NAUM TİYATROSU, 1870 KADAR EN ÖNEMLİ OPERA SAHNESİYDİ |
Operanın kökleri Eskiçağ kültürlerinde aranabilirse de bilinen ilk opera oyunu İtalya'da Floransa'da "Dafne" isimli oyunla sahnelenmiştir. 1600 yılında oynanan "Euridice" ve "Ruh ve Bedenin Piyesi" ilk sahnelenen ilk operalar arasındadır. Soylular ve kilisece benimsenen operanın halka açık bir şekilde sahnelenmesi ise yine İtalya'da ama bu sefer Venedik'te gerçekleşmiştir; 1637 yılında halka açık ilk sahne açılmıştır. 18. yüzyılın başlarında Venedik stili opera son bulurken, Napoli tarzı opera yaygınlık kazanmıştır. Avrupa'ya operanın yayılması ise ilerleyen yıllarda gerçekleşecektir. 1670'li yıllarda Fransa ve İngiltere; 18. yüzyılının ortasında ise Almanya'da opera ilgi görmüştür. 18. yüzyıla kadar İtalyanca librettolar yazılırken, ulusal dillerle de libretto yazımı başlamış, İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca librettolar kaleme alınmıştır. 19. yüzyıl sonlarında Ruşça libretto yazımı başlamıştır. Opera sanatı hayatına yaygınlaşarak ve gelişerek devam etmektedir: "İtalya topraklarında 16. yy’da doğan opera sanatı, günümüze kadar dünyada elli bine yakın temsil ile sahnelenmiştir."(DOB Stratejik Plan 2018-2022, s. 12)
Balenin kökeni 15. yüzyılda İtalya'daki mim sanatçılarına dayandırılmaktadır. Konser dansı formuna ise Fransa ile Rusya'da ulaşmıştır. İlk bale gösterisi Fransa'da 1581 yılında sahnelenmiş, 1661 yılında bir dans okulu kurulmuştur(Louvre Sarayı'nda "Academic Royal De Dance"). İkinci bale okulu ise 1738 yılında Rusya'da St. Petersburg'da açılmıştır. 20. yüzyıl başlarında ise bale merkezi Fransa'dan Rusya'ya kaymıştır. 19. yüzyılda Danimarka, İtalya ve Rusya'da bale yükselişe geçmişken Amerika'da bale 20. yüzyıl başlarında Ruslar aracılığıyla yayılmıştır.(DOB Stratejik Plan 2018-2022, s. 12)
Osmanlı'da Sadrazam Köprülü Ahmet Paşa(ö. 1676) bir düğünde opera gösterisi yapılması için girişimlerde bulunmuş ama düğün organizasyonu içerisinde mümkün olmamıştır. III. Selim(1761-1808) zamanında yabancı bir topluluk için Topkapı Sarayı'nda opera temsili verilmiştir. Tanzimat sonrasında İstanbul'da bazı tiyatro sahnelerinde İtalyan opera toplulukları gösteriler yapmıştır. 1846 yılında "Ernani" operası Beyoğlu'nda oynanmıştır. 1846-1877 tarihleri arasında Giuseppe Verdi'nin operalarının İstanbul'da sahnelendiği anlaşılmaktadır. İlk Türkçeye çevrilen oyun "Belisario" isimli opera Bosco sahnesinde oynanmıştır.
Bosco tiyatro sahnesi 1840 yılında kurulmuş, 1844 yılında ise Naum efendiye devredilmiştir. Naum efendi döneminde de opera sahnelenmiştir. "Lucrezia Borgia" isimli opera 19 Aralık 1844 yılında bu sahnede temsil yapmıştır. 1870 yılında Naum efendinin ikinci kez tiyatrosu yanana kadar opera temsilleri Naum efendinin sahnesinde yapılmaya devam etmiştir. Naum efendinin sahnesi ile beraber kumpanyalarda da operalar sahnelenmiştir. 1885 yılından itibaren ise operanın İstanbul'da duraklama dönemi yaşadığı anlaşılmaktadır. 1924 yılında Muzıka-ı Hümayun İstanbul'dan Ankara'ya aktarılmış ve Riyaset-i Cumhur Musiki Heyeti'ne(Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası) dönüştürülmüştür. Atatürk zamanında sanatın gelişmesi için Avrupa'ya öğrenciler gönderilmiş ve bu öğrenciler 1930 yılı sonrasında ülkede faaliyetlerine başlayabilmiştir. Ankara'da Musiki Muallim Mektebi ve İstanbul'da Darulelhan'ın kurulması ile ülkede opera eğitimi de başlamıştır. 19 Haziran 1934 yılında İran Şahı Rıza Pehlevi'nin Türkiye ziyaretinde Özsoy operası ilk kez sahnelenmiş, Rıza Pehlevi ve Atatürk operayı izlemiştir. Bu Özsoy operası, Ahmed Adnan Saygun tarafından bestelenmişti ve Cumhuriyetin ilk opera bestesiydi. Opera metnini ise Münir Hayri yazmıştır. Özsoy operası, içerik olarak Türkler ve İranlıların aynı soydan geldiğini işlemiş, politik, diplomatik amaçlara içinde kullanılmıştır. "Taşbebek" ve "Bayönder" opera besteleri ile Türkçe opera bestelenmesi devam etmiştir.
MEB'de Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü kurulmuş, 1936 yılında ise Ankara'da Devlet Konservatuarı sınıflar Musiki Muallim Mektebi içinde faaliyet göstermeye başlamıştır. Paul Hindemith'in raporları ve Carl Ebert'in yönetimi opera sahnesini yönetmesi ile önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Öğrencilerin sahnelenen ilk oyunu W.A. Mozart'ın "Bastien und Bastienne" olmuştur.
1940'da "Madame Butterfly" operasının ikinci perdesi, 1941 yılında ise "Tosco" operasının ikinci perdesi Türkçe librettolarla sahnelenmiştir. 1947-1948 yılında Ankara'daki Sergievi tiyatro ve opera binasına dönüştürüldü. 2 Nisan 1948 tarihinde açılan sahnede "Türk Beşleri" bestecilerin eserleri gerçekleştirilmiş ve Adnan Saygun'a ait "Kerem" operası ilk kez seslendirilmiştir. 1949 yılında çıkan kanun ile Ankara Devlet Opera ve Balesi kurulmuş ve İstanbul'daki koluyla çalışmalara devam etmiştir.
Bale okulu ise 1947 yılında İstanbul Yeşilköy'de bir ilkokulda kurulmuştur. Burada üç yıl eğitim alan öğrenciler 1950 yılında Devlet Konservatuarı'nda eğitimlerine devam etmişlerdir. Buradan ise ilk mezunlar 1956-57 yılında verilmiştir. 1958 yılında tiyatro ve opera müdürlükleri birbirlerinden ayrı müdürlük olmuştur. 1959-1960 yılında İstanbul Şehir Operası kurulmuştur. 1970 yılına kadar Devlet Tiyatroları altında bir bölüm olan Devlet Opera ve Balesi, 1970 yılında tiyatro ile opera müdürlüklerinin tamamen ayrılması ile Ankara Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ile İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü tiyatrodan ayrılıp bağımsız bölümler haline gelmiştir. 1983'te İzmir, 1992'de Mersin, 1999'da Antalya, 2009'da Samsun Devlet Opera ve Balesi Müdürlükleri kurulmuştur. 2009 yılındaki bir diğer gelişme ise Ankara Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü genel müdürlükten ayrı yapıda oluşmuş, Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü mezkur illerle faaliyetlerini sürdürmektedir. (DOB Stratejik Plan 2018-2022, s. 17-18)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder