saygı görmesini arttırmıştır. Mezopotamya’da kehanete çok önem verilmekteydi, kehanet soruları tanrı Şamaş’a sorulurdu. Sorular “[Büyük tanrı, Samaş] bana [sordugum sorulara] kesin bir [cevap ver]” isteğinde bulunulduktan sonra sorulurdu. Assurbanipal’in hastalıktan kurtulacağının sorulduğu bir kehanet metni vardır:

“[…]Veliaht Sarayı'nın [veliaht prensi Assurbanipal] Senin yüce [tan]rısal varlığının [huzuruna] konan [bu ilacı içecek] olursa, [bu ilacı içince] iyileşir ve kurtulur mu?

[Sal) kalacak ve iyileşecek mi? O...kurtul]acak ve beladan sıyrılacak mı? [Hastalık] onun [bedeninden] çıkacak mı? (Onu) terk edecek mi? Yüce tanrısal varlık bunu bilir mi?

Veli[aht Sarayı'nın veliaht prensi Assurbanipal'in] b u ilacı içerek [kurtul]ması, sağ kalması [senin yüce tanrısal varlığının buyruğuyla kararlaştırılmış ve onaylanmış bir durum mu]dur büyük efendi, Samaş? [O da bunu görsün mü? O da bunu] işitsin mi?

[…]

Tanrının [onun] üstüne yem[in... kısmını yok say].

[Bugünle ilgili olanları iyi de olsa] kötü de [yok say].

[Temiz ya da pis birinin kutsal koyuna dokunmasını veya] kutsal bir koyunun yolunu kesmesini [yok say] .

[Pis birinin bu yerde] bağırsak kehaneti yapmasını [yok say].

[Bağırsak kehaneti için yüce tanrısal varlığına (adak) koçun] noksan veya kusurlu olmasını [yok say] .

[Koyunun alnına dokunan kimsenin] giysilerinin [alelade kirli urbalar] olmasını (veya) pis bir şey yemesini yok say.

[Ben, kulunuz kâhinin] kendi [ağzımda] kehanet sözlerini [karıştırmasını] veya değiştirmesini veya kuralları değiştirmesini yok say].

Onları çıkart ve kenara koy!

(Standart koruyucu yakarışın sonu)

[Büyük efendim, Samaş, sana soruyorum] şimdi [yüce tanrısal varlığının huzuruna koyduğum ve] Veliaht Sarayı'nın veliaht prensi [Assurbanip]al'in içecegi [bu ilaç] -

[o bu ilacı içmekle... ] kurtulacak [ve beladan sıyrılacak] mı? [Bu koçta doğru kesin bir cevap ...] hazır ol[…]”

Yeni Asur Dönemi’nde Esarhaddon’un veliaht tayin edilmesiyle ilgili bir metinde, Asarhaddon’un doğumunu sağlayan tanrılar arasında tanrı Şamaş da sayılmaktadır. Diğerleri Assur, Sin, Bel, Nabu, Nineve’nin İştar’ı ve Arbela’nı İştar’ı sayılmaktadır. Ayrıca bu tanrıların emri ile Esarhaddon’un, babası tarafından abilerinde önce veliaht ilan edildiği söylenir. Esarhaddon’un babası Sanherip, tanrı Şamaş ve tanrı Adad’a kurban vererek, Esarhaddon’un halef olup olamayacağını sordu, onlar da “o senin halefin” diye cevap verdiler. Asur hükümdarı Sanherip, Asur’daki herkesi ve Esarhaddon’un abilerini toplayarak, aralarında tanrı Şamaş’ında bulunduğu tanrılar, Asur, Sin, Nabu, Marduk ve bütün tanrılara üzerine yemin ettirdiğini söyler. Bir başka kehanet metni ise kehanet metinlerinin ve bunları cevaplayan tanrı Şamaş’ın önemini göstermektedir. Asur hükümdarı Esarhaddon’un oğlunun veliaht olup olamayacağı üzerinedir:

“Büyük tanrı Şamaş, sana sorduğum soruya kesin bir cevap ver!

Assur kralı Esarhaddon çalışıp plan yapmalı mı? Adı bu papirüse yazılmış ve yüce varlığının huzuruna yerleştirilmiş oğlu Sin-nadin-apli Veliaht Sarayı'na girmeli mi? Yüce varlığın bundan hoşnut olur mu? Yüce varlığın bunu kabul edebilir mi? Yüce varlığın bunu biliyor mu? Assur kralı Esarhaddon'un oğlu, adı bu papirüse yazılı Sin-nadin-opli'nin Veliaht Sarayı'na girmesi sen, yüce tanrı, Samaş'ın yüce varlığının buyruğuyla hükmedilmiş ve teyit edilmiş midir? O da bunu görecek mi? O da bunu işitecek mi?”

Asur Devleti, Tanrı Asur ve tanrı Şamaş’ın Asur veliahdını seçtiğini iddia etmekteydi. Kehanetler tanrı Şamaş’a sorulurdu, veliahdın kim olacağının da kehanetle belirlendiği iddiası vardı. Bu yüzden tanrı Şamaş kimin hükümdar olacağında etkili bir figürdü. Bu yüzden tanrı Asur’un bahşettiği hükümdarlı metinlerinde, tanrı Şamaş’da bahşedici olarak görülebilmekteydi. Bu tanrı Şamaş’ın veliahd seçtiğini iddia eden metinlerde birisi şöyledir: 

"Assur ve Samaş beni onun (annemin) dürüstlüğü sayesinde Assur veliahdı seçtiler." Annesinin ruhu, oğluna tıpkı oğlunun onun ruhuna yaptığı gibi hürmet ederdi: "Soyundan gelenler Assur'a hâkim olsun."

Asur hükümdarı Esarhaddon, İskit kabilelerinin kendisine yaptığı saldırılardan kurtulmak için kızını, İskit kabile reislerinden Bartatua’ya vermeyi düşünüyordu. Bu olayın yani kızını İskit kabile reisine verirse, aralarında iyi niyetli, barış dolu, dürüst sözlerle konuşup konuşmayacakları, tanrı Şamaş’a kehanet sorusu olarak sorulmuştu. Bir kehanet metnine gönderme yapan metin ise Assurbanipal’in Elam seferinde, Elam hükümdarı Teumman’ın kafasını kesmesini bir kehanete bağlar. Bu kehanetin Assurbanipal zamanında gerçekleştiği iddia edilir. Kehaneti gerçekleştirenler ise güneş tanrısı Şamaş ile tanrı Adad’dır. Elam hükümdarının kafasının sergilenmesi, kehanet metni ve kehanetin gerçekleşmesi şöyle anlatılır: 

“Ben, Assur kralı Assurbanipal, Elam kralı Teumman'ın kafasını şehir merkezindeki kulelerin karsısına astım. Eskiden iç organ kehanetlerinin haber verdiği oldu: ‘Düşmanlarının kafalarını kesecek, içlerindeki şarabı tanrıların şerefine toprağa dökecek….’ Simdi benim zamanında Samaş ile Adad bunu yerine getirdiler(?). Düşmanlarımın kafalarını kopardım, şarap döktüm [ ... ]

Asur’da güneş tutulması, tanrı Şamaş’la bağlantılı olarak, adaletin ve düzenin bozulması anlamına geliyordu. Tanrı Şamaş ve Asur hükümdarı, yargıç, düzenin koruyucusu ve alemin yöneticiliği konusunda neredeyse eşit görülüyordu. Bu yüzden “Gündüz Yıldızı” kararması, hükümdarın öleceği şeklinde bir alamet olarak okunuyordu. Her güneş tutulması böyle hükümdarın öleceği anlamına gelmiyor, uzmanlar tarafından güneş tutulmaları incelenerek karar veriliyordu. Yedek kral uygulaması bu aşamadan sonra devreye sokuluyordu.

Kehanet metinlerinde genelde tanrı Şamaş’ın ismi geçmektedir ama kehanet metinlerine gönderme yapan bir metinde tanrı Adad’ın ismi de görülmektedir. Metinde Asur hükümdarı Assurbanipal’in Elam hükümdarını yendikten sonra kesilen kafasını, şehir merkezine koyduğu anlatılmaktadır. Ardından iç organ kehanetlerinde, “düşmanlarının kafalarını kesecek, içlerindeki şarabı tanrıların şerefine toprağa dökecek” denildiği söylenmektedir. Elam hükümdarının kafasının kesilmesi bu kehanetin gerçekleştiği şeklinde sunulmuş ve Şamaş ile Adad’ın bu kehaneti gerçekleştirdiği belirtilmiştir. Metnin devamında hükümdar, “düşmanlarımın kafalarını kopardım, şarap döktüm” der. Asur ideolojisinde şiddet hem hükümdarlar için hem de tanrı anlayışlarında tanrılar için normal karşılanarak tehdit olarak kullanılmaktaydı. Asur hükümdarı doğru ve yanlışı bilir, iyi ile kötüyü ayırırdı. Bunun doğrultusundan yanlış ve kötüye karşı harekete geçmekten çekinmez, iyiyi temsil ettiğini iddia ederdi. Başarı olarak algılanan bu davranış herkese yayılarak, korku yayma aracı olarak kullanılırdı.

Asur hükümdarı Asurbanipal’i ve dönemini öven bir mektupta, “devir iyi, günler adil ve yıllar adaletli” denilerek, hükümdarın zamanı övülür. Assurbanipal döneminde büyük tanrıların yeniden saygıya kavuştuğuna gönderme yapılmaktadır. Bu dönemde, ihtiyar insanların dans ettiği, delikanlıların şarkı söylediği, kadınlar ve kızların neşeli olduğu, kız ve erkek çocukların dünyaya geldiği gibi dönemde iyi olan şeyler sayılmaktadır. Bu mektubun başında tanrı Nabu ve Marduk’un hükümdardan hayırlarını esirgememesi için dua edilir. Tanrılar kralı Asur’un hükümdara Asur hükümdarlığını verdiği ve tanrı Şamaş ile Adad'ın kehanetleriyle ona dünya hükümdarlığını verdiği söylenir. Mektubun başlangıcı, 

“efendim, kral afiyette olsunlar! Tanrılar Nabu ile Marduk efendim, kraldan hayırlarını esirgemesin. Tanrılar kralı Assur (kendi) ismiyle hitap edilen efendim, kralı Assur krallığına (ve) tanrılar Samaş ile Adad güvenilir kehanetleriyle efendim, kralı dünya krallığına getirdiler”

şeklindedir. Bu metinde tanrı Adad, kehanet veren tanrı olarak anılır ve hükümdara dünya hükümdarlığını veren tanrılardan biri olduğu söylenmektedir. 

Yeni Babil Dönemi’nde “prensin aynası” olarak adlandırılan metinlerden birinde, Sippar, Nippur ve Babil kentlerine ve bu kentlerin tanrıları, tanrı Şamaş’a, tanrı Enlil’e ve tanrı Marduk’a yer verilir. Aynı zamanda tanrı Anu, tanrı Ea ve tanrı Nabu’da farklı bağlamlarda metinde yer almaktadırlar. Hükümdar Sippar halkından birini haksız yere mahkûm ederse, tanrı Şamaş’ın ülkesine yabancı adaleti getireceği, 

“eğer Sippar'ın bir evladını haksız yere mahkûm eder, ama bir yabancıyı beraat ettirirse, yerin ve göğün yargıcı Şamaş onun ülkesine beylerle yargıçların adalete kulak asmadığı yabancı adaleti getirir”

bağlamında anlatılır. Metinde çokça Sippar, Nippur ve Babil kentleri bir arada anılarak, bu kentteki halka karşı kralın yanlış yapması halinde olacaklar anlatılır. Çalışmamızın diğer başlıklarında bu konulara değindik. Metin bir başka kısmında ise, 

“eğer [onların] öküzlerinin boyunduruğunu gevşetir ve başka tarlalara koyarsa ya da bir düşmana verirse, Addu'nun [ ... ] yerle bir olur. Eğer [onların...] koyun sürülerine el koyarsa, yerle gök arasında gözetmen olan Addu otlayan hayvanlarını açlıktan öldürür ve Samaş'a sunulan adakların yığılmasını sağlar”

bağlamında yer verilir. Burada Sippar, Nippur ve Babil halkının öküzler başkasının tarlasına veya düşmana verilirse ne olacağının ardından, koyun sürülerine el konursa tanrı Addu’nun ne yapacağı söylenir. Tanrı Şamaş’a ise sunulan adakların yığılmasını sağlayacağını söyler. Bu tabirin tam olarak ne anlama geldiği anlaşılmamaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder