DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

24 Ağustos 2024 Cumartesi

"KRALİÇE ESTER / ΕΣΘΗΡ ΜΕΛΙΚΕ" 1879 TARİHLİ YUNAN HARFLİ TÜRKÇE METİN

"KRALİÇE ESTER / ΕΣΘΗΡ ΜΕΛΙΚΕ" 1879 TARİHLİ YUNAN HARFLİ TÜRKÇE METİN


Yunan harfli Türkçe olarak Angeliaforos Süreli Yayını'nda 22 Temmuz 1879 tarihinde yayınlanan "Ester Melike" başlıklı yazının çeviriyazımını serbest bir şekilde gerçekleştirdik. Kitab-ı Mukaddes(Kutsal Kitap/The Bible)'in Eski Ahit kısmının bir bölümü olan "Ester"in konu edildiği bir yazıdır. Ester bölümünde anlatılan olay Ahameniş Dönemi(M.Ö. 550) İran'ın topraklarını konu edinmektedir. Ahameniş hükümdarı olarak Ahaşveroş verilmektedir, Yahudiler bunun Kserkses olduğunu düşünmektedir ama daha sonra Artakserkses olabileceğini düşünenler de ortaya çıkmıştır. Ahaşveroş karakteri Ahameniş hükümdarlarından esinlenilerek yaratılmış olsa da tarihsel bir dayanağı yok gibidir. Kitab-ı Mukaddes'in Ester bölümü "Ahaşveroş Hoddu'dan Küş'a uzanan bölgedeki yüz yirmi yedi ilin kralıydı."(1.1) şeklinde başlar. Dipnot ile bu bölgenin Pakistan ile Sudan arası olduğu belirtilir. Ahameniş egemenliğinin yayıldığı topraklar gerçekten genişti. Darius'un kitabelerinde hükümdarı olarak saydığı yerler; Pers, Elam, Babil, Asur, Arabistan, Mısır, Deniz ülkesi, Sardes, Ionia, Media, Armenia, Kapadokya, Parthia, Drangiana, Aria, Harezm, Baktria, Sogdiana, Gandhara, Skythia, Sattagydia, Arakhosia ve Maka olarak sıralanır. Ahameniş İmparatorluğu kadim bir çok ülke üzerinde hakimiyet kurmuştur. Mısır, Anadolu, Mezopotamya, İran, Doğu Akdeniz topraklarını tamamen ele geçirmesi yanında Afganistan, Pakistan, Türkmenistan, Trakya, Kafkasya, Arabistan bölgelerinde de toprakları olması dikkati çekmektedir. Yüz yirmi yedi ili tespit etmek mümkün olmasa da Kitab-ı Mukaddes'in genişliğinden bahsettiği devlet Ahameniş'dir. Ester kitabı devamında hükümdarın ülkeyi o sırada Sus şehrinden yönettiğini belirtir(1.2). Aşağıdaki metinde ise şehir ismi olarak Assueres verilir. Bu kelimenin Sus şehri ile bir bağlantısı olup olmadığını bilmiyoruz.  


Metnimizin başlarında "esaret zamanından kalmış Yahudiler" ibaresi Eski Ahit'in '2. Krallar' bölümünde "Böylece Yahuda halkı ülkesinden sürülmüş oldu"(25.21) ibaresi ile Babil sürgünü anlatısına bir göndermedir. '2. Tarihler' kısmında ise "Kildan Kralı kılıçtan kurtulanları Babil'e sürdü. Bunlar Pers krallığı egemen oluncaya dek onun ve oğullarının kölesi olarak yaşadılar"(36.20) şeklinde bahsedilen sürgünden, Pers egemenliği sayesinde kurtulduklarına gönderme yapılır. Eski Ahit'teki Babil sürgünü anlatısına başka örneklerde bulmak mümkündür. Konu edindiğimiz 'Ester' bölümünde esarete dair Mordekay'ın soyundan söz açıldığında bahsedildiğini görürüz. Atalarından olan Kiş için "Babil Kralı Nebukadnessar'ın Yahuda Kralı Yehoyakin ile birlikte Yeruşalim'den sürgün ettiği kişilerden biriydi"(2.6) anlatısıyla karşılaşırız. Burada Mordekay isminin Yunan harfli Türkçe metinde "Mardohai" şeklinde verildiğini de belirtelim. 


Vaşti'nin kraliçe tacını kaybetmesi yazıda bir cümle ile geçiştirilir. Oysa Kitab-ı Mukaddes'de Ester bölümünün ilk maddesinin büyük kısmında onun tacını yitirmesi anlatılır(1.9-21). Vaşti'nin hükümdarın huzuruna çıkmaması üzerine hükümdarın bilgelere danıştığı; bilgeler, "Kraliçe Vaşti'nin yalnız krala karşı değil, bütün önderlere ve kralın bütün illerindeki halklara karşı suç işledi"(1.16) cevabını verip, ardından Vaşti'nin huzura gelmemesinin bütün kadınların kocalarını küçümsemesine sebep olacağını da söylediler. Bu nedenle Vaşti'nin tacını almak için bir kanun çıkarmasını ve tüm topraklarına göndermesini önerdiler. Bunun üzerine hükümdar buyruğunu çıkardı, bu buyruklar "her ile kendi işaretleriyle ve her halka kendi diliyle yazıldı"(1.22) Gerçekten Ahameniş İmparatorluğu'nda halkların kendi kullandığı dillerde mesajlar yollanması tarihsel bir olgudur. Likya, Mısır, Babil dillerinde Ahameniş dönemi yazıtları görülmektedir. İran toprağındaki Behustun kitabesi de üç dillidir; Elam, Babil, Pers dillerinde yazılmıştır. 


Ester bölümünün devamında Binbir Gece masallarını aratacak bir hikaye anlatılır. Hükümdara bir kraliçe bulunması için dört tarafa haber salınır ve ülkenin en güzel kadınları hükümdarın beğenisine sunulur. Mordekay amca kızını evlat edinip büyüttüğü kadın Hadassa yani Ester'de bu kadınlardan biriydi. Burada toplanan kadınlara 12 ay bakım yapılıyordu. Ester'e kadar hükümdar hiçbir kadını ismi ile çağırmadı, Ester'i beğendi ve bir şölen ile kraliçe tacını ona verdi(2. 1-17). Hikayenin devamında Mordekay'ın hükümdara yapılacak bir darbe girişimini haber verdiğini ve onun sayesinde tehlikenin atlatıldığını görürüz. Bu anlatı dikkat çekici bir cümle ile biter; "ve olay kralın önünde tarih kayıtlarına geçirildi."(2.23). 


Aşağıdaki metinde Haman'ın veziriazam makamına getirildiğini okuruz. Kitab-ı Mukaddes'de ise yüksek saygı görülen bir makama getirildiği yazar, 'onu bütün önderlerden daha etkili kıldı'ğı belirtilir(3.1). Mordekay'in ona dalkavukluk etmediği ve hoş görünmeye çalışmadığını okuduğumuz metinin Kitab-ı Mukaddes'deki karşılığı herkesin Haman'ın önünde eğilirken, "Ama Mordekay ne eğildi, ne de yere kapandı"(3. 2.)dır. Haman durumu haber alınca, Mordekay ile beraber tüm Yahudiler'i ortadan kaldırmaya karar verir(3.6.). Bu tasarısını gerçekleştirmek içi Ahaşveroş ile görüşmesinde "Krallığının bütün illerinde, öbür halkların arasına dağılmış, onlardan ayrı yaşayan bir halk var. Yasaları bütün öbür halklarınkinden farklı; kendileri de kralın yasalarına uymazlar. Onları kendi hallerine bırakmak kralın çıkarlarına uygun düşmez"(3.8) der ve yok edilmeleri için hükümdardan buyruk ister, hükümdar da Haman'ın istediği buyruğu çıkarması için izin verir. Buyruk, "her ile kendi işaretleriyle ve her halka kendi diliyle yazılarak satraplara, il valilerine ve bütün halk önderlerine gönderildi. Buyruk Kral Ahaşveroş'un adını ve yüzüğünün mührünü taşıyordu. Krallığın bütün illerine ulaklar aracılığıyla gönderildi."(3. 12-13). Yahudilerin yok edilmesi kararı ile Mordekay'in çula sarılması, Yahudilerin yas tutup, oruç tutmaya başlaması anlatılır. Buradaki anlatı aşağıdaki metnin ikinci paragrafının konusu olmuştur. Üçüncü paragrafta ise Ester'in durumu haber alması anlatılır. Kralın huzuruna çağrılmaksızın çıkması kendisine tehlike oluştursa da Mordekay'in verdiği cesaret ile huzura çıkmaya hazırlanır, aşağıdaki metinde sadece Ester'in Yahudilerin 3 gün oruç tutmasını istemesi yer almaz(4.16). Yunan harfli Türkçe metin devamında olanları çok kısa anlatır ve Ester'in Yahudileri kurtardığını belirtmekle yetinir. Kitab-ı Mukaddes'in devamında Ester kralın huzuruna çağrılmaksızın çıkar, kralın altın asasını uzatması ile ölüm tehlikesinden kurtulur, hükümdarın ona ne istediğini sorması üzerine ona şölen düzenlemek istediğini, Haman ile şölene gelmesini ister. Şölende hükümdarın tekrar ne istediğini sorması üzerine de yarın hükümdara ve Haman'a şölen vermek istediğini belirtir.(5.1-7).


Hikayenin devamına geçmeden Ester'in bir bölümünde "O gece kralın uykusu kaçtı: tarih kayıtlarının getirilip kendisine okunmasını buyurdu. Kayıtlar Kral Ahaşveroş'u öldürmeyi tasarlamış olan iki görevliden söz ediyordu."(6. 1-2.) Burada kralın uyanıp tarih kayıtlarını okutması ilgi çekicidir. Bu kayıtlarda Mordekay'in hükümdara karşı girişiminin Mordekay sayesinde savuşturulması anlatılıyordu. Kral Mordekay'in ödüllendirilmediğini öğrenince ona bir hediye vermeye karar verir. Bu sırada huzura Haman gelir ve hükümdar Haman'a onurlandırmak istediğim kişiye ne yapmam gerekir diye sorar. Kendisinin onurlandırılacağını düşünen Haman, "Kral onurlandırmak istediği kişi için kendi giydiği bir kral giysini ve üzerine bindiği sorguçlu atı getirir, giysiyi ve atı en üst yöneticilerinden birine verir; o da kralın onurlandırmak istediği kişiyi giydirip atın üstünde kent meydanında gezdirir. Önden giderek, 'Kralın onurlandırmak istediği kişiye böyle davranır' diye bağırır"(6. 6-9) diye cevap verir. Ve dediklerini Mordekay için yaparken bulur kendini. Mordekay'i kral için onurlandırmak zorunda kaldıktan sonra Haman'ı şölene götürmek için Hükümdarın adamları gelir. Haman şölendeyken Hükümdar Ester'e dileğini sorar ve ne istenirse yapacağını söyler. Ester, kendisinin ve halkının bağışlanmasını diler. Hükümdar kendisini ve halkını kim öldürmek istiyor diye sorması üzerine, şölende bulunan Haman'ı hedef gösterir. Kralın salonu terk ettiği sırada, Haman Ester'e canını bağışlaması için yalvarmak için Ester'in bulunduğu sedire gider. Hükümdar bu durumu görünce, Haman'ın Ester'e el uzattığı şeklinde yorumlar, bunun üzerine Haman'ın Mordekay için hazırlattığı darağacında Haman'ın asıldığını okuruz(7. 1-9). Haman'ın malları Ester'e verilirken boşalan makamına ise Mordekay getirilir. Ester Yahudilerin yok edilmesi yazılı buyruğunu geçersiz kılmasını istediyse de kral ona "Ama kral adına yazılmış ve onun yüzüğü ile mühürlenmiş yazıyı kimse geçersiz kılamaz" cevabını verir ve bu sorunu yeni bir buyrukla çözmeleri için yetki verir. Mordekay bunun üzerine bir buyruk yazar ve bu buyruk "Hoddu'dan Kûş'a dek uzanan bölgedeki yüz yirmi yedi ilde yalayan Yahudiler'e, satraplara, vali ve önderlere yazıldı. Her il için kendi işaretleri, her halk için kendi dilleri kullandı. Yahudiler'e de kendi alfabelerinde ve kendi dillerinde yazıldı"(8. 9). Bu buyrukla Yahudilere toplanma ve kendilerini savunma hakkı verildiği anlatılıyor. Ayrıca kendilerine saldırma ihtimali olan düşmanlarına karşı bir günlüğüne saldırı ve yağma hakkı veriliyordu(8.1-13). Hikayenin devamında Yahudilerin düşmanlarını öldürdüğü ama yağma yapmadıkları anlatıları yer alır. Bu düşmanlarını yok ettikleri gün Perum kutlamaları yapmaya başladılar. Bunun her zaman kutlanmasına karar verdiler(9.1-32) Ahaşveroş'un ülkesinin kraliçesi Ester'in Yahudi olması yanında ülkenin ikinci adamı haline Yahudi olan Mordekay'in geldiği belirtilerek Ester bölümüne son verilir(10. 1-3). 

Yukarıda özetlediğimiz hikayenin tarihsel dayanakları(Ahameniş İmparatorluğu gibi) olsa da genel olarak bir kurgu olduğunu kabul etmek gerekir. "Ester Melike" isimli Yunan harfli Türkçe metinde Ester kitabını özetlemiş, Ester'in davranışına övgüler düzmüş ve insanlara hikayeye dayanarak bazı nasihatlerde bulunmuştur. 

***

ΕΣΘΗΡ ΜΕΛΙΚΕ

İsa'dan[Χριστος] beş asır evvel Farsilerin[Φαρσιλερ] hükümdarı olan birinci Xerxes'in saltanat devrinde[eyyam-ı saltanatında] İran memaliğinde esaret zamanından kalmış birçok Yahudiler[Γεχουδιλὲρ] vardı. Xerxes yahut Kitab-ı Mukaddes'in beyanına göre Assueres[Ἀσσουήρης] kenti zevcesi olan Vaşti melikeye hiddetlenip onu mevkisinden[mesnedinden] mahrum etti. Bunun üzerine Assueres[Ἀσσουήρης] kenti memaliğinde bulunan bütün[cümle] güzel kızlar arasında Ester[Ἐσθὴρ] nam bir Yahudi kızını seçip onu Vaşti yerine melike eyledi. Ester[Ἐσθὴρ] dindar ve akil bir Yahudi'nin yani kendi amcazadesi[amucazadesi] Mardohai'nin[Μαρδοχαὶ] terbiyesi altında[taht-ı terbiyesinde] büyümüştü. Mardohai[Μαρδοχαὶ] İran memaliğinde ikamet[sakin] olurdu ve haliyle Ester'in o yüce[alî] fakat tehlikeli mevkide bulunduğu vakit onun güzel hal ve harekette[hüsn-i hal u harekette] bulunmasına dikkat ederdi. 

Asueres'in veziriazamι[Βεζίρι ἀζαμὶ] Haman[Ἁμὰν] nam şan ve şöhret hırslı[haris-i şan u şöhret] bir ademdi. Mardohai Haman'a dalkavukluk[müdahane] etmez ve ona hoş görünmeye çalışmazdı, bu sebepten Haman ona hiddetlenip garaz sakladı. Nihayet Haman kendine baş eğmeyen Mardohai'dan intikam almayı kurdu ve yalnız Mardohai'yı değil ancak Mardohai'ın mensup olduğu Yahudi milletini helak etmek için dehşetli bir tedbir düşündü. Haman kendi fesat niyetini[niyet-ifesidesini] icra etmek için hükümdardan bir ferman almaya muvaffak oldu. Bunun üzerine[Binâenaleyh] Fars memaliğinde bulunan bütün[bilcümle] Yahudileri katlitelef ve onların mal[emval] ve emlağını zapt etmek için hükümdarın fermanını eyaletlere gönderdi. Bu sırada Yahudilerin her yerde ne büyük korku[havf] ve dehşete uğradıkları[dûçar oldukları] kolayca anlaşılabilir. 

Mardohai Yahudi olduğu dolayısıyla[hasebiyle] genel katl[katl-i amme] hükmünden azat olmadığından kendi elbisesini yırtıp çul giyindi ve üzerine kül atarak kendi kavminin sefaleti üzerine şiddetli[azîm] ve acı figanla feryatla ağlardı. Yahudiler aleyhinde ortaya çıkan[sudur eden] dehşetli fermanın haberi Ester melikeye vasıl oldukta(n sonra) melike gayet üzüntülü[mahzun] olarak durumu[hal u keyfiyet] anlamak için Mardohai'e adem gönderdi. Mardohai Yahudileri helak etmek için Haman tarafından tertip edilen o dehşetli tedbir hakkında Ester'e ayrıntılı[mufassal] malumat verip, millettaşlarını kurtarmak için bütün nüfus ve tesiriyle çalışmaya borçlu olduğunu Ester'e beyan etti. Lakin böyle bir dehşetli hükmün önünü almak Ester için kolay bir mesele[maslahat] değildi. Farsiler'in kadim kanun ve adetleri gereğince[iktizasınca] melik tarafından çağrılmaksızın melike bile huzura giremezdi, şayet girseydi, kanun gereğince[mucibince] katledilirdi, meğer ki melik ona, yaşaması[berhayat olması] için altın asayı uzata idi. Lakin Mardohai Ester'e Yahudi olması dolayısıyla[hasebiyle] kendi ömrünün dahi tehlikede olduğunu beyan ederek[bilbeyan], melikin nezdine gidip kavmi için ondan rica ve niyaz eylemesini tavsiye etti. Yine[kezâlik] Mardohai Ester'in böyle bir vakit için yani Allah'ın kavmini büyük[azim] bir tehlikeden kurtarmak[helas etmek] için Allah tarafından saltanata nail olduğu pek ihtimalden melike olduğunu[idiğini melikeye] ifade etti. 

Ester bu hizmeti başa çıkarmaya muktedirdi. Neticesi her ne olursa olsun diyerek tehlikeyi göze almaya cesaret etti. Büyük hikmet ve dirayetle lazım olan tedbirleri[tedbir-i lazımiye] alarak[ittihaz edip] nihayet Haman'ın nasıl hain bir adem ve niyeti nasıl fesat[fasit] bir niyet olduğunu melike bildirerek kendi bütün kavmini ölümden kurtardı. Yine[kezâlik] Mardohai'nin sadakati ile büyük bir tehlikeden kurtulmuş olduğunu hatrına getirerek bütün malikinde Mardohai'ı yüceltti[tâziz ve tekrim eyledi].

Ester'in hikayesi Kitab-ı Mukaddes'de çok güzel ve tesirli[müessir] bir şekilde yazılmış olup, büyük dikkate[dikkat-i azimeye] şayandır. 

BU HİKAYEDEN ALINACAK HİSSELER

1. Ester kitabında Allah'ın ismi yok ise de kendisi vardır. Kütüb-i Mukaddes'e kısımlarından[eczasından] olarak Allah'ın ismini içermeyen[havi olmayan] iki kitapların biri Ester kitabı, diğeri dahi Süleyman[Solomon]'ın Ayniyet ul ayani nam kitabıdır. Bu cümle ile Ester kitabı Allah ile doludur[memlûdur] ve ilahi takdir ve maksadı[takdir u maksedi ilahiyi] pek açık[vazıh] ve tesirli[müessir] surette gösterir. 

2. Ömrünü tehlikeye atarak[ilka ederek] vazifesini ifa eden adem Allah'ın inayet ve bereketine nail olacağına ümit edebilir. 

Ester melike ölümü gözüne alarak çağrılmaksızın melikin huzuruna çıktı. Lakin bahsedilen[müşarileyha] vazifesini icra için borçlu olduğunu bilirdi ve "helak olursam, olayım" derdi. 

Aferin hatun, vazifeyi ifada[ifa-i vazifede] cesur olmak için bize ne güzel örnek vermişsin.

3. Allah'ın en hakir ve en mahcup kulları bile cesaretle ona yaklaşabilirler[tekarrüb edebilirler]. 

Allah lütuf ve inayet makamındadır[tahtındadır] ve halis ve doğrulukla[hulus u sıdk ile] tevbe eden her ademe kendi asasını uzatır. Canın üzerine ağır basan yük her ne dahi olsa, sen şefaat eden[şefiyn olan] İsa'nın[Iesus'un] namıyla Allah'ın tahtına yaklaşmaktan[tekarrüb etmekten] çekinme, zira o taht inayet tahtıdır.

4. Büyük mesnet ve mertebede bulunan ademin mesuliyeti dahi büyük olur.

Farsi melikesi olmak bir Yahudi kızı için büyük iftihar idi. Şüphesiz Ester adı geçen[memalik-i mezkure] memalik kadınlarının mahsut ve mazbutu olan bir mertebeye vasıl olmuştu. Lakin saltanata nail olur olmaz, ona büyük bir mesuliyet kapısı açıldı ve Allah'ın lütuf ve inayeti olmasaydı Ester kendi borçlu olduğu vazifeyi[vecibe-i zimmetini] ifa edemezdi.

Büyük memuriyetler arayan yahut nüfus ve tesirleri dairesini[daire-i nüfus u tesirlerini] genişletmek[tesvi etmek] isteyen kimseler o büyük memuriyet ve yüce[alî] mevkilere ayrılmaz surette bağlı[merbut] olan büyük vazife ve mesuliyetleri dahi kabul etmeye hazır olup olmadıklarını düşünmelidirler. 

5. Selamet yolu[tariki] vazife ifa yoludur[tarikidir]. Eğer Ester münasip vakitte[vakt-i münasip] kendi vazifesini icra etmeseydi, belki kendi ömrü dahi tehlikeye düşecekti[dûçar olacaktı], zira Ester dahi melikin fermanı ile katl ve helak hüküm olunan kavimdendi. Lakin Ester cesaretle her tehlikeyi göze aldı ve hem kendini hem kavmini kurtardı[helas etti]. 

Vazifesini ihmal eden yahut mesul olduğu şeyi icra etmek istemeyen bir adem Allah'ın himayesine mazhar olacağını ummasın[me'mul etmesin]
***

"KRALİÇE ESTER / ΕΣΘΗΡ ΜΕΛΙΚΕ" 1879 TARİHLİ YUNAN HARFLİ TÜRKÇE METİN



"KRALİÇE ESTER / ΕΣΘΗΡ ΜΕΛΙΚΕ" 1879 TARİHLİ YUNAN HARFLİ TÜRKÇE METİN



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder