 |
| KORİDORLARDA DOLAŞAN VAMPİRLER |
Ülkenin tüm koridorlarında dolaşan bir hayalet var. Tüm tersaneler ve koridorlar vampir çetelerince ele geçirilmiş. Öyle aham şaham Aristokrat vampir değil bunlar, para babalarının kanlarını emdikleri birer vampir; kendileri de zamanla vampirleşmişler, yüzlerinden avcı oldukları belli, birbirlerinin kanını emmeye dünden gönüllüler, gücü gücünün yettiğinin kanını kadehe koyup, bir badeye sarılır gibi şehvetle lıkır lıkır içtiği bir oyun bu. Birkaç masum yüzlü insan gördüklerinde nasıl da onu dolandırmak için yüzleri kılıktan kılığa girer, sivri dişlerini kurdun kırmızı başlıklı kızdan sakladığı gibi saklarlar, ansızın dişleri kurbanın boynundaki damarlarda hissedilir. Birkaç saldırıya uğrayan adamların kanları ve zihinleri kirlenmeye başlar, onlar da vampirleşirler, bilemediniz zombileşirler, o da olmadı hayaletleşirler. Okul, hastane, karakol, opera, koğuş, şirket koridorları ve hatta parlamento koridorları bu vampirlerle doludur. Mahallenin meşhur vampirleri hazırdır mahalle baskısına, kan emmek için ardan, gelenekten, görenekten söz ederler ve geceleri kan banyosunda duşlarını almadan yatmazlar.
Gencecik bebeler gözlerini her seferinde masumiyetle açarlar ve zamanla büyük bir bölümü vampirleşir, zombileşir, hayaletleşir; ancak bir kısmı elini kana bulamaz. Zihnin belirli sığınaklarında kendilerini vampirlerden korurlar. Vampirlerin egemen olduğu bu dünyaya merak ederek karşı dururlar. Ancak merak insanı vampirlikten, zombilikten, hayalet olmaktan kurtarır. Okullar birer vampir kursuna dönmüştür, nadiren buralara merakla donanmış öğretmenler sızar, çocukları o kanlı elleriyle kirletmeye çalışan öğretmenlere karşı merak aşılayarak savunmaya çalışırlar. Aileler çocukları zarar görmesin diye kendi elleriyle hayaletleştirmeye çalışırlar, 'aman tadımız' kaçmasınlar kaçınılmaz olarak hayaletleşmeyi getirir. Panzehiri 'anne-babanız gibi olmayın yani geleneğin dediği gibi' diyen büyük vampir avcısı Herakleitos'un yolundadır. Toplumlar topyekûn bir vampirleştirme endüstrisine dönüşür, kana susamış ağızlarından salyalar akar. Tüm ezilenler birleşeceğine vampirleşir hale gelirler, kan istekleri o kadar yüksektir ki akıllarından merak denilen kavram geçmez. Merak edilecek ne vardı ki kan emmekten başka, doğal olan buydu, doğal olan insanın etini çiğ çiğ yemekti. Bunun aksini söyleyip, merak edin çocuklar diyenleri dışlamak, mobinge uğratmak, onlara büyük ızdıraplar yaşatmak için her şeyi yaparlardı. Son nefesini merak edin, merak edin diye verenler pes etmezler; durum karamsar olsa da onlar, bir kan emiciyi dönüştürmek pahasına tüm ömürlerini feda etmeye hazırdırlar.
Her vampir, ileride büyük vampir olma hayalini kurar. Sistem öyle ilmek ilmek işlenmiştir ki bir vampirin büyük bir vampir olup, büyük kan rezervleri sağlayabilmesi mümkün değildir. Büyük vampirler, uykuda olan vampirlere pandoranın kutusunda 'benim gibi olabilirsiniz' umudu satarlar. Onları kontrolde tutması için maşa vampirler icat ederler, onlara biraz kan rezervi koklatırlar, daha fazlasını depolayabilmek için. Büyük vampirlerin, vampirciklerden korktuğu görülmemiştir, onlar zaten kendi kendilerini ekarte ederler, kendi kanlarını bile içerler. Büyük vampirler, meraktan korkarlar, felsefe deyince tiril tiril titrerler; tarih sadece onların anlattığı gibidir, büyük vampirlerin ihsanları; coğrafyada büyük vampirlerin iaşesini sağladığı topraklar; sosyoloji derslerinde kast sistemlerini övmeler gibi okulun müfredatını düzenlerler. Merak edenler okudukça bilir ki vampir düzeni adaletsizdir, insanın kendine yabancılaşması, sömürülmesidir, insanın kanının emilerek insanlıktan çıkarıldığı düzendir. Merak edenler bilir ki insanlık her zaman vampir düzeninde yaşamamıştır, yaşamak zorunda değildir, insanlar birleşse vampirleri vampirlikten kurtaracak kudrete sahiptir. Büyük vampirleri ezecek güç, yaratım, üretim, strateji her şey ellerindedir. Ah bir birleşebilseler insancıl şeyler etrafında ah...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder