Anadolu'nun Ortodoks Topluluğu: Karamanlılar

Anadolu'nun Ortodoks Topluluğu: Karamanlılar 10.04.2017 Yasin ÇETİN Bu yazıda Ortodoks Karamanlılar v...

20 Şubat 2025 Perşembe

GİDEN VE KALAN PERONU

 

GİDEN VE KALAN PERONU


"... ... 

Bugün başka bir ülkeye gittiğini öğrendim. Bir yılın üzerinde bir vakitten beri konuşmamıştık fakat aynı şehirde, aynı ülkede olduğumuzu bilmek, bir sokağın köşesinde, metroda, otobüsün arka camında, bir kafede seni görme umudu belirmesi bana iyi geliyordu ya da kendimi böyle kandırıyordum işte. Bilirsin birçok konuda kendimi kandırmak konusunda üstün başarılarım vardır. Kafede öylece oturmuş, filtre kahvemden yudumluyordum, arkadaşım gelip selam verdi, öylece laflamaya başladık, bilmem ne maçında atılan golden, amirinin yaptığı salaklıktan, benim bilgisayar işletmenliği kursuna yazılma çabamdan ve önemsiz başka konular üzerine laflıyorduk. Kahve makinesinin sesi sözlerimizi bölüyordu ve arkadaşım hiç gerçekleşmeyecek yurtdışına gitme planlarından bahsetmeye başladı. Oldum olasıca dinlerim bu planları, yine benzer şeyleri anlattığı için elimdeki broşürdeki yazıyı okuyordum bir taraftan da o sırada çocuk seni hatırlayıp hatırlamadığımı sordu. Aramızda yaşananları bilmiyordu, bilmesi de gerekmezdi, o deneyim bana özeldi sadece. Bilmezden geldim önce, hangisi, şu, şöyle miydi falan gibi saçma sapan cümleler kuruyordum. Neyse, dedi, o yurtdışına gitmiş... devamında söylediklerini yarım yarım duyuyordum bir yandan da düşüncelere dalmıştım bile. Zihnimin bir kısmı ve vücudum cafede hâlâ filtre kahvenin karşısındaydı, diğer tarafı zihnimin çoktan ilk kalkan uçağa binmiş, arkandan yola çıkmıştı. Ülkemizin nadide personelleri zihnimin yarısının durumuna acımış olacaklar ki pasaport falan sormadılar. Senin yaban ellerindeki ülkenin personeli pasaport sorunca ülkeye iade sürecim başladı. Pasaportu almak mesele değildi belki ama vize işleri sarpa sarardı. Önceden aramızdaki sınır sokaklar hesap edilerek ölçülebilirdi, şimdi ise sokakların ötesinde dağlar, nehirler, denizler, ülkeler ve hatta okyanus var. Karşılaşma umutları kalmadı, zihnimi bu kadar meşgul ederken, peşinden sokakları gelmediğim için pişman olmak için çok geç artık. Mahalleler arasındaki mesafeye kayıtsız kalmışken şimdi ülkeleri aşacağımı düşünmüyorum. Şimdi dağların, nehirlerin, denizin ve hatta okyanusun ötesinde mutlu olmanı dilerim, en azından kendimi sevdiğimin mutluluğunu isteyecek kadar duyarlı hale getirdim-sanırım-. Son mesajı attığımdan beri sana bir o yana bir bu yana koşuyorum, zihnimden uzaklaştırıyorum. Uyumak için vücudumu yormak zorunda hissediyorum. Yine de belli belirsiz zamanlarda gelip zihnimin orta yerine oturuyorsun. Kendine iyi bak olur mu?


Seni sevmeyi beceremeyen X..."


X mektuba şöyle bir baktı, kalemi masaya bıraktı, hiç göndermeye cesaret edemeyeceği mektubu, uzun süredir hiçbir şey yazmadığı günlüğünün içine bıraktı. Günlük işlerine döndü, bulaşıkları yıkadı, evi süpürdü, çantasını hazırlayıp spor salonuna gitti. Mektup onun için anlık bir zihne düşüşün kefaretiydi. Spor salonunda takriben iki saat vakit geçirdi, duşunu aldı, saçlarını kuruttu, çantasını alıp markete uğradı, birkaç tane patates, soğan, bir kg muz, elma, mandalina, kafeinli ve kafeinsiz kahve, 1 kg pirzola tavuk, 1 kg fileto tavuk aldı. Kasiyerle şakalaşıp, pahalılıktan dem vurdu, indirim reyonundaki ürünlere dikkatlice baktı. Hesabı ödeyip, kasiyere teşekür edip marketten ayrıldı. Apartman kapısında yöneticiye yakalandı, kapıya su bırak uyarısını tekrar yedi, evin kapısını hızlıca açıp elindekilerini dolaplara yerleştirdi. Kendini yatağa attı, yarım saat uykudan sonra çalan telefona uyandı. Tanımadığı telefonu açmadı, elini yüzünü yıkadı, bilgisayarı açıp yeni bir yazı yazmaya başladı.


***


A, kızkardeşlerine sarıldı, sen yokken biz kiminle uğraşacağız, kedilerini ardından yollamayağız, senin saçlarını yolamıyorsak kedilerinin tüylerini yolarız, eeee siz de gelin kedilerle beraber, saçlarımı yolduracağıma söz veremem, sizi çok özleyeceğim. 


Onun en sevdiği yemeklerin olduğu bir masa, masa da masa ha, sarmalar, dolmalar, tatlılar, onlara eşlik eden bir sevinç ama hüzün hakim odaya. Bir bakış, bir gülüş şimdi burada yarın uzaklarda. Büyük sevgi sözcüklerine gerek yok, bakışlardan belli, bir sevgi atmosferi.


Çay bardaklarının birbirine tokuşturulması kıkırtılar arasında, kısa süre sonra ayrılığın gözyaşları. Kuşlar gibi özgür hissiyat, geleceğin getirdiği kaygıların korkusu.


Orta halli bir arabanın bagajına koyulmuş büyük bir valiz, öyle önemli şeyler, yıllarca yaşanmışlık nasıl sığdırılsın bir valize, çok küçük nesnelerde anılmayı umulan bir geçmiş ancak. Ya da geçmemiş bir geçmiş. Present Tense.


Havalimanı kapısında valiz x-ray cihazına koyulur, cihaz ötmeye başlar, güvenlik kadına döner ve valizinize geçmişinizden yükler koymuşsunuz bunları havalimanına alamayız. Yüklerinizi yolcu uçağı taşıyamaz, lütfen yüklerinizi arkanızda bırakın ya da yük gemileri ile yollamanızı tavsiye ederiz. Ancak uçağa çıkarabileceğiniz çantaya bir iki ufak yük koyabilirsiniz.


Hazırlanılan o an gelir, bilet kontrolü sonrası arkasında bırakacaktır her şeyi, sarılır arkadaşına ve kardeşlerine, hüzün ve sevinç karışık, çok bekletme bizi tez ziyaretimize gel, hayır siz önce gelin. Bilet lütfen, bagaj lütfen, kimlik lütfen, telefon numarası lütfen, kimliğiniz, biletiniz, iyi yolculuklar lütfen. Kadın şimdi yalnız, elinde geçmişten çok az yük bulunan bir çanta, önünde kaygılı ama umutlu bir gelecek. 

***


"Sevgili ablacım,


Onun gitmesi üzerinden bir yılın üzerinde zaman geçmiş, onun hayatımdaki bir nokta olduğunu düşündüğüm için unutma zahmetlerine girmeyi bırakalı epey oldu. Belki de geçmişten taşıdığım yükleri ilk yıkma deneyimimdi, başaramadım. Güvensizliğin verdiği o bıkkınlığı tırlaklarıma kadar yaşadım. Onu kabul etmek, onunla yaşamayı seçmem gerekti, bu bir nebze bana huzur da verdi. Pesimist dünyaya bakışıma birini sürüklemenin bana vereceği rahatsızlığı hissediyorum ya da kendimi böyle kandırıyorum. Buna kimileri yalnızlığın verdiği konfor diyor, eğer bu bir konfor ise başka ilgi alanlarım ile bir şeyler yapabilirim. Belkide sadece kendimi kandırıyorum. Şimdilik alınmış bir karar var, bu karar iyi ya da kötü beni bir yere taşıyor. Bir nebze huzur sağlıyor. Bu kararımı bozacak, huzursuzluğu tüm bedenimde hissedeceğim o yola, konfor alanımdan çıkacağım birisi ile karşılaşır mıyım bilmem. Karşılaştığımda farkına varacak kadar zeki miyim o da muamma! Anlayacağın ufukta bir evlilik planı gözükmüyor. Soranlara böylece anlatırsın.



Seni seven X..."






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder