DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

3 Ekim 2021 Pazar

DİN VE HÜKÜMET(YUNAN HARFLİ TÜRKÇE METİN-3 EKİM 1908)

Yunan harfli Türkçe(Karamanlıca) süreli yayın olan Angeliaforos'un 3 Ekim 1908 tarihli sayısında I. K. Krikorian tarafından kaleme alınan "Din ve Hükümet" başlıklı yazının çeviriyazımını, 113 yıl sonra, 03.10.2021 tarihinde yapmış olduk.  


DİN VE HÜKÜMET-1908


    BEŞ hafta tatilden sonra tekrardan "Angeliaforos"un okuyucusu(καριγιουνὴ) ile mülakata başlamak bizim için mutluluk sebebi(μουτζίπι μεσερρτὲτ) bir vakıadır. Ve bu müddet zarfında şerefli okuyucular(καριγιούνη κιραμὴν) bize karşı gösterdikleri(ἰπρὰζ ἐττικλερὶ) hüsn-i teveccüh ve asil hislerinden(χισσιγιάτη νετζιπανετὲν) dolayı ciddi teşekküratımızı beyan ederiz. Yekdiğerleri ile iştirakta bulunan muharrir ve okuyucunun(καριγιοὺν) devr-i istibdatta bile "Angeliaforos" sahifelerinde taraflara(ταραφεϊνὲ) hoş gelen görüşme(μουσαχεπὲ) maddeleri bulabilirlerdi, şimdi ise şu hürriyet günlerinde(ἐγιάμη χουρριγεττὲ) οἵσι hoşnut(μαχζουζιγὲτ) olan daha çok maddeleri daha kolay bulabilirler. Vakaa "Angeliaforos"un ilk maaksadı(μακσετὶ  ἔββελα) dini, sonra ilmi, beyti ve siyasi meselelerden bahsetmektir diye zanolunabilir ise de hakikati halde hayatın unsurlarını biribirinden ayırma(τεφρὶκ) ve tefrit etmek daima kolay değildir. Bugünlerde bütün ahalimizin nazar-ı dikkatini hakk üzere celp eden en büyük mesele siyasiyattır. Siyasi hürriyet, siyasi idealler, siyasi meclisler, siyasi seçimler(ἰντιχαπλὰρ), siyasi tehlikeler hakkında konuşuyoruz; bu tabidir. Lakin eğer bu hususlarda konuştuğumuz için ruhaniyatı ve dini hayatı unutup ihmal edersek, bu doğru olmaz; çünkü din ile hükümet ve ruhaniyat ile siyasiyat birbiriyle pek sıkı alakadardırlar.

    Din ile hükümetin alakasına dair üç efkar vardır, 1. Hükümet din içindir; 2. Din hükümet içindir; 3. Din hükümet ile beraber gider. Bunları tarif edelim. 

    Evvela; hükümet din içindir diyenler iddia ederler ki bir memleketin ahalisi evvel ve evvel bir din için birleşirler(ἰττιχὰτ ἐϊλερλὲρ) ve bu birleşmeyi muhafaza(ἰττιχατὴ χὴφζ) etmek için hükümet teşkili ve kılıç kullanmak(ἰστιμακὴ) icap eder. Hükümet esasen dinidir. O kavmin muharebeleri dinidir, aralarında başka(σάϊρ) din bulunmamalı, bulunursa falan(φουλὰν) hudut dairesinde bulunmalıdır. Hükümdar Allahın vekili, kanunlar(καβανίϊν) Allahın emirleri(ἐβαμιρὶ), bundan dolayı(πινάεναλεϊχ) cezalar(μουτζαζὰτ) Allahın verdiği cezalardır. Bu çeşit(νὲβ) idarede nüfus ilahi olup, ona karşı söylemek günahtır. Nice kadim milletlerin ve Yahudilerin hükümetleri ve memleketimizde eski rejimin hükümeti böyleydi. 

    İkinci(Σάνιγεν); Din hükümet içindir diyenler dini ancak ademleri, hususa cahil ahaliyi korkutup zapt ve idare edecek bir vasıta diye tanırlar ve bu maksatla hizmet ettiği derecede onu hükümet için kullanırlar. Asıl kanılarınca(κανισλαρήντζα) din bir itikat-ı batıldır ve olmasa da olur. Siyasi hayat dinsiz de olabilir ve eğer bir yolu bulunsa ve ahali yalnız münevver fikir ve iyi ahlak ile zapt ve idare olunabilse, o zaman din hiç olmasa daha iyi olur. Fransa İnkılabında böyle düşündüler ve bugün Avrupa'da niceler bu efkardadırlar. Hususa hükümet-i meşrutiye ve siyasi hürriyete inananlar ademlerin siyasi alakasının tabii bir alaka olduğunu kabul ederler ve bu tabii alakayı muhafaza etmek için doğaüstü(χαρὶκ οὐτ ταπιὰ) bir vasıtaya lüzum görmezler. 

    Üçüncü(Σάλισεν); Din hükümetle beraberdir diyenler, dinin hakiki bir kuvvet olduğunu kabul edip, onu hükümet ile uyumlu hale getirirler(ἰμτιζάτζ ἐττιριρλὲρ). Ademin kamil hayatında din elzem bir unsur addolunur; bundan dolayı(πινάεναλεϊχ) siyasi hayatta dahi onun bulunmasını talep ederler. Bu efkara göre hükümet hakiki ve tabii bir idaredir. Bir memleketin ahalisi cümlesi aynı hukuk ve imtiyazlara ve aynı hürriyete malik olarak bir siyasi beden halinde birleşiktir(μουττεχὶτ τιρλὲρ). Din ise bir dogmaya itikattın tümü(τζουμλέϊ ἀκαῒτ) ya usûl ve adet(ἀγίν οὐ ἀτὰτ) olmayıp, ancak hayat esasıdır. Dinde Allah bir felsefi formül(φορμούλα) yani ima(ρέμζ) değil, muhabbet ve hürmet maddesidir. İlham bir talimat bütünü(μετζμουὴ) değil, ancak ademleri farz yolunda(ταρικ) doğru yolu gösterecek(ἰρσὰτ ἐτετζεκ) olan bir mürşit sedasıdır. Velhasıl dini hayat, hayatın başka(σάϊρ) kısımlarından ayrılmış bir şey değil ancak onun bütün(πιλτζούμλε) tabaklarına karışmış(μέζτζ ὀλουνοὺπ) onlara nitelik ve karakter(χασσιγὲτ βέ σιρὲτ) verecek bir unsurdur. Din muhabbet ve hürmet ve ruhani anlayış(πασὰρ) neticesi olduğundan silah ya cebir kullanma(ἰστιμαλὴ) ile hasıl ya muhafaza edilemez; diğer taraftan din ahlak ve karakterin (σιρετ) esasına malik olduğundan ahalinin siyasi hayatından onu uzaklaştırıp(τάρτ ἐτίπ) da zararda(μουτεζαρρὶρ) olmamak olmaz. Siyasi hayat dini hayatla ittifak ve uyumlu hale getirmelidir(ἰμτιζάτζ ἐτμελὶ τιρ). Ve bizce en makul ve doğrusu bu üçüncü mevkidir. Hükümet din için değil ahali için mevcuttur, hususa şu yeni siyasi hayatımız için bu pek doğrudur(σαχὶχ τιρ). Kanun-u Esasi ilan olunarak hükümetimiz idare-i meşrutiye kabul edip de memleketimizin her mezhepten olan ahalisi aynı Osmanlı bayrağı altında birleşince(ἰττιχάτ ἐτίντζε) artık Osmanlı hükümeti falan bir din için değil, ancak ahali için mevcut oldu, muharebe cihat olmaktan vazgeçti(φαρὶγ ὀλτοὺ). Lakin bu bu sebepten hükümetimiz dinsiz bir hükümet olmadı. Din memleketimizde ancak cahil ahaliyi zapt ve idare edecek bir vasıta diye de kullanılmıyor. Din bu memleket ahalisinin hayatında derin ve hakiki bir mevki tutuyor. Bu memleketin cümle ahalisi vakit olan hakiki Allaha itikat ederler, bu ise din dairesinde ve efkar amelinde en yüksek tasavvurlardandır. Bir memlekette cari olan üç dinler de yüksek dereceden ahlaki esaslar vaaz ederler. Ve bu esaslar mevki-i icraya konuldukça ahalimiz daha iyi ve daha mesut ademler olurlar, şöyle ki siyasi hürriyet ahlaki hürriyetle temin edilir, siyasi umurun idaresi Allah korkusu üzerine tesis edilmekle emin olur, ahaliye teşkil eden çeşitli unsurların(ἀνασήρη μουχτελιφενὶν) kardeşlik(οὐχουββὲτ) ve kardeşliği cümlenin Pederi olan Allaha muhabbetle takviye edilir. Velhasıl dini hayat siyasi hayatı terfi ve teşvik eder.

    Şu halde siyasi hayatımızın din ile olan alakasını şöyle ifade edeceğiz yani herkes istediği dine girmiş (σαλὶκ) olmakta hür olup, başkalarının(σαϊρ) da hür olmasına yardım (μουαβενὲτ) edecek ve herkes girmiş(σαλὶκ) olduğu dindeki en yüksek hakikatleri siyasi hayatında fiilen(πίλφιϊλ) göstermeye(ἰπρὰζ ἐτμεγὲ) çalışacaktır(σάϊ ἐϊλεγετζέκ τιρ).

    Ve işte okuyucu(καριγιούνη κιρὰμ) ile başka(σάϊρ) meselelerde olduğu gibi siyasi meseleler üzerine vuku bulacak olan mülakatlarımızda dahi Hristiyanlığın en yüksek hakikat ve esaslarının hayatımıza tatbik edilmesine gayret edeceğiz(σάϊ οὐ γαϊρὲτ ἐτετζέγιζ)


DİN VE HÜKÜMET-1908

YUNAN HARFLİ TÜRKÇE DİN VE HÜKÜMET İSİMLİ 1908 TARİHLİ METİN







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder