DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

10 Ekim 2021 Pazar

ÜÇ FİLM: TRUMAN SHOW, MATRİX VE KÜÇÜLEN HAYATLAR

    

üç film: Truman Show, Matrix, Küçülen Hayatlar


 "Küçülen Hayatlar"(Downsizig), 2017 tarihli bir filmdir, bir tesadüf üzerine izlediğim filmin konusu, bir şirket tarafından insanların küçültülmesini ve onlar için yaratılan yeni dünyada yaşamalarını konu alıyor. Bu yeni küçük dünyaya girmek için, dünyadaki servetinizi şirkete vermeniz gerekiyor, verilen paraya göre küçülen insanlara bir servet, istedikleri ev tahsis ediliyor. Normal hayatta elde edemeyecekleri refah durumunu burada yaşama imkanı buluyorlar. Her şeyin küçüldüğü yeni bir gerçekliği anlatan film dikkat çekici.

    "Truman Show", 1998 tarihli ve başrolünde Jim Carrey'in yer aldığı bir filmdir, bir yönetmen/yapımcı bir yetim çocuğu şirket aracılığıyla evlat edinir, onun hayatını şirket tarafından inşa edilen yapay şehirde gözetim altında tutar, kameralarla tüm hayatını televizyona bir show olarak sunar. Truman karakterinin etrafındaki her şey yapaydır, karısı ve en iyi arkadaşı dahi sadece birer oyuncudur ama Truman'ın hiçbir şeyden haberi yoktur. Tüm hayatının kameralar tarafından izleyicilere aktarıldığını bilmez ve uzun yıllar bu yapay şehir içinde yaşar. Ama bir gün her şey değişecektir... Platon'un mağarasındaki adam gibidir Truman, uzun süre gerçeği fark etmez ve gölgeyi gerçek zanneder ama Truman geç olsa da gerçeğin peşine düşecektir.

    Yapay dünya denilince ilk aklıma gelecek film 1999 yapımlı "Matrix" filmidir, ardından 2 film ve 1 animasyon olarak matrix evrenini konu alan yapım gelmiş ve bugünlerde heyecanla Matrix'in 4. filmini beklemekteyiz. Uzun zaman Matrix filmini Descartes'in cininden yola çıkarak yorumlamayı tercih ettim. Cin insan beynini ele geçirir ve ona yapay bir gerçeklik sunarak insan beynini manipüle ederek onu esir tutar. Descartes için durum böyle bile olsa, kendisinin düşünen bir beyne sahip olduğuna şüphe yoktur: "düşünüyorum öyleyse varım/cogito ergo sum" Matrix filminde cinin yerini makineler alır, bir programla ellerindeki esir insanları yapay bir gerçeklikte yaşıyormuş gibi gösterirler. Böylelikle de insan vücudundan elde ettikleri enerji ile kendi varlıklarını sürdürürler. Tüm esir beyinlerin bağlandığı yer matrixin kendisidir. Kontrollü bir şekilde bir arada yaşadıkları hissettirilir. Oysa gerçek olmayan bir sisteme bağlıdırlar. Ve bazı insanlar bu yapay dünyanın farkına vararak, gerçek dünyaya gitmeye çalışırlar. Gerçek dünya makinelerin elinde olsa da bir grup insan direnişe devam etmektedir ve çıkmak isteyenlere yardım ederler. Uzun zaman sonra Descartes'in cin metaforu kadar durumun Platon'un mağara metaforuna da benzediği fikir oluştu. Birinci filmin sonunda makinalara yardım eden karakter ve film içindeki birkaç diyalog doğrudan mağara metaforunun etkisini göstermektedir. 

    "Küçülen Hayatlar" filmi normal boyutlardaki hayatından farklı bir boyuttaki hayata geçişi ve insan hayatında nasıl bir fark yaratabileceğine dair bir perspektifi anlatır. Truman Show ve Matrix filmlerinin yapay bir dünya fikrini işlediğini, gerçekliği yeniden sorgulatabileceklerini görürüz. Her iki filmin içerik açısından Descartes'in cin metaforu ve Platon'un mağara metaforu ile benzerliği de dikkat çekicidir.   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder