Fetiş kelimesinin kökeni ile ilgili şunlar söylenebilir: "Her ne kadar Latince kelime ‘factitius’ (yapay) ile ilgili olsa da, çağdaş bir İngiliz
sözcüğü olan fetiş, Ortaçağdaki tılsımlar için kullanılan, genellikle yasadışı ya da sapkın
anlamına gelen bir isim olan Portekizce ‘feitiço’ (çekicilik, büyücülük) kelimesinden
türemiştir. Portekizce kelime büyücülüğü ifade etmek için kullanılıyordu ve
15. yüzyılda Portekiz’den Batı Afrika’nın Gine sahiline giden denizcilerin dilinin bir
parçasıydı. Fetiş ve fetişizmin modern anlamının, 1760 yılında, tapınılan
nesnelerin dinî uygulamalarını tanımlamak için kullanan Charles de Brosses’in çalışmasından
kaynaklandığı genel olarak kabul edilmiştir. De
Brosses, gezginler tarafından Batı Afrika’da gözlenen bir uygulama olan ve cansız nesnelere
ibadet etmek için kullanılan terimleri kullanır. Marx’ın De Brosses’i okuduğu açıktır ve
1842’de bunu ‘duyuların dini’ olarak tanımlaması türetilmiş olan proto-antropolojik
analizinden kaynaklanmaktadır:
Fetiş ibadetçisinin doğal cisimlerle ilgili arzuya dayanan yanılsaması kavramı, fiziksel olayların kesin olmayan rastgeleliği konusundaki körlüğü, De Brosses’in orijnal kuramında fétichismenin aydınlanmasının saf koşulu olarak bir unsurdu." (Dant, 2019.)
TDK Günsel Sözlüğü'nde Fetiş kelimesi için ikisi mecaz olmakla beraber, dört anlam verilir. Birinci anlamında, toplum biliminde "put" anlamında kullanıldığı; ikinci anlam için "uğurlu sayılan şey" açıklaması verilir. Mecaz anlamlar içinse, "tapınırcasına sevilen şey veya kimse" ve "Saplantılı bir biçimde cinsel coşku uyandıran karşı cinse ait elbise, ayakkabı vb. eşya" açıklamaları verilmektedir.(TDK)
Kubbealtı Lugati'nde kelimenin Latinceden Portekizceye, Portekizceden Fransızcaya geçtiği belirtilir. Fetiş kelimesi için üç anlam verilmektedir. Birinci anlamı için "tabiat üstü kuvvetlere sahip olduğu kabul edilen nesne veya canlı, put, sanem" açıklaması verilir. Diğer iki anlamı TDK sözlüğündeki ikinci ve üçüncü anlam olduğu için vermeye gerek duymuyoruz.(Kubbealtı)
Fetişizm kelimesi için TDK Güncel Sözlüğü'nde, toplumbilimi için kullanıldığı anlamı için, "ilkel toplumlarda doğaüstü bir güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız nesnelere tapınma, tapıncakçılık, putperestlik" açıklaması verilir. Ruhbilim için ise, "karşı cinsin giysi vb. şeyleriyle cinsel coşku ve doygunluk sağlama" açıklaması verilir(TDK). Kubbealtı Lugati'nde fetişizm için, "ilkel kavimlerde dînî davranışların bütünü, fetişlere tapma, putperestlik" anlamı verilir; psikolojide kullanımı için "yalnızca belli nesnelerin yanında zevk duyma şeklinde görülen cinsî sapıklık" anlamı verilir(Kubbealtı).
Orhan Hançerlioğlu'nun Dünya İnançları Sözlüğü'nde Fetiş maddesi şöyledir: "(ilkel} Tapılan nesne ... Portekizce büyü ve peri anlamlarını dile getiren feitico deyiminden türetilmiştir. ilkeller, fetiş (Fr. Fetiche)'lerde doganstn bir güç bulunduguna inanmışlardır. Taş, bitki, hayvan olabilir. Des Brosses, Du Culte des Dleux Fetiches (1760) adlı yapıtında ilkel tanrılar için fetiş tanrılar ve Batı Afrika halklarının ilkel dini için de fetişçilik deyimlerini kullanmıştır. İlkel büyücülere de fetişçiler (fr. Fetichistes) denmiştir. Bunlar, kendilerine başvuranlara fetiş yapıp verirlerdi ve bunların fetiş yapabileceklerine, öylesine doğaüstü güçlere sahip olduklarına inanılırdı. Bir hastayı iyileştirebildiklerine ve bir sağlamı hasta edebildiklerine inanılıyordu. Olguculuğun kurucusu Fransız
düşünürü Auguste Comte'da üç durum yasasında insanlığın birinci evresi olarak tanımladığı tanrıbilimsel (Fr. Theologique) evrenin bir bölümünü fetişçilik adıyla niteler."(Hançerlioğlu, 2000, s. 155.)
Fetişizm maddesi ise şöyledir: "(ilkel} İlkellerde dinsel eylemlerin tümü... Dinamizm'in gelişmiş bir biçimi olan fetişizm (Fr. Fetichisme), fetiş olarak nitelenen ya da yapılan nesnelerden yarar ummak temeli·ne dayanan ilkel dinsel inançtan dile getirir. Bu inanç, doğa güçleriyle savaşmak zorunda olan
ilk insanların korunma içgüdülerinden türemiştir. Bir anlamda da fetişçilik, doğanın ve insanın meydana getirdiği nesnelere saygı göstermektir. Antikçağ Yunan çoktanrıcılığının, adı taş yığınındaki anlamını veren tanrı Hermes'i böylesine fetişçi bir düşüncenin ürünüdür. Romalıların mızrak fetişi olan tanrı Mars'ları da öyledir. Doğanın ve insanların meydana getirdikleri nesnelere saygı gösterenlerden kimileri, bu nesnelerde tanrılık bir gücün gizli olduğunu varsaymışlardır. Kaldı ki çoktanrıcılık da bu düşüncenin gelişmesi sonucu olarak doğa güçlerinin kişileştirilmesidir. Ömeğin, Yunanlıların Hermes'i önceleri sadece bir fetiş-taşı'ydı, daha sonra ona bir insan başı tasarlandı. ilkeller, kimi fetişleri muska ve uğurluk olarak taşımışlardır. Bunlarsa, değil çoktanrıcılıkta, gelişmiş
tektanrıcı dinlerde de süregelmiştir. Bu muskalar ve uğurluklar, günümüzde de taşınmaktadır." (Hançerlioğlu, 2000, s. 156.)
Çocuklar İçin Angeliaforos, Yunan harfli Türkçe bir süreli yayındır. Amerikan Misyonerler Şirketi tarafından, İstanbul'da Aramian Matbaa'sına basımı yaptırılmıştır. 1 Aralık 1886 tarihli sayısında "Fetişizm" başlıklı bir metin yayınlanmıştır. Metinde, Fetişizm inancı anlatılmıştır. Anlatım büyük oranda Hristiyan bakış açısını taşır ve fetişizm ile kastedilen inançlar aşağılık olarak görülür. Fetişizm inancının uygulamasına dair bölümün ardından, Fetişizmden kast edilen inancın kahinelerinden bahsedilir. Nazara karşı kullanılan materyallerin fetiş olduğuna dair bir uyarı ile metin sona erer. "Fetişizm" isimli metnin sadeleştirilmiş ve özgün çeviriyazımı verilmiştir. Bir kahine görseli ve Yunan harfli Türkçe metnin görseline blogda yer verilmiştir.
Kaynak:
Orhan Hançerlioğlu, Dünya İnançlar Sözlüğü, Remzi, İstanbul 2000.
Tim Dant, “Fetişizm ve Nesnelerin Toplumsal Değeri”, (Çev.: Türker Körük), Doğu Batı Düşünce Dergisi, Çeviri 2, Sayı: 88, Şubat, Mart, Nisan 2019, Yıl:22.
Kahine |
FETİŞİZM(ΦΙΤΙΣΙΖΜ)
Kâmilen Türkçeye tercüme
olunamayan yukarıda yazılı kelimeden(fetişizm) murat, din ve mezhebin en aşağı türünü
anlatıp, alçaklık yönüyle dinsizlikten sonra bu gelir. Bir putperest kendi
ilahları üzerine şahιslar
nazarıyla bakıp onları hususi isimlerle adlandırırlar ise de, fetiş mezhebinden
olan biri bazı maddelerde kendini muhafaza edecek yahut fena (ve)ya iyi baht
getirecek bir acayip kuvvet var diye tahayyül eder. Bu mezhebe tabi olanlar
çokça Afrika(Αφρικα)
siyahları arasında bulunurlar.
Gine(Κινε) sakinlerinden olan bir siyah bir yolculuk
edecek olsa, bir taş (ve)ya kemik parçası seçip, kendisine muvaffak bir yolculuk
ihsan ederse ondan sonra kendine ibadet edeceğini vaat eder, lakin öyle
etmeyecek olursa onu bir tarafa atar. Çok defa bir fetiş bir evde muhafaza olunup,
hep mühim meseleler hakkında kendisiyle istişare olunur. Eğer onun veriyor diye
farz ettikleri nasihati fena çıkarsa, ikinci defa iyi hareket etmesi için zikredilen
fetişe fena isimler verilir, ayakaltında çiğnerler ve çamurlar içinden
sürüklenir. Bazen bir siyah kendi Fetişi kendisinin baht u ikbalini iyi
çıkarmadığı için ona darılıp, onu toz olana dek vurur ve sonra bir tarafa atar.
Bu tasvir bir fetiş kâhinesini
gösterir. Bu takım kimselerin fetişte sakin olan ruhlar ile alakaları olup, onlar
üzerine nüfuz icra etmekte oldukları itikat olunur. Bir âdem hasta olduğunda, o
hastanın hayatını tehdit eyleniyor diye farz olunan kuvveti def etmek için kâhineyi
çağırır. Kâhine sıçrar ve heybetli sesler çıkararak hastayı o kadar harekete
getirir ki, onun iyi olması için olan ümit daha ziyade azalır.
Fetişe bazen hayvanlar ve bezen
de insanlardan kurbanlar takdim olunur. Bir Avrupalının rivayetine göre, bir
defa bir çocuğu cebir ile tutup, yağmur göndermeyen bir Fetişin gazabını teskin
etmek için, onun ilk evvel parmağının bir oynağını ve sonra bir başkasını
kesmekle öldürmüşlerdir.
Bir reis hasta olduğunda yahut
işi rast gitmediğinde kahineler kendileri gücendirmiş olan kimseleri ana büyü
etmiş derler diye göstereceklerinden, herkes onlardan gayetle korkar. Bu vakitlerde
çoklar Afrika’nın bu vahşi kabilelerini İncil’in(Ιντζιλ) nuruyla aydınlatmaya çalışmakta olduklarından sevinir ve onların
başlamış oldukları işte muvaffakiyetlerini temenni ederiz. Lakin ey çocuklar,
kendilere göz değmemisi için boyunlarına zincir ve tespih takanlar, bir çeşit fetişe
ibadet eylediklerini zannetmez misiniz?
FİTİŞİZM
Kâmilen Türkçeye terceme olunamayan
balade muharrer kelimeden murad, din u mezhebin en edna nevini beyan edip, alçaklık
cihetiyle dinsizlikden songra bu gelir. Bir putperest kendi ilahları üzerine
şahslar nazarıile bakıp anleri mahsusi ismlerle tesmiye ederler ise de, Fitiş
mezhebinden olan biri bazı maddelerde kendini muhafaza edecek, yahod fena ya
eyi baht getirecek bir acaip kuvvet var deyu tehayül eder. Bu mezhebe tabi
olanlar çokça Afrika siyahları arasında bulunurlar.
Gine sakinlerinden olan bir siyah
bir yolcılık edecek olsa, bir taş ya kemik parçası seçip, kendisine muvaffak
bir yolcılık ihsan ederse anden songra kendine ibadet edeceğini vad eder, lakin
öyle etmeyecek olursa anı bir tarafa atar. Çok defa bir Fitiş bir evde hıfz
olunup, hep mühimm meseleler hakkında kendisiile istişare olunur. Eğer anın
veriyor deyu farz etdikleri nasihatı fena çıkarsa, ikinci defa eyi haraket
etmesi içun mezkur Fitişwe fena ismler verilir, ayak altında çııneniler, ve
çamurlar içinden sürüklenir. Bazen bir siyah kendi Fitişi kendisinin baht u
ibkalini eyi çıkarmadığı içun ana darılıp, anı toz olanadek vurur, ve songra
bir tarafa atar.
Bu tasvir bir Fitiş kahinesini gösterir.
Bu takım kimselerin Fitişde sakin olan ruhlar ile alakaları olup, anler üzerine
nüfuz icra etmekde oldıkları itikad olunur. Bir adem hasta oldığında, ol
hastanın hayatını tehdid eyleniyor deyu farz olunan kuvveti def etmek içün
kahineyi çağırır. Merkume sıçrar, ve heybetli sesler çıkararak hastayı ol kadar
harakete getirir ki, anın eyi olması içun olan ümit daha ziyade azalır.
Fitişe bazen hayvanlar ve bezen
de insanlardan kurbanlar takdim olunur. Bir Europalının rivayetine göre, bir
defa bir çocuğı cebr ile tutup, yağmur göndermeyen bir Fitişin gazabını teskin
etmek içun, anın ilk evvel parmağının bir oynağını ve songra bir başkasını
kesmekle öldürmüşler dir.
Bir reis hasta oldığında yahot
işi rast gitmediğinde kahineler kendileri gücendirmiş olan kimseleri ana büyü
etmiş dirler deyu göstereceklerinden, her kes anlerden gayetle korkar. Bu
vakitlarda çoklar Afrikanın bu vahşi kabilelerini İncilin nuriile tenvir etmeye
çalışmakda oldıklarından sevinir, ve anlerin başlamış oldukları işte
muvaffakiyetlerini temenni ederiz. Lakin, ey çocuklar, kendilere göz degmemisi
içun boyunlarına zencir ve tesbih takanlar, bir nev fitişe ibadet eylediklerini
zann etmez mi siniz?
Fetişizm, Angeliaforos, 1 Aralık 1886. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder