1. ZEYNEP HATUN (15. YY.)
ZEYNEP HATUN |
Zeynep Hanım’ın Ziya Paşa’nın Harabat’ına girmiş şu beyitleri pek meşhurdur:
Senin hüsnün, benim aşkım, senin cevrin, benim sabrım,
Efendim dem be dem artar, tükenmez, bi-nihayettir
2. MİHRİ HATUN (15. YY)
MİHRİ HATUN |
2005’te 9. İstanbul Bienali’nde İngiliz sanatçı Cerith Wyn Evans bir projektör aracılığı ile ışıktan harflerle gökyüzüne Mihri Hatun’un “Uykuda açtım gözümü” diye başlayan gazelini gönderdi.
Didi dilber hüsnümün hayranı ol didüm be-ser
Didi her dem ‘aşkumun giryanı ol didüm be-ser
Didi hüsnüm gülsitanınun hezaran derd ile
Ruz u şeb bülbül gibi nalanı ol didüm be-ser
Günümüz Türkçesi
Sevgili, “Güzelliğime hayran ol;aşkımla daima ağla” dedi. Baş üstüne” dedim.
Sevgili, “Güzelliğimin gül bahçesinin binlerce derdiyle
Gece gündüz ağlayan bülbülü ol” dedi. “Baş üstüne” dedim.
3. LEYLA SAZ(1850-1936)
LEYLA SAZ |
Leyla Saz’ın anılarının, bestelerinin ve şiirlerinin çoğu Bostancı’daki köşkü yandığı zaman kaybolmuştur. Leyla Saz’ın yayımladığı anıları, yangından sonra tekrar yazdıklarıdır. Şiirlerini Solmuş Çiçekler adıyla yayınladı.
Kıl meclisi âmâde ne derlerse desinler
İç dilber ile bâde ne derlerse desinler.
lemde nedir farkı bana medh ile zemmin
Sağ olsun ahibbâ da ne derlerse desinler.
Günümüz Türkçesi
Aldırma buluş sevdiğinle,
Çıkar keyfini birlikteliğin, ne derlerse desinler.
Övgüye de, yergiye aldırmam
Dostların canı sağ olsun, ne derlerse desinler.
4. ŞAİR NİGAR HANIM(1856-1918)
ŞAİR NİGAR HANIM |
Yegane sevdiğin alemde ben miyim simdi?
Sahih ben miyim artık muhatab-ı aşkın?
Bütün o hiss-i amik-i fuad-ı pür sevkin
O ibtila-yi ezel, o alaik-i ebedi
Benim mi şahsıma mahsur? Bir daha söyle
O sanihat-ı hazinin, o beyyinat-ı gamın
Sahih, mülhimi hep ben miyim, bugün söyle;
Tahassüsatını, efkarını bütün söyle.
Getir şu kalbime dök varsa sevdiğim, elemin
Eden nedir seni rencud?.. Bir daha söyle.
Günümüz Türkçesi
Biricik sevdiğin dünyada ben miyim simdi?
Gerçekten ben miyim artık aşkının muhatabı?
Bütün o istek dolu yüreğinin derin duyguları
O ezeli düşkünlük, o sonsuz ilgiler
Benim mi şahsıma mahsus?.. Bir daha söyle,
O hüzünlü akla gelişlerin, o üzüntülerinin belli olmasının
Gerçekten esinleyeni hep ben miyim, bugün söyle:
Duygulanmalarını, düşüncelerini bütünüyle söyle.
Getir şu kalbime dök varsa sevdiğim üzüntün
Seni inciten nedir?.. Bir daha söyle…
(Bir Daha Söyle Şiiri)
5. MAKBULE HANIM(1865-1898)
Bir kuluçka gibi sancılı gecelerinde
Hep şefkatle çarpan kanat sesleri duyulur…
Amansız hislerin öldüren pençelerinde
Yüreği bir matkap salınmış gibi oyulur.
Kanmaz asla sevmeye; o, sevgiye susuzdur
Şâire “su” dedirten hisle “evlât” der inler.
Herkes derin uykularda iken o uykusuzdur
El açar Yaratan’a balalarını diler…
(Anne şiirinden alıntı)
6. İHSAN RAİF(1877-1926)
İHSAN RAİF HANIM |
Kimseye etmem şikâyet, ağlarım ben halime,
Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbalime,
Perde-i zulmet çekilmiş, korkarım ikbalime,
Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbalime.
Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbalime,
Perde-i zulmet çekilmiş, korkarım ikbalime,
Titrerim mücrim gibi, baktıkça istikbalime.
7. YAŞAR NEZİHE(1881-1971)
YAŞAR NEZİHE(BÜKÜLMEZ) |
Ben yetim evlâdıma nasıl baba oldumsa
Sen de öksüz kızına bir ana olacaktın
Ben nasıl bin elemle kahrolup soldumsa
Sen de benim derdimle kahrolup solacaktın.
(Babam şiirinden)
Ey İşçi!
Bugün hür yaşamak hakkı seninken
Patronlar o hakkı senin almışlar elinden
Sa’yınla edersin de “tufeylî”leri zengin
Kalbinde niçin yok ona karşı bir kin
(1 Mayıs şiiri)
8. ŞÜKÛFE NİHAL(1896-1973)
ŞUKUFE NİHAL |
“Nerdesin? Toprakta mı, havada mı suda mı?
Nasıl buldun bu vahşi gecelerde odamı?
Hasretim şefkat, şiir, aşk dolu ellerine…
Gelsen de boş gönlüme bir hayat gibi dolsan.
Sen uyansan, ben yatsam biraz senin yerine…”
(Osman Fahri için yazdığı dizeler)
Adını ellerimle çizdim altın kumlara
Küçülen gözlerimde kurudu son damla yaş
Kumsal, deniz, sal, rüzgâr senden en son hatıra,
Solan ruhumdan sana bembeyaz bir soğuk taş!..
İşte, rüzgâr esiyor, dalgalar coştu yine;
Kumlara işlediğim hayalin da kayboldu…
Hicranınla yanarken ben derinden derine,
Karşında, solan yüzüm gibi, güneş de soldu…
Dalgalar, sürükleyin beni de enginlere,
Kumların arasında ben de bir parça taşım!…
“Ayrılmayız, beraber dalarız derinlere”
Derken, bıraktı gitti elimi arkadaşım
(Son Hatıra Şiiri)
9. HALİDE NUSRET ZORLUTUNA(1901-1984)
HALİDE NUSRET ZORLUTUNA |
Çekil bu gölgeli yolda gezinme…
Bahar, bakışların yine pek sarhoş.
Yanılıp gönlüme misafir inme:
Kapısı kilitli, mihrabı bomboş
Mabettir orası, meyhane değil!
Altınlı başında papatya niçin?
Sarı saçlarına pembe gül takın!
Git bahar, gönlümde ibadet için,
Diz çöken kızları ürkütme sakın,
Kalbime girme, o kâşâne değil!
Ziyalar, kokular, renkler, çiçekler…
Ömrünün her günü bir başka düğün,
Bülbüller koynunda aşkı çiçekler
Güller dökülürler göğsüne bütün!..
Gerçekten güzelsin, efsane değil!
Git bahar, git bahar, uzaklarda gül!
Denize renginden bırak hediye
Ufuklarda gezin, semaya süzül
Sokulma kalbime peymane diye
Gördüklerin kandil, peymane değil!
(Git Bahar Şiiri)
10. GÜLTEN TEKİN(1933-2015)
“Ah kimselerin vakti yok
Durup ince şeyleri anlamaya”
Durup ince şeyleri anlamaya”
***
Gülerken yüzün
Dem çeken bir güvercinin sesini
İçin için büyüyen çimenleri
Baharda lunaparkı, bayram yerini
Ve alışkanlıklar dışında her şeyi
Gülerken yüzün
Aşıyor geçmişin acılarını
Kendini yarına değiştiriyor
Gülerken yüzün
Sanki çarmıhını kırmışsın
Senin ve ardından geleceklerin
Aylası alnına düşmüş gecenin
Oturmuş ağlıyor kendisi
Bunu öyle candan öyle yürekten
Öyle bir tutkuyla istiyorum ki
Aklımda hep öyle kalmalısın
Dem çeken bir güvercinin sesini
İçin için büyüyen çimenleri
Baharda lunaparkı, bayram yerini
Ve alışkanlıklar dışında her şeyi
Gülerken yüzün
Aşıyor geçmişin acılarını
Kendini yarına değiştiriyor
Gülerken yüzün
Sanki çarmıhını kırmışsın
Senin ve ardından geleceklerin
Aylası alnına düşmüş gecenin
Oturmuş ağlıyor kendisi
Bunu öyle candan öyle yürekten
Öyle bir tutkuyla istiyorum ki
Aklımda hep öyle kalmalısın
(Gülerken Yüzün Şiiri)
11. TÜRKAN İLDENİZ (1938-)
Sayısını unuttuğum günlerce bekleyişten
ben yorgunum rıhtım taşları yorgun
ardarda gecen gemiler durmuyor bu limanda
duranlardan sen çıkmıyorsun.
Bil ki katıksız sancılara razıyım yokluğun olmasa
bil ki bir avuç biber gözlerime serpilen
Ellerimde soğumadı ellerinin izleri
durup şiirler yazıyorum yoluna.
İçimde sıkıntının en dayanılmaz şekli
kaçıncı kere saatleri susturuyorum
bensiz çözülüp, sensiz bağlanması yok mu halatların
Tükeniyorum.
(Bekleyiş Şiiri)
12. LALE MÜLDÜR(1956-)
LALE MÜLDÜR |
Dün gece sen uyurken
İsmini fısıldadım
Ve hayvanların korkunç
Öykülerini anlattım
Dün gece sen uyurken
Çiçeklere su verdim
Ve insanların korkunç
Öykülerini anlattım onlara
Dün gece sen uyurken
Yüreğim bir yıldız gibi bağlandı sana
İşte bu yüzden, sırf bu yüzden
Yeni bir isim verdim sana
Destina
Sen öyle umarsız uyusan da bir köşede
İşte bu yüzden, sırf bu yüzden işte
Yaşamdan çok ölüme yakın olduğun için
Seni bu denli yıktıkları için
Yaşamımın gizini vereceğim sana
13. NİLGÜN MARMARA(1958-1987)
NİLGÜN MARMARA |
Çok yalnızım, mutsuzum
Göründüğüm gibi değilim aslında
Karanlıklarda kaybolmuşum
Bir ışık arıyorum, bir umut arıyorum uzun zamandır
Aradıkça batıyorum karanlık kuyulara
Kimse duymuyor çığlıklarımı
Duyan aldırış etmiyor çekip kurtarmak istemiyor
Bense insanların bu ilgisizliği karşısında ilgiye susamışım
Ümidimi yitirmişim
Biliyorum bir gün dayanamayacak küçük kalbim
Arkamı dönüp inandığım ve güvendiğim her şeye
Veda edeceğim.
Göründüğüm gibi değilim aslında
Karanlıklarda kaybolmuşum
Bir ışık arıyorum, bir umut arıyorum uzun zamandır
Aradıkça batıyorum karanlık kuyulara
Kimse duymuyor çığlıklarımı
Duyan aldırış etmiyor çekip kurtarmak istemiyor
Bense insanların bu ilgisizliği karşısında ilgiye susamışım
Ümidimi yitirmişim
Biliyorum bir gün dayanamayacak küçük kalbim
Arkamı dönüp inandığım ve güvendiğim her şeye
Veda edeceğim.
(Yalnızlık Şiiri)
14. DİDEM MADAK(1970-2011)
DİDEM MAMAK |
Çiçekli şiirler yazmama kızıyorsunuz bayım
Bilmiyorsunuz. Darmadağın gövdemi
Çiçekli perdelerin arkasında saklıyorum.
Karanlıkta oturuyorum. Işıkları yakmıyorum.
Çalar saat zembereği boşalana kadar çalıyor
Acı veren bir sevişmeyi hatırlıyorum.
Bir bıçağın gereksiz yere parlaması bu.
Yıllardır kendini bulutlarda saklayan illegal bir yağmurum.
Bir yağsam pahalıya malolacağım.
Ben bir bodrum kat kızıyım bayım
Yalnızlıktan başka imparator tanımaz bodrumum
Bir süredir plastik vazolar gibi hiç kırılmıyorum
Fakat korkuyorum. Birazdan da
Kırk üç numara ayakkabılarınızla
Bahçede oynayan çocukların üstüne basacaksınız
Bu iyi olmaz bayım!
Bilmiyorsunuz. Darmadağın gövdemi
Çiçekli perdelerin arkasında saklıyorum.
Karanlıkta oturuyorum. Işıkları yakmıyorum.
Çalar saat zembereği boşalana kadar çalıyor
Acı veren bir sevişmeyi hatırlıyorum.
Bir bıçağın gereksiz yere parlaması bu.
Yıllardır kendini bulutlarda saklayan illegal bir yağmurum.
Bir yağsam pahalıya malolacağım.
Ben bir bodrum kat kızıyım bayım
Yalnızlıktan başka imparator tanımaz bodrumum
Bir süredir plastik vazolar gibi hiç kırılmıyorum
Fakat korkuyorum. Birazdan da
Kırk üç numara ayakkabılarınızla
Bahçede oynayan çocukların üstüne basacaksınız
Bu iyi olmaz bayım!
“Gün akşam oldu” diyorum
Ekmek kırıntıları atıyorum kuşlara
Cam kırıkları yiyorlar
Rüyamda; bir kase dolusu suyun içinde
Ekmek kırıntıları atıyorum kuşlara
Cam kırıkları yiyorlar
Rüyamda; bir kase dolusu suyun içinde
(Çiçekli Şiirler Yazmak İstiyorum Bayım Şiirinden)
15. BİRHAN KESKİN(1963-)
Sevgilim sabahın erkenini seviyor,
ben geceyi ve esmerliğini onun,
o dorukları seviyor, korkuyor bundan
ben rüzgarla buluşan tepeyi, tuhaflığı,
ona bir yeşil gülümsüyor,
ben, hayatı delice sevdiysem nasıl,
diyorum, seni de öyle.
O kendi boşluğunda oyalanan günlerde
canı sıkılan bir çocuk gibi uyuyor,
ben göğe bakıyorum geceden,
kendi çukurunu bulmuş deniz gibiyim
diyorum, yanında,
o sabahları eğilip öpüyor denizi.
Çıplağın çıplağımda, rüzgarın dağımda olsun,
esmerliğin gecemde, öyle kal.
“Bulutlara bak, gidiyorlar, hızla” diyorsun,
yağmur bir yalıyor yüzümü,
bir duruyor. Sabahları eğilip yüzüme
öpüşün geçiyor bir, bir duruyor aklım.
Su ve rüzgar, dağ ve doruk, sonsuz hepsi,
oysa camdaki sardunya gibi üşür
bana biçtiğin ömür, ölüm geliyor aklıma bir
bir, çıplağın çıplağımda.
Rüzgarın dağımda olsun esmerliğin gecemde
öyle kal, sana sonsuz sarıldığımda
(Aşk Şiiri)
NOT: Şiirler, http://www.leblebitozu.com/mutlaka-bilmeniz-gereken-15-kadin-sairimiz/ sitesinin derlemesinden alınmıştır; şairler hakkında bilgi için adı geçen linke bakılabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder