DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

30 Ağustos 2014 Cumartesi

Okuma Mevsimi Yaz

Başlık öğrenci olanlar için hazırladım, çalışanlar da okuyacak zaman bulsunlar(çok hayalciyim.). Bu yazıyı yazın(Temmuz-Ağustos) okuduğum kitapları göstermek için hazırlıyorum.

Yazının bulunması ile geçmişi anlamanın en iyi yolu açılmıştır. Yazı sayesinde tarihin en eski bilinenlerine ulaşabiliyoruz. Arkeolojik eserlerin bize sunduğu bilgiler kısıtlı olmakla beraber tam olarak netlikte kazandırmıyor(Yazıda yoruma açık olsa da arkeolojik eserler kadar değil.). Onun için yazıyı ilk kullanan halk ile tarihi başlatmak yazarın haklı olarak sunduğu bir görüştür. Kitapta ilk atasözü, fabl, deyim, okul, meclis, mahkeme kararı, destan, aşk şarkısı, uzun mesafe koşusu, ninni... vb. bulacaksınız. Bir tarihçinin mutlaka okuması gereken bir kitap. 
Öncelikle söyleyeyim ki bu kitabı okumanızı tavsiye etmem. Neden çünkü 20. yüzyılın ilk çeyreğinde yazarları ömürlerini tamamlamıştır. Kitaptaki veriler bilimsel olarak eskimiş olmalıdır. Bu kitapta Mısır piramitlerinin nasıl yapıldığını, Mısır bölgesinin çok eski zamanlarda yemyeşil olamayacağını bugünün(Kitabın yazıldığı dönem) ikliminden çokta farklı olmadığını ayakları yere basan tezler ile öne sürer. Mısır medeniyetine gelen Girit'liler(Minos) sayesinde nasıl bir etkileşim olduğunu aktarması ilginçtir. 

"Jennıe Hall "Viking Efsaneleri" kitabında Harald Norveç Kralı olur. Fıçı sakalı lakabını alır. Onun korkusundan kaçanlardan Rolf Fransa ile anlaşarak Normandiye(Eski Norveç) toprağını kurar. Bir diğeri İzlanda'ya gider ve yerleşir. İzlanda'da bir süre sonra Eric isimli birisi kovulur ve oda Görland'a gider. Görland'da oğlu Life bir gün seyahate çıkar. Norveç kralının yanına gider ve dönüşte fırtınadan dolayı bir kıyıya çekilir. Buraya Vinland (üzüm diyarı) ismi verir. Görland'a geri döner. Görland'a gelen bir İzlanda'lı Vinland'a gitmek ister yola çıkar, uzun yolculuk sonrası yeri bulur ve yerleşir. Kabile insanlarının bunlara saldırması ile geri dönmek zorunda kalır. Yazar burada Vinland'ın Amerika olduğunu iddia ediyor. Saldıranların ise Kızıldereliler olduğunu bizi belirtiyor. Kitabın içerisinde Odin, Thor ve İskandinav Mitoloji/inanışlarına göndermeler var.
Bu arada Rolf'un yani Normandiya'nın torunlarının İngiltere'nin başına geçtiği kitapta yazmaktadır. Tavsiye edeceğim eğlenceli bir kitap..." (http://yasinetin.blogspot.com.tr/2014/07/jenne-hall-viking-efsaneleri-kitabnda.html)
Tarih yöntemi hakkındaki görüşlerini aktarır. 
"Vakanüvis birbirini takip eden olaylardan bahsetmekle yetinir; tarihçiyi ayırt eden ise bir olayın diğerine yol açtığını ortaya koymasıdır."
"Tarih kendini asla tekrar etmez ama belli bazı devamlılıklar arz eder ve gelecekteki eylemlere rehberlik edebilecek bazı genellemeler yapmaya elverişlidir."


Bu kitabı herkesin okumasını tavsiye edebilirim. Ama özellikle siyaset denen işle uğraşacak arkadaşların okumasını hatta mümkünse birinin siyasetçilere okutmasını(kitap okuduklarını sanmıyorum) dilerim. Bir devletin adalet ile yönetilmesi gerekliliği üstünde durur. Adalet yoksa hiçbir şey yolunda gitmeyecektir. Kitapta beğenmediğim kısım kadınların yönetime katılması konusunda çok sert olması. Birde uydurma bir hadis nakleder. "Ne yapacağınızı kadınlara sorun onlar ne derse tam tersini yapın."

Bunun yanında Zerdüştlük, Mazdaizm gibi inançlar ile ilgili anekdotlar bulacaksınız. Kitabın her sayfasında adaleti okuyacaksınız.
Bu kitap iki kitabın birleşmesinden oluşuyor. Ben sadece 1. bölümü okudum(300 sayfaya yakın). Hunların M.Ö. ne zaman ortaya çıktığı, nasıl yaşadıkları hakkında bir araştırma eserdir. 
Bu arada Ahmet Taşağıl'ı dinlerken öğrendiğim bir şey Modun Çince de Bahadır'ı karşılıyormuş.. Modun(Avrupa'lıların telafuzu Me-te)

"Avrupa Parlamentosu ve Beyaz Saray'daki halılardan kan lekesi çıkarmak özellikle zordu, bu yüzden de savaşı evlerine sokmuyorlardı. Ama sonuçta onlarda insandı ve bütün insanlar gibi, benzerleriyle savaşmak için can atıyorlardı. Bunun içinde birbirinin kulaklarına 'çıkışa gel' diye fısıldıyor ve Batı medeniyeti sınırlarını artlarında bıraktıkları anda, başkalarının evlerinde boğuşmaktan geri durmuyorlardı."
"Babam katil olmasa, ben olmazdım" sözü ile başlıyor. Bir kaçakçının çocuğu olarak "Gaza" baş karakter. Okulunda birinci olmasına rağmen 9 yaşından itibaren kaçakçılık işine babası tarafından bulandırılıyor. Babası liseye göndermiyor taki kamyon kazası yapana kadar. Gaza kamyondan uçuyor ve kendini cesetlerin arasında yaşam mücadelesi verirken buluyor. Kurtarıldığında babası ölmüş ve kendini yetiştirme yurdunda başarılı(Süper zeka) birisi olarak bulsa da geçmişi arkasını bırakmıyor ve deli hastanesinde kendini buluyor. Kimseye dokunamıyor ve kimseyi kendine dokundurtmuyor. Hastanedekileri iyileştiğine inandırarak çıkıyor ve eski çöplüğüne dönüyor. Tesadüfen babasının gömdüğü parayı buluyor ve İzmir'de bir otele yerleşiyor. Kendini iyileştirmek için yollar denemeye başlıyor ve toplulukla beraber birini linç etmenin kendisini rahatlattığını fark ediyor. Bunun için dünyayı gezip bir çok linç olayına karışıyor. Sonunda Afganistan'da Taliban'ın yıktığı Buda heykellerinin olduğu yerde vurularak öldürülüyor.

Selçuklu'nun toplumsal yapısını anlayabilirsiniz. Kitapta bahsedilen aşk Şems ve Mevlana'nın birbirlerine olan bağlılığıdır. Okumadınız ne kaybedersiniz çok şey.. 
Yollara düşen bir Şems olmak isterdim. 

Bu kitap daha bitmedi. Türkiye'nin uzun modernleşme tarihini çok güzel ele almıştır. Dönemin edebi eserlerini tarayarak konu edinmesi kitabı daha zevkli kılıyor. 

Kısa ve öz bir kitap.. Türük=Törük=Türk gibi bir sonuç çıkarabiliriz. Anlamı Çinli'lerce miğfer çünkü miğfere benzer bir dağın etrafında oturuyorlarmış. Güçlü kuvvetli de bölge de genelde devlete verilen isim olduğu için mantıklı... 

Cumhuriyet Tarihini iyi anlayabilmek için 19. yy tarihini anlamak çok önemli bu kitabı okuduğunuz zaman anlayacaksınız. C. Findley'in kitabı 19. yy'dan başlatmasının mantığı da budur. 

Cemal Süreyya'nın şiir kitabına da göz atma vaktim oldu. "Hayat kısa, kuşlar uçuyor." Özdemir Asaf'tan ise kendime güzel bir şiir bulamadım. "Ülkemin ırmakları dışarı akar, neden bilmem can havliyle akar." dizeleri anlamlı.. 
Fazla okumamışım, neyse buna da şükür. :) 
Bak unutuyordum az kalsın.. 
Özlem Kumruların Bloglarından meydana gelmiş çok eğlenceli, bilgili bir kitap.. Herkes okusun ama kızların daha çok hoşuna gidecektir. Sağlıcakla kalınız.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder