DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

15 Kasım 2019 Cuma

BİR İRAN HİKAYESİ: "ŞAHIN MEYVELERİ VEYA KIYMETLİ AKIL"


Çocuklar İçin Angeliaforos isimli Yunan harfli Türkçe(#karamanlıca) olarak yayınlanan süreli yayının, 1 Ağustos 1888 tarihli sayısında, "Zîkıymet Akl" başlıklı yazıya yer verilmiştir. "Kıymetli Akıl" anlamına gelen başlıklı metnin çeviriyazımını kısmi bir sadeleştirme ile yaptık.    

Kıymetli Akıl, Angeliaforos

KIYMETLİ AKIL ΖΙΚΗΙΜΕΤ ΑΚΛ

Acemlerin(Αδζεμ) kendi memleketlerinin büyük Şahlarından biri hakkındaki rivayetlerine nazaran, sözü edilen[1] bir kimseyi methettiğinde[2], hizmetkârlarından biri tarafından o[3] bahtiyar kimseye bir kese[4] altın[5] verilmesine dair bir adet tesis etti[6]. Bir gün Şah av avlamaktayken[7], ihtiyat bir ademin bir ceviz ağacı diktiğini gördü ve onun yanına vararak ona[8] “Kaç yaşındasın[9]?” diye sual eylemesi üzerine ihtiyar “Dört yaşındayım?”[10] diye[11] cevap verdi. Hizmetkarlardan[12] biri Şahın huzurunda[13] böyle açıktan yalan söylediği için[14] ihtiyarı azarlayınca[15], köylü “Sen beni sebepsiz yere azarlıyorsun[16]; ben o sözü düşünmeden[17] söylemedim; akıl kimseler fenalık etmekte ve dünyanın endişe ve kaygılarında[18] geçirilen vakti hesaba dâhil etmezler. Bu sebepten yalnız[19] Allah’a hizmet ve insanlara olan farzlarımı ifa etmekte geçirdiğim vakti benim asıl yaşım kabul ederim[20]” dedi. Şah bu sözden[21] müteessir olarak, “Sen, senin bu diktiğin ağaçların büyüyüp kemale vasıl olmasını ümit edemezsin, değil mi?” dedikte, ihtiyar âdem “Evet[22], fakat mademki biz başkaların diktiği ağaçların meyvelerini yiyoruz[23], bizim de başkaların[24] menfaati uğruna ağaçlar dikmemiz haktır[25]” dedi. Bu Acemistan’da(Αδζεμισταν) yeni bir talim olduğundan, Şah bunu işitince “Pekâlâ[26]” diye nida eyledi. Bunun üzerine bir kîsedar 100 adet lira verdi. Mezkûr liraları kabul etti[27], köylü yere beraber temenna ederek[28], “Ey melik! sair kimselerin diktikleri ağaçlar kırk senede kemale vasıl olur; fakat benimkiler dikilir dikilmez meyve hasıl eylediler” dedi. Bu söz tekrar Şahın hoşuna gittiğinden, Pekiyi, pekiyi, diye nida eyledi. İhtiyara ikinci defa altın[29] ile bir kâse[30] sunuldu[31], ihtiyar tekraren temenna ederek, “Başkalarının[32] ağaçları ancak senede bir defa meyve hâsıl ederler; fakat benimki bir günde iki defa mahsul verdi” dedi.
            Şah “Pek hoş” dedi[33], ihtiyara altınla[34] dolu üçüncü bir kâse[35] sunuldu. Şah ihtiyar köylünün bu çabuk zengin olmasından biraz[36] korkmuş olarak ve adını mahmuzlayarak bir tarafa gittiği sırada “Muhterem peder, senin aklın benim hazinemi tüketir diye daha ziyade durmaya cesaret edemiyorum” dedi.  
Kıymetli Akıl, Angeliaforos




[1] μουσαριλειχ
[2] Μέτχ εττιγιντε
[3] ολ
[4] κισε
[5] αλτουν
[6] ειλετι
[7] αβλαμακτα ικεν
[8] ανα
[9] γιασηντα σην;
[10] Γιασηντα ιμ
[11] τεγιου
[12] Χητμετκιαρλαρταν
[13] χουζουρηντα
[14] ιτζουν
[15] ταζιρ ειλετικτε
[16] ταζιρ ετεγιορσην
[17] μουλαχαζασηζ
[18] καιγουλαρηντα
[19] γιαληνηζ
[20] αττ ετέριμ
[21] λακηρτηταν
[22] Εββετ
[23] γέγιορηζ
[24] σαιρλεριν
[25] χάκκτηρ
[26] Πεκ αλα
[27] εττικτε
[28] Hürmet ve âşinâlık göstermek veya teşekkür bildirmek için sağ eli dizden aşağıya indirip sonra yukarı doğru kaldırarak ağıza ve başa götürmek sûretiyle verilen bir selâm çeşidi
[29] αλτουν
[30] κισε
[31] σουνουλτουκτα
[32] Σαιρλεριν
[33] τετικτε
[34] αλτούνλε
[35] κισε
[36] Πιρ αζ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder