DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

26 Ocak 2020 Pazar

TELESKOBUN İCADI

Yunan Harfli Türkçe olarak yayınlanan Çocuklar İçin Angeliaforos süreli yayınının 1 Ocak 1880 tarihli sayısında "Dürbün" isimli metin yayınlanmıştır. Yazıda teleskopların icadından ve gelişiminden bahsedilir. "Dürbün" isimli sadeleştirilmiş ve özgün çeviriyazımları arka arkaya verilmiştir. Metinden önce, yayında verilen teleskop görseli verilmiş; metnin sonunda ise Yunan harfli Türkçe metnin görseli verilmiştir.


Dürbün, Angeliaforos, 1 Ocak 1880.


DÜRBÜN(ΤΟΥΡΠΙΝ)

Dürbün(Τουρπιν) uzakta bulunan nesneleri görmek için göze yardım eden bir alettir. Bazılar on yedinci asırdan evvel dürbün vardı derler ise de bu aletin 1608 senesinden evvel icat olunmuş olduğuna dair sahih malumat yoktur. Genellikle zannolunduğuna göre dürbünü ya Middelburg’da(Νιτελπουρκ) gözlükçülük eden Lippershey(Τιππερσηαίμ) nam zat yahut Alkmaar(’Αλκμαρ) şehrinde dünyaya gelmiş olup hem Metius(Μετιος) hem Adrians(’Αδριανς) olarak isimlendirilen zat icat etmiştir;  Lippershey, 1608 Ağustos 16’da hükumete üç alet takdim eyledi ve bu aletlerin biri uzaktaki nesneleri yakın gösteren bir aletti. Hemen o ayda Adrians dahi hükumete Lippershey’in icat ettiği zannolunan alet gibi bir alet takdim eyledi, lakin Adrians’ın iki sene evvelden böyle aletler yapmakta olduğu rivayet edilir. Keza rivayete nazaran Jansen(Γιανσεν) nam bir zat bir sene sonra dürbünü icat etmiştir, lakin muhtemelen bu zat zikredilen aletin imalini yukarıda zikredilen zevatın icadında olan aletleri görmekle öğrenmişti ve onların yaptıkları aletlerin taklidini yapmıştı. Hükumet dürbün icadını gizli saklamak isterdi, lakin biraz vakit sonra Fransa(Φράνσα) şerifi kendi hükumeti için iki dürbün üretebildi. Dürbün icadı haberi bütün Avrupa’ya(Ευρωπα) süratle yayıldı ve az müddet sonra Londra’da(Λοντρα) ve Venedik’te(Βενεδικ) ve diğer şehirlerde dürbünler bulunurdu.
Eski vakitlerde bu çeşit aletin ehemmiyetini en evvel Galileos(Γαλιλέος) nam meşhur ehl-i rasad tanıdı. Galileos dürbünü ıslah (etmeye) ve tamamlamaya çalıştı ve kendi tecrübeleriyle dürbünün o aleti icat eden zevatın gösterdiğinden ziyade faydalı hizmetlere kullanılabildiğini göstermeye muvaffak oldu. Galileos kurşundan bir boru yapıp o borunun enli ucuna mercimek şeklinde iki cam ve dar ucuna yine mercimek şeklinde iki cam ko(y)du. Dürbün ile bir nesneye bakan zat gözünün dürbünün dar olan ucuna ko(y)du.
Galileos’un yaptığı birinci dürbün nesneleri salt üç kat büyütürdü, ikinci defa yaptığı dürbün altı kat ve üçüncü defa yaptığı dürbün otuz kat büyütürdü. Galileos bu üçüncü dürbünle göğü gözlemlemeye başladı ve dürbünün icadından ziyade Galileos’un gökte gördüğü şeyler âdemleri hayrette bıraktılar. O vakit herkesin merakı o derece tahrik olunmuştu ki Gelileos kendi yanına gelen birçok âdemlere dürbünle göğe baktırmak için gecede bir dürbünü yanında kalmaya mecbur olurdu. O dürbünle müşterinin peykleri ve şemste lekeler göründüler; keza aydaki(καμερ) dağların ölçülmesi mümkün oldu ve saman ογρουσουνουν şems gibi yıldızlar olduğu anlaşıldı. O vakitten beri Newton(Νεύτων), Descartes(Δεκαρτ), Herschel(Χερσελ) ve Rose(Ρος) gibi birçok âlimler dürbünün daha ziyade ıslah (etmeye) ve tamamlamaya çalıştılar. Bu âlimler birçok manilere uğradılar ise de yavaş yavaş hepsine dahi galip geldiler, şöyle ki şimdi ifrat derecede büyük dürbünler yapılırlar.
Şimdi kullanılan büyük dürbünlerden birinin resmi yukarıda gösterilmiştir. Gazetemizi okuyan çocuklar bu dürbünü onun yanında duran âdem ile tatbik ederlerse, ol dürbünün ne derece cesim olunduğunu az çok anlayabilirler. Yukarıda görülen makine dürbünün çevirmek içindir ve bu makine öyle bir surette kurulabilir ki dürbün ehl-i rasadın gözlemlediği yıldız ile beraber hareket eder. Bu dürbün 6.500 okkadan ziyade ağır ise de ehl-i rasadın istediği tarafa kolayca döner.

 

DÜRBİN

Dürbin uzakta bulunan nesneleri görmek içün göze yardım eden bir alet dir. Bazılar on yedinci asrdan evvel dürbin var idi derler ise de, bu aletin 1608 senesinden evvel icat olunmuş idiğine dair sahih malumat yok dur. Alelumum zann olunduğuna göre dürbini ya Nidelburgda gözlükçülük eden Tippershaim nam zam zat, yahot Alkmar şehrinde dünyaya gelmiş olup hem Metios hem Adrians tesmiye olunan zat icat etmiş dir; Tippershaim 1608 Auğustos 16da hükümete üç alet takdim eyledi, ve bu aletlerin biri uzaktaki nesneleri yakın gösteren bir alet idi. Heman ol ayda Adrians dahi hükümete Tippershaimın icadkerdesi zann olunan alet gibi bir alet takdim eyledi, lakin Adriansın iki sene evvelden böyle aletler yapmakda olduğu mervi dir. Kezalık rivayete nazaren Yansen nam bir zat bir sene songra dürbini icad etmiş dir, lakin ihtimalen bu zat mezkur aletin imalını balade mezkur zevatın icadkerdeleri olan aletleri görmekle öirenmiş idi, ve onların yapdıkları aletlerin taklidini yapmış idi. Hükümet dürbin icadını gizli saklamak ister idi, lakin bir az vakit songra Fransa şerifi kendi hükümeti içün iki dürbin istihsal edebildi. Dürbin icadı haberi bütün Eurupaya süratle yayıldı, ve az müddet songra Londrada ve Venedikde ve sair şehrlerde dürbinler bulunur idi.
Eski vakitlarda bu nevicad aletin ehemmiyetini en evvel Galileos nam meşhur ehli rasad tanıdı. Galileos dürbini ıslah u ikmale sai etdi, ve kendi tecrübeleriile dürbinin ol aleti icad eden zevatın gösterdiğinden ziyade faideli hizmetlere kullanılabildiğini göstermeye muvaffak oldu. Galileos kurşundan bir boru yapıp ol borunun enli ucuna mercimek şeklinde iki cam, ve dar ucuna yine mercimek şeklinde iki cam kodu. Dürbin ile bir nesneye bakan zat gözünün dürbinin dar olan ucuna kor idi.
Galileosun yapdığı birinci dürbin nesneleri salt üç kat büyüdür idi, ikinci defa yapdığı dürbin altı kat, ve üçüncü defa yapdığı dürbin otuz kat büyütür idi. Galileos bu üçüncü dürbinle göğü rast etmeğe başladı, ve dürbinin icadından ziyade Galileosun gökde gördüğü şeyler ademleri hayretde brakdılar. Ol vakit her kesin merakı ol derece tahrik olunmuş idi ki, Gelileos kendi yanına gelen bir çok ademlere dürbinle göğe baktırmak içün gecede bir dürbini yanında kalmaya mecbur olur idi. Ol dürbinle Müşterinin peikleri ve şemsde lekeler göründüler; kezalık kamerdeki dağların ölçülmesi mümkin oldu, ve saman ogrusunun şems gibi yıldızlar olduğu annaşıldı. Ol vakitdan beru Neuton, Dekart, Herşel ve Ros gibi bir çok alimler dürbinin daha ziyade ıslah u ikmal etmeye çalışdılar. Bu ailmler bir çok manilere oğradılar ise de, yavaş yavaş hepsine dahi galip geldiler, şöyle ki şimdi ifrat derecede büyük dürbinler yapılırlar.
Şimdi kullanılan böyük dürbinlerden birinin resmi balade gösterilmiş dir. Gazetamızı okuyan çocuklar bu dürbini onun yanında duran adem ile tatbik ederlerse, ol dürbinin ne derece cesim olunduğunu az çok annayabilirler. Balade görülen makine dürbinin çevirmek içün dur, ve bu makine öile bir suretde gurulabilir. Ki dürbin ehli rasadın rasat eylediği yıldız ile beraber hareket eder. Bu dürbin 6, 500 okkadan ziyade ağır ise de, ehli rasadın istediği tarafa kolayca döner.

Dürbün, Angeliaforos, 1 Ocak 1880

Ek:

Galileo'nun Teleskobu üzerine bir makalede şunlar söylenir:
"Galileo’nun geliştirmiş olduğu teleskobun astronomik amaçla kullanılması diğer insanların fark edemediği iki noktayı görmesini sağlamıştır. İlki, teleskop, gözlemlerinin sayısal ve objektif olmasını olanaklı kılmıştır. Galileo yaptığı ilk gözlemleri 1609 yılında Siderus Nuncius (Yıldız Habercisi) adlı eserinde yayınlamıştır. Galileo bu eserinde kendi teleskopunun yapılışı hakkında şunları söylemektedir: 
“Yaklaşık on ay önce, kulağıma, bir Hollandalının uzaktaki nesneleri olabildiği kadar yakınlaştırarak gösterebilen bir alet icat ettiği haberi ulaştı. Böyle bir aleti nasıl yapabileceğimi uzun uzun düşündüm. Optik kanunları yardımıyla, biri dışbükey diğeri içbükey iki lensi bir tüpe yerleştirmek düşüncesi aklıma geldi. İçbükey lense gözümü yaklaştırdığımda nesnelerin gerçek mesafelerinden yaklaşık üçte bir daha yakın ve dokuz kat daha büyük gözüktüğünü gördüm. Zahmet ve parayı düşünmeden nesneleri binlerce kez büyüten, çıplak gözle karşılaştırıldığında 1/30 mesafe daha yakın gösterebilen mükemmel bir alet yapmayı başardım.”
İkincisi ise, teleskop, insanların algı gücünün normal psikolojik durumlarının üzerine çıkarılmasını sağlamıştır. Galileo, geliştirmiş olduğu teleskopu ile Ay, Orion kümesi, Jüpiter, Satürn, Venüs ve Güneş’i gözlemlemiştir. Bu gözlemlerin önemi, gelenekleşmiş birçok kabulün ortadan kalkmasına ve bilimde yeni bir dönemin başlamasına yol açmalarıdır." (Küçükali-Koç, 2016, s. 126)



Kaynak:

Rıdvan Küçükali, Mustafa Koç, "Galileo’nun İki Büyük Dünya Sistemi Hakkındaki Diyalogları ve Bilime Etkisi", Kaygı Dergisi, sy. 25, Bahar 2016, s. 121-130.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder