NEVZAT ABİ'NİN DÜNYASINA KISA BİR YOLCULUK

 

NEVZAT ABİ'NİN DÜNYASINA KISA BİR YOLCULUK

Yazar: Leyla AYDIN

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji bölümünden mezun olan Leyla Aydın, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde arkeolog olarak görev yapmaktadır. Aynı zamanda eğitimine devam etmekte, profesyonel olarak dalgıçlık ve satranç ile ilgilenmektedir. Bu yazıda olduğu gibi bizlere yazarlık yeteneklerini de göstermektedir. 

Not:

Bu yazıya konu olan Nevzat Bey, Muğla'ya bağlı Seydikemer İlçesi'nin bir mahallesi olan Çaltılar'da yaşamaktadır.  

***

NEVZAT ABİ'NİN DÜNYASINA KISA BİR YOLCULUK

Köyde geçirdiğim günlerin her biri, bana hayatın ne kadar renkli ve derin olduğunu gösteriyor. Şu anda bir arkeolojik kazı için burada bulunuyorum, ama köyün başka bir yönü de var: Nevzat Abi’nin dünyası. Emekli bir avukat olan Nevzat Abi, köyde herkes tarafından tanınan bir isim. Herkes onun konuşkanlığından ve entelektüel birikiminden bahsediyor, ama ben onunla ilk defa tanışıyorum. Onun adını duyduğumda, daha tanımadan efsaneleşmiş bir figür gibi geliyor.

Nevzat Abi’nin efsaneleşmiş hikayeleri arasında, memleketi için daha iyi bir gelecek mücadelesi en dikkat çekeni. İstanbul’da okurken, genç yaşlarda katıldığı eylemler nedeniyle okulunu ve avukatlık eğitimini uzun yıllar boyunca tamamlayamamış. Bu eylemler, onun yaşamının bir parçası olmuş, mücadele ruhunu beslemiş. Bir gün, küçük bir olayda, haksızlığa karşı çıkan Nevzat Abi, bir protestoda polisle karşı karşıya gelmiş. Bu olay, onun hayatında bir dönüm noktası olmuş; mücadeleci ruhunu daha da pekiştirmiş.

Nevzat Abi’nin evi, tıpkı onun yaşamı gibi, bir öykü gibi karşımda duruyor. Betonla kaplı giriş ve ceviz ağacının direnci, hayatının izlerini taşıyor. İçeri adım attığımda, eski kitapların ve ağaç kokusunun karışımı, adeta bir geçmişe yolculuğa çıkmamı sağlıyor. Ayakkabılar kapının dışında bırakılıyor; bu küçük detay, evin içindeki yaşamın sahici olduğunu anlatıyor. Merdivenlerle yukarıya çıkarken, eski anıların izlerini takip ediyorum.

Nevzat Abi’nin bana hediye ettiği kitap, bir keşif yolculuğuna dönüşüyor. Kitap, toplumsal uçurumları ve iki tren arasındaki farkı simgeliyor; her sayfası, onun yaşamının derin izlerini taşıyor. Kitapların ve sözlerin arasında kaybolurken, Nevzat Abi’nin kişiliği, yaşamın ne kadar derin ve anlam dolu olduğunu gözler önüne seriyor.

Köyün çevresindeki dağlar, adeta bir tasın içinde sıkışmış gibi beni sarıyor. Yağmur ve soğuk havanın arasında, Nevzat Abi’nin sabah yürüyüşleri, yaşamın tadını çıkarmanın bir yolu olarak beliriyor. Yürüyüşler, bir nevi içsel bir keşfe dönüşüyor; su içmek, doğayla bütünleşmek, her adımda bir düşünceye dalmak.

Nevzat Abi’nin dünyasında, her şey bir öykü gibi akıyor; kelimeler, duygular, yaşanmışlıklar iç içe geçmiş. Onun hayatı, bir şiir gibi ama her adımda yeni bir keşif, yeni bir anlam buluyorum. Köydeki arkeolojik kazı çalışmam, Nevzat Abi’nin dünyasıyla birleşiyor ve bana yaşamın derinliklerini, insanların içsel yolculuklarını keşfetme fırsatı sunuyor.