DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

19 Aralık 2019 Perşembe

MARTİN LUTHER

Martin Luther, 10 Kasım 1483 tarihinde, Almanya'nın Eisleben isimli kasabasında doğdu. Luther ailesi, daha sonra Mansfeld'e taşındı. Martin Luther'in babası Hans Luther, oğlunun avukat olmasını arzulamaktaydı ve bu yüzden oğlunun eğitimine önem vermekteydi. Beş veya yedi yaşından itibaren eğitimine başlanan Martin Luther, 1501 yılında Erfurt Üniversitesine girdi ve üç yıl sonra ise mezun oldu. Bu dönemde "Corpus Juris Canonici"(Kanon veya Kilise Hukuku Külliyatı) bir kopyasını ve başka önemli hukuk metinlerini yayınlamıştır.

1505 tarihinde Hukuk çalışmalarını bir kenara bırakarak keşiş olmasındaki sebep, şiddetli bir fırtınaya yakalandığı zaman, kurtulması halinde keşiş olacağına dair yemin etmesidir. Bu olaydan sonra, 17 Temmuz 1505 tarihinde Erfurt'da Augustinusçu Keşişler Tarikatına girdi. Bu tarikat 15. yüzyılın ikinci yarısında iki kola ayrılmıştı: öğretiye bağlı kalmak isteyenler ve öğretilerde yeniliği arzulayanlar. Martin Luther'in katıldığı manastır, öğretiye bağlı kalmayı savunanlardı ve bu görüş Luther'in ileride, Hristiyanlığın temel öğretisine geri dönme fikrini etkileyen unsurlardan birisidir. Martin Luther tarikata girdikten iki yol sonra papaz olmuştur. 1507 tarihinde ise Erfurt Üniversite'sinde teoloji çalışmaya başladı. Teoloji eğitimine Wittenberg Üniversitesi'nde devam etti ve bu dönemde Wittenberg'deki manastıra geçmişti. 1509 tarihinde Erfurt'a döndüğü, Katolik kilisesi konferansına katıldığı, daha sonra tekrar Wittenberg Üniversitesi'ne kayıt olarak, 1512'de doktorasını aldığı ve teoloji profesörü olduğu bilinmektedir. Aynı zamanda manastırda da yönetici yetkileri olanlar arasına girmişti(Çevik, 2019, s. v-vii.).

86. tez şu şekildedir: "Niçin serveti, zengin Crassus'un servetinden daha büyük olan Papa, biricik Aziz Petrus Bazilikası'nı kendi parasıyla değil de, inançlı fakirlerin parasıyla inşa ediyor?"(Luther, 2019, s. 23.) Doksan Beş Tezin genelinde olduğu gibi, 86. tezde de endüljanslar eleştirilmektedir. Bu dönemde, Papa bazilikayı yaptırmak için, Hristiyanların endüljans aracılığıyla bağışlanması için bir takım insanları görevlendirmişti, endüljans aracılığıyla elde edilen parayla ise Aziz Petrus Bazilikası'nın inşaatı gerçekleştirilecekti. Martin Luther, bu uygulamanın Hristiyanlığa uygun olmadığını ileri sürerek, endüljans satışlarını eleştirdi. Endüljans satışlarına karşı eleştirilerini, Doksan Beş Tez ismi ile kaleme almıştır. Bu tezleri Wittenberg şatosunun kilisesine astığı tasvirlerde görülür, oysa bu olayın gerçekleşmediği olasılığı daha kuvvetlidir. Hayatının devamında endüljans eleştirilerine devam etti ve karşıtlarına cevap vermeyi ihmal etmedi. Papa'nın baskısı ile 1518'de tarikat meclisinde yargılandı, burada kendini savundu ve Aristotelesçi Skolastik düşünceyi eleştirdi. Yine 1518 yılında Roma'ya yargılanmak için çağrıldı. Burada Papa'nın yanılmazlığına karşı Kutsal Kitap'ın yanılmazlığını savundu. Özellikle, bu yargılanmadan sonra papalıkla bağları koptu. Kiliseye karşı teolojik eleştirilerinin dozunu yükseltti. Papa'nın Kutsal Kitap'ın boyunduruğu olduğunu savundu. Bütün eleştirileri sonucunda 3 Ocak 1521 tarihinde aforoz edildi. Martin Luther, Reform sürecinin önemli bir karakteri olarak tarihteki yerini aldı(Çevik, 2019, s. ix-xiii.).

Martin Luther'in Yeni Ahit(İncil)'i Almanca'ya çevirmiştir ve bu çevirinin özelliği uluslaşma döneminde, ulusal dile Yeni Ahit çevirisinin yapılmasıdır. Bununla beraber bilinmelidir ki Yeni Ahit'in ilk çevirisi Martin Luther'in çevirisi değildir. Martin Luther'den ve uluslaşma döneminden önce Yeni Ahit çevirisi yapıldığı bilinmektedir. Daha M.S. 5. yüzyılda, Yeni Ahit Ermeniceye çevrilmişti!

 Çocuklar İçin Angeliaforos, Yunan harfli Türkçe olarak basılan süreli yayınlardan birisidir. Bu süreli yayının basımı, Amerikan Misyonerler Şirketi tarafından sağlanmaktadır. Çocuklar İçin Angeliaforos'un 1 şubat 1874 tarihli sayısında "Martin Luther" başlıklı bir metin yayınlanmıştır. Bu metnin çeviriyazımını aşağıda vermekteyiz. Yeterince sade olan metin üzerinde fazla oynama yapmadık. Ancak kelimelerin yazım şekilleri bugüne uygun hale getirildi(ör. haves şeklindeki kelime heves şeklinde verilmiştir). "dir" ve "idi" gibi ekler ayrı yazılmasına rağmen, biz kelimeye birleştirmek usulü ile verdik. Aynı şekilde kesme işareti kullanılmamasına rağmen, çeviriyazımda kesme işaretini kullanmayı tercih ettik. Martin Luther hakkında malumat veren metnin çeviriyazımı, metin içinde verilen Martin Luther resminin ardından okumaya sunulmuştur ve metnin sonunda Würzburg görseli ardından, özgün metnin görseli bulunmaktadır.  

Kaynaklar:
Martin Luther, Doksan Beş Tez, (Çev. C. Cengiz Çevik), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2019.
http://100yil100gercek.com/gercek/incilin-cevirisinin-yapildigi-ilk-dillerden-biri-ermeniceydi/

MARTİN LUTHER, ANGELİAFOROS


MARTİN LUTHER (ΜΑΡΤΙΝ ΛΟΥΔΕΡ)

Dört yüz sene kadar evvel Almanya’nın ufak bir köyünde Martin Luther(Μαρτιν Λουτερ) isminde bir çocuk vardı. Anası odun getirmek için ormana gittiğinde, Martin dahi anasının ardından koşarak gider ve bazı kere küçük bir yük odun da kendisi sırtlayıp eve getirirdi.  Babası her ne kadar fakirdi ise de oğluna ilm öğretmeye ziyade arzusu olduğundan, onu köyün mektebine gönderdi. Orada Martin okumak, yazmak ve bazı ilahiler öğrenip, kilisede makam ile okurdu.

Martin on dört yaşına girince, babası onu bir şehire gönderdi. Oradaki mektep daha büyük olduğundan, çocuk orada hali ile köyün mektebinde öğrendiği şeylerden çok ziyade şey öğrenebilecekti. Lakin onun geçinmesi için lazım olan masrafı etmeye babasının kudreti olmadığından, Martin ilme olan hevesinden(χαβεσιντεν) her gün akşama dek yavan ekmek ile kanaat ederdi. Böyle çalışkan çocuğun işi mutlaka rast gider. Martin’e dahi böyle oldu. İyi yürekli bir kadın bu çocuğun o fakir halinde öyle gayretle çalıştığını görüp ona yardım etti.

Martin gayet dindar dahi olduğundan sık sık kiliseye giderdi ve nihayet Allah’a makbul olmaya arzusu o derece artı ki varıp bir manastıra girdi. Dünyadan çekilip manastırda yaşarsa, Allah’ın indinde artık aziz sayılacak diye zannediyordu ve daha ziyade sevap kazanmak için o manastırda bulunan rahiplerin hizmetçisi oldu. Süpürür, yemek pişirir, bazı kere de o vaktin keşişlerin adedi üz(e)re, manastır için dilenmeye gezerdi. Allah’ın gözüne ziyade hoş görünmek için çok defa geceyi sabaha dek kendi kendine azap vererek geçirirdi.

Günün birinde Martin manastırın kütüphanesinin(κιραπχανεσι) köşesinde kazaen bir İncil buldu. O asırda papazlar Hristiyanlığı iyi biliriz diye zannederek, İncil yahut Tevrat asla okumazlardı. Ve yalnız papazlardan değil, piskoposlardan(επισκοποσλαρ) bile bütün ömründe Kitab-ı Şerif'i görmemiş çok kimseler vardı. Bunun için Martin’in manastır arkadaşları onun öyle arzu ile Kitab-ı Şerif'i okuduğunu gördüklerinde, zevklenip gülerlerdi. Fakat Martin pahasız bir haz(i)ne bulmuş gibi, onu gece gündüz elden bırakmazdı. Vaka da Martin o kitabı bulmakla gerçekten haz(i)ne bulmuş oldu.

Martin Allah’a makbul olmadım diye korkusundan, ağır eziyetler yüklenerek kendi kendine ceza vermekteyken, o eski İncil’de şu gerçekliğe aş(i)na oldu ki günahlarımızın ağırlığını Hristos(Χριστος -İsa) yüklenmiş olduğundan, o bizi Allah’a makbul ettirir. Kitab-ı Şerif’in “Salih iman ile yaşar” kelamı ona öyle büyük bir sevinç bağışlamıştı ki, hemen sazlığını yüksek sedalar ile dünyaya çav(haber[1]) etmek arzusundaydı.

Martin ilmde dahi ziyadesi ile ilerlemiş olduğundan, manastırın başpapazı onu kiliseye vaiz tayin etti ve Martin artık İncil’in müjdesini cemaate vaaz etmeye başladı, lakin bu sebepten tez çok düşman peyda edip, nihayet Würzburg(Βουρσπουρκ[2]) denilen bu tasvirde gördüğümüz kalede mahpus oldu. Lakin Martin hap(i)ste helasın(kurtuluşun) asıl yolunu dünyaya bildirmeye daha ziyade fırsat buldu, çünkü orada Kitab-ı Şerif’i kendi ana lisanı olan Almancaya tercüme eyledi.

Böylece bu fakir çocuk ve sefil ruhban bir manastır köşesinde hepimiz için kıymetli kelamlar buldu ve onun mahpus olması Kitab-ı Şerif’in hakikatinin binlerce kimselere malum olmasına vesile oldu ve Martin’in gününden beri Kitab-ı Şerif’i okuyup onun öğrettiği yoldan gitmeye çalışan kimseler İncil’i cemaat denildiler.

Würzburg, Angeliaforos




[1] Kubbealtı lügatine göre şöhret, haber ve ses anlamları vardır.
[2] Harflerin noktalamaları için metin görseline bakınız.


Martin Luther, Angeliaforos

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder