Johannes Friedrich, Kayıp Diller ve Yazılar, (Çev. Recai Tekoğlu) |
Recai Tekoğlu, çevirisini gerçekleştirdiği "Kayıp Yazılar ve Diller"(Entzifferung verschollener Schriften und Sprachen) isimli eserin girişinde, Eskiçağ Önasya ve Akdeniz yazılı eserlerin çeşitliliğine değinir. Çiviyazısı(özellikle Babil'de olmak üzere Önasya'da), hiyeroglif(Mısır ve kendine ait hiyeroglif yazı ile Anadolu), alfabe(Fenike, Anadolu, Grek ve Latin) bu coğrafya içerisinde rastlanan yazım türleridir. Anadolu'nun kendine özgü hiyeroglif metinleri, "Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Suriye'den Batı Anadolu'nun içlerine kadar" olan topraklarda görülür. Mısır'ın hiyeroglif yazıları ise kendi komşu topraklarında benimsenmiştir. Batı Anadolu'da kendine özgü sistemleri olan ve Fenike yazısından etkilenmiş yazı sistemleri görülmektedir. Tekoğlu, kısmen çözümlenmiş Anadolu dillerini, Likçe, Milyaca, Karca, Frigce, Lidce, Sidece, Pamfilya, Pisidya, Hurca ve Hatti dili, Urartu dili olarak sıralamaktadır. Kitabı İtalya nüshalar ve Almanca nüsha aracılığıyla çevirdiğini belirten Tekoğlu, dipnotlar da yeni gelişmelerle ilgili bilgileri verdiğini belirtir. (Tekoğlu, 2000, s. 7-9)
Johannes Friedrich, kitabın önsözüne, Avrupa'daki 15. yüzyıldan itibaren gerçekleşen değişimlerin bir değerlendirmesi ile başlar. Doğa bilimlerindeki değişimi özellikle vurgular ve bu değişimleri "akıl disiplinleri"nin takip ettiğini, söyler. Epigrafide gerçekleşen gelişmeleri ise örnek olarak vermektedir. Winckelmann ve benzeri araştırmacıların epigrafik belgeler üzerine yaptığı çalışmalarla "Eskiçağ Bilimciliği yeni görünüşünü almıştır."; bilinen dillerin sistematik bir şekilde sınıflandırılması ile dil inceleme bilimi de ortaya çıkmıştır.(Friedrich, 2000, s. 10)
MEZOPOTAMYA TARİHİ SERİSİ
Friedrich, 18. yüzyıla kadar, insanların, tarihin anlatımına Homeros ve Ahd-i Atik(Tevrat)'den başladığını, incelenen dillerin Latince ve Grekçe olduğunu, bazen de bu dil incelemelerine İbranicenin katıldığını belirtir. Bugün ise der, Mısır hiyerogliflerinin ve Önasya çiviyazılarının çözümlenmesi ve okunmasıyla durum değişmiştir. Bu yazıların çözümlemesi ile tarihsel anlayışımız da genişlemiştir. Bu gelişmeler, insanlara, insanlığın "maddi ve manevi gelişimini tanıma olanağı sağlamıştır."(Friedrich, 2000, s. 11-12)
"ÇİVİ YAZISI NASIL YAZILIR?" SİTESİ
Eser, yazı stilleri dikkate alınarak başlıklandırılmıştır. Yazıyı kullanan kültür ve coğrafya hakkında bilgi verdikten sonra, yazının özellikleri ve çözümlenmesi hakkında bir inceleme yapılmıştır. En başta Mısır hiyeroglifleri, ardından çivi yazısı yer alırken, onu Hitit hiyeroglifleri takip etmiştir. Bunları ise Likçe, Lidce, Side dili, Numidya, Kıbrıs yazısı, Girit Linear B yazısıs, Biblos yazısı takip etmektedir. Bilinmeyen diller grubunda yer alan, Etrüskçe, Antik İtalya dilleri, Frigce hakkında bilgi verilmektedir. Buradan sonra ise "kayıp yazı ve dillerin çözümlenmesiyle ilgili yöntemsel gözlemlere" yer verilmektedir. Bu bölümden sonra ise Sina yazısı, Karya yazısı ve Hint yazısına birkaç sayfalık bölümler ayrılmıştır. Recai Tekoğlu'nun esere sonradan eklendiğini giriş yazısında bildirdiği Ebla yazısı ile ilgili kısımla eser sona ermektedir.
MEZOPOTAMYA TARİHİ: YENİ ASUR VE YENİ BABİL (M.Ö. 10.YY-M.Ö. 539)
Künye: Johannes Friedrich, Kayıp Yazılar ve Diller, Çev. Recai Tekoğlu, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul 2000.
Arkeoloji ve Sanat yayınları ise kitabın tanıtımını şu şekilde yapmıştır:
Eskiçağ yazı ve dilleri alanının uluslararası üne sahip uzmanlarından Johannes Friedrich tarafından kaleme alınan ve yayımlanmasından bugüne kadar geçen süre içinde öneminden ve bilimsel değerinden hemen hemen hiçbir şey yitirmeyen "Kayıp Yazılar ve Diller", Mısır hiyeroglifleri ve çivi yazısı gibi, çözümlenme süreci tamamlanmış yazı sistemlerinden, Likçe, Karca, Frigce, Lidce, Sidece gibi, kısmen çözümlenmiş Eski Anadolu dillerine kadar, genel bir bakış niteliğindedir. Bu bağlamda, konusunda "ilk" ve hala "tek" yapıt olma özelliğini koruyan "Kayıp Yazılar ve Diller", ülkemizde Eski Anadolu Dilleri alanının çok az sayıdaki yetkili isimlerinden, Akdeniz Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Recai Tekoğlu'nun çevirisiyle Türk kültürüne kazandırılmaktadır. Arkeoloji ve Sanat Yayınları'nın okuyucularına sunmaktan gurur duyduğu bu "klasik başyapıt", eski yazı ve dillere ilgi duyan herkesin bir solukta okuyacağı bir bilgi hazinesidir. Ayrıca, Eskiçağ'ın hala keşfedilmeyi bekleyen suskun belgelerine ulaşmak, onları konuşturmak ve içerdikleri sırları ortaya çıkararak insanlığa armağan etmek isteyenler için de, yapacakları bu zahmetli fakat heyecan dolu yolculukta ellerinden bırakamayacakları bir rehber niteliğindedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder