27 Ocak 1880 tarihli Angeliaforos'un sayısında bulunan "Kürtler ve Kürdistan" metninin çeviriyazınından sonra, İngiltere'nin Erzurum Konsolosu olan Yüzbaşı Henry Trotter'in raporunun Yunan harfli Türkçe olarak yayınlanan bir versiyonunun çeviriyazınına başlamış, 13 Eylül 1880 tarihinde yayınlanan "Kürtler 1" ve 20 Eylül 1880 tarihlerinde yayınlan "Kürtler 2: Sunniler ve Ali'ye Tabi Olanlar(Şiiler)" başlıklı kısımların çeviriyazını gerçekleştirip yayınlamıştık.
1881 TARİHLİ METİN: "KÜRTLER 3" "YERLEŞİK-GÖÇER VE AŞİRET-AŞİRET OLMAYAN KÜRTLER" |
Burada ise 4 Kasım 1881 tarihli olan "Kürtler 3" başlığı altında "Mütevattın ve Göçer, Çiftçi ve Çoban Kürtler" ve "Aşiret Olan ve Olmayan Kürtler" alt başlıklarını ihtiva eden Yunan harfli Türkçe kısmın çeviriyazınını gerçekleştirdik. "Mütevattın ve Göçer, Çiftçi ve Çoban Kürtler" alt başlığı ile başlayan metinde, mütevattın tanımı yerleşik olan Kürtler için kullanılır. Kürtlerin büyük kısmının yerleşik olduğu söylenerek metne başlanır. İkinci paragrafta dağlarda ve hayvan beslemeye uygun yerlerde Kürtlerin bulunduğu, vadiler ve ovalarda ise Ermeni, Türk ve Kürtlerin karışık bir şekilde yaşadığı belirtilir ama Nesturilerin bunun dışında olduğunun altı çizilir. Yerleşik Kürtlerin ziraat ve hayvancılıkla uğraştığı ama Hristiyan komşuları ile mukayese edilemeyeceği belirtilir. Kürt reisinin ağzından, filmlerde izlediğimiz ağaların sözlerine yakışır bir cümle okuruz; "Haliyle öyle olacaktır, zira Hristiyanlar geceyi gündüze katıp çalışırken, bizim Kürtler istirahati sevip boş dururlar" ve Trotter sözün hakikat olduğu değerlendirmesini yapmaktan geri durmaz. İki grubun da koyun ve sığır beslediği bilgisini verildikten sonra, Yerleşik Kürtlerin çobanlığı ile göçer Kürtlerin çobanlığının farkına geçen Trotter, yerleşiklerin kışın yer değiştirmezken diğerlerinin değiştirdiğini söyler. Göçer Kürtlerin bulundukları ve dolaştıkları yerlerden bahsederken Arami nehri ile Tigris nehri kullanımı dikkat çeker. İran içinse "memâlik-i İraniye" kullanımı ile karşılaşırız. Gasp ve hırsızlık konusuna değinen Trotter, zaman zaman aşiretler arasında çatışmaların çıktığını belirtir. Göçer kürtlerin yerleşiklerden zengin olduğunu söyleyip, servetlerinin muhtevası hakkında bilgi verir. Göçer Kürtlerinin kimisinin zararsız kimisinin ise kötülükleri ile meşhur olduğu, bunun reisleri ile doğrudan bağlantılı olduğunu belirtir. Kürt reislerinin kabilesi üzerindeki etkisinin yüksek olduğuna vurgu yapar. Göçer Kürtlerin vergi durumu ve askerlikle ilişkilerine değinildikten sonra yerleşik Kürtlerin hükümete göçerlere göre daha bağlı olduğu belirtilir. Metinde, Kürtlerin vergi ve askerlik durumlarının her duruma göre farklılık gösterdiğini görürüz.
Buradan sonra diğer başlıkla karşılaşırız, "Aşiret Olan ve Aşiret Olmayan Kürtler", bu başlıktan sonra Kürtlerin büyük kısmının aşiret olduğunun söylenmesi şaşırtıcı değildir. İskoçya'daki dağ ve ovanın yarattığı durum ile Kürtlerin durumu arasında bir benzerlik kurması dikkat çeker. Asli unsurun aşiret olmayan Kürtlerken, aşiret olan Kürtlerin gelerek memlekete hakim oldukları Mr. Rich referans alınarak belirtilir. Trotter aşiret olan Kürtlerin üstünlüğünü gözlemlerinden dolayı tasdik etmektedir. Hayvancılık yapan Kürtlerin çoğunun aşiret olduğunu belirtir. Genel bir iddia olduğunu söylediği, Kürtlerin hırsız ve katil oldukları söyleminin doğru olmadığını, Kürtlerin çoğunun yerleşik olduğunun, çoban olduklarının, ister yerleşik ister göçer olsun çoğunun hayvanlarla geçindiğinin, dağda yaşayan Kürtler bundan ayrı tutularak belirtilir. Dağda yaşayan Kürtlerin gasp yaptıkları ve cezasız kaldıkları söylenir. Aşiretler arasındaki kavgaların ise hem mala hem de cana hasar verdiği, İran sınırındaki Celali ve Şekak Kürtlerinin Osmanlı kariyelerinde koyun ve sığırları çalarak İran'a geri döndükleriyle ilgili bilgi ile 4 Kasım 1881 tarihli metin sona erer. Trotter'in raporunun Kürtler ile ilgili son bölümü ise 11 Kasım 1881 tarihlidir ve yakın zamanda çeviriyazınını tamamlamayı planlıyoruz.
***
KÜRTLER3 Mütevattın ve Göçer, Çiftçi ve Çoban Kürtler
Benim zann u mâlûmatıma göre Kürtlerin kısm-ı küllîsi mütevattındirler yani köylerde sakin olurlar ve filhakîka seyahatim hengâmında Hristiyan kariyelerinden ziyade Kürt kariyelerine tesadüf eyledim. Bazı büyük kazaların ehâlisi münhasren Kürtlerden ibaret olduğu halde, sekenesi münhasren Ermenilerden ibaret olan bir kaza görmedim.
Alelumum dağlarda ve hayvan beslemeye sâlih mahallerde Kürtler sakin olup, vasi vadiler yahot ovalarda dahi Ermeni, Kürt ve Türk karışık olarak sakin olurlar. Sonra görüleceği üzre yalınız Nestorilerin sakin oldukları diyar böyle değildir.
Mütevvattın Kürtlerin ekserisi hem ziraatla ve hem hayvan beslemekle meşguldürler.
Ziraatta Kürtler kendi Hristiyan komşularına muâdil değildirler. Kürt köylülerin ekinleri ile Hristiyan köylülerin ekinleri arasında olan fark üzerine bir kerre bir Kürt reisinin nazarıdikkatini celbeylediğimde mûmâileyh, "Haliyle öyle olacaktır, zira Hristiyanlar geceyi gündüze katıp çalışırken, bizim Kürtler istirahati sevip boş dururlar" dedi. Mûmâileyhin bu mütâleası vaka mukarin-i hakikat idi. Bununla beraber mütevattın Kürtlerin teayüşü mezrûattan ziyade ağnam ve sığır beslemektendir ve çobanlıkla geçinen mütevattın ve göçer Kürtler arasında olan fark şudur ki mütevattın Kürtler kışı kendi kariyelerinde ve yazı kariyeleri civarındaki yaylalarda geçirirler, göçer Kürtler ise yaz ve kış çadırlar altında barınırlar. Göçer Kürtlerin kısm-ı azemi kışın Arami nehrinin şimal tarafına ve Tigris nehrinin cenubine ve memâlik-i İraniyenin bazı engin yerlerine giderler, yazın ise Muş ve Hakkari yaylalarına çıkarlar. İşbu göç vâkıalarında bazı Kürtler geçtikleri yerde gasb u sirkat ederler, yahot hayvanlarını köylülerin mezra ve meralarında otlatırlar. Göç vakitlerinde aşiretler arasında ara sıra niza zuhur ederek kan dökülür.
Göçer Kürtler ekseriye mütevattın Kürtlerden daha zengindirler; servetleri dahi at ve deve ve ağnam ve çadır ve kilim ve halı ve esliha ve bunlara benzer eşya-ı sâireden ibarettir. Bunlar yün ve koyun satıp mukabilinde buğday ve havâiç-i saire alırlar. Kürt kadınları nefis kilim ve halı dokurlar. Göçer aşiretlerin bazıları zararsız iseler de diğerleri kötülükte meşhurdurlar. Aşiretlerin iyi yahut kötü halleri reislerinin hüsn ü sû'yu ahlakına menuttur. Kürt rüesâsının kendi kabileleri üzerine fevkelâde nüfus ve tesirleri vardır.
Göçer Kürtler yalınız ağnam rüsumunu ifa ederler, bu dahi ilkbaharda yaylaya çıktıkları zaman Decle geçitlerinden geçtikleri esnada tahsil olunur. Göçer Kürtler kura ile asker vermezler, lakin muharebe hengâmında müdâfaa-i memleket için asâkir-i muâvine verirler.
Halleri iktizâsından olarak mütevattın Kürtler hükûmete göçer Kürtler ziyade mutîdirler, lakin hükûmetin zaafı sebebinden mütevattın Kürtlerin dahi itaati her yerde bir derecede değildir. Diyarbekir ve Erzrum kariyelerinde sakin Kürtler kâmilen mutî olup kâffe-i vergileri ifa ettikleri gibi kura ile asker dahi verirler. Bohtan, Modki ve Dersim Kürtleri gibi bazı Kürtler dahi saik-i müstakil olup, hükûmet tarafından üzerlerine asker sevk olunmadıkça vergi vermezler ve şimdiye kadar nadiren asâkir-i nizamiye yahot muâvine vermişlerdir. Van gölünün şimal tarafında sakin olan Haydaranlı Kürtleri gibi bazı Kürtler dahi kura-ı askeriye ile mükellef değiller ise de vergi ve ağnam rüsumunu vererek muharebe vaktinde dahi asâkir-i muavine sıfatı ile hizmeti askeriyede bulunurlar.
Aşiret Olan ve Aşiret Olmayan Kürtler
Kürtlerin kısm-ı azemi aşiretdirler yani bir fırkaya yahut aşirete mensupturlar. Bu aşiretler birçok cihetle İskoçya'nın eski vakitteki dağlı kabilelerine müşâbihtirler; aşiret olmayanlar dahi İskoçya'nın ovalarında sakin olan eski ahaliye tatbik olunabilirler. Musul dahilinde Süleymaniye kazasında tekmil bir sene ikamet etmiş olan Mr. Riç{/Rich} nam bir İngiliz aşiret olmayan Kürtlerin ahâli-i aslîyyeden bulunduklarını, aşiret olan Kürtlerin ise sonradan gelip memlekete hükmetmiş olduklarını ve iki tayfanın lisan ve ahlak ve kıyafetleri arasında bazı farklar bulunduğunu ve aşiretler efrad-ı sâirlere kıyasen vücud ve akl ve zekyaca fâik olduklarını beyan etmiştir. Kürdistan'da ziyaret ettiğim ekser mahallerde bu farkları müşâhede edemedim ise de aşiret olan Kürtlerin diğerlerine nispeten fâik olduklarını ben dahi tasdik ederim.
Kürt milletinin sâir kısımlarına gelintikte derim ki bunlardan bazılarının aşiret olamayanlar ile müşâbehetleri vardır. Şüphe yoktur ki cümle göçer Kürtler ve mütevattın Kürtlerden hayvan beslemekle meşgul olanların ekserisi aşirettirler.
Bilakis, ziraatla meşgul olan Kürtlerin kısm-ı küllîsi ve hayvan beslemekle meşgul olan mütevattın Kürtlerin bazıları aşiret değildirler. Aşiret olmayan Kürtlere alelumum Hristiyan köylülere ıtlâk olunduğu üzere raya ismi verilir.
Mütâleade meşruheden anlaşıldığı üzre umum Kürtlerin göçer ve sârik ve katil oldukları iddiası doğru değildir. Bilakis Kürtlerin ekseriyeti mütevattın ve çobandırlar ve gerek mütevattın gerek göçer olan Kürtlerin çokları hayvan beslemekle geçinirler. Diğer taraftan dağlarda sakin olan Kürtlerin ahali-i mütîe-yi Müslime ve gayr-ı Müslimenin valini gasp ettikleri ve çok defa cezasız kaldıkları ve aşiretler beyninde vuku bulan münâzaaların ahâli-i sâireye malca ve canca büyük hasârat-ı mûcib oldukları dahi sahihtir. Kezâlık göçer Kürtler göç vakitlerinde uğradıkları kariyelerin ahalisine çok zarar verirler, bâhusus hudud-ı İranîyede sakin Celali ve Şekak Kürtleri ara sıra memâlik-i Osmaniyeye hücumla kariyelerin koyun ve sığırlarını gasp ettikten sonra İran toprağına avdet ederler.
***
1881 TARİHLİ METİN: "KÜRTLER 3 MÜTEVATTİN VE GÖÇER, ÇİFTÇİ VE ÇOBAN KÜRTLER" |
1881 TARİHLİ METİN: "KÜRTLER 3 MÜTEVATTİN VE GÖÇER, ÇİFTÇİ VE ÇOBAN KÜRTLER" |
1881 TARİHLİ METİN: "KÜRTLER 3 MÜTEVATTİN VE GÖÇER, ÇİFTÇİ VE ÇOBAN KÜRTLER" |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder