DESCARTES'İN YÖNTEMİ VE TARİHE UYARLANMASI

16. yüzyılın sonunda dünyaya gelen Rene Descartes , 17. yüzyılda ortaya koyduğu düşüncelerle Aydınlanma Dönemi için önemli bir isim olmuştu...

8 Ocak 2025 Çarşamba

STRADVARIUS KEMANLARINA DAİR 20 OCAK 1898 TARİHLİ METİN

 

STRADVARIUS KEMANLARINA DAİR 20 OCAK 1898 TARİHLİ METİN

Yunan harfli Türkçe olarak yayınlanan Angeliaforos süreli yayınının 20 Ocak 1898 tarihli sayısındaki "Kıymettar Kemanlar" yazısında 17. ve 18. yüzyılda Stradivarus olarak adlandırılan keman, çello, viyola, gitar gibi yaylı çalgıların üretiminde ustalaşmış bir aile olan Stradivari ailesinden bir usta konu alınmıştır. Metinde Kremuz olarak anılan bölge ailenin yaşadığı Kuzey İtalya'daki Cremona yerleşim yeridir. Strad Yus (Στρὰδ Γıὺς) olarak verilen ustanın Antonio Stradivari olduğu 1644-1737 tarihleri arasında yaşadığı belirtildiği için anlaşılmaktadır. İkinci paragrafta bahsedilen Hill(Χαλ) ismi William Ebsworth & Sons isimli Londra merkezli şirkete gönderme yapıyor olmalıdır. Söz konusu şirket keman ve diğer yaylı çalgılar konusunda uzmanlaşmıştı. Metindeki keman Hill ailesi tarafından Oxford'da bulunan Ashmolean Müzesi'ne bağışlanmış olan "Messiah - Salabue Stradivarius" olmalıdır; "Mesiah" 1716 yılında Antonio Stradivari tarafından üretilmişti. 


Stradivarius ismiyle birçok yaylı çalgı hem konserlerde kullanılmasıyla hem de değerlerinden dolayı haber sitelerinde yer almaktadır. Türkiye'de Stradivarius yaylı çalgıları ile verilen konserler dışında Fedai Çakır tarafından bir antikacı dükkanından Stradvarius kemanlarından birisinin satın alınmış olması ön plana çıkmaktadır. İnternetteki bilgilerden Fedai Çakır'ın İzmir'in Buca ilçesinde yaşadığı ve söz konusu Stradivarius kemanın kendisinde olduğu anlaşılmaktadır. 7 Ocak 2025 tarihinde vefat etmiş olan Ayla Erduran isimli keman sanatçısının 1710 yapımı bir Stradivarius keman çaldığı bilgisine ulaşılmaktadır. Ordu Kültür Evi bünyesinde bulunan Müzik Aletleri Müzesi'ne 1713 tarihli Stradivarius kemanının bağışlandığı haberi dikkati çekmektedir. Ahmed Arif "Suskun" isimli şiirinde Stradivarius kemanına gönderme yapmaktadır, bu şiiri içeriğin en aşağısına koyuyorum.


19. yüzyılın sonunda kaleme alınmış Yunan harfli Türkçe "Kıymettar Kemanlar" başlıklı yazının çeviriyazınına yer veriyoruz. Parantez içindeki () yerlerde kelimenin özgün halleri verilmiştir. {} kapalı parantezi ile ise iştira etmek ve iştira eylemek kelimelerinin anlamları verilmiştir. 

***

KIYMETTAR KEMANLER ΚΗΪΜΕΤΤΑΡ ΚΕΜΑΝΛΕΡ

Şimdiye kadar imal edilen kemanların en mükemmelleri 1644 sene-i Miladiyesinden 1737 senesine kadar İtalya'nın Kremuz (κρεμοὺζ) beldesinde yaşamış olan Strad Yus (Στρὰδ Γıὺς)  namında bir üstat tarafından imal edilenler olmağla bunların büyük kıymetle iştira edildikleri{satıldıkları} malumdur. 


Gazetecilerin beyanına göre, Sax Koburg Gota (Σὰξ Κόβουργ Γοτὰ Saxe-Coburg Gotha) dukası bu kerre bu kemanlardan birini 1550 Fransız lirası bedel ile iştira eylemiştir{satın almıştır}. Üstad-ı mumaileyhin imal kertesi olup, meşhur kemankeş M. Halin (Μ. Χαλὴν -Hill) taht-ı tasarrufunda bulunan diğer bir kemanın kıymeti ise 2500 Fransız altını takdir edilmektedir. 


Amerika'da M. Havelei (Μ. Χαβελέϊ) namında bir zat birkaç aydan beri İtalya eyaletini dolaşarak, kıymettar eski kemanları toplamakta olup, şimdiye kadar 20 bin Fransız altını kıymetinde keman iştira etmiştir


STRADVARIUS KEMANLARINA DAİR 20 OCAK 1898 TARİHLİ METİN

SUSKUN

   Sus, kimseler duymasın.
   Duymasın ölürüm ha.
   Aydım yarı gecede
   Yeşil bir yağmur sonra...
   Yağıyor yeşil.

   En uzak, o adsız ve kimselersiz,
   O yitik yıldızda duyuyor musun?
   Bir stradivarius inler kendi kendine,
   Yayı, reçinesi, köprüsü yeşil.
   Önce bendim diyor ve sonra benim...
   Ölümsüz, güzel ve çetin.
   Ezgisidir dolaşan bütün evreni,
   Bilinen, bilinmeyen ıssızlıkları.
   Canımı, tüylerimi sarmada şimdi
   Kendi rüzgarıyla vurgun...
   Sarıyor yeşil.

   Rüya, bütün çektigimiz.
   Rüya kahrım, rüya zindan.
   Nasıl da yılları buldu,
   Bir mısra boyu maceram...
   Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
   Bilmezler nasıl sevdik,
   İki yitik hasret,
   İki parça can.
   Çatladı yüreği çakmaktaşının,
   Ağıyor gök kuşaklarının serinliğinde
   Çağlardır boğulmuş bir su...
   Ağıyor yeşil.

   Yivlerinde yeşil güller fışkırmış,
   Susmuş bütün namlular...
   Susmuş dağ,
   Susmuş deniz.
   Dünya mışıl-mışıl,
   Uykular derin,
   Yılan su getirir yavru serçeye,
   Kısır kadin, maviş bir kız doğurmuş,
   Memeleri bereketli ve serin...
   Sağıyor yeşil.

   Aydım yarı gecede,
   Neron, çocuk kitaplarında çirkin bir surat,      
   Ve Sezarsa, bir ad, yıkıntılarda.
   Ama hançer taşı sanki
   Koca Kartaca!
   Hani, kibrit suyu vermişlerdi üstüne
   Bak nasıl alıyor, yigit,
   Binlerce yıl da sonra
   Alıyor yeŞil.

   Vurur dağın doruğundan
   Atmacamın çalkara,
   Yalın gölgesi.
   Kuş vurmaz, tavşan almaz,
   Ama aç, azgın
   Köpek balıklarıydı parçaladığı
   Bak, Tiber saygılı, suskun.
   Bak nilüfer dizisi zinciri.
   Bunlar bukağısı, kolbağlarıdır,
   Cihanın ilk umudu, ilk sevgilisi,
   Ve ilk gerillası Spartakus'un.
   Susuyor yeşil.

   Sus, kimseler duymasın,
   Duymasın, ölürüm ha.
   Aymışam yarı gece,
   Seni bulmuşam sonra.
   Seni, kaburgamın altın parçası.
   Seni, dişlerinde elma kokusu.
   Bir daha hangi ana doğurur bizi?

   Ruhum...
   Mısra çekiyorum, haberin olsun.
   Çarşılarin en küçük meyhanesi bu,
   Saçları yüzümde kardeş, çocuksu.
   Derimizin altında o olüm namussuzu...
   Ve Ahmedin işi ilk rasgidiyor.
   İlktir dost elinin hançersizliği...
   Ağlıyor yeşil.
   
                            Ahmed ARİF

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder