Mezopotamya |
M.Ö. 15. yüzyılda ortaya çıkan uluslararası diplomasi ve ticari yapılanma M.Ö. 11. yüzyılda ortadan kalkmıştır. Güney Mezopotamya’da siyasal tek bir gücün olmadığı bir dönem yaşanırken, Kuzey Mezopotamya’da Asur kendi bölgesi ile sınırlı olsa da siyasal varlığını M.Ö. 950’lere kadar devam ettirmiştir. Bu yüzyıllık dönemde Mezopotamya kültürünü bir sonraki döneme taşımıştır. Babil’de siyasal tek bir güç olmasa da kültürel devamlılığı devam ettirecek bir yapılanma vardı. Bu yapılanmalar yalnızca üç kentte varlığını sürdürmüştür: Babil, İsin, Ur. Güney Mezopotamya’da nüfusun çoğu kırsal yerleşmelerde yaşamaya ve yarı göçebe bir yaşantıya geçmişti. Bu dönemin diğer iki önemli olayı göçler ile beraber Babil’e yerleşen insanlar arasında Keldani isimli bir grubun olması ve devenin evcilleştirilmesidir.
Güney Mezopotamya’da birbiriyle mücadele içinde olan birçok grup vardı. II. İsin hanedanı(1157-1026) ve Kassitlerden oluşan Deniz Ülkesi hanedanı bu dönemde öne çıkabilen hanedanlar olmuşlardır. Deniz Ülkesi hanedanı arkasından yine Kassit olan Bazi hanedanı gelmiştir. Bu hanedandan sonra çeşitli kökene sahip krallar sırasıyla tahtta yer aldı. Bunlar Babilli, Keldani ve hatta Elam kökenli bile olabiliyordu. M.Ö. 8. yüzyılın sonlarına doğru ise Asur’da Babil’in taht işlerine karışmaya başladı. Bu dönemde çok nadir olarak ele geçen metinlerden birinde, Babil’in siyasal kargaşası görülmektedir:
“Doğruluğun ve adaletin kenti Borsippa’da kargaşa, isyan ve karışıklık vardı. Dakkuri kralı Nabu-şua-işkun’un hükümdarlığı sırasında Babilliler, Borsippalılar, Fırat kıyıları(üzerindeki) Duteti’nın (halkı), tüm Keldaniler, Aramiler (ve) Dilbat halkı günler boyunca birbiriyle (savaşmak için) silahlarını keskinleştirdiler(?) (ve) birbirini katlettiler. Üstelik, tarlaları için Borsippalılarla savaştılar.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder