DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

28 Ekim 2021 Perşembe

LEO TOLSTO VE KİLİSE - ΛΕΟ ΤΟΛΣΤΟ ΒΕ ΚΙΛΙΣΕ(Χ. Μ. ἌΛΕΝ)

Angeliaforos isimli Yunan harfli Türkçe süreli yayının 17 Ekim 1908 tarihli sayısında "Leo Tolsto ve Kilise" isimli bir yazı H. M. Alen tarafından kaleme alınmıştır. Lev Tolstoy'un dini görüşlerine karşı alınan bir karara dair Amerika gazetesindeki tepkilerin kaleme alındığı yazı, Tolstoy'un dini görüşünü odak noktasına koymaktadır. Aşağıda bu yazının çeviriyazımını okuyabilirsiniz.  

 LEO TOLSTO VE KİLİSE


ΛΕΟ ΤΟΛΣΤΟ ΒΕ ΚΙΛΙΣΕ

(Χ. Μ. ἌΛΕΝ)

 LEO TOLSTO VE KİLİSE

    Amerika matbuatı Rusya hükümeti ve kilisesi memurlarının imparatorun memaliki dahilinde en ziyade göze çarpan zat olan Leo Tolsto'ya karşı gösterdiği tavır ve hareketten uzun uzadıya bahsetmektedirler. 

    Bundan biraz önce Tolsto'nun 80'inci doğum günü münasebetiyle Rusya'nın Aziz Synodos'u(-kilise-meclisi), rivayete göre, iman akidesi Dua-ı Rabbani ve Dağ üzerindeki vaaz ile özetlenebilen bu büyük zatın şerefine Rus ahalisi tarafından icra olunacak şenlikleri sınırlamak için hükümet ile bir birleşmiştir. Bütün kiliselere bir genel bir resmi yazı göndererek, Pazar günü minberlerden alenen okutturulmuştur. İşbu resmi yazı da beyan olduğuna göre, 1901'den beri Tolsto dinsizler sınıfına mensup addolunduğundan, bütün müminler canlarını Allah'ın hükmünden kurtarmak için bu gibi bir kimseye hürmet eserleri göstermekten sakınmalıdırlar.

    Okuyucularımızın hatır gösterenleri olmalıdır ki bundan takriben iki sene evvel aynı Synodos(-kilise-meclisi), Tolsto aleyhinde bir aforozname çıkarmıştır. Rivayete göre, hayli Rus gazeteleri kilisenin işbu son muamelesini kınamışlardır. Özellikle "Novoye Vremya" hükümetin fikirlerini neşreden vasıta ve pek sofu Ortodoks olmasına rağmen hem kilise hem de mülkiye memurlarının işbu muamelesinde karanlık asırlar ruhu ve meyli görünmekte olup, Rusya üzerine İspanya engizisyonunun bir gölgesini bırakmakta olduğunu tereddütsüz beyan etmiştir. 

    "New York Sun" bir yazısında özellikle Tolsto'nun dini inancını şöylece özetliyor:

 "O kiliseye ait teşkilatı, mükellef kilise binalarını ve duanın basma kalıp cins ve şekillerini reddeder. Onun ibadetinin tarz ve usulü İncil-i Şerif'te Letafetli İsa'nın kullanmış olduğu tarz ve usulüdür. O el ile yapılmamış heykellere inanır. O duvarlar, erganun(org) ve minberin kutsiyeti teşkil ettiğine yahut ona medar olduğuna inanmaz. Toslto'nun fikrince, her nerede şefkat, sevgi ve muhabbet hissi, her nerede kendinden fedakarlık(nefsfedakar) eseri gösterilir ise o yer mukaddes mekandır. Her nerede bir dua arz edilir yahut hatırdan geçirilir ise yahut her nerede tüm nimetlerin bağışlayan bir şükran sedası ile yüceltilir ise Allah'ın kilisesi orada olup, onun diğer bir kiliseye ihtiyacı yoktur." 

Tolsto'nun mezhebinin işbu ifadesi ve beyanından görülür ki adı zikredilen zahiri şeylere hiçbir kıymet ve ehemmiyet vermeyip, çok hususlarda onları canın hakiki hayatına zararlı addetmektedir. Bu büyük zatın kuvvet ve ehemmiyeti tam lazım olan noktaya yani iç hayata ve ruhani hayata vermekte olduğunu herkes tasdik eder ise de resm(âdet?) ve ayinler ile mukkattes mekanların ibadethanelerin hiç kıymet ve ehemmiyetleri olmadığı hususunda pek az kimseler onunla hemfikir olabilirler.

    Hiçbir mezheb-i fırkaya mensup olmayan "New York Independent"in iddiasınca, Tolsto Kurtarıcıyı inkar etmediği gibi, bir dinsiz dahi değildir. Zikredilen gazete Tolsto'nun kilise ve hükümete karşı hal ve vaziyetini şöyle izah ediyor: 

"Asıl hakikat şudur ki adı geçen, Rus kilisesine hakaret ve İsa'a ve dine karşı sadakatsizliğinden dolayı ondan iğrenir. Anılan, Kitab-ı Mukattes'e uymasında hadden aşırı harfperesttir, o derece ki o zarar ve ziyan vukuunda bir çeşit mukabele edilmemesi taraftarı olup, hükümet işlerinde anarşistlere mahsus bir mevki tutar. O hem kilisece hem de devletçe hüküm ve nüfusun kaldırılmasına taraftır. O elinden gelse, tüm orduları ve polis memurlarını ortadan kaldırıp, yalnız muhabbet kanununun hüküm sürmesini ister. Bu abes ise de şirk değildir ve Hristiyan vasıfları ve itikatlarına muvaffaktır. Biz Tolsto'nun Kitab-ı Mukakttes'i harfiyen şerh ve tatbikine pek o kadar itibar etmez isek de o kendi aleyhinde hüküm edenlerden daha iyi bir Hristiyandır. Peygamberler eski kafalı kilise ehlinden o muameleyi ummalıdırlar."

    Tolsto Rusya'da mevcut olan mezalim ve zulümlerin hiç malum bulunmadığı bir memlekette doğmuş, yetiştirilmiş olsaydı, acaba adı geçen hem kilise hem de devlet hakkındaki efkarı gayet farklı olmaz mıydı? meselesi ilm-i ruh erbabı için gayet dikkati üzerine çeken bir mesele olur. Sahih değil midir ki adı geçen itikatsızlığı bazı hususlarda endişe verici olması ile beraber, içinde din ve devlet namına her çeşit bahisten icra edilmiş olduğu ve hala da icra edilmekte bulunduğu bir muhitin neticesidir. Biz heretiklik (αἱρετικοσληκ) kökenini ve menşeini ilimler ve dünyevi tesirlerde araştırmak adetindeyiz, halbuki onda dokuz sırada bir kimse kanunlar ve dini hükümlere uygun hareket ettikleri iddiasında bulunan kimselerin göze çarpan uygunsuzlukları ve hayasız riyaları sebebiyle dini işlerde kayıtsız olur.

   Boston'da neşr olunan "Zayen Herald" nam methodist gazetesinin Tolsto'ya karşı aldığı vaziyet yukarıda zikr olunanlarınkinden farklıdır. Bu gazete Rusya Aziz Synodos'unun(-kilise-meclisi) vermiş olduğu hükümden dolayı sanırsın aklıyor olup, şöyle idare-i lisan ediyor: 

"On dokuz asırdan beri Hristiyan kilise büyük düşmanlara karşı varlığını korumak(sıyanêt-i vücudi) için cenkleşmeye mecbur olmuştur. Hiçbir düşman kendinin dini hayatı için İsa'nın İncil'inde aşk ve şevk bulduğu iddiasında bulunan kendinin dini itirafını İsa'nın talimatına sıkıca uydurmakla ispat eyleyen ve aynı vakitte zaten teşekkül etmiş olan muntazam kiliseyi hakir gören, Kitab-ı Mukaddes'i sakatlayıp bozan, mucizeleri ret eden, İsa'nın uluhiyetini inkar eden ve şahsi ölümsüzlüğe inanmaktan imtina eden kimse kadar öldürücü değildir. Leo Tolsto'nun kemal-i dikkatle düşünülüp tertip edilmiş olan akidesi onu tarihte mukayyet herhangi bir kilisenin külliyen dairesi dışında bırakır. Adı zikredilen ne Yahudi ne Roma Katolik ne Ortodoks kilisesinde bir yer bulamaz. Protestan kiliselerinin bunca bolluğu onlardan bir tane bile bulunmaz ki anlayışlılıkta o kadar ileri varsın ki Leo Tolsto'yu kendi içerisinde kabul edebilsin. Ve lakin Tolsto dürüst ve muhterem bir zat İsa'nın talimatını kendi anlayışına göre kemal-i dikkatle elinden geldiği kadar icra etmeye çalışmıştır."

    Biz Rusya kilisesi Synodos'un(-kilise-meclisi) Tolsto'yu hüküm etmesini ve kilisedeki fesadın ta köküne balta vurmak içi ahlaki cesarete malik olmuş olan bir zata saldırma keyfiyetini zerre kadar uygun görmezsek de şu kadarını teslim ve itiraf etmeliyiz ki "Zayen Herald"dan aktardığımız ibarede haklı bir hakikat vardır. İlimlerin terakkisi atalarımızın devrinde kilisenin bir müessese makamındaki ehemmiyetini küçültmeye ve iman akidesi zail olacak derecede sadeleştirmeye artan bir meyil vardır. Rabbani dua ve Dağ Üzerindeki Vaaz sadelikleri ve manadarlıkları yönleriyle güzel iseler de bir müminler heyeti teşkil edip de onların içinde oldukları hakikatleri neşr ve müdafaa etmek babında cidden aht ve misak etmemiş olsalardı, onlar kayıp ve zail olurlardı. İşte bu şekille biz Hristiyanlığın kuvvetinden dolayı evvel be evvel mübarek Rabbimizin öğretmiş olduğu ebedi hakikate minnettar olmakla beraber, hatır köşesinden çıkarmamalıyız ki Kilise, insani zaaf sebebiyle, gerçi çok defa maksadından mahrum kalmış ise de 18 asırdan beri dinsizliğe, ahlaksızlığa ve zulüm ve haksızlığa karşı uğraşmış olan yegane muntazam kuvvet olmuştur. İşbu heyet başka hiçbir teşkilatın etmemiş olduğu derecede adalet, iffet ve tahâret ve vicdan hürriyeti bila kayt u ihtiyat hüküm eden kimse bütün kusurları ve taksiratları ile beraber beşeriler ve milli hürriyet uğruna başka tüm sırf insani teşkilatların toplanmasından ziyade işler görmüş olan bir teşkilatı hükmeder. Bu bir masal değil, ancak tarihi bir hakikattir. Bu sebepten saflık ve cesaret semanın şaşalı yıldızları gibi paralayan alî bir zata saygıyı göstermek hususunda başkaları ile birleşmekle beraber, bilhassa gençlerimizi Tolsto'nun ve onun gibi başkalarının kilise ve din hakkında beyan ettikleri fikirleri ve incelemeleri derhal kabul etmeklikten sakındırmaklık mükellef vazifemizi gerektirmektedir. 

    


ANGELİAFOROS, 17 EKİM 1908, "LEO TOLSTO VE KİLİSE"

ANGELİAFOROS, 17 EKİM 1908, "LEO TOLSTO VE KİLİSE"

ANGELİAFOROS, 17 EKİM 1908, "LEO TOLSTO VE KİLİSE"






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder