DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

22 Ocak 2020 Çarşamba

FETİŞ VE FETİŞİZM

Fetiş kelimesinin kökeni ile ilgili şunlar söylenebilir: "Her ne kadar Latince kelime ‘factitius’ (yapay) ile ilgili olsa da, çağdaş bir İngiliz sözcüğü olan fetiş, Ortaçağdaki tılsımlar için kullanılan, genellikle yasadışı ya da sapkın anlamına gelen bir isim olan Portekizce ‘feitiço’ (çekicilik, büyücülük) kelimesinden türemiştir. Portekizce kelime büyücülüğü ifade etmek için kullanılıyordu ve 15. yüzyılda Portekiz’den Batı Afrika’nın Gine sahiline giden denizcilerin dilinin bir parçasıydı. Fetiş ve fetişizmin modern anlamının, 1760 yılında, tapınılan nesnelerin dinî uygulamalarını tanımlamak için kullanan Charles de Brosses’in çalışmasından kaynaklandığı genel olarak kabul edilmiştir. De Brosses, gezginler tarafından Batı Afrika’da gözlenen bir uygulama olan ve cansız nesnelere ibadet etmek için kullanılan terimleri kullanır. Marx’ın De Brosses’i okuduğu açıktır ve 1842’de bunu ‘duyuların dini’ olarak tanımlaması türetilmiş olan proto-antropolojik analizinden kaynaklanmaktadır: 
Fetiş ibadetçisinin doğal cisimlerle ilgili arzuya dayanan yanılsaması kavramı, fiziksel olayların kesin olmayan rastgeleliği konusundaki körlüğü, De Brosses’in orijnal kuramında fétichismenin aydınlanmasının saf koşulu olarak bir unsurdu." (Dant, 2019.)
TDK Günsel Sözlüğü'nde Fetiş kelimesi için ikisi mecaz olmakla beraber, dört anlam verilir. Birinci anlamında, toplum biliminde "put" anlamında kullanıldığı; ikinci anlam için "uğurlu sayılan şey" açıklaması verilir. Mecaz anlamlar içinse, "tapınırcasına sevilen şey veya kimse" ve "Saplantılı bir biçimde cinsel coşku uyandıran karşı cinse ait elbise, ayakkabı vb. eşya" açıklamaları verilmektedir.(TDK)

Kubbealtı Lugati'nde kelimenin Latinceden Portekizceye, Portekizceden Fransızcaya geçtiği belirtilir. Fetiş kelimesi için üç anlam verilmektedir. Birinci anlamı için "tabiat üstü kuvvetlere sahip olduğu kabul edilen nesne veya canlı, put, sanem" açıklaması verilir. Diğer iki anlamı TDK sözlüğündeki ikinci ve üçüncü anlam olduğu için vermeye gerek duymuyoruz.(Kubbealtı)

Fetişizm kelimesi için TDK Güncel Sözlüğü'nde, toplumbilimi için kullanıldığı anlamı için, "ilkel toplumlarda doğaüstü bir güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız nesnelere tapınma, tapıncakçılık, putperestlik" açıklaması verilir. Ruhbilim için ise, "karşı cinsin giysi vb. şeyleriyle cinsel coşku ve doygunluk sağlama" açıklaması verilir(TDK). Kubbealtı Lugati'nde fetişizm için, "ilkel kavimlerde dînî davranışların bütünü, fetişlere tapma, putperestlik" anlamı  verilir; psikolojide kullanımı için "yalnızca belli nesnelerin yanında zevk duyma şeklinde görülen cinsî sapıklık" anlamı verilir(Kubbealtı).

Orhan Hançerlioğlu'nun Dünya İnançları Sözlüğü'nde Fetiş maddesi şöyledir: "(ilkel} Tapılan nesne ... Portekizce büyü ve peri anlamlarını dile getiren feitico deyiminden türetilmiştir. ilkeller, fetiş (Fr. Fetiche)'lerde doganstn bir güç bulunduguna inanmışlardır. Taş, bitki, hayvan olabilir. Des Brosses, Du Culte des Dleux Fetiches (1760) adlı yapıtında ilkel tanrılar için fetiş tanrılar ve Batı Afrika halklarının ilkel dini için de fetişçilik deyimlerini kullanmıştır. İlkel büyücülere de fetişçiler (fr. Fetichistes) denmiştir. Bunlar, kendilerine başvuranlara fetiş yapıp verirlerdi ve bunların fetiş yapabileceklerine, öylesine doğaüstü güçlere sahip olduklarına inanılırdı. Bir hastayı iyileştirebildiklerine ve bir sağlamı hasta edebildiklerine inanılıyordu. Olguculuğun kurucusu Fransız

düşünürü Auguste Comte'da üç durum yasasında insanlığın birinci evresi olarak tanımladığı tanrıbilimsel (Fr. Theologique) evrenin bir bölümünü fetişçilik adıyla niteler."(Hançerlioğlu, 2000, s. 155.)

Fetişizm maddesi ise şöyledir: "(ilkel} İlkellerde dinsel eylemlerin tümü... Dinamizm'in gelişmiş bir biçimi olan fetişizm (Fr. Fetichisme), fetiş olarak nitelenen ya da yapılan nesnelerden yarar ummak temeli·ne dayanan ilkel dinsel inançtan dile getirir. Bu inanç, doğa güçleriyle savaşmak zorunda olan
ilk insanların korunma içgüdülerinden türemiştir. Bir anlamda da fetişçilik, doğanın ve insanın meydana getirdiği nesnelere saygı göstermektir. Antikçağ Yunan çoktanrıcılığının, adı taş yığınındaki anlamını veren tanrı Hermes'i böylesine fetişçi bir düşüncenin ürünüdür. Ro­malıların mızrak fetişi olan tanrı Mars'ları da öyledir. Doğanın ve insanların meydana getirdikleri nesnelere saygı gösterenlerden kimileri, bu nesnelerde tanrılık bir gücün gizli olduğunu varsaymışlardır. Kaldı ki çoktanrıcılık da bu düşüncenin gelişmesi sonucu olarak doğa güçlerinin kişileştirilmesidir. Ömeğin, Yunanlıların Hermes'i önceleri sadece bir fetiş-taşı'ydı, daha sonra ona bir insan başı tasarlandı. ilkeller, kimi fetişleri muska ve uğurluk olarak taşımış­lardır. Bunlarsa, değil çoktanrıcılıkta, gelişmiş
tektanrıcı dinlerde de süregelmiştir. Bu muskalar ve uğurluklar, günümüzde de taşınmaktadır." (Hançerlioğlu, 2000, s. 156.)

Çocuklar İçin Angeliaforos, Yunan harfli Türkçe bir süreli yayındır. Amerikan Misyonerler Şirketi tarafından, İstanbul'da Aramian Matbaa'sına basımı yaptırılmıştır. 1 Aralık 1886 tarihli sayısında "Fetişizm" başlıklı bir metin yayınlanmıştır. Metinde, Fetişizm inancı anlatılmıştır. Anlatım büyük oranda Hristiyan bakış açısını taşır ve fetişizm ile kastedilen inançlar aşağılık olarak görülür. Fetişizm inancının uygulamasına dair bölümün ardından, Fetişizmden kast edilen inancın kahinelerinden bahsedilir. Nazara karşı kullanılan materyallerin fetiş olduğuna dair bir uyarı ile metin sona erer. "Fetişizm" isimli metnin sadeleştirilmiş ve özgün çeviriyazımı verilmiştir. Bir kahine görseli ve Yunan harfli Türkçe metnin görseline blogda yer verilmiştir.  


Kaynak:
Orhan Hançerlioğlu, Dünya İnançlar Sözlüğü, Remzi, İstanbul 2000.
Tim Dant, “Fetişizm ve Nesnelerin Toplumsal Değeri”, (Çev.: Türker Körük), Doğu Batı Düşünce Dergisi, Çeviri 2, Sayı: 88, Şubat, Mart, Nisan 2019, Yıl:22.

Kahine



FETİŞİZM(ΦΙΤΙΣΙΖΜ)

Kâmilen Türkçeye tercüme olunamayan yukarıda yazılı kelimeden(fetişizm) murat, din ve mezhebin en aşağı türünü anlatıp, alçaklık yönüyle dinsizlikten sonra bu gelir. Bir putperest kendi ilahları üzerine şahιslar nazarıyla bakıp onları hususi isimlerle adlandırırlar ise de, fetiş mezhebinden olan biri bazı maddelerde kendini muhafaza edecek yahut fena (ve)ya iyi baht getirecek bir acayip kuvvet var diye tahayyül eder. Bu mezhebe tabi olanlar çokça Afrika(Αφρικα) siyahları arasında bulunurlar.
Gine(Κινε) sakinlerinden olan bir siyah bir yolculuk edecek olsa, bir taş (ve)ya kemik parçası seçip, kendisine muvaffak bir yolculuk ihsan ederse ondan sonra kendine ibadet edeceğini vaat eder, lakin öyle etmeyecek olursa onu bir tarafa atar. Çok defa bir fetiş bir evde muhafaza olunup, hep mühim meseleler hakkında kendisiyle istişare olunur. Eğer onun veriyor diye farz ettikleri nasihati fena çıkarsa, ikinci defa iyi hareket etmesi için zikredilen fetişe fena isimler verilir, ayakaltında çiğnerler ve çamurlar içinden sürüklenir. Bazen bir siyah kendi Fetişi kendisinin baht u ikbalini iyi çıkarmadığı için ona darılıp, onu toz olana dek vurur ve sonra bir tarafa atar.
Bu tasvir bir fetiş kâhinesini gösterir. Bu takım kimselerin fetişte sakin olan ruhlar ile alakaları olup, onlar üzerine nüfuz icra etmekte oldukları itikat olunur. Bir âdem hasta olduğunda, o hastanın hayatını tehdit eyleniyor diye farz olunan kuvveti def etmek için kâhineyi çağırır. Kâhine sıçrar ve heybetli sesler çıkararak hastayı o kadar harekete getirir ki, onun iyi olması için olan ümit daha ziyade azalır.
Fetişe bazen hayvanlar ve bezen de insanlardan kurbanlar takdim olunur. Bir Avrupalının rivayetine göre, bir defa bir çocuğu cebir ile tutup, yağmur göndermeyen bir Fetişin gazabını teskin etmek için, onun ilk evvel parmağının bir oynağını ve sonra bir başkasını kesmekle öldürmüşlerdir.
Bir reis hasta olduğunda yahut işi rast gitmediğinde kahineler kendileri gücendirmiş olan kimseleri ana büyü etmiş derler diye göstereceklerinden, herkes onlardan gayetle korkar. Bu vakitlerde çoklar Afrika’nın bu vahşi kabilelerini İncil’in(Ιντζιλ) nuruyla aydınlatmaya çalışmakta olduklarından sevinir ve onların başlamış oldukları işte muvaffakiyetlerini temenni ederiz. Lakin ey çocuklar, kendilere göz değmemisi için boyunlarına zincir ve tespih takanlar, bir çeşit fetişe ibadet eylediklerini zannetmez misiniz? 

FİTİŞİZM

Kâmilen Türkçeye terceme olunamayan balade muharrer kelimeden murad, din u mezhebin en edna nevini beyan edip, alçaklık cihetiyle dinsizlikden songra bu gelir. Bir putperest kendi ilahları üzerine şahslar nazarıile bakıp anleri mahsusi ismlerle tesmiye ederler ise de, Fitiş mezhebinden olan biri bazı maddelerde kendini muhafaza edecek, yahod fena ya eyi baht getirecek bir acaip kuvvet var deyu tehayül eder. Bu mezhebe tabi olanlar çokça Afrika siyahları arasında bulunurlar.
Gine sakinlerinden olan bir siyah bir yolcılık edecek olsa, bir taş ya kemik parçası seçip, kendisine muvaffak bir yolcılık ihsan ederse anden songra kendine ibadet edeceğini vad eder, lakin öyle etmeyecek olursa anı bir tarafa atar. Çok defa bir Fitiş bir evde hıfz olunup, hep mühimm meseleler hakkında kendisiile istişare olunur. Eğer anın veriyor deyu farz etdikleri nasihatı fena çıkarsa, ikinci defa eyi haraket etmesi içun mezkur Fitişwe fena ismler verilir, ayak altında çııneniler, ve çamurlar içinden sürüklenir. Bazen bir siyah kendi Fitişi kendisinin baht u ibkalini eyi çıkarmadığı içun ana darılıp, anı toz olanadek vurur, ve songra bir tarafa atar.
Bu tasvir bir Fitiş kahinesini gösterir. Bu takım kimselerin Fitişde sakin olan ruhlar ile alakaları olup, anler üzerine nüfuz icra etmekde oldıkları itikad olunur. Bir adem hasta oldığında, ol hastanın hayatını tehdid eyleniyor deyu farz olunan kuvveti def etmek içün kahineyi çağırır. Merkume sıçrar, ve heybetli sesler çıkararak hastayı ol kadar harakete getirir ki, anın eyi olması içun olan ümit daha ziyade azalır.
Fitişe bazen hayvanlar ve bezen de insanlardan kurbanlar takdim olunur. Bir Europalının rivayetine göre, bir defa bir çocuğı cebr ile tutup, yağmur göndermeyen bir Fitişin gazabını teskin etmek içun, anın ilk evvel parmağının bir oynağını ve songra bir başkasını kesmekle öldürmüşler dir.
Bir reis hasta oldığında yahot işi rast gitmediğinde kahineler kendileri gücendirmiş olan kimseleri ana büyü etmiş dirler deyu göstereceklerinden, her kes anlerden gayetle korkar. Bu vakitlarda çoklar Afrikanın bu vahşi kabilelerini İncilin nuriile tenvir etmeye çalışmakda oldıklarından sevinir, ve anlerin başlamış oldukları işte muvaffakiyetlerini temenni ederiz. Lakin, ey çocuklar, kendilere göz degmemisi içun boyunlarına zencir ve tesbih takanlar, bir nev fitişe ibadet eylediklerini zann etmez mi siniz?  

Fetişizm, Angeliaforos, 1 Aralık 1886.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder