Yunan harfli Türkçe(-Karamanlıca) eserler 15. yüzyıldan itibaren karşımıza çıkar ve 19-20. yüzyılda doruk noktalarına ulaşır. Mübadele sonrası ise birkaç Yunan harfli Türkçe kullanımına rastlansa da istisna teşkil eder. Mübadele sonrası Yunan harfli Türkçe kullanımı durmuştur. Yunan harfli Türkçe kullanan Ortodoks 'Karamanlılar' hakkında genel bir bilgi için http://www.beyaztarih.com/makale/anadolunun-ortodoks-toplulugu-karamanlilar yazıma bakabilirsiniz. Yunan harfli Türkçe çocuk dergisi olan "Aggeliaforos Çocuklar İçin" Amerikan Misyonerleri Şirketi tarafından çıkarılmaktadır. Genelde basit dini metinlere, hikayelere, anekdotlara yer verilen dergide dini kişilere, mucitlere, kaşiflere, sanatçılara(Kolomb, Edison, Mikelenjelo, Buddha vs.) ve şehirlere(Tahran, Delhi, Magdala, Londra vs.) yer verildiğini görüyoruz. Kabileler üzerine yazılar ve Hindistan hakkında yazılan yazılar da dikkat çekmektedir.
Burada vereceğimiz yazı ise Asur yazısı ile ilgili olup, 1 Ağustos 1880 tarihinde yayınlanmıştır. Yazıda Asur yazısının keşfi ve yazının okunmasının zorluğu hakkında bil vermekle beraber asıl amacın, Kitab-ı Mukaddes'i doğrulaya bilgilerin ortaya çıktığını göstermektir. Aynı tavrı "Hititler"(Neşalı) üzerine yazılan "Hettiler" yazısında da göreceğiz(yakın zamanda metni aktarmayı düşünüyorum).
Tavsiye: A. Onur Çalışır, "Çivi Yazısı Hakkında Osmanlı Türkçesi Bir Kitap", http://www.tarihikadim.com/2017/05/11/civi-yazisi-hakkinda/ (11.05.2017).
Aggeliaforos Çocuklar İçin Dergisi'nin 1 Ocak 1874 tarihli sayının tam metni: http://yasinetin.blogspot.com.tr/2017/06/aggeliaforos-cocuklar-icin-dergisi-1.html
İletişim: yasin.etin@yahoo.com
KADİM ASURİLERİN YAZILARI |
ANGELİAFOROS ÇOCUKLAR İÇİN, 1 AĞUSTOS 1880, s. 32. |
Baladeki tasvirde görülen yazılar kadim zamanda Asurilerin kullandıkları (-istimal ettikleri) yazı biçimidir (-huruf).
Aht-i Atik'de çok kere zikr olunan Ninevi nam kadim şehrin ismini şüphesiz işitmişsiniz. Şimdi Musul şehrinin karşısında bir takım tepeler olup, bunlar kadim Ninevi şehri saraylarının ve sair binalarının harabeleridir. O tepelerden bazıları kazılıp açılmışlar ve onlarda buya(?) ve sair hayvanatın mücessem suretleri keşif olunmuşlardır. O şehrin eski binaları tuğlaları üzerinde baladeki surette görülen yazılar gibi yazılar dahi bulunuyor.
Bu yazılar gayet eski bir lisanın yazısı olup bundan elli altmış sene evvel bu gibi yazı biçimlerini (-misillü hurufatı) kimse okuyamazdı. Lakin çağın (asr-ı hazırın) alimlerinden bazıları o yazıları okumaya çalıştılar. Bu iş güç bir işti ve o alimlerin hiç birisi zikir edilen (-mezkur) yazıların hepsini birden okumaya gücü (-muktedir) olamadı ise de, yine bazı alimler o yazıların büyük kısmını okumayı başardılar (-muvaffak oldular).
Bu çeşit (-nev) yazılar çivi biçimli yazı olarak adlandırılır (-tesmiye olunur), zira yazıların çoğu çivi şeklindedir. Takriben 3900 sene evvel taş yahut tuğla üzerinde yazılmış olan bu gibi yazılar şimdi keşf olunuyorlar. Bu yazı biçimleri (-hurufat) büyük Alexandros'un zamanına (-eyyamına) dek kullanılmıştı (-müstameldi). Şimdiye kadar okunulmuş olan bu çeşit (-nev) yazılardan Babilun (-Babulon) melikleri hakkında ayrıntılı bilgi (-malumatı mufassala) alınmıştır. 325 satırdan ibaret olup, okunmuş olan bir kayıtta Nebukadnessar (-Navuhodonosor)'ın ismi zikr olunmuşdur. Bundan daha ziyade mühim olup İngiltere nevadirhanesinde (Nevadir: nadir, az bulunan) korunan (-mahfuz) diğer bir kayıt Sennaheireim'in hakkında bir takım düşündürücü bilgi (-malumat-ı mühimmeyi) kuvvetli (-havi) olup, diğer olaylar (-vukuat-ı saire) arasında Sennaheireim'in Ezekia ile olan muharebesini dahi hikaye eder.
İşte bu suretle (-vechle) eski sarayların ve ibadethaneler harabelerinde asırlarca kalmış olan o eski belgeler (-kuyudat) Kitab-ı Mukaddes'te zirk olunan tarihi olayların (-vukuat- tarihiyenin) sıhhati hakkında yeni şahitler meydana çıkarıyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder